Yükleniyor

Tüp bebek (IVF) nedir? Tüp bebek tedavisi nasıl olur?

Tüp bebek (IVF) nedir? Tüp bebek tedavisi nasıl olur?

İletişime Geçin

Normal bir hamilelikte, erkek spermi bir kadının yumurtasına nüfuz eder ve yumurtalıklardan olgun bir yumurta salındığında yumurtlamadan sonra onu vücudunda döller. Döllenmiş yumurta daha sonra rahim duvarına yuvalanır. Yani cinsel ilişkinin ardından sperm ve oositin birleşmesi ile oluşan yeni hücre (zigot) anne adayının rahmine yerleşir. Burada bölünerek çoğalan zigot gelişerek fetüsün oluşumunu sağlar. Çocuk sahibi olmanın istendiği ancak doğal yollarla hamileliğin gerçekleşmediği koşullarda, tüp bebek tedavisiyle çözüm üretilebilmektedir. Tüp bebek yöntemi genellikle 1 yıldan fazla bir sürede korunmasız birlikteliğe rağmen gebelik durumunun gerçekleşmemesi sonucunda tercih edilen bir yöntemdir. Tüp bebek tedavisi yumurtalıkların döllenmesine göre klasik tüp bebek (IVF) ya da mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemleriyle uygulanır.

İçindekiler

https://www.youtube.com/embed/rdwUkzyBPqE

Tüp bebek nedir?

Klasik tüp bebek yöntemi (IVF) sırasında olgun yumurtalar yumurtalıklardan alınır ve bir laboratuvarda sperm tarafından döllenir. Daha sonra döllenmiş yumurta (embriyo) veya yumurtalar (embriyolar) rahme aktarılır. IVF döngüsü yaklaşık üç hafta sürer. Bazen bu adımlar farklı bölümlere ayrılır ve süreç daha da uzun sürebilir. Mikroenjeksiyon (ICSI) tekniği uygulanırken ise baba adayından alınan tek bir sperm hücresi, anne adayından elde edilen yumurta hücresi içerisine mikroskop altında ince bir iğneyle yerleştirilir ve böylece döllenme oluşması sağlanır. Özellikle erkek kaynaklı infertilitede (kısırlık) mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenme ve gebelik elde etme şansı artmaktadır.

Doğurganlıkla ilgili çeşitli problemleri bulunan bireylerin çocuk sahibi olmasını sağlayan yöntemlerden biri olan 1970’li yılların sonlarından beri uygulanan tüp bebek yöntemi (IVF) yardımcı üreme teknolojisinin en etkili şeklidir.

25 Temmuz 1978'de ilk ‘tüp bebek’ Louise Brown doğarken, tüp bebek yöntemi üzerinde işbirliği yapan Robert Edwards ve Patrick Steptoe, IVF'nin öncüleri olarak kabul edilir. Kadınların doğal yollarla gebe kalamaması durumunda uygulanan tüp bebek tedavisi aşılama başta olmak üzere pek çok yöntemi içermektedir.

Aşama aşama tüp bebek (IVF) süreci

Tüp bebek tedavisi en genel tanımıyla kadından alınan yumurta hücrelerinin ve erkekten alınan sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında döllenmesini ve döllenen embriyonun da kadının rahim içine yerleştirilmesini içerir. 1978'deki ilk başarılı tüp bebek girişimden bu yana, tüp bebek yönteminde çok fazla ilerleme kaydedildi.

Aşama 1: Hormon tedavisi ile uyarılan yumurta üretimi

Normalde kadınlarda ayda bir yumurta büyür, olgunlaşır ve çatlar. IVF işlemlerinde tek yumurta alınırsa yumurta döllenmeyebilir veya döllendikten sonra sağlıklı bir embriyo gelişmeyebilir. Bu nedenle IVF‘de yumurtalık uyarıcı ilaçlar kullanılarak çok sayıda yumurta elde edilmeye çalışılır. Adetin 2. günü yapılan vajinal ultrasonografi ve kandan bakılan hormon sonuçlarına göre tedaviye başlanır. Tedaviye başlarken ilaç dozları kişinin vücut kitle indeksine (kg/m2), yumurtalık rezervine daha önce IVF yapılmışsa önceki tedavilerde kullanılan ilaç dozlarına ve toplanan yumurta sayılarına göre belirlenir. İlaç dozları ve tedavi protokolleri her hasta için özel olarak belirlenir ve bireyselleştirilmiş tedavi protokolleri uygulanır.

Aşağıdakiler gibi birkaç farklı ilaca ihtiyaç olabilir:

Yumurtalık uyarımı için kullanılan ilaçlar: Yumurtalıkları uyarmak için, bir folikül uyarıcı hormon (FSH), bir luteinize edici hormon (LH) veya her ikisinin bir kombinasyonunu içeren enjekte edilebilir bir ilaç alınabilir. Bu ilaçlar bir seferde birden fazla yumurtanın gelişmesini sağlar.

Oosit olgunlaşması için kullanılan ilaçlar: Foliküller yumurta alımı için hazır olduğunda yumurtaların olgunlaşmasına yardımcı olması için (HCG) veya diğer ilaçlar alınır.

Erken yumurtlamayı önlemek için kullanılan ilaçlar: Bu ilaçlar vücudun gelişen yumurtaları çok erken bırakmasını engeller.

Rahmin iç yüzeyini hazırlamak için kullanılan ilaçlar: Yumurtanın alındığı gün veya embriyo transferi sırasında doktorunuz, rahminizin iç yüzeyini implantasyona daha açık hale getirmek için progesteron takviyeleri almaya başlamanızı tavsiye edebilir.

Yumurtalıkların uyarılması işlemi kişisel farklılıklar göstermekle beraber yaklaşık 10-12 gün sürmektedir bu süre içerisinde 2- 3 günlük aralıklarla vajinal ultrasonografi yapılarak yumurtalıklardaki folliküllerin gelişimi izlenir ayrıca ilaçlara yanıtı ölçmek için kanda hormon düzeylerine bakılır. Yumurtalıklardaki folliküller belli bir boyuta ulaşınca yumurtaların olgunlaşmasını sağlayan rhCG veya GnRH analoğu yapılır. Bu iğnenin mutlaka doğru zamanda ve doğru şekilde yapılması çok önemlidir. Söz konusu iğne doğru zamanda ve doğru şekilde yapılmadığı takdirde yumurta yeterli olgunluğa erişemez ve işlem başarısızlıkla sonuçlanabilir. Yapılan bu son iğneden yaklaşık 36 saat sonra yumurta toplama işlemine geçilir.

Aşama 2: Yumurtalıktan alınan yumurtalar

Anne adayına, yumurta alımı sırasında ağrı veya başka rahatsızlıklar hissetmemesi için hafif bir yatıştırıcı veya anestezik verilir. Doktor, üzerine ince içi boş bir iğne takılmış bir ultrason vajinal prob kullanarak kadının yumurtalıklarından yumurta aspire eder. Bu işlem, yaklaşık 12-30 dakika sürer. Bu numuneler zaman kaybedilmeden laboratuvara gönderilir. Yumurtalıklara transvajinal ultrasonla erişilemiyorsa, iğneyi yönlendirmek için bir abdominal ultrason kullanılabilir. Yumurtalar, bir emme cihazına bağlanan bir iğne ile foliküllerden çıkarılır. Anne adayları yumurta alımından sonra kramp ve tokluk veya baskı hissi yaşayabilir.

Aşama 3: Sperm alınması

Yumurta toplama ile aynı gün, baba adayından sperm örneği istenir. Mastürbasyon ile sağlanan sperm derhal laboratuvara gönderilir. Meni içeriğinde sperm olmayan baba adaylarından ise cerrahi yolla yumurtalıklardan sperm alınabilir. Sperm, laboratuvarda meni sıvısından ayrılır.

