Yükleniyor

Sigara Bağımlılığına Dair Tehlikeli Mitler ve Gerçekler

Sigara Bağımlılığına Dair Tehlikeli Mitler ve Gerçekler

Her yıl 31 Mayıs Dünya Sağlık Örgütü’nün öncülüğünde “Dünya Tütünsüz Günü” olarak anılmaktadır. Bu gün sadece tütün ürünlerinin zararlarına değil, aynı zamanda bağımlılıkla ilgili yerleşmiş yanlış inanışlara da dikkat çekmek için önemli bir fırsat olmaktadır. Tütün bağımlılığını sürdüren şey çoğu zaman yalnızca nikotin değil, aynı zamanda bu bağımlılığı normalleştiren ve fark edilmeyen “mit”ler yani halk arasında doğru sanılan yanlışlardır.  “31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü” sigarayı bırakmak isteyen herkes için yeni bir başlangıcın sembolü olabilir. Bağımlılık bir irade sorunu değil, bir sağlık sorunudur. Her sağlık sorunu gibi doğru destekle ve bilgiyle tedavi edilebilir, bu gibi günler geride bırakmak için en doğru zaman olabilir. Memorial Antalya Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uzm. Dr. Fatma Arkaz tütün kullanımını destekleyen yaygın mitleri ve bunların bilimsel gerçeklerini anlattı.

İçindekiler

Sigara stresimi azaltır

Bu düşünce en yaygın ve en tehlikeli mitlerden biridir. Nikotin alındığında kısa süreli bir rahatlama hissi olur. Ancak bu rahatlama aslında nikotin yoksunluğunun geçici olarak giderilmesinden kaynaklanır. Kişi bir süre sigara içmediğinde huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik gibi belirtiler yaşar ve sigara içtiğinde bu belirtiler azalır. Yani sigaranın “rahatlatıcı” etkisi kişinin kendini daha iyi hissetmesini değil, yoksunluk krizinden kurtulmasıyla olur.

Uzun vadede nikotin beyindeki stres tepkilerini artırır, bedenin doğal stres yönetim sistemine zarar verir. Sigara içenlerde kortizol düzeylerinin yüksek seyrettiği, kaygı ve depresyon belirtilerinin daha sık görüldüğü araştırmalarla gösterilmiştir. Sigarayı bırakan bireylerde ise bir süre sonra anksiyete seviyelerinde belirgin bir düşüş görülmektedir.

Ben bağımlı değilim, sadece keyif için içiyorum

Nikotin çok kısa sürede bağımlılık yapan güçlü bir maddedir. Beynin ödül ve öğrenme sistemini etkileyerek “keyif için” içilen sigaraların çok kısa sürede bağımlılığa dönüşmesine neden olur. Sigara içenlerin çoğu bir noktada “sadece alışkanlık” diyerek bağımlılığı küçümser. Oysa içmediğinde huzursuzluk, sinirlilik ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler yaşanıyorsa bu açık bir yoksunluk belirtisidir.

Bağımlılık sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve davranışsal bir durumdur. Özellikle belirli durumlarla (çay-kahve içmek, mola vermek) sigara içmenin eşleşmesi, bu alışkanlığı daha da pekiştirir.

Sigarayı bırakırsam mutlaka kilo alırım

Sigarayı bıraktıktan sonra bazı bireylerde hafif bir kilo artışı olabilir, ancak bu durumun kaçınılmaz ve kalıcı olduğunu söylemek yanlıştır. Nikotin metabolizmayı hafifçe hızlandırır ve iştahı baskılayabilir, ancak bu etkiler çok sınırlıdır. Sigaranın yerini yemek yeme gibi başka bir davranışın alması esas sorunu oluşturan durumdur.

Sigarayı bırakma sürecinde bireylere doğru beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite desteği verildiğinde kilo kontrolü mümkün olur.

Sigarayı azaltmak da yeterli, tamamen bırakmak şart değil

Sigara sayısını azaltmak bazı kısa vadeli sağlık yararları sağlasa da, tamamen bırakmak kadar etkili değildir. Günde birkaç sigara bile kalp hastalığı ve inme riski açısından önemli derecede zararlıdır. Örneğin yapılan bir çalışmaya göre günde sadece 1 sigara içenlerde bile koroner kalp hastalığı riski %48, inme riski %25 oranında artmaktadır.

Ayrıca sigara azaltıldığında bile nikotin bağımlılığı sürdüğü için birey tekrar tam kullanıma geri dönebilir. Bu nedenle hedef azaltmak değil, tam bırakmak olmalıdır.

Elektronik sigara daha masum

Günümüzde giderek daha sık duyduğumuz bir cümledir. Elektronik sigaralar geleneksel sigaraya göre daha az zararlı olarak pazarlansa da, bu onların sağlıklı veya güvenli olduğu anlamına gelmez. Elektronik sigaralar da nikotin içerir ve bağımlılık yapar. Ayrıca bu cihazlarda kullanılan aroma vericiler ve kimyasalların uzun vadeli solunmasının akciğer sağlığı üzerindeki etkileri henüz tam olarak bilinmemektedir. Son yıllarda özellikle gençler arasında elektronik sigara kullanımının arttığı görülmekte ve bu durum bağımlılığın yaş sınırını düşürmekte, yeni bir tütün kuşağı yaratmaktadır.

Sigarayı bırakmak depresyon yapar

Sigarayı bırakma sürecinde bazı bireylerde kısa süreli duygudurum dalgalanmaları yaşanabilir, ancak uzun vadede sigarayı bırakmak depresyon ve anksiyete belirtilerinde azalma sağlar. Bu konuda yapılan çalışmalarda sigarayı bırakan bireylerde depresyon, anksiyete ve stres seviyeleri anlamlı ölçüde düşerken, yaşam doyumu ve pozitif duygudurum artış göstermiştir.

Bırakma süreci, doğru destekle yönetildiğinde, psikolojik sağlığı bozmaz, aksine güçlendirir. Sigarayı bırakan bireylerin zamanla stresle başa çıkmada daha etkili yöntemler geliştirdikleri, özgüvenlerinin arttığını ve psikolojik iyilik hallerinin güçlendiği gözlemlenmektedir.

Yayınlanma Tarihi: 30 Mayıs 2025

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al
Doktor Bul Doktor Bul Randevu Al Randevu Al Canlı Destek Canlı Destek