Yükleniyor

Soğuk Hava Astım Ataklarını Tetikliyor

Soğuk Hava Astım Ataklarını Tetikliyor

Dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası için kış ayları oldukça zor geçiyor. Çevresel faktörlerle tetiklenen astım hastalığına karşı önlemler almak ise hastalığın kronikleşmesini önlüyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanları, soğuk havada astım hastalığının etkileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

İçindekiler

Nüfusun %7’si astım

Solunum yollarının geçici kasılması şeklinde tanımlanan astım, Türkiye’de yaklaşık nüfusun %5-7’sini etkilemektedir. Astımın önde gelen belirtileri; efor sarf edince, yorulunca ortaya çıkan ya da tozlarla, kokularla ve sigara dumanıyla tetiklenen; nefes darlığı, bronş spazmına bağlı olarak öksürük, balgam, hırıltılı solunum ile göğüste sıkıntı hissidir.

En çok çevresel faktörler tetikliyor

Hastalığın nedenleri arasında genetik eğilim yer alsa da ev tozu akarları, hava kirliliği, polenler ve küf mantarı gibi alerjik özellikler taşıyan çevresel faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. Göbek çevresi yağlanması fazla olan kişilerde, mesleği gereği tozla, buharla iç içe olanlarda da astıma sıkça rastlanmaktadır. Annenin hamilelik sırasında sigara içmesinin, bebeğin astım riskini artırdığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır.

Soğuk havada burundan nefes alınmalı

Astım hastalığında kimi durumlar ve maddeler tetikleyici özellik taşır. Soğuk hava da bunlardan biridir. Isı düşmesi ile birlikte nefes alıp verme hızlanmakta ve bir süre sonra burundan alınan hava yeterli olmadığında, kişi ağızdan da nefes almak zorunda kalmaktadır. Oysa burnun fonksiyonu; havayı ısıtmak, nemlendirmek ve temizlemektir. Ağızdan alınan nefes ile soğuk hava doğrudan akciğerdeki alıcıları uyarır. Bu alıcılar da astımı tetikler. Soğuk hava ağızdan değil de burundan alındığında, damarların içinden geçerek ısınır. Bu nedenle astım hastalarının soğuk havalarda, ağız ve burnu içine alacak şekilde bir atkı ile dışarı çıkmaları, ağızdan nefes almak zorunda kaldıklarında da havayı bu sayede ısıtarak solumaları, atakları önleyici önlemlerden biridir.

Koruyucu ilaçlar atakları önleyebiliyor

Bazı astım hastalarının sürekli ilaç kullanması gerekirken, bazı hastalar için böyle bir gereklilik söz konusu değildir. Astımı kontrol altına almaya yönelik ilaçlara başlandığında, hastanın herhangi bir sorunu kalmadığını düşünerek bunları doktoruna danışmadan bırakması uygun değildir. Koruyucu ilaçların doktor kontrolünde ve belirlenen sürelerde alınması, atakların oluşmasını engellemeye ve astımın kronikleşmesini önlemeye yardımcı olmaktadır. Nefes açıcı ilaçlar ise anlık kullanım açısından önem taşımaktadır.

Kışın nefes açıcıları ilaçları yanınızda taşıyın

Astım hastalarının kış aylarında özellikle nefes açıcı ilaçları yanında taşıması gerekmektedir. Bir alışveriş merkezine girildiğinde ya da bir temizlik malzemesi kokusuyla karşılaşma durumunda sıkışma yaşanabilir. Soğuk havada egzersiz yapacak, işe giderken soğuk hava ile karşılaşacak, merdiven çıkacak kişiler 15-20 dakika önce kurtarıcı ilaçlarını kullanabilir. Bu ilaçlar astım atağını engellemeye yardımcı olabilmektedir. Stresten uzak durmak, hobi edinmek de astım hastalıktan korunmayı sağlar. Stres yönetimini öğrenmek de bağışıklık sistemini güçlendiren bir özelliktedir.

Önlem alın sağlıklı bir yaşam sürün

  • Dengeli ve düzenli beslenilmeli, sebze ve meyveler mevsiminde tüketilmelidir. Özellikle A, C, E vitamini ile selenyum ve antioksidandan zengin brokoli, maydanoz, roka gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler tercih edilebilir.
  • Bol sıvı tüketilmelidir. Su ile vücudun atık maddelerden temizlenir. Saf su tüketilemiyorsa bu eksiklik adaçayı, yeşil çay, ıhlamur gibi bitki çayları ya da çok açık siyah çayla takviye edilebilir.
  • Kalabalık ortamlar çok iyi havalandırılmalıdır.
  • Klimaların rutin kontrolleri yaptırılmalı, hava yoluyla bulaşan bakterilere karşı önlem alınmalıdır.
  • İyi bir uyku, rahat ve dinlenmiş bir vücuda; bu da güçlü bir bağışıklık sisteminin oluşmasına yardımcı olur.  Düzenli ve kaliteli uyku uyumaya çalışılmalıdır.
  • Çoğu enfeksiyon damlacık yoluyla bulaştığı için 8 saate kadar canlı kalabilen bu etkenlerden korunmak için el hijyenine özen gösterilmelidir. Eller sık sık yıkanmalı ve sıvı sabun kullanılmalıdır.
  • Hasta kişilerle temas en aza indirilmelidir.
  • Çevredeki kişilerle öpüşmekten ve sarılmaktan kaçınılmalıdır.

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 10 Mart 2021

Yayınlanma Tarihi: 9 Aralık 2015

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al