Aşama 4: Döllenmenin sağlanması için yumurta ve sperm birleştirilir

Klasik tüp bebek tedavisinde (IVF) sperm ve yumurtalar bir petri kabında karıştırılır ve ardından laboratuvarda hazırlanan kültür ortamında bir araya getirilerek döllenmeleri beklenir. Bu dönemde, doktorunuz döllenme belirtilerini kontrol eder ve embriyoların büyümesini izler. Mikroenjeksiyon tekniğinin (ICSI) kullanıldığı durumlarda ise sperm, yumurtanın içine enjekte edilir. ICSI, genellikle sperm (semen) kalitesi veya sayısında bir sorun olduğunda, önceki IVF döngüleri sırasında fertilizasyon girişimleri başarısız olduğunda uygulanır.

Aşama 5: Döllenmiş yumurtalar anne rahmine yerleştirilir

Döllenme gerçekleştikten sonra, embriyo gelişimi takip edilerek uygun olan günde transfer işlemi gerçekleştirilir. Ancak transfer günleri, tüp bebek merkezlerinin stratejilerine, çiftin elde edilen yumurta sayısına, gelişmekte olan embriyo kalitesine göre değişim göstermektedir. Transfer edilecek embriyo sayısı kadın yaşı ve daha önce uygulanan başarısız tüp bebek denemeleri göz önüne alınarak, gelişen embriyoların kalitesi ve dönemine göre seçilir. Embriyo transferinin yapılacağı gün ince bir kateter yardımı ile kadının rahmine embriyo transfer edilir. Rahim zarını güçlendirmek ve desteklemek ve implantasyon olasılığını artırmak için, günlük progesteron veya HCG uygulaması önerilir. Çoğu kadın, hormon enjeksiyonlarında minimum ağrı ve rahatsızlık hissedebilir. Transferden sonra yarım saatlik dinlenme yeterlidir. Zira yarım saatten daha uzun yatak istirahatinin gebelik şansını artırıcı bir etkisi olmadığı saptanmıştır.

Embriyo transferi sonrası tipik yan etkiler şunları içerir:

  • İşlemden kısa bir süre sonra az miktarda berrak veya kanlı sıvının gelmesi. (Embriyo transferinden önce serviksin sürüntülenmesi nedeniyle)
  • Yüksek östrojen seviyelerine bağlı meme hassasiyeti
  • Hafif şişkinlik hissi
  • Hafif derecede kramp
  • Kabızlık
  • Adet ağrısına benzer bel ve kasık ağrısı

Anne adayları gebelik testine kadar cinsel ilişkide bulunmamalı, sigara kullanmamalı, doktora danışmadan herhangi bir ilaç kullanmamalıdır. (Ağrı kesiciler mecbur kalınmadıkça kullanılmamalıdır.) Anne adayları bu süreçte; yemek yapabilir, merdiven inip çıkabilir, yürüyüş yapabilir. Ancak embriyo transferinden sonra gebelik testi sonucunu alana kadar spor, ağır iş, ağır yük kaldırma gibi aktivitelerde bulunulmamalıdır.

Öte yandan anne adayları tuvalete çıkabilir, banyo yapabilir. Taharetlenme yapılırken haznenin içi yıkanmamalıdır. Zira bu işlem vajen kanalının normal fizyolojik ortamında değişikliğe neden olacağından enfeksiyonlara sebebiyet vermektedir.

Not: Embriyo transferinden sonra orta veya şiddetli ağrı hissederseniz, doktorunuza danışmalısınız. Doktorunuz; enfeksiyon, yumurtalık bükülmesi (yumurtalık torsiyonu) ve şiddetli yumurtalık hiperstimülasyon sendromu gibi komplikasyonlar açısından değerlendirmede bulunacaktır.

Aşama 6: Gebelik testi yapılır

Embriyo transferinin üzerinden ortalama iki hafta geçmesinin ardından hamileliğin oluşup oluşmadığının saptanması amacıyla gebelik testi uygulanır. Yapılan test neticesinde sonuçların pozitif çıkması durumunda gebelik kesesinin durumunun görülmesi için yaklaşık 10 gün sonra ultrason kontrolü yapılmaktadır.

Tüp bebek (IVF) tedavisi hangi durumlarda tercih edilir?

Tüp Bebek Tedavisi ihtiyacının arkasındaki nedenlerden bazıları şu şekildedir:

  • Fallop tüpü hasarı veya tıkanması: Fallop tüpünün hasar görmesi veya tıkanması, bir yumurtanın döllenmesini veya bir embriyonun uterusa gitmesini zorlaştırır.
  • Yumurtlama bozuklukları: Düşük yumurtalık rezervi Anovulasyon, infertilite nedenlerinin %5-25’ini oluşturur. Bir kadında yumurtlamanın olup olmadığı ultrasonografi (USG) ile yumurtlama takibi yapılarak veya serumda progesteron hormon düzeylerine (adetin 19. 21. ve 23. günlerinde) bakılarak tespit edilebilmektedir. USG de yumurtanın büyümediği veya tekrarlayan progesteron ölçümlerinin 3 mg/ml’nin altında olması yumurtlamanın olmadığını gösterir.
  • Endometriozis: Endometriozis, uterus dokusu uterusun dışına yerleşip büyüdüğünde ortaya çıkar - genellikle yumurtalıkların, uterusun ve fallop tüplerinin işlevini etkiler.
  • Rahim fibroidleri: Myomlar rahim duvarındaki iyi huylu tümörlerdir ve 30'lu ve 40'lı yaşlarındaki kadınlarda yaygındır. Myomlar döllenmiş yumurtanın implantasyonuna engel olabilir.
  • Önceki tüp sterilizasyonu veya çıkarılması: Tüp ligasyonu (fallop tüplerinin gebeliği kalıcı olarak önlemek için kesildiği veya bloke edildiği bir tür sterilizasyon) geçirdiyseniz ve gebe kalmak istiyorsanız, IVF tüp ligasyonu bu durumu tersine çevirmeye bir alternatif olabilir.
  • Bozulmuş sperm üretimi veya işlevi: Ortalamanın altında sperm konsantrasyonu, spermin zayıf hareketi (zayıf hareketlilik), servikal mukusa nüfus edememesi, hayatta kalamaması veya sperm boyutunda ve şeklindeki anormallikler.
  • Açıklanamayan kısırlık: Açıklanamayan kısırlık, ortak nedenler için değerlendirmeye rağmen kısırlığın hiçbir nedeninin bulunmadığı anlamına gelir.
  • Genetik bir bozukluk: Anne ve baba adaylarının genetik bozukluğu çocuklarına geçirme riski var ise preimplantasyon genetik testleri için başvuruda bulunabilir. Tüp bebek tedavisinde yumurtalar toplandıktan ve döllendikten sonra, bazı genetik problemler için taranır; ancak tüm genetik problemler bulunamaz. Tanımlanmış genetik bozukluklar içermeyen embriyolar rahme transfer edilebilir. Preimplantasyon genetik tanı (PGT), çocuklarına ciddi bir genetik hastalık geçirme riski taşıyan çiftlere önerilen bir tanı yöntemidir. Kistik fibrosis, talasemi gibi bazı genetik hastalıkları taşıyan çiftlerin embriyolarında PGT sayesinde gebelik gerçekleşmeden, gebeliğin sonlandırılmasına gerek kalmadan hastalık teşhis edilip o embriyo bu şekilde elenebilir. Preimplantasyon genetik tanı, sadece bu tür genetik hastalık riskleri olan çiftler için değil, aynı zamanda yapısal kromozom bozukluklarının (Örneğin translokasyon, inversiyon vb.) neden olduğu tekrarlayan düşükler nedeniyle sağlıklı bir gebelik oluşturamayan çiftler için de alternatif bir yol sunmaktadır.
  • Kanser veya diğer sağlık koşulları için doğurganlığın korunması: Doğurganlığa zarar verebilecek radyoterapi veya kemoterapi gibi kanser tedavisine başlanmak üzereyse doğurganlığın korunması için tüp bebek yöntemi (IVF) bu durumda iyi bir seçenek olabilir. Zira tüp bebek yöntemiyle birlikte kadınlar yumurtalıklarından yumurta toplayabilir ve daha sonra kullanmak üzere döllenmemiş durumda dondurulabilir. Diğer bir seçenek olarak da yumurtalar döllenebilir ve ileride kullanılmak üzere embriyo olarak dondurulabilir.

Tüp bebek (IVF) tedavisinde başarı hangi faktörlere bağlıdır?

Anne adayının yaşı: Anne adayı ne kadar gençse tüp bebek yönteminde hamile kalma ve kendi yumurtalarını kullanarak sağlıklı bir bebek doğurma olasılığı o kadar artar.

Embriyo durumu: Tüm embriyolar gelişim sürecinde hayatta kalamaz. Embriyo kalitesinde belirtilen parametreler yönünden erken evrede gözlenen düşüş ileri evre gelişimin durmasına veya gelişimin kötü devam etmesine yol açar.

Daha önce doğum yapma: Daha önce doğum yapmış kadınların, hiç doğum yapmamış anne adaylarına göre IVF kullanarak hamile kalma olasılığı daha yüksektir.

Kısırlık nedeni: Normal bir yumurta kaynağına sahip olmak, IVF kullanarak hamile kalma şansınızı artırır. Şiddetli endometriozisi olan kadınların, açıklanamayan kısırlığı olan kadınlara göre IVF kullanarak hamile kalma olasılığı daha düşüktür

Yaşam tarzı: Sigara içen anne adayları, Tüp bebek tedavisi (IVF) sırasında daha az yumurta alır ve daha sık düşük yapabilir. Sigara içmek, bir kadının IVF kullanarak gebe kalma olasılığını % 50 azaltabilir. Obezite de hamile kalma ve bebek sahibi olma şansını azaltabilir. Tüm bunlarla birlikte alkol kullanımı, aşırı tüketimi ve bazı ilaçların kullanımının da tüp bebek tedavisine olumsuz etkisi olabilir.

Tüp bebek (IVF) tedavisi riskleri nelerdir?

Tüp bebek (IVF) tedavisinin her aşamasında küçük ihtimaller de olsa bazı riskler ve yan etkiler vardır. Uygulanan ilaçların yan etkileri tolere edilebilecek düzeydedir ve geçicidir. Tüp bebek tedavisi riskleri şunları içerir:

Çoklu (çoğul) gebelik: Tüp bebek tedavisiyle (IVF), rahminize birden fazla embriyo transfer edilirse bu durum çoklu gebelik riskini artırır. Nitekim ortalama her dört başarılı tüp bebek denemesinin birinde çoklu gebelik görülmektedir. Birden fazla fetüsü olan bir gebelik, tek bir fetüse sahip olan gebelikten daha fazla erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riski taşır.

Erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riski: Yapılan bilimsel araştırmalar, IVF'nin bebeğin erken doğma veya düşük doğum ağırlıklı doğma riskini az miktarda artırdığını göstermektedir.

Yumurtalık hiperstimülasyon sendromu: Bu durum, tüp bebek yönteminde yumurta gelişimini tetiklemek için folikül uyarıcı hormon (FSH) tedavisi yapılan anne adaylarında meydana gelmektedir. Bazı anne adayları verilen ilaç ve doza aşırı derecede tepki verebilirler. Nitekim iki hafta içerisinde bazı yan etkiler meydana gelebilir. Bu durum "Yumurtalık Hiperstimulasyon Sendromu" (Ovarian hiperstimulasyon sendromu-OHSS) olarak adlandırılmaktadır. Semptomlar tipik olarak bir hafta sürer. Semptomlar arasında hafif karın ağrısı, şişkinlik, bulantı, kusma ve ishal bulunur. Hamile kalan anne adaylarında ise bu belirtiler birkaç hafta sürebilir. Nadiren hızlı kilo almaya ve nefes darlığına da neden olabilen daha şiddetli bir yumurtalık hiperstimülasyon sendromu sorunu ortaya çıkabilmektedir. Ancak günümüzde embriyoların doldurulması ve yeni gelişen çatlatıcı iğneler sayesinde bu bulgular bertaraf edilebilmektedir.

Düşük riski: Tüp bebek yöntemi ile gerçekleşen gebelikler artık normal yolla oluşan gebelikler gibi takip edilmektedir. Sadece çoğul gebelik olmuşsa bu durum bir risk olarak düşünülebilir. Bunun dışında genel bir bilgi olarak infertil çiftlerde, toplumun diğer bireyleri ile karşılaştırıldığında genetik anomali görülme riski daha yüksektir. Bu nedenle bu çiftlerin elde edecekleri gebeliklerde genetik problem ve tabii ki düşük riski hangi yolla elde edilmiş olursa olsun göreceli olarak daha yüksek olacaktır.

Yumurta toplama prosedürü komplikasyonları: Yumurta toplamak için aspirasyon iğnesinin kullanılması kanamaya, enfeksiyona veya bağırsakta, mesanede veya bir kan damarında hasara neden olabilir. Ayrıca riskler kullanıldığı takdirde sedasyon ve genel anestezi ile ilişkilidir.

Ektopik gebelik (Dış gebelik): Tüp bebek tedavisi uygulanan anne adaylarının yaklaşık yüzde 2 ila yüzde 5’i ektopik gebelik yaşayacaktır. Döllenmiş yumurta rahim dışına, genellikle bir fallop tüpüne implante olduğunda döllenmiş yumurta rahim dışında yaşayamaz ve gebeliğe devam etmenin bir yolu kalmaz. Erken evrede ultrasonografi yöntemi ve kan testleriyle teşhis edilebilen dış gebelik medikal yöntemler ya da cerrahi operasyonlarla tedavi edilebilmektedir.

Doğum kusurları: Annenin yaşı, doğum kusurlarının gelişiminde birincil risk faktörüdür. IVF yöntemiyle gebe kalan bebeklerin belirli doğum kusurları riskinin artmış olup olmadığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Kanser: Önceleri yapılan bazı çalışmalarda yumurta büyümesini teşvik etmek için kullanılan belirli ilaçlar ile yumurtalık tümörünün gelişimi arasında bir bağlantı olabileceğini öne sürülse de, yapılan son bilimsel araştırmalar söz konusu bulguları desteklemiyor. Öte yandan tüp bebek tedavisi sonrası meme, endometriyal, rahim ağzı veya yumurtalık kanseri riskinin önemli ölçüde arttığı görülmemektedir.

Stres: Tüp bebek yöntemi finansal, fiziksel ve duygusal olarak yorucu olabilir.

https://www.youtube.com/embed/H98cPl1vYdQ

Tüp bebek (IVF) tedavisi ile ilgili sık sorulan sorular

İnfertilite (kısırlık) nedir?

En az 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi uygulanmaksızın düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilmemesi infertilite yani kısırlık olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca yine bu tanım içine bir gebeliğin sonuna kadar gidemediği çiftler de girmektedir.

Tüp bebek & Mikroenjeksiyon nedir? Farkları nelerdir?

Laboratuvar ortamında sperm hücresi ile yumurta hücresinin bir araya getirilerek döllenmenin gerçekleşmesi işlemine “tüp bebek yöntemi” adı verilmektedir. Mikroenjeksiyon tekniği uygulanırken, baba adayından alınan tek bir sperm hücresi, anne adayından elde edilen yumurta hücresi içerisine mikroskop altında ince bir iğneyle yerleştirilir ve böylece döllenme oluşması sağlanır. Bu nedenle özellikle erkek kaynaklı infertilitede mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenme ve gebelik elde etme şansı artmaktadır.

Kadınların doğurganlığını etkileyen faktörler nelerdir?

Genetik, evlenme ve anne olma yaşının büyümesi, adetlerin düzenli olup olmadığı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, aşırı kilo ve insülin direnci varlığı, sigara-alkol-aşırı kafein tüketimi ve stres doğurganlığı etkileyen faktörler olarak sayılabilir.

Tüp bebek tedavisi sonucunda kadınların yumurta rezervi tükenir mi?

Hayır, bir kız çocuğu anne karnından belirli bir yumurta rezervi ile doğar. Ergenlik dönemine kadar bu rezervin bir bölümü kaybedilir, daha sonra buluğ çağından itibaren her ay yumurtalıklar adet başlamadan önceki hafta içinde bir sonraki dönemde büyüyecek yumurtaları seçer ve yola çıkarır. Bunlardan sadece 1 veya 2 tanesi gelişip çatlayarak gebelik oluşumu için uygun zemini hazırlar. Gebelik oluşmaz ise bir sonraki dönemde tekrar aynı döngü başlar. Tüp bebek tedavisinde elde edilen yumurtalar o ay için hazırlanan yumurtalardır, bir sonraki ay tekrar yumurta rezervinden yeni yumurtalar gelişecektir.

Tüp bebek tedavisi olan kadınlar erken yaşta menopoza girer mi?

Hayır, kadınlar belirli bir yumurta rezervi ile doğar. Tüp bebek tedavisi olan kadınlarda o ay yumurtalıkta bulunan yumurtalar geliştirilerek alınır. Kadın tüp bebek tedavisi olsun veya olmasın genetik olarak belirlenen zamanda menopoza girecektir.

Gelişen her yumurta döllenir mi?

Hayır, yumurta gelişimi için ilaçlar başlandığında yumurtaları hepsi aynı gelişim hızını göstermez. Ayrıca yumurta toplama ve mikroenjeksiyon sonrasında da döllenme ve bölünme gelişimleri de birbirinin aynı gitmez. Hatta kimisi hiçbir gelişme göstermeyebilir ya da gelişimin herhangi bir aşamasında durabilir. Şu ana kadar yapılan çalışmalar embriyoların bu gelişim farklılıklarının altındaki en önemli faktörün yumurta-sperm ve doğal olarak da embriyonun genetik yapısı ile ilgili olabileceğini göstermiştir. 

Tüp bebek (IVF) tedavisi için yaş sınırı var mıdır? Yaş gebelik şansını etkiler mi?

Yumurtası olan her kadın tüp bebek tedavisi olabilir. 40 yaşından sonra gebelik, gebeliğin devamı ve eve bebek götürme oranları azalmaktadır. 45 yaşından sonra ise yumurta olsa bile gebelik oranları %1 - %5 civarındadır. Yaş ilerledikçe gebelik şansı azalmaktadır.

Tüplerin tıkalı olması gebe kalmaya engel olur mu? Tüplerdeki tıkanıklık tüp bebek başarısını azaltır mı?

Tüplerdeki tıkanıklık normal gebelik sürecini olumsuz etkiler. Çünkü normal yolla gebelikte yumurta ve spermin buluşması, embriyonun ilk 5 günlük hayatı ve sonrasında rahim içine iletimi, kadının tüplerinde gerçekleşir. Tüp bebek tedavisinde döllenme işlemi dışarıda gerçekleştiği için gebelik şansını tüplerin tıkalı olması değiştirmez. Ancak bazı durumlarda tüplerde biriken sıvı nedeniyle embriyonun tutunma olasılığı azalır ve LS ile tüpün veya tüplerin kapatılması ya da alınması gerekebilir. Böyle bir durumda doktorunuz size ayrıntılı bilgi verecektir.

Miyomların olması gebelik şansını azaltır mı?

Rahim iç boşluğuna uzanan miyomlar embriyonun yerleşmesine, gelişimine engel olabilir ya da düşüğe- erken doğuma neden olabilir. Eğer embriyo miyomun yer aldığı bölgeye ya da yakınına yerleşirse kanlanma bozulabileceği için düşüklere neden olabilir. Yine gebeliğin ileri dönemlerine ulaşıldığında miyomlar dejenere olarak ya da kendi etrafında dönerek ağrıya, bazen de erken doğuma neden olabilir. Rahim içinde miyom varlığını gösteren en basit test Histerosalpingografi adı verilen rahim filmidir. Daha ileri inceleme ise Histeroskopi denilen ve rahim içine optik bir aletle girerek inceleme yapılmasını sağlayan küçük bir operasyondur.

Miyomların varlığı yumurta rezervini azaltır mı?

Hayır, miyom varlığı yumurta rezervini azaltmaz. Yumurtalıklar ile miyomun bulunduğu yer birbirinden ayrıdır. Miyomlar rahimde bulunur, eğer gebelik isteniyorsa ve miyom var ise uzman bir hekim muayenesi sonrası miyomun gebeliğe engel olup olmayabileceği konusunda hasta bilgilendirilebilir, gerekirse cerrahi müdahale dahil tedavi seçenekleri gündeme getirilir.

Kullanılan hormon ilaçları kanser riskini artırır mı?

Hayır, tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların kanser riskini arttırdığına dair bir kanıt yoktur. Bu konuda birçok araştırma yapılmıştır ve bu ilaçlarla yumurtalık, rahim ve meme kanseri arasında direkt bir ilişki gösterilmemiştir.

Kullanılan hormon ilaçları kilo yapar mı?

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar vücutta ödem, iştah açılması nedeni ile bir miktar kilo alınmasına neden olabilmektedir. Bu ilaçlar vücutta normal hormonal etkiler oluşturabilecek düzeyde oldukları için, kilo alma ile ilgili yan etkileri görülebilir. Bu ilaçlar, daha sonra verilemeyecek seviyede bir kilo alımına sebep olmamaktadır. Bir de bu dönemin hastaya yüklediği psikolojik durum nedeni ile depresyon benzeri davranışlar ve sonucunda yeme içme alışkanlıklarında değişiklikler ve kilo değişimleri görülebilir.

Kullanılan hormon ilaçlarının yan etkisi var mıdır?

İğnelerin vuruldukları bölgelerde kadınlarda hassasiyet durumuna bağlı olarak; kaşıntı, hafif ağrı, yanma ve tahriş, ayrıca enjeksiyon yerinde çürük benzeri morluk gibi şikayetler olabilir. Tüp bebek tedavisi sırasında göğüslerde hassasiyet, sıcak basması, aşırı duygusallık gibi durumlar ve kasık ağrısı- şişkinlik, kabızlık, sık idrara çıkma da gözlemlenmektedir.

Tüp bebek tedavisi süresinde saç boyatılabilir mi?

Saç boyaları tehlikeli derecede zehirli değildir, bu nedenle tüp bebek tedavisi sırasında ve hamile iken saçınıza boya uygulanabilir. Boyama işlemi sırasında az miktarda saç boyası cildinize girebilir. Bu küçük bir miktardır, bu nedenle kimyasalın bebeğinizin gelişmekte olan vücudu üzerinde herhangi bir zararlı etkisi yoktur. Gebelikte sadece organik bazlı, amonyak içermeyen saç boyaları tercih edilmelidir.

İşe ne zaman dönebilirim?

Tüp bebek tedavisi sonrası istirahat önerilmemektedir. Embriyo transferi yapıldıktan sonra ertesi gün işe dönebilirsiniz. İstirahate etmek gebelik oranını artırmamaktadır.

Embriyo transferi sonrası ve tedavi sırasında araba ve uçak yolculuğu yapılmasının sakıncası var mıdır?

Hayır, tedaviniz sonrası araç ve uçak yolculuğu yapmanızın bir sakıncası yoktur.

Bir denemede en fazla kaç embriyo transferi yapılabilir?

Hastalara transfer edilecek embriyo sayıları Sağlık Bakanlığı tarafından çoğul gebelikleri önlemek amaçlı kısıtlanmaktadır. 35 yaş üzeri kadınlarda maksimum 2, 35 yaşın altında 1 transfer yapılması gerekmektedir. 35 yaş altında ilk 2 kez başarısız deneme sonrası da 2 transfere izin verilmektedir.

Artan embriyolara ne oluyor?

Artan embriyolar çiftlerin onamları alınarak dondurulabilmektedir. Tüp bebek tedavisi sonrası olası negatif sonuç alındığında veya daha sonrasında 2.çocuk istemi olursa dondurulmuş embriyolar çözülerek kullanılabilmektedir. Donmuş embriyoların transferi ile ilk yapılan transfer arasında gebelik oranlarında bir fark yoktur.

Çiftlerde sorun olmadığı ve gebelik elde edilemediği durumlarda nasıl bir yol izlenir?

Açıklanamayan infertilitede çiftlere ait belirgin bir sebep olmamasına rağmen gebelik oluşmamaktadır. Tüp bebek tedavisinde en yüksek oranda gebelik elde edilen hasta grubudur. Bazen sorunun ne olduğu tedavi sırasında ortaya çıkmaktadır. Kalitesiz yumurta, döllenme problemleri ancak yumurtalar toplanıp mikroenjeksiyon işlemi sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilmektedir.

Tüp bebek tedavisi uzun sürer mi?

Adetin 2.veya 3.günü başlanan tedavi yaklaşık 16 - 17 gün sonra bitmektedir. Embriyo transferi sonrası 10-12 gün beklenerek kanda gebelik testi bakılır.

Tüp bebek ile gebe kaldıktan sonra düşük riski normal gebeliğe göre daha fazla mıdır?

Tüp bebek yöntemi ile gerçekleşen gebelikler artık normal yolla oluşan gebelikler gibi takip edilmektedir. Sadece çoğul gebelik olmuşsa bu durum bir risk olarak düşünülebilir. Bunun dışında genel bir bilgi olarak infertil çiftlerde, toplumun diğer bireyleri ile karşılaştırıldığında genetik anomali görülme riski daha yüksektir. Bu nedenle bu çiftlerin elde edecekleri gebeliklerde genetik problem ve tabii ki düşük riski hangi yolla elde edilmiş olursa olsun göreceli olarak daha yüksek olacaktır.

Tüp bebek tedavisinde nelere dikkat edilmelidir?

Tüp bebek tedavi süreci kararı alındığı anda aslında tedavi başlamış demektir. Hastanın mutlaka tedavi sürecine kendini psikolojik olarak hazırlaması gerekir.  Stresi azaltmak için bazı aktivitelerde bulunmak, düzenli egzersiz ve doğa yürüyüşleri yapmak, doğru beslenmek, zihinsel ve fiziksel hazır olmak tedavide başarı şansını artıran etkenlerdir. Bu süreçte baba adayına da büyük görev düşmektedir. Anne adayı ile arasındaki iletişimi her zamankinden daha sıkı tutmalı, ona her konuda destek olmalıdır. Tedavi sürecinin olumsuz sonuçlanacağı endişesi bir kenara bırakılmalı, şayet çeşitli nedenlerle olumsuz sonuçlanırsa bile 3 ay sonra tekrar denenebileceği unutulmamalıdır. Tüp bebek tedavi yöntemini doğal bir gebelik süreci olarak kabul etmek gerekir. Çünkü bu yöntemle gebe kalanlar kadınlar da normal bir hamilelik dönemi geçirmektedir. Çiftin kendi sperm ve yumurtaları ile gerçekleştirilmektedir ve dünyaya gelen bebek de diğer bebeklerden farksızdır. Beslenmeye dikkat etmek tüp bebek tedavi sürecini olumlu etkilemektedir. Doktorun beslenme konusunda önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır. Bunun yanı sıra uzman bir diyetisyen ile görüşülüp detaylı bir beslenme planı yapılabilir. Mümkün olduğu kadar da fastfood ve abur cubur olarak adlandırılan besinler yerine daha taze, organik besinler tüketilebilir. Ayrıca sıvı tüketimi de oldukça önemlidir. Kola, çay, maden suyu gibi içecekler sıvı ihtiyacını karşılar diye düşünülmemeli, günde en az 2 litre su tüketilmelidir. Balık tüketiminin de hastaya tedavi sürecinde fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.

Embriyo transfer sonrası istirahat edilmeli mi?

Embriyo transferi sonrası yoğun bir istirahat önerilmez. İstirahat etmenin gebelik oranını artırdığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Embriyo transferi sonrası 20 dakika istirahat edilerek normal günlük işlere dönülebilir. Cinsel ilişki ve yüksek efor gerektiren işlerin yapılmasında kısıtlama getirilmesi uygun olacaktır.

Tüp bebek tedavisi ile cinsiyet seçimi yapılır mı?

Evet, normalde tüp bebek tedavisi sonrası yapılan genetik inceleme ile cinsiyet seçimi yapılabilir. Ancak Türkiye’de yasal olarak cinsiyet seçimi yapmak Tüp Bebek Yönetmeliği’nde belirtildiği üzere yasaktır. Bu nedenle cinsiyet seçimi amacıyla genetik inceleme yapılmamaktadır. Ülkemizde cinsiyet seçimi ancak cinsiyet kromozomu ile taşınan genetik hastalıkların varlığında yapılabilir.

Tüp bebek uygulamaları ile elde edilen gebeliklerden doğan bebeklerle, normal doğan bebekler arasında fark var mı?

Hayır, normal yolla elde edilen gebelik ile tüp bebek uygulaması sonrası elde edilen gebelik arasında herhangi bir fark yoktur.

Tüp bebek tedavisi sonrası ne zaman test bakılmalı, idrarda test yaptırabilir miyim?

İdrarda yapılan gebelik testleri belli bir hormon seviyesine hassas olduğu için erken gebelikte yanlış negatif sonuç verebilir. (Örneğin test 100 gibi bir değere kadar hassas ise erken dönemde daha değer 25 iken yanlışlık ile negatif sonuç verecektir) Ayrıca görsel sonuçlar da bazen yanlış yorumlanabilir. Bu nedenlerle tüp bebek tedavisinde hekimin alışkanlığına göre embriyo transferinden 10-12 gün sonra yapılacak kanda gebelik testi en sağlıklı sonucu verecektir. Normal yolla gebelikte ise kanda gebelik hormonu tespit edilmesi en erken olarak ilişkiden 2 hafta kadar sonrası olabilir. Ayrıca yine bilinmesi gereken önemli bir bilgi de şudur: Kanda gebelik testi erken dönemlerde sağlıklı bir gebelikte 2 gün ara ile takip edildiğinde yaklaşık 2 kat artış gösterecektir. Sonrasında ise bu değer 2000 gibi bir değere ulaştığında bizim için gebelik ultrasonografide görülebilir büyüklüğe gelmiş demektir.   

Tüp bebek tedavisi öncesinde özel bir diyet uygulanmalı mıdır?

Tüp bebek yardımcı üreme yönteminde, beslenme düzeni oldukça önem teşkil eder. Bunun sebebi, tedavinin başarılı olması için, sağlıklı bir bünyeye sahip olmak gerekliliğidir. Var ise sigara alışkanlığını bırakmak birincil önlem olmalıdır. Yine gebelik öncesi ideal kiloda olmak başarı oranını etkiyen faktörlerden biridir. Düzenli olarak proteinden zengin gıda tüketimine dikkat edilmelidir (haftada 3 kez). Günlük su tüketiminin 2-3 litre civarında olması önerilir. Nohut, fasulye, barbunya gibi kuru baklagillerin tüketim miktarı artırılmalıdır. Çay-kahve tüketimi çok ise kısıtlama getirilebilir (Günde 2-3 fincan). Asitli içeceklerden uzak durulmalıdır. Folik asit takviyesi ve folik asitten zengin gıdalar tüketilmelidir. Ayrıca yine tüp bebek tedavisi öncesi diğer metabolik problemlerin (tiroid, insülin direnci, diyabet…) önceden halledilerek tedaviye başlanması hem başarı şansını, hem de sağlıklı gebelik şansını olumlu yönde etkileyebilir.

Gebelik kayıpları ve kürtaj sonraki tüp bebek denemelerinde gebelik şansımı azaltır mı?

Gebeliğin kürtaj ile sonlandırılması eğer işlem sırasında ya da sonrasında bir komplikasyon olmadı ise (parça kalması, enfeksiyon, yapışıklık gibi) tekrar gebe kalabilme açısından problem yaratmaz; ancak özellikle erken gebelik kayıplarında bazen yeni bir deneme öncesi çiftin genetik açıdan normal olup olmadığının da araştırılması gerekebilir. Çiftten genetik test istediğinde sonucun 2-3 haftada alınabileceği göz önünde tutulmalıdır.

Tüp bebek tedavisi öncesi istenen testler için belirli bir gün var mıdır?

Bazı hormon testleri(FSH, LH, östrojen, progesteron gibi) adetin belli günlerinde ( 2.- 3. veya 21.gün) yapılması gerekir. Diğerlerinde ise gün kısıtlaması yoktur. Sadece bazıları için açlık gerekebilir.

Tüp bebek tedavisinde seçilen protokole göre tedavi süresi değişir mi?

Tüp bebek tedavisinde ilk adım kadını hazırlamaktır. Kadının hazırlığı iki şekilde olabilir; ilki adetin 21. Günü başlayarak yaklaşık 3-3.5 haftada yumurta toplama işlemi yapılan uzun (long) protokol ya da direkt adetin 2-3. günü başlayarak yaklaşık 10-12 günde yumurta toplama işlemi yapılan kısa (antagonist) protokol. Bu şekilde elde edilen embriyoların rahim içine transferi ise hastanın özel şartlarına, hekimin alışkanlıklarına bağlı olarak ya taze (yumurta toplama ile aynı dönemde) ya da dondurma –çözme ( embriyoların önce dondurulup saklanıp, sonrasında hekimin uygun gördüğü bir başka dönemde yerleştirilmesi) ile yapılmaktadır.

Semen analizinde sperm sayısı çok az ise veya hiç bulunamamışsa ne yapılmalıdır?

Böyle bir durumda tek bir analiz ile kesin karar verilmemelidir. Mutlaka 3 hafta kadar sonra 2. bir analiz ile teyit sağlanmalı, aynı veya yakın sonuç alınırsa öncelikle genetik ve hormon testleri ya da testis ultrasonografisi ile araştırma yapılarak gerekli bilgiler edinilmelidir. Sonrasında ise eğer gerek olursa hasta bir androlog-ürolog ile konsülte edilmelidir.  Eğer örnekte hiç sperm yok ise Mikro TESE denilen cerrahi yöntemle testisten sperm elde edilmesi mümkündür. Tercihen kadın eş zamanlı olarak yumurtaları hazır olduğunda öncelikle TESE işlemi planlanmakta, sperm elde edildikten sonra yumurta toplama işlemi yapılarak tüp bebek uygulaması yapılmaktadır. Ancak bazen mikroTESE operasyonu teşhis amaçlı olarak kadın partner hazırlanmadan önce yapılıp, eğer sperm bulunursa dondurulup –saklanıp sonrasında kadın hazırlanabilir.

Adetlerim sancılı ve çocuk sahibi olmak istiyorum. Ne yapmalıyım?

Adet ağrısı özellikle kadınlarda endometriozis adı verilen bir hastalıkla birlikte görülmektedir. Adetleriniz ağrılı ve sancılı ise ve çocuk isteği var ise vakit kaybetmeden bir uzmana görünerek yumurta rezervi açısından ve endometriozis problemi olup olmadığını kontrol ettirmenizi öneririz.

Dondurulmuş embriyo transferi ile taze transfer arasında gebelik oranları açısından bir fark var mı?

Dondurulmuş embriyo transferi ile taze transfer arasında gebelik oranı açısından bir fark yoktur. Hatta bazı durumlarda dondurma-çözme ile embriyo transferi gebelik elde etme oranlarını olumlu etkileyebilir.

Erkeklerde morfoloji bozukluğu olması durumunda tedavi planı nasıl yapılmalıdır?

Tüp bebek uygulamalarında belirli bir sayı ve hareketlilikteki spermlerin verimli olarak kullanılabildiği “in vitro fertilizasyon-IVF”, yani seçilmiş hareketli spermlerin yumurta hücreleri ile ayni ortama konduğu ve doğal döllenme sürecine bırakılması tekniğinin kullanıldığı vakalarda yapılan çalışmalar, spermin dölleme başarısı ile sperm şekil bozukluklarının şiddeti arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Mikroenjeksiyon yani ICSI yönteminde spermler işlemi uygulayan embriyologlar tarafından özel yöntemler ile mümkün olan en uygun şekil ve yapıda olan spermler seçildiklerinden, özel bazı durumlar dışında morfolojik değerlendirmenin tüp bebek tedavisinde düşünüldüğü kadar olumsuz bir etkisi yoktur. Burada Globozoospermi gibi spermin dölleme kabiliyetinin çok zor olduğu özel şekil bozukluklularını tabii ki bu durumun dışında bırakmak gerekir.

Yumurta rezervi kontrolü için AMH (anti müllerien hormon) testini ne zaman yaptırmalıyım?

AMH (Anti Müllerien Hormon) testi yumurta rezervini görmek için yapılan bir kan testidir. Testin yapılması için özel bir zaman aralığı veya açlık gibi bir ön şart yoktur. Bu test sonucu yine de uzman bir hekim tarafından ultrason eşliğinde yumurta rezervi kontrol edildikten sonra yorumlanmalı, test sonucu tek başına anlamlandırılmamalıdır. 

Yumurta dondurma yöntemi daha çok kimlere önerilir?

Sağlıklı kadınlarda 30’lu yaşların ortalarından sonra yumurta rezervi belirgin olarak azalmaya başlar. Bunun nedeni kadınların belirli bir yumurta rezervi ile dünyaya gelmesi ve bu rezervin yaşla birlikte giderek azalmasıdır. Her adet döngüsü içinde atılan yumurta hücresinin kalitesi de, yaşın artmasıyla birlikte düşüş gösterir. Yumurta rezervi azalmış bazı kadınlarda üreme çağı beklenenden daha kısa sürebilir. Bu anlamda 35 yaşına gelmiş ve 5 yıl içinde evlilik planı olmayan kadınlar risk altındadır. Eğer yumurta dondurma işlemi daha önce yaptırılmadıysa, 40 yaşından sonra bu yöntemlerle gebe kalma ihtimali de azalır. 40-42 yaşında bir kadının tüp bebek yöntemiyle bebek sahibi olma olasılığı %7-15 oranındadır ve bu kişilerin kendiliğinden gebe kalma şansı ise bu oranlardan çok daha düşüktür. Genetik durumlar yumurta rezervini etkilemektedir. Annesi, kız kardeşleri veya kuzenlerinde 40 yaşından önce menopoz görülen kadınlar risk altında olabilir. Aile öyküsünde erken menopoz olan kişiler, üreme konusunda tecrübeli kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından mutlaka değerlendirilmelidir. Böyle bir risk tespitinde yumurtalıkların uyarılarak gelişimi sağlandıktan sonra ultrason altında toplanıp dondurulması önerilmelidir. Daha sonra bu kişiler menopoza girse bile geçmişte dondurulmuş oldukları yumurtalarını kullanarak gebe kalabilmeleri mümkün olmaktadır. Kanser tedavisi amacıyla kullanılan radyoterapi ya da kemoterapi gibi tedavi yöntemleri kadınlarda yumurtalık dokusuna zarar vererek yumurta rezervinin azalmasına ve doğurganlığın kaybolmasına yol açabilir. Böyle durumlarda tedavi öncesi yumurta hücreleri ya da dokusu dondurulup daha sonra kullanılmak üzere tüp bebek merkezlerinde muhafaza edilebilir. Ayrıca kandaki hormon değerleri ya da ultrasonla over rezervinin azaldığının tespitinde yumurtaların dondurulması ve saklanması mümkündür. Öncesinde dondurulan bu yumurtalar kişi evlendikten sonra eşinin spermleriyle birleştirilerek embriyo elde edilebilir. Bu embriyoların transferiyle kişinin de gebe kalıp doğum yapması mümkün olabilmektedir.

İki tüp bebek denemesi arasında ne kadar ara vermek gerekir?

İlk tüp bebek denemesi sonrası BetaHCG sonucu negatif gelmişse kadının adet görmesi beklenir. Bir sonraki adet sonrası 1 ay ara verilip sonraki görülen adette tedaviye tekrar başlanabilir. Ancak burada ana karar verici hekim olacaktır.

İleri yaş tüp bebek tedavisinde yumurta kalitesini artırmak için uygulanan bir yöntem var mı?

İleri yaş kadınlarda yumurta rezervi ve kalitenin de azalmasıyla döllenme ve gebelik şansı azalmaktadır. Yumurta kalitesini arttırmak için piyasada satılan bazı vitamin-antioksidan preparatları bulunmakla beraber bunların kaliteyi arttırdığına dair net bir veri bulunmamaktadır.

İlaçsız tüp bebek (IVM) tedavisi yapılabilir mi?

Tüp bebek tedavisinde olgunlaşan yumurtalar toplanır ve mikroenjeksiyon yapılarak döllenme sağlanır. İlaçsız tüp bebek tedavisinde (IVM) tamamen olgunlaşmadan toplanan yumurtalar, laboratuvar ortamında olgunlaştırılır. Bu tedavinin amacı, yumurtaların olgunlaştırılması için kullanılan ilaçlardan zarar görebilecek hastaların tedavilerini, bu ilaçları vermeden sürdürmeleridir. Büyümesi izlenen yumurtalar istenen boyuta geldiğinde toplanır, yumurtaların önce laboratuvar ortamında olgunlaşmaları 24 saat kadar beklenir. Daha sonra hastanın eşinden alınmış olan sperm, mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtalara enjekte edilir ve elde edilen embriyolar dondurulup, daha sonra başka bir ayda transfer işlemi gerçekleştirilir. Günümüzde özellikle yeni tedavi protokolleri sayesinde giderek daha az IVM yöntemine ihtiyaç duyulmaktadır.

Embriyo transferi tarihine göre gebelik haftası nasıl hesaplanır?

Embriyo transferi tarihinden 14 gün geriye gidilir ve son adet tarihi embriyo transferinden 14 gün öncesi olarak belirlenir. Ya da ultrasonografi cihazındaki son adet bölümüne embriyo transfer tarihi yazılır. Sonrasında çıkan gebelik haftasında 2 hafta eklenerek gebelik haftası hesaplanır.

Yumurta toplama ve embriyo transferi sonrası denize ve havuza girebilir miyim?

Sauna, hamam gibi aşırı sıcak ve nemli mekanlardan uzak durmak, havuza ve denize girmemek, genel olarak önerilir.

Adet görmemek her zaman menopoz belirtisi midir? Adet görmeyen kadınlar gebe kalabilir mi?

Menopoz bir süreçtir. Bazen ani ruhsal travmalar, aşırı stres, diyet, fiziksel egzersiz gibi durumlarda adet kesilmeleri görülebilir, bu gibi olaylar menopoz anlamına gelmemektedir. Genellikle 40 yaşından sonra düzensiz adet kanamaları, zaman zaman ateş basması, ruhsal gerginlik gibi bulgular menopoz öncesi dönemini haber verir. Sonra bulgular artarak devam eder. 6 ay süreyle adet görmemek ve yine sıkıntı-terleme-ateş basması-vajinal kuruluk gibi menopozu düşündürebilir. Yine de menopoz diyebilmek için 6 aydan daha fazla adet görememe durumunda FSH hormonu ölçülerek ve diğer semptomlar değerlendirilerek tanı konur. Her adet kesilmesi ve düzensizliği menopoz değildir. Bunun tanısını koymak için bir uzmanla görüşmek ve muayene ve ultrason verileriyle hareket etmek gerekir. Bazen PCO (polikistik over) olan kadınlarda ya da beyinden salgılanan, yumurtlamayı düzenleyici hormonların çok düşük düzeylerde olduğu kadınlarda da adet düzensizliği ve adet görememe durumu olabilmektedir. Kesin tanı için mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir.

Kanser tedavisi çocuk sahibi olmaya engel midir? Üreme sağlığını nasıl koruyabilirim?

Kemoterapi ve radyoterapi kadınların üreme fonksiyonlarının kaybına neden olabilir. Çünkü bu tedaviler, üreme hücrelerinde ve yumurtalıklarda toksik etki yapabilir ve bu yüzden kadın üretkenliğini kaybedebilir. Kanser tedavisi görmek, anne olmaya her zaman engel değildir. Kanser tedavisi öncesi kadınların yumurtaları alınıp dondurularak saklanabilir. Aynı durum erkeklerde sperm hücrelerinin saklanması için de geçerlidir. Özellikle genç erkek ve kadınlarda kanser teşhisi konulduktan sonra alınacak kemoterapi ve/veya radyoterapi öncesi üreme hücrelerinin saklanması sonraki dönemde anne/baba olmak için alınması gereken birincil önlemdir.

Cerrahi müdahaleler çocuk sahibi olmaya engel midir? Üreme sağlığını nasıl koruyabilirim?

Kadın ve erkeklerde yapılacak kanser vs. nedeni ile cerrahi müdahaleler öncesinde üreme sağlığını korumak amaçlı yumurta/sperm hücresi dondurmak daha sonraki dönemde anna baba olma şansını saklamamızı sağlar. Ancak kadının cerrahi olarak rahimini de kaybetmesi durumunda sadece ülkemizde halen yasalar ile yasaklanmış olan taşıyıcı annelik yolu ile ancak o kadın kendi çocuğunun sahibi olabilir.

Bekarım, henüz evlilik düşünmüyorum. Üreme sağlığımı nasıl kontrol edebilirim? Yumurtalarımı ve anne olma şansımı saklayabilir miyim?

Bekar kadınların yumurtalarını dondurmasına Türkiye’de yasal olarak ÜYTE yönetmelik gereği konulan kurallar çerçevesinde izin verilmiştir. Öncelikli olarak kadının yumurta rezerv kontrolü için mutlaka bir uzmana muayene olması ve AMH (Anti Müllerien Hormon) bakılarak bu 2 veri ile beraber yumurta dondurma işlemi yapılıp yapılmayacağına karar vermek gerekir. Yasal olarak düşük over rezervi olan, ailede erken menopoz hikayesi olan ve daha önce çocuk sahibi olmamış kadınlar yumurtalarını dondurabilirler.

Tüp bebek ile ilgili bir merkeze görüşmeye giderken yanınızda neler getirmelisiniz?

Tüp bebek ünitelerine ön görüşme için giderken daha önce yapılmış olan tüm tetkik ve takiplerinizi yanınızda götürmeniz hekim değerlendirmesi ve eksik kalan tetkikleri istemeleri açısından oldukça önemlidir. Özellikle var ise rahim filmi, semen analizi, yapılmış hormon testleri var ise bunlar mutlaka gideceğiniz hekim tarafından görülerek değerlendirilmelidir.

Rahimde polip, septum (perde), sineşi (yapışıklık) olması gebe kalmaya engel midir? Tüp bebek tedavisinde gebelik oranını azaltır mı?

Rahim içinde görülen septum, polip veya yapışıklıklar bulundukları yere göre değerlendirilir. Her polip, her septum benzeri oluşum gebeliğe engel değildir. Rahim içinde göründükleri yer ve büyüklüklerine göre gerekirse yapılacak histereskopi operasyonu ile ilgili doktorunuz size ayrıntılı bilgi verecektir.

Laparoskopi nedir, ne zaman önerilir?

Laparoskopi, karın içinin gözlenebildiği endoskopik bir ameliyattır. Tüplerle ilgili sıkıntı olan hastalarımızda tüplerdeki hasarı ve problemi ortaya koymada altın standart denilen en iyi yöntemdir. Genellikle adet bitimi sonrası bir hafta içinde ve genel anestezi altında yapılır. Tüplerle ilgili ciddi problemler varsa, örneğin hidrosalpenks denen ve tüp ya da tüplerin uç kısımdan tıkanıp, içinin sıvı ile dolduğu durumlarda laparoskopi ameliyatı önerilmektedir.

Öte yandan laparoskopi yine yumurtalık kistleri, miyom ya da dış gebelik gibi problemlerde de yapılabilir.

Aşılama nedir? Başarı oranı nasıldır?

Aşılama ya da diğer ismi ile inseminasyon önce ilaçlar(hap ya da iğne) verilerek kadında 1-2 yumurta (folikül) büyümesi sağlanıp, sonrasında da bu yumurtaların çatlamasından hemen önce erkeğin spermlerinin alınıp hazırlanıp, bir kateter ile rahim içine verilmesi esasına dayanır. İnseminasyonun gebelik şansı cinsel ilişki ile yaklaşık aynı olup %15-20 civarındadır.

Aşılama tedavisi kimlere önerilir? Aşılama kaç kez denenebilir?

İnseminasyonun bir hastaya yapılabilmesi için kadının her iki tüpünün de açık olması, rahimin normal olması ve yıkama işlemi sonrasında erkeğin meni örneğinde en az 5 milyon hareketli sperm olması gerekmektedir. Yani çok düşük sperm sayıları ya da tıkalı tüpler ile inseminasyon yapılamaz. Yöntemlerin denenme sayıları çiftlerin bireysel özelliklerine göre karar verilir (Örneğin yaş, ekonomik durum vs.) Ancak genelde başarı değerlendirmesi için 2 veya 3 kez denemenin yeterli olduğu düşünülebilir.

Dış gebelik sonrası tedaviye ne kadar ara verilmelidir?

Eğer dış gebelik oluşmuşsa ilk 2 ayda teşhis ve tedavi edildiğini düşünerek, 3 adet sonra gebelik tekrar denenebilir. Dış gebelik sonrası operasyon planlanırsa (laparoskopi) 2 adet sonra yeni tedaviye başlanabilir.

Tüp bebek tedavisi planlanırken kullanılacak ilaç dozu neye göre belirlenmektedir? Tedavi olurken hangi günler izin kullanmalıyım?

Tüp bebek tedavisinde günümüzde hasta dostu tedaviler söz konusudur. Yani düşük dozlu ve kadının kendi kendine uygulayabileceği, uzun vadeli düşünüldüğünde kadının ya da bebeğinin sağlığına bir zararı olmayan tedaviler uygulanmaktadır.

Tedavi sürecinde çalışıyorsa kadının işinden sürekli izin alması gerekmeyecektir. Sadece yumurta toplama ve embriyo transferi günlerinde birer gün izin kullanması gerekir. Ayrıca transfer sonrası da hastanın ilaçlarını düzenli kullanması dışında yapması gereken bir şey olmadığından izin alması gerekmez. Ancak hasta bazen psikolojik olarak kadın özellikle embriyo transferi sonrası dinlenirse şansının daha yüksek olabileceğini düşünebilir. Böyle bir istek karşısında hastanın konforu ve psikolojisi gözetilerek saygı duyulmaktadır.

Tüp bebek tedavisinde başarı mevsimlere göre değişir mi?

Tüp bebek uygulamaları uzun yıllardır gerçekleştirilmektedir. Bu yıllar içerisinde elde edilen tecrübeler, tedavi başarısının aylara veya mevsimlere göre fark göstermediğini ortaya koymaktadır.

Obezite çocuk sahibi olmayı etkiler mi?

Vücut tartısının boya göre normalden fazla olması vücut kitle indeksi ile belirlenir. BMI:kg/m2 olarak hesaplanır. Bu değerin >30 kg/m2 olması durumunda kadınlarda düzenli yumurta gelişiminin olumsuz etkilenebileceği ifade edilmektedir. Tüp bebek uygulamalarında da bu olgularda yumurtalıkların hormon ilaçlarına cevabı daha az olmakta ve az sayıda yumurta gelişmektedir. Ayrıca yağ dokusunun vücuttaki dağılımı da önemlidir. Artmış bel /kalça çevresi oranı yani santral (merkezi) obezite bazı hormonal düzensizlikler ve insülin direnci ile birlikte olduğunda gebe kalmayı da olumsuz etkiler. Gerekirse endokrinolojik konsültasyonla, diyetisyen eşliğinde yapılacak uygun diyet ve egzersiz ile kilo verdikten sonra tedaviye başlanması hem gebelik şansını arttıracak, hem de hastaları gebelikte oluşabilecek obeziteye bağlı sorunlardan da koruyacaktır. Bunlar arasında hipertansiyon, gebelikte gözlenen diyabet, iri bebek, zor doğum ve doğum sonrası bebeğe ilişkin bazı sorunlar sayılabilir.

Tüp bebek fiyatları

Tüp bebek tedavisinde çiftlerin bebek sahibi olmamasında altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve kişiye özel yaklaşımların uygulanması çok önemlidir. Tedavi öncesinde yumurta toplama ve embriyo transferi işlemleri için belirli tüp bebek fiyatları verilebilmektedir. Ancak tedavi sürecinde yapılan tetkikler, işlemler ve uygulanan yöntemler toplam maliyete etki etmektedir. Tüp bebek tedavisinin bu alanda tecrübeli ekipler tarafından tam donanımlı merkezlerde yapılması çok önemlidir. Tüp bebek fiyatları 2022 yılında yapıldığı hastane, tedavi süreci ve tetkiklere göre değişiklik gösterebilir. 

Fiyat Bilgisi için Formu Doldurun

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 26 Aralık 2023

Yayınlanma Tarihi: 6 Ocak 2021

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al