Yükleniyor

Sağlık Kütüphanesi Hero Iamge

Sağlık Kütüphanesi

Sağlığınızla ilgili merak ettiğiniz soruların yanıtlarını ve sağlıklı bir yaşam için atılması gereken adımları kütüphanemizde bulabilirsiniz.

Hastalıklar

Vulvodini

<p>Vulvodini, kadın genital organında yani vulva b&ouml;lgesinde gelişen uzun s&uuml;reli ağrı olarak tanımlanır. Bu ağrının belirgin bir nedeni olmasa da sinir hasarı, hormonal değişiklikler, enfeksiyon ve psikolojik fakt&ouml;rlere bağlı olarak gelişebilir. Yanma, batma veya kaşıntı hissi, s&uuml;rekli olarak ağrı, genital b&ouml;lgede rahatsızlık veya baskı hissi gibi belirtiler vulvodiniyi işaret eder. Ağrı kişinin g&uuml;nl&uuml;k hayatının etkilenmesine neden olarak rahatsızlık verebilir. Bu durum aylarca hatta yıllarca s&uuml;rebilir. Vulvodini tedavisi, ila&ccedil;lar, fizik tedavi ve terapi gibi y&ouml;ntemlerle tedavi edilebilir.</p> <h2><strong>Vulvodini Nedir?</strong></h2> <p>Vulvodini, vulvada veya vajinada &uuml;&ccedil; aydan uzun s&uuml;reli olmak &uuml;zere g&ouml;r&uuml;len kronik ağrı ve rahatsızlık hissidir. Vulvodini y&uuml;z&uuml;nden vulvada g&ouml;r&uuml;len vajinal ağrı, enfeksiyon ve cilt rahatsızlıkları kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir. Vulvodini, yanma, batma, s&uuml;rekli olan ağrı, tahriş hissi gibi belirtilerle kendini g&ouml;sterebilir. Belirtileri kişiden kişiye farklılık g&ouml;stererek, ağrı hafif veya dayanılmaz derecede şiddetli hale gelebilir. Bunu yanında vulvodini, sosyal ve duygusal yaşam &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;k etkiler yaratabilir. Kişinin cinsel hayatını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen vulvodini, tedavisi i&ccedil;erisinde psikolojik danışmanlık da yer alır.</p> <h3><strong>Vulvodini tipleri nelerdir?</strong></h3> <p>Ağrının nereden kaynaklandığına bağlı olarak iki tip vulvodini bulunur. Bunlar lokalize vulvodini ve genel vulvodini olarak incelenir. Vulvodini tipleri ş&ouml;yle a&ccedil;ıklanabilir:</p> <p><strong>Lokalize vulvodini:</strong> Ağrı, vulvar vestibulit ya da klitoris gibi tek bir noktada gelişebilir. Vulvar vestibulit, vajinal dudaklar ve &uuml;retra arasında yer alan deri olarak bilinir. Klitoris ise vulvanın tepesindeki k&uuml;&ccedil;&uuml;k, boncuk benzeri organdır. Lokalize vulvodini bazen lokalize vulvar ağrı sendromu olarak da isimlendirilebilir.</p> <p><strong>Genel vulvodini: </strong>Ağrı tek bir noktada izole olmadan vajinanın her b&ouml;lgesinde hissedilebilir. Bu durum kişinin hayat kalitesine yansır.</p> <h2><strong>Vulvodini Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>Vulvodini belirtileri, yanma, sızlama, cinsel ilişki esnasında ağrı, otururken rahatsızlık duyma ve batma şeklinde ortaya &ccedil;ıkabilir. Ağrının şiddeti kişiden kişiye farklılık g&ouml;stererek hafiften dayanılmaz d&uuml;zeylere kadar değişebilir. Vulvodini belirtileri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Genital b&ouml;lgede rahatsız edici yanma hissi</li> <li>Vulva b&ouml;lgesinde hissedilen sıcaklık</li> <li>Genital b&ouml;lgede hissedilen batma ve sızlama hissi</li> <li>Cildin kaşınması ve kaşıntıya bağlı tahriş</li> <li>Vulva b&ouml;lgesinde ağırlık veya dolgunluk hissi</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/cinsel-iliski-sirasinda-agri-nedir-tedavisi-nasil-olur">Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni)</a></li> <li>Uzun s&uuml;re oturulduğunda rahatsızlık duyma</li> <li>S&uuml;rekli veya aralıklı ağrı</li> <li>Zonklama hissi</li> </ul> <p>Bu belirtiler genital b&ouml;lgenin bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde ya da genel olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Kişinin cinsel hayatını, g&uuml;nl&uuml;k aktivitelerini etkileyerek rahatsızlık hissi verebilir. Bu belirtiler &uuml;&ccedil; aydan uzun s&uuml;redir devam ettiği durumda jinekoloğa başvurmak &ouml;nemlidir.</p> <h2><strong>Vulvodini Neden Olur?</strong></h2> <p>Vulvodi nedeni kesin olarak ortaya konmasa da biyolojik, psikolojik ve &ccedil;evresel fakt&ouml;rlere bağlı olarak gelişebilir. Bunların yanında sinir sistemine, hormonal bozukluklara ve pelvik kaslara bağlı olarak da oluşabilir. Vulvodini nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Sinir hasarı oluşması veya sinirlerde aşırı hassasiyet</strong></h3> <p>Sinir u&ccedil;larının aşırı duyarlı hale gelmesini kişinin vulva b&ouml;lgesinde kronik ağrılara neden olabilir. Bu ağrıların uzun s&uuml;relere devam etmesi durumu da vulvodini gelişmesine sebebiyet verir. Ge&ccedil;irilen travmalar, enfeksiyonlar veya doğum sırasında sinir hasarı bu duruma zemin hazırlar.</p> <h3><strong>Pelvik taban kaslarının gergin olması </strong></h3> <p>Pelvik taban kaslarının aşırı bir şekilde kasılması veya spazm gelişmesi, vulva b&ouml;lgesine baskı yaparak ağrılar neden olabilir. Bu durum genellikle stresli bir yaşam ya da fiziksel bir travma sonucunda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</p> <h3><strong>Hormonal değişiklikler ve bozukluklar</strong></h3> <p>Hormonal olarak v&uuml;cutta değişime neden olan menopoz, bunların yanında doğum kontrol haplarının kullanımı ve doğum sonrasında g&ouml;r&uuml;len hormonların dengesizliği sonucunda vulvada hassasiyet meydana gelebilir. Bu durum vulvodiniye neden olarak kişiye rahatsızlık verir.</p> <h3><strong>Kronik enfeksiyon gelişmesi veya enflamasyon</strong></h3> <p>Kişinin ge&ccedil;irmiş olduğu ya da var olan mantar enfeksiyonları sinir u&ccedil;larını hassas bir hale getirebilir. Bu vajinal enfeksiyonlar uzun s&uuml;reli ağrılar yaratır. İyileşmiş olsa bile bu enfeksiyonlar sinirlerde kalıcı değişiklikler yapabilir. Bu da vulvodini oluşmasına neden olur.</p> <h3><strong>Stres ve kaygı gibi psikolojik durumlar</strong></h3> <p>Anksiyete, stres, depresyon gibi durumlar ağrı eşiğinin d&uuml;şmesin neden olarak vulvodini tetiklenmesine sebep olur. Bu durum ağrıların şiddetlenmesine ve kişinin g&uuml;nl&uuml;k yaşamın etkilenmesin zemin hazırlar.</p> <h3><strong>Alerjik reaksiyonlar ve tahriş</strong></h3> <p>Vulva b&ouml;lgesinde kullanılan sabunlar, parf&uuml;mler, pedler ve deterjanlar gibi malzemeler kronik tahrişe neden olabilir. Bu da vulvodini gelişmene sebebiyet verir.</p> <h2><strong>Vulvodini Nasıl Teşhis Edilir?</strong></h2> <p>Vulvodini teşhisi, jinekolog ya da kadın hastalıkları uzmanının değerlendirmesinin ardından yapılır. Doktor, kişinin belirtileri, şikayetlerini ve sağlık ge&ccedil;mişini dinledikten sonra &ccedil;eşitli testlerin uygulanmasının isteyebilir. Vulvodiniyi teşhis etmek i&ccedil;in kullanılan testler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Vajina ve serviksi değerlendirmek i&ccedil;in fiziksel muayene</li> <li>Vulvanın bazı kısımlarına nazik&ccedil;e bir pamuklu &ccedil;ubuk s&uuml;rerek ve temasın ne zaman ağrılı olduğunu &ouml;ğrenme yani pamuk &ccedil;ubuk testi uygulama</li> <li>Enfeksiyonu test etmek i&ccedil;in s&uuml;r&uuml;nt&uuml; &ouml;rnekleri</li> </ul> <p>Doktor, vulvodini ile ilgisi olmayan ve ağrınıza neden olabilecek durumları dışlayabilmek i&ccedil;in vulva b&ouml;lgesinde kolposkopisini veya biyopsisini isteyebilir.</p> <h2><strong>Vulvodini Tedavisi Nasıl Olur?</strong></h2> <p>Vulvodini tedavisi, kişiden kişiye ve nedenine bağlı olarak farklılık g&ouml;sterir. Tedavinin amacı genellikle ağrının azalmasına yardımcı olmak ve kişinin g&uuml;nl&uuml;k yaşam kalitesini artırmaktır. Vulvodini tam olarak iyileşmese bile farklı tedavi y&ouml;ntemleri sayesinde semptomları hafifletilebilir. Vulvodini tedavisinde kullanılan başlıca y&ouml;ntemler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Antidepresanlar ve antiepileptik ila&ccedil;lar, sinirlerin hassasiyetini azaltmak i&ccedil;in kullanılır</li> <li>Lokal olarak uygulanan lidokain kremler gibi topikal anestezikler, ağrıyı ge&ccedil;ici olarak hafiflemesine yardımcı olur</li> <li>Ağrı kesici ila&ccedil;lar ve anti-enflamatuar ila&ccedil;lar da destekleyici tedavi olarak &ouml;nerilebilir</li> <li>Pelvik taban kaslarının gevşetilmesi ve g&uuml;&ccedil;lendirilmesi i&ccedil;in fizik tedavi de etkilidir</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/bilissel-davranisci-terapi-bdt-nedir">Bilişsel Davranış&ccedil;ı Terapi (BDT)</a> gibi y&ouml;ntemler, ağrının psikolojik etkilerini azaltmada kullanılır</li> <li>Pamuklu i&ccedil; &ccedil;amaşırı kullanmak, sabun ve parf&uuml;m i&ccedil;ermeyen &uuml;r&uuml;nlerle temizlik yapmak ve stresten uzak durmak semptomların hafiflemesini sağlar.</li> </ul> <p>Vulvodini tedavisinde cerrahi m&uuml;dahale, ağrının ge&ccedil;mediği durumda uygulanabilir. Bu işlem esnasında ağrının yoğun olduğu b&ouml;lge &ccedil;ıkarılır.</p> <h2><strong>Vulvodini Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Vulvodini ne zaman ge&ccedil;er?</strong></h3> <p>Vulvodini tedaviye bağlı olarak haftalar veya aylar i&ccedil;inde hafifleme g&ouml;sterebilir. Tedavi s&uuml;recinde ila&ccedil;lar, fizyoterapi ve psikolojik destekle semptomlar kontrol altına alınabilir. Bazı durumlarda kişilerin sağlık durumuna bağlı olarak uzun s&uuml;reli takip gerekebilir.</p> <h3><strong>Vulvodini nasıl anlaşılır?</strong></h3> <p>Vulvodini, vulva b&ouml;lgesinde gelişerek &uuml;&ccedil; aydan uzun s&uuml;ren, nedeni bilinmeyen ağrı ile anlaşılır. Bu ağrı yanma, batma veya kaşıntı şeklinde ortaya &ccedil;ıkabilir. Cinsel ilişki, tampon kullanma veya oturma gibi durumlarda artar.</p>

Liken Skleroz

<p>Liken skleroz, cilt y&uuml;zeyinde kaşıntı ve beyazlama gibi durumlara neden olan iltihaplı deri hastalığı olarak bilinir. Genital b&ouml;lgede ortaya &ccedil;ıkan bu durum v&uuml;cudun diğer alanlarında da g&ouml;r&uuml;lebilir. Deride incelme, beyaz lekeler, &ccedil;atlaklar ve kaşıntı gibi belirtiler liken skleroz belirtileri arasında yer alır. Liken skleroz tedavisi, doktorun kontrol&uuml;n ardında belirlenerek kortikosteroid kremler, nemlendiriciler i&ccedil;erebilir. Bunun yanında erken teşhis de oluşacak semptomların kontrol altına alınmasında &ouml;nemli rol oynar.</p> <h2><strong>Liken Skleroz Nedir?</strong></h2> <p>Liken skleroz, &ouml;zellikle genital b&ouml;lgede gelişen kronik olarak ortaya &ccedil;ıkan bir inflamatuar bir cilt hastalığıdır. Oluşan bu durum cildin yapısının bozulmasına, cildin incelmesine ve beyaz lezyonların oluşmasına neden olabilir. Kadın, erkek ve &ccedil;ocuklarda g&ouml;r&uuml;lebilen bir durum olan liken skleroz, menopoz sonrasındaki kadınlarda da yaygın olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Genital b&ouml;lge ciddi şekilde etkilendiği durumda ise cinsel ilişki sırasında veya idrar yaparken ağrı hissedilebilir. Liken skleroz, bağışıklık sistemindeki bozukluklar, genetik fakt&ouml;rler ve hormonal bozukluklar nedeniyle ortaya &ccedil;ıkabilir.</p> <h2><strong>Liken Skleroz Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>Liken skleroz belirtileri, cilt y&uuml;zeyinde g&ouml;r&uuml;len beyazlık, şiddetli kaşıntı ve cildin incelmesi gibi belirtilerle kendini g&ouml;sterebilir. Ciltte meydana gelen yamalar da liken skleroz belirtileri arasında yer alır. Belirtiler ortaya &ccedil;ıktığında, genellikle genital ve anal b&ouml;lgelerin cilt y&uuml;zeyi etkilenir. Fakat bunların yanında sırt, omuzlar, &uuml;st kollar ve g&ouml;ğ&uuml;slerde de g&ouml;r&uuml;lebilir.</p> <p>Liken skleroz belirtileri ş&ouml;yle a&ccedil;ıklanabilir:</p> <ul> <li>Genital b&ouml;lgede rahatsızlık veren şiddetli kaşıntı</li> <li>Genital veya anal b&ouml;lgede beyaz renkli lekeler ve parlak yamalar</li> <li>Derinin incelmesi</li> <li>İdrar yaparken, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrı ya da yanma hissi</li> <li>Cilt y&uuml;zeyinde &ccedil;atlama, hafif kanama ve a&ccedil;ık yaralar</li> <li>Cilt kahverengi veya grimsi bir ton alarak renk değiştirmesi</li> <li>Cildin b&uuml;z&uuml;şmesi ve vajina girişinin daralması</li> <li>Bazı fakt&ouml;rlere bağlı olarak derinin kalınlaşması</li> </ul> <p>Kadınlarda liken skleroz belirtileri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/cinsel-iliski-sirasinda-agri-nedir-tedavisi-nasil-olur" target="_blank">Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni)</a></li> <li>Vajinal girişte daralma</li> <li>Vulvada beyaz plaklar ve incelme</li> </ul> <p>Erkeklerde liken skleroz belirtileri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>İdrar yaparken ağrı &ccedil;ekme</li> <li>Penis başında beyazlaşma ve incelme</li> <li>Fimozis (penis derisinin daralması)</li> </ul> <p>&Ccedil;ocuklarda liken skleroz belirtileri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <p>&Ccedil;ocuklarda da g&ouml;r&uuml;lebilen bir durum olan liken skleroz, pişik ya da mantar enfeksiyonu gibi belirtilere neden olabilir.</p> <h2><strong>Liken Skleroz Neden Olur?</strong></h2> <p>Liken sklerozun nedeni tam olarak bilinmese de hastalığın gelişmesinde otoimm&uuml;n bozukluklar, genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, ve psikolojik durumlar gibi &ccedil;eşitli fakt&ouml;rlerin rol oynar. Liken skleroz nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Otoimm&uuml;n bozukluklar</strong></h3> <p>Liken skleroz, bağışıklık sisteminin sağlıklı olarak kabul edilen cilt h&uuml;crelerine saldırmasıyla ortaya &ccedil;ıkabilir. Bu da <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/tiroid-nedir">tiroid</a> hastalıkları, lupus ve <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/vitiligo-nedir">vitiligo</a> gibi diğer <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/otoimmun-hastaliklar-nelerdir">otoimm&uuml;n hastalıklarla</a> ilişkili olduğunu g&ouml;sterebilir.</p> <h3><strong>Genetik yatkınlık</strong></h3> <p>Aile ge&ccedil;mişinde otoimm&uuml;n hastalık veya liken skleroz gibi hastalıklar yer aldığında bu durum genetik yatkınlık olarak değerlendirebilir.</p> <h3><strong>Hormonal değişiklikler</strong></h3> <p>Menopoz sonrasında &ouml;strojen seviyelerindeki d&uuml;ş&uuml;ş g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; durumda kadınlarda liken skleroz g&ouml;r&uuml;lme olasılığı da artabilir. Ergenlik d&ouml;neminde ya da menopoz &ouml;ncesi de nadiren de olsa g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</p> <h3><strong>Enfeksiyonlar ve travma</strong></h3> <p>Deri y&uuml;zeyinde meydana gelen tahriş gibi travmalar da enfeksiyon hastalıklarını tetikleyerek liken skleroza neden olabilir. Bu durum kronik idrar veya vajinal enfeksiyonlar riski artmasına sebebiyet verir.</p> <h3><strong>Cilt hassas oluşu ve alerjik tepkiler</strong></h3> <p>Cilt yapısı hassas olan kişilerde alerjenlere maruz kalma daha a&ccedil;ık hale gelebilir. Bu da hastalığın ortaya &ccedil;ıkmasında rol oynar. Bu duruma dar kıyafetlerin neden olduğu s&uuml;rt&uuml;nme ve tahriş de tetikleyici olarak değerlendirilir.</p> <h3><strong>Psikolojik ve stres fakt&ouml;rleri</strong></h3> <p>Psikolojik durumlar ve stres gibi fakt&ouml;rler otoimm&uuml;n hastalıkların tetiklenmesine neden olabilir. Psikolojik stres, bağışıklık sistemi tepkilerini etkilenmesine neden olarak liken skleroza yol a&ccedil;abilir ya da mevcut hastalığı k&ouml;t&uuml;leşmesine zemin hazırlar.</p> <h2><strong>Liken Skleroz Teşhisi Nasıl Olur?</strong></h2> <p>Liken skleroz teşhisi genellikle bir dermatolog veya kadın doğum uzmanı tarafından teşhis edilir. Bu teşhis s&uuml;recinde doktor kişiden gerekli testler talep edebilir. Liken skleroz teşhisi i&ccedil;in izlenen adımlar ş&ouml;yle sıralanır:</p> <ul> <li>Kişinin tıbbi ge&ccedil;mişi ve aile &ouml;yk&uuml;s&uuml; dinlenir</li> <li>Otoimm&uuml;n hastalıklar veya benzeri cilt problemleri olup olmadığı sorgulanır</li> <li>Kişinin belirtileri hakkında detaylı bilgi alınır</li> <li>Doktor, genital veya anal b&ouml;lgelerdeki cilt değişikliklerini inceler</li> <li>Ciltte meydana gelen bir lezyon varsa ayrıntılı inceleme i&ccedil;in dermatoskopiden yararlanılır</li> <li>Kesin teşhis yapmak adına etkilenen b&ouml;lgeden k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir doku &ouml;rneği alınabilir</li> <li>Otoimm&uuml;n hastalıkları ve diğer sağlık sorunlarını değerlendirmek i&ccedil;in kan testleri uygulanabilir</li> </ul> <h2><strong>Liken Skleroz Tedavisi Nasıl Olur?</strong></h2> <p>Liken skleroz &nbsp;tedavisi, hastalığın belirtilerin hafifletilmesi, ilerlemesinin durdurulması ve g&uuml;nl&uuml;k yaşam kalitesinin artırılması amacıyla planlanır. Belirtisine bağlı olarak tedavi se&ccedil;enekleri belirlenir ve kontrol altına alınır. Liken skleroz tedavisi i&ccedil;in uygulanabilecek y&ouml;ntemler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Topikal kortikosteroidlerden yararlanarak iltihabın azaltılması hedeflenir</li> <li>İmm&uuml;nomod&uuml;lat&ouml;r ila&ccedil;lar sayesinde otoimm&uuml;n hastalıkların tedavisinden yararlanılır</li> <li>Ciltteki kuruluğu ve tahrişi azaltmak i&ccedil;in nemlendirici kremler ve merhemler &ouml;nerilir</li> <li>Şiddetli vakalarda veya tedaviye yanıt vermeyen durumlarda ise cerrahi m&uuml;dahale gerekebilir</li> <li>Cinsel ilişki sırasında ağrı yaşayan kişiler i&ccedil;in pelvik taban fizik tedavisi &ouml;nerilebilir</li> </ul> <p>Liken skleroz tedavisinde kişinin ihtiya&ccedil;larına g&ouml;re &ouml;zelleştirilebilir. Erken tanı ve uygun tedavi, hastalığın ilerlemesini &ouml;nleyerek ve semptomları y&ouml;netmeye yardımcı olur. Liken skleroz belirtileri g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; durumda doktora başvurmak ve d&uuml;zenli takip yaptırmak gerekir.</p> <h2><strong>Liken Skleroz Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Liken sklerozda kimler risk altındadır?</strong></h3> <p>Liken skleroz menopoz sonrasındaki kadınlarda yaygın olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Erkeklerde daha az g&ouml;r&uuml;len bu durum s&uuml;nnetsiz erkeklerde riskin artmasına neden olur. Ergenliğe girmemiş olan kız &ccedil;ocuklarında da nadir olarak ortaya &ccedil;ıkabilir.</p> <h3><strong>Liken skleroz kanser mi?</strong></h3> <p>Liken skleroz, kanser t&uuml;r&uuml; değildir. Kronik ve iltihaplı olarak g&ouml;r&uuml;len bir deri rahatsızlığıdır. Tedavi edilmediği durumda skuam&ouml;z h&uuml;creli karsinom yani bir t&uuml;r <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/cilt-deri-kanseri-belirtileri-tedavisi-ve-korunma-yontemleri">cilt kanseri</a> gelişme riski artabilir.</p>

Megaloblastik Anemi

<p>Megaloblastik anemi, kırmızı kan h&uuml;crelerinin &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olması ve bu h&uuml;cre sayılarının azalmasıyla ortaya &ccedil;ıkan makrositik anemi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. En yaygın nedenleri B12 vitamini ve folik asit eksikliğidir. Kırmızı kan h&uuml;creleri normal bir şekilde gelişim g&ouml;sterebilmek i&ccedil;in bu vitaminlere ihtiya&ccedil; duyar. Eksikliği durumunda ise h&uuml;creler kemik iliğinde b&uuml;y&uuml;me g&ouml;stererek tam olarak olgunlaşma g&ouml;steremezler. Bu da hem sayılarında azalmaya hem işlevlerin bozulmasına neden olur. <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/vitamin-eksikliginin-10-isaretine-dikkat">Vitamin eksikliklerinin</a> giderilmesiyle tedavi edilebilir.</p> <h2><strong>Megaloblastik Anemi Nedir​?</strong></h2> <p>Megaloblastik anemi, B12 vitamini ve folik asit eksikliği sonucunda kırmızı kan h&uuml;crelerinin yeterli oranda olgunlaşmaması nedeniyle g&ouml;r&uuml;len anemi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. DNA sentezinde &ouml;nemli role sahip olan bu vitaminlerin eksikliği durumunda bozukluklar meydana gelebilir. <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/b12-vitamini-nedir-eksikliginin-belirtileri-nelerdir">B12</a> ve <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/folik-asit-nedir-folik-asit-eksikligi-belirtileri-nelerdir">folik asit eksikliği</a> yaşanması sonucunda kırmızı kan h&uuml;crelerinin olgunlaşmamasına bağlı olarak dokular ve organlı yeterli miktarda oksijen alamayabilir. Megaloblastik anemi tedavi edilmediği durumda ise B12 vitamin eksikliğine bağlı olarak denge problemleri, karıncalanma ve hafıza kaybı g&ouml;r&uuml;lebilir.</p> <h2><strong>Megaloblastik Anemi Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>Megaloblastik anemi belirtileri halsizlik, soluk bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m, iştahsızlık ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini g&ouml;sterir. Bunun yanında ishal ve baş d&ouml;nmesi gibi durumlar da megaloblastik anemi belirtileri arasında yer alır. Megaloblastik anemi belirtileri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Yorgunluk hali</li> <li>Kas g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;</li> <li>Soluk bir cilt</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/nefes-darligi-neden-olur-nefes-darligi-nasil-gecer">Nefes darlığı (dispne)</a></li> <li>Halsizlik</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/basimizi-donduren-10-neden">Baş d&ouml;nmesi</a> veya sersemlik hissi</li> <li>Eller ve ayaklarda karıncalanma</li> <li>Dil &uuml;zerinde p&uuml;r&uuml;zs&uuml;zl&uuml;k ya da hassasiyet</li> <li>Konsantrasyon g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;</li> </ul> <p>B12 eksikliği nedeniyle g&ouml;r&uuml;len megaloblastik anemi, sinirlerin etkilenmesine neden olarak his kaybı, karıncalanma ve kaslarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml; sebebiyet verir.</p> <h3><strong>&Ccedil;ocuklarda megaloblastik aneminin belirtileri nelerdir?</strong></h3> <p>Megaloblastik anemi belirtileri &ccedil;ocukların sağlık durumuna g&ouml;re farklılık g&ouml;sterebilir. Genel olarak megaloblastik anemi belirtileri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>İştahın azalması durumu</li> <li>Enerji eksikliği</li> <li>Sinirlilik hali</li> <li>Ciltte solukluk</li> <li>Enerji eksikliği veya yorgunluk</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/ishale-ne-iyi-gelir">İshal</a> veya kabızlık</li> <li>Y&uuml;r&uuml;mede g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekme</li> <li>El ve ayaklarda uyuşma veya karıncalanma</li> <li>Ayakta dururken ya da hareket halindeyken baş d&ouml;nmesi</li> <li>Konsantrasyon g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;</li> <li>Nefes darlığı</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/dis-eti-kanamasi">Diş eti kanaması</a></li> </ul> <h2><strong>Megaloblastik Anemi Neden Olur?</strong></h2> <p>Megaloblastik anemi, B12 vitamini ve folik asit v&uuml;cutta eksik olmasından dolayı ortaya &ccedil;ıkar. B12 vitamin eksikliği ve folik asit eksikliğine bağlı olarak bu anemi t&uuml;r&uuml; meydana gelir. Bu vitaminlerin eksikliği, kırmızı kan h&uuml;crelerinin d&uuml;zg&uuml;n olarak olgunlaşamamasına ve kemik iliğinde ise anormal derecede b&uuml;y&uuml;k, işlevsiz h&uuml;creler (megaloblastlar) oluşmasına sebep olur. İşte megaloblastik aneminin başlıca nedenleri ş&ouml;yle a&ccedil;ıklanabilir:</p> <h3><strong>B12 vitamini eksikliği</strong></h3> <p>B12 eksikliği, &ouml;zellikle vejeteryanlarda, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/colyak-hastaligi-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">&ccedil;&ouml;lyak hastalığı,</a> <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/crohn-hastaligi">Crohn hastalığı</a> veya mide ameliyatları gibi sindirim sistemi bozuklukları durumunda ortaya &ccedil;ıkabilir. B12 vitamini hayvansal gıdalarda yer aldığından veganlarda da ortaya &ccedil;ıkabilir.</p> <h3><strong>Folat eksikliği</strong></h3> <p>Folat (folik asit), &ouml;zellikle yeşil yapraklı sebzelerde, narenciyede ve baklagillerde bulunur. Hamilelik ve emzirme d&ouml;neminde kişi folata ihtiya&ccedil; duyabilir. Bu d&ouml;nemlerde yeterli folat alınmadığı durumda megaloblastik anemi gelişebilir. Aşırı alkol t&uuml;ketimi de folat emilimini ve kullanımını engelleyen durumlar arasındadır.</p> <h3><strong>Genetik fakt&ouml;rler</strong></h3> <p>Genetik hastalıklar v&uuml;cudun B12 vitamini veya folatı uygun şekilde kullanmasını zorlaştıran bir durum olarak bilinir. Bazı kalıtsal enzim eksiklikleri durumunda megaloblastik anemi gelişimine neden olabilir.</p> <h3><strong>Bağırsak ve mide problemleri</strong></h3> <p>Midenin bir kısmının alınması olarak bilinen gastrektomi, B12 vitaminin v&uuml;cutta azalmasına neden olabilir. Bunun yanında ince bağırsakta emilim bozukluklarına neden olarak vitamin eksikliklerine yol a&ccedil;abilir.</p> <h2><strong>Megaloblastik Anemi Teşhisi Nasıl Olur?</strong></h2> <p>Megaloblastik anemi teşhisi, tam kan sayımı ve kemik iliği incelemesini i&ccedil;erebilir. Doktor, kişinin belirtileri, tıbbi ge&ccedil;mişini inceledikten sonra bazı testlerin uygulanmasını isteyebilir. Megaloblastik teşhisinde kullanılan y&ouml;ntemler ş&ouml;yle sıralanır:</p> <ul> <li>Tam kan sayımı sayesinde kırmızı kan h&uuml;cresi sayısı belirlenir. Hemoglobin d&uuml;zeyinin d&uuml;ş&uuml;k olması anemiyi işaret eder.</li> <li>Periferik (dijital morfoloji) testi sayesinde kan h&uuml;creleri mikroskop altında incelenerek h&uuml;crelerin şekli ve b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; kontrol edilir.</li> <li>B12 vitamini ve folat d&uuml;zeylerini &ouml;l&ccedil;en test uygulanır.</li> <li>Kemik iliği incelemesi ile kemik iliğinde b&uuml;y&uuml;k ve olgunlaşmamış h&uuml;creler g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li> </ul> <p>Bu testlerin sonu&ccedil;larına dayanarak, megaloblastik anemi tanısı konulabilir. B12 vitamini veya folat eksikliği g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda ise kişiye takviyelere başlanır.</p> <h2><strong>Megaloblastik Anemi Tedavisi Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Megaloblastik anemi tedavisi, teşhisin ardında kişideki vitamin eksiklikleri belirlenerek yerine konulmasını i&ccedil;erir. B12 vitamini ve folik asit eksikliğini gidermeye y&ouml;nelik olarak tedaviler belirlenir. Megaloblastik anemi tedavisi i&ccedil;in şu y&ouml;ntemlerden yararlanılabilir:</p> <ul> <li>Kişide B12 eksikliği g&ouml;r&uuml;l&uuml;yorsa takviye verilebilir.</li> <li>Folik asit eksikliğine bağlı megaloblastik anemide, ise folik asit takviyesi verilir.</li> <li>Kişinin folat a&ccedil;ısından zengin gıdalar (yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, narenciye) t&uuml;ketilmesi &ouml;nerilir.</li> <li>Pernisiy&ouml;z anemiye bağlı B12 emilim bozukluğu durumunda kişiye B12 enjeksiyonları gerekebilir.</li> <li>&Ccedil;&ouml;lyak veya crohn hastalığı gibi bağırsak hastalıkları varsa, bu hastalıkların tedavisi vitamin emiliminin d&uuml;zelmesini sağlanabilir.</li> <li>Eksik vitaminlerin yerine konulmasının yanı sıra, dengeli bir diyet &ouml;nerilir.</li> </ul> <p>Tedaviye erken başlandığı durumda megaloblastik anemi tamamen tedavi edilebilir ve &ccedil;oğu kişi normal sağlık durumuna d&ouml;ner. Ancak tedavi geciktiği durumda, &ouml;zellikle B12 eksikliğine bağlı sinir sistemi hasarları kalıcı olabilir.</p> <h2><strong>Megaloblastik Anemi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Megaloblastik anemi hangi vitamin eksikliğinde g&ouml;r&uuml;l&uuml;r​? </strong></h3> <p>Megaloblastik anemi, B12 ve folik asit eksikliği durumunda kişiyi etkileyen bir durumdur. Bu vitaminlerin eksik olması megaloblastik anemiye neden olur.</p> <h3><strong>Megalooblastik anemi sonucu ne olur?</strong></h3> <p>Megaloblastik anemi, B12 vitamini ve folik asit eksikliği sonucu meydana gelen bir anemi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Bu iki vitamin DNA sentezin &ouml;nemli bir role sahiptir. Bu sebep bozukluk g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda v&uuml;cutta megaloblastik değişiklikler ortaya &ccedil;ıkar.</p>

Retinopati

<p>Retinopati, g&ouml;z&uuml;n arkasındaki ışığa duyarlı dokudaki (retina) kan damarlarının hasar g&ouml;rmesidir. Retinopati, genellikle diyabet ve y&uuml;ksek tansiyon gibi hastalıkların bir komplikasyonu olabilir. Tanısı, g&ouml;z muayenesi ve g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemleriyle konulur. Retinopati tedavisi ise lazer tedavisi veya cerrahi gibi y&ouml;ntemlerle yapılabilir.</p> <h2><strong>Retinopati Nedir?</strong></h2> <p>G&ouml;z&uuml;n arkasında bulunan ve duyusal bir zar olan retinanın hasar g&ouml;rmesi durumu retinopati olarak ifade edilir.</p> <p>G&ouml;z&uuml;n arkasındaki duyusal bir zar olan retina, g&ouml;z&uuml;n &uuml;zerine odaklanan ışığı alır ve bunu beyindeki g&ouml;rsel merkezlere g&ouml;nderilen sinir sinyallerine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;r. Beyinde daha sonra bu sinyaller tarafından g&ouml;r&uuml;nt&uuml;ler oluşturulur. Retina gerektiği gibi &ccedil;alışmadığında ise retinopati ortaya &ccedil;ıkabilir. Retinopati, retinayla ilişkili g&ouml;rme kaybına yol a&ccedil;abilir.</p> <p>Retinopati durumunda kan damarları sızarak retinayı aşabilir veya retinanın i&ccedil;inden b&uuml;y&uuml;yebilir. Bu durumda retina par&ccedil;alanmaya başlayarak ayrılabilir. Bu da zamanla g&ouml;rme kaybına ve hatta bazı durumlarda k&ouml;rl&uuml;ğe bile neden olabilir. Retinanın en yaygın g&ouml;r&uuml;len t&uuml;r&uuml; ise diyabetik retinonapidir. Diyabetik retinopadi şeker hastalığının ciddi bir komplikasyonu olarak karşımıza &ccedil;ıkar.</p> <h2><strong>Retinopati Neden Olur?</strong></h2> <p>Retinopati, g&ouml;z&uuml;n arkasındaki dokudaki (retina) kan damarlarının hasar g&ouml;rmesi sonucunda meydana gelir. Genellikle k&ouml;t&uuml; kontrol edilen kan şekeri &ouml;nemli bir bir risk fakt&ouml;r&uuml;d&uuml;r. Bunun sonucunda yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len diyabetik retinopati ortaya &ccedil;ıkar. Teşhis edilip tedavisine başlanmayan retinopati vakaları g&ouml;rme kaybı ve hatta k&ouml;rl&uuml;ğe bile neden olabilir.</p> <h2><strong>Retinopati &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</strong></h2> <p>Retinada ortaya &ccedil;ıkan hasara bağlı olarak retinopati farklı isimlerle adlandırılır. Genel olarak karşılaşılan retinopati &ccedil;eşitleri şu şekildedir:</p> <ul> <li>Diyabetik retinopati</li> <li>Proliferatif retinopati</li> <li>Proliferatif olmayan retinopati</li> <li>Premat&uuml;re retinopatisi</li> <li>Santral ser&ouml;z retinopati</li> <li>Hipertansif retinopati</li> <li>Pigmenter retinopati</li> <li>Purtscher retinopatisi</li> </ul> <h3><strong>Diyabetik Retinopati</strong></h3> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/seker-hastaligi-belirtileri-ve-tedavisi">Diyabetin</a> yan etkilerinden biri olan diyabetik retinopati, g&ouml;rmeyi tehdit eden bir hastalıktır. Diyabetin ayırt edici &ouml;zelliği olan y&uuml;ksek kan şekeri g&ouml;zleri etkileyebilir. Y&uuml;ksek kan şekerinin olması retinadaki k&uuml;&ccedil;&uuml;k kan damarlarına zarar vererek sıvı sızdırabilir. Bunun sonucunda retina şişerek g&ouml;rme bulanıklaşabilir. İki g&ouml;zde de diyabetik retinopati g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;&nbsp;</p> <p><strong>Diyabetik retinopati geliştirme riskini etkileyen fakt&ouml;rler şu şekildedir:</strong></p> <p><strong>Diyabet:</strong> Tip 1 ve tip 2 diyabet olan hastalar g&ouml;z sağlığına dikkat etmezse retinopati riski artabilir. Diyabet rahatsızlığı olan bir hastanın, hastalıkta ge&ccedil;irdiği s&uuml;re arttık&ccedil;a diyabetik retinopati geliştirme olasılığı o kadar y&uuml;ksektir.</p> <p><strong>Diyabetik retinopati aile &ouml;yk&uuml;s&uuml;:</strong> Diyabetik retinopati geliştirme risklerinden biri de aile bireylerinde diyabetik retinopati rahatsızlığının olmasıdır.&nbsp;</p> <p><strong>Diğer tıbbi rahatsızlıklar:</strong> <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/yuksek-tansiyon-hipertansiyon-nedir-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri">Y&uuml;ksek tansiyon</a> veya <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kolesterol-nedir-kolesterol-belirtileri-nelerdir">y&uuml;ksek kolesterole</a> sahip olmak, diyabetik retinopatiye yakalanma riskini artırabilir.</p> <p><strong>Gebelik diyabeti:</strong> Gebelik sırasında gebelik diyabeti gelişen kişilerde, ileride diyabet olma ve diyabetik retinopati geliştirme riski daha y&uuml;ksektir.</p> <p><strong>Diyabetik retinopatinin belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:</strong></p> <ul> <li>Bulanık g&ouml;rme</li> <li>U&ccedil;uşan cisimleri veya diğer noktaları fark etmek</li> <li>Gece g&ouml;r&uuml;ş zorluklarının olması</li> <li>Merkezi g&ouml;r&uuml;ş esnasında boş bir nokta olması</li> <li>Yeni gelişen renk k&ouml;rl&uuml;ğ&uuml; veya renklerin solgun olması gibi semptomlar diyabetik retinopatiden kaynaklı belirtiler olabilir.</li> </ul> <h3><strong>Premat&uuml;re Retinopati</strong></h3> <p>Premat&uuml;re retinopisi; premat&uuml;re bebeklerde &ouml;zellikle d&uuml;ş&uuml;k doğum kilosuna ve erken doğuma bağlı olarak ortaya &ccedil;ıkabilir. Premat&uuml;re retinopatisi (ROP) ayrıca 31. gebelik haftasından &ouml;nce doğan bebeklerde de g&ouml;r&uuml;lme eğilimindedir. Genellikle her iki g&ouml;zde de g&ouml;r&uuml;l&uuml;r ve &ccedil;ocuklarda g&ouml;rme kaybının yaygın bir nedenidir.</p> <p>Premat&uuml;re retinopisinde, &ccedil;ok sayıda anormal kan damarı retinaya yayılır. Bu kan damarları kırılgan ve sızdırma yapabilir. Bu nedenle retinada yara izine ve retina dekolmanına neden olabilir. G&ouml;rme kaybının ana kaynağı retina dekolmanıdır.</p> <p>Premat&uuml;re retinopisinin gelişmesinin nedeni bebeğin gelişimiyle bağlantılıdır. Gebeliğin erken d&ouml;neminde, bebeğin retinasının oksijen ve besin sağlayan kan damarları kenarlara doğru kademeli olarak b&uuml;y&uuml;r. Ancak retinanın hızlı gelişimi gebeliğin son 12 haftasına kadar ger&ccedil;ekleşmez.</p> <p>Ancak bir bebek erken doğarsa kan damarı b&uuml;y&uuml;mesi retinanın &ccedil;evresine ulaşmadan &ouml;nce durabilir. Bu nedenle, retina ihtiya&ccedil; duyduğu beslenmeyi alamaz ve yeni kan damarlarının b&uuml;y&uuml;mesi i&ccedil;in sinyaller g&ouml;nderebilir. Oluşan yeni kan damarları kırılgan bir yapıdadır. Bu durum, yara izine ve sonunda retina dekolmanına yol a&ccedil;abilir.</p> <p><strong>Premat&uuml;re retinopatisinin belirtileri şu şekildedir:</strong></p> <ul> <li>G&ouml;z&uuml;n bir y&ouml;nden diğer y&ouml;ne doğru hızlı hareket etmesi (nistagmus)</li> <li>L&ouml;kokori (beyaz g&ouml;z bebekleri)</li> </ul> <p><strong>Premat&uuml;re retinopati tedavisi ise ş&ouml;yledir:</strong></p> <p><strong>Kriyoretinopeksi:</strong> &Ccedil;ok soğuk bir kriyoprobun ucu g&ouml;z&uuml;n dışına yerleştirilir. Ama&ccedil;; anormal retinal kan damarlarını dondurmak, bunların b&uuml;y&uuml;mesini engelleyerek k&uuml;&ccedil;&uuml;lmesini sağlamaktır.</p> <p><strong>Lazer fotokoag&uuml;lasyon:</strong> Lazer, retinanın k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir alanına odaklanarak, kan damarlarının b&uuml;y&uuml;mesini durdurmak i&ccedil;in b&ouml;lgeyi ısıtır.</p> <p><strong>Skleral &ccedil;&ouml;kertme:</strong> Retina dekolmanına bağlı olarak ciddi g&ouml;rme kaybı oluşacak vakalarda bu tedavi y&ouml;ntemi kullanılır. G&ouml;z k&uuml;resinin etrafına lastik bant yerleştirilir. Skleral &ccedil;&ouml;kertme, retinayı g&ouml;z&uuml;n i&ccedil; kısmına doğru iterek yeniden yapışması i&ccedil;in bantlanmasıyla ger&ccedil;ekleştirilir.&nbsp;</p> <p><strong>Vitrektomi:</strong> &Ccedil;ok sayıda anormal kan damarı ve yara dokusu varsa vitrektomi tedavisi uygulanabilir. G&ouml;z&uuml; dolduran jel benzeri sıvının &ccedil;ıkarılmasıdır. Ayrıca, retina dekolmanını &ouml;nlemeye yardımcı olmak i&ccedil;in retinayı &ccedil;eken yara dokusu da &ccedil;ıkarılır.</p> <p>Premat&uuml;re retinopatisi olan bebekler, ileriki yaşamlarında <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/miyop-nedir-belirtileri-ve-tedavileri-nelerdir">miyopluk</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/goz-tembelligi">tembel g&ouml;z</a>, şaşılık, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/glokom-nedir-ve-belirtileri-nelerdir">glokom</a> ve retina dekolmanı a&ccedil;ısından daha b&uuml;y&uuml;k risk altındadır.</p> <h3><strong>Hipertansif Retinopati</strong></h3> <p>Y&uuml;ksek tansiyonu olan kişilerde hipertansif retinopati gelişme riski vardır. Hipertansif retinopati, tedavi edilmezse g&ouml;rsel netlik kaybolabilir. Bu durum y&uuml;ksek tansiyonu olan kişileri etkileyebilir. Genellikle, retina zarar g&ouml;rene kadar hi&ccedil;bir belirti g&ouml;r&uuml;lmez. Hipertansif retinopati rahatsızlığının belirtileri şu şekildedir:</p> <ul> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/bas-agrisi-nasil-gecer-bas-agrisina-ne-iyi-gelir">Baş ağrıları</a></li> <li>Normalden daha az g&ouml;rme veya &ccedil;ift g&ouml;rme</li> <li>Ani g&ouml;rme kaybı veya diğer g&ouml;rsel anormallikler gibi semptomlar hipertansif retinopati rahatsızlığının belirtileri olabilir. Bu belirtileri fark ettiğinizde uzman bir g&ouml;z doktoruna muayene olmanız gereklidir. G&ouml;z doktoru, kan damarlarda daralma veya sızıntı olup olmadığını kontrol edebilir. Kontrol sonucunda retinanın hasar alıp almadığı tespit edilebilir.</li> </ul> <p>Hipertansif retinopati rahatsızlığının tedavisi i&ccedil;in hastaların bazı hususlara &ouml;zellikle dikkat etmeleri gerekir. Hastaların kan basın&ccedil;larında oluşabilecek y&uuml;kselmelerin &ouml;nlenmesi gereklidir. Sağlıklı beslenerek kilo verme gibi yaşam tarzında yapılacak değişiklikler hipertansif retinopati tedavisinde etkili olabilir. Şiddetli seyreden hipertansif retinopati vakalarında <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/inme-felc-belirtileri-nelerdir">fel&ccedil;</a>, kalp ve b&ouml;brek sorunları riski daha y&uuml;ksektir.</p> <h3><strong>Santral Ser&ouml;z Retinopati</strong></h3> <p>Retinanın altında meydana gelen sıvı birikimi sonucu ortaya &ccedil;ıkan g&ouml;rme rahatsızlığıdır. Retina pigmentinin epitel tabakasında sıvının birikimiyle ortaya &ccedil;ıkar. Sıvı burada birikirse g&ouml;rsel bozulmaya ve hatta ayrılmaya neden olabilir. <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/stres-nedir-nasil-yonetilir">Stresle</a> ilişkili olarak genellikle 30-50 yaş arası erkeklerde bu durum ortaya &ccedil;ıkabilir. Santral ser&ouml;z retinopati rahatsızlığına neden olan fakt&ouml;rler şu şekildedir:</p> <ul> <li>Steroid kullanımı</li> <li>Otoimm&uuml;n bir rahatsızlığa sahip olmak</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/helikobakter-pilori-nedir-helikobakter-pilori-nasil-tedavi-edilir">Helicobacter pylori</a> enfeksiyonu</li> <li>Y&uuml;ksek tansiyona sahip olmak</li> <li>Doğası gereği son derece rekabet&ccedil;i veya saldırgan kişiliğe sahip olmak (A tipi kişilik) gibi fakt&ouml;rler santral ser&ouml;z retinopati rahatsızlığına neden olabilir.</li> </ul> <h2><strong>Retinopati Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Retinopati ne demek?</strong></h3> <p>Retinopati, g&ouml;rme bozukluğuna veya kaybına yol a&ccedil;abilen bir retina hastalığı olarak tanımlanır.</p> <h3><strong>Diyabetik Retinopati engel oranı nedir?</strong></h3> <p>Diyabet hastalığının şiddeti, s&uuml;resi ve hastada etkisine g&ouml;re engel oranları da farklı olabilir. Diyabetik retinopati, &ouml;zellikle <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/tip-2-diyabet-nedir">tip 2 diyabet</a> rahatsızlığı olan hastaların &ccedil;oğunluğunda vardır. Tip 2 diyabet hastalarının yaklaşık %60&rsquo;ında g&ouml;rme bozukluğu veya k&ouml;rl&uuml;ğe neden olabilecek kayıplar olabilir.</p> <h3><strong>Diyabetik Retinopati nasıl g&ouml;r&uuml;r?</strong></h3> <p>G&ouml;rmede bulanıklık ve koyu renkte y&uuml;zen noktaların g&ouml;r&uuml;lmesi gibi belirtiler diyabetik retinopati rahatsızlığına bağlı olarak hastalarda ortaya &ccedil;ıkabilir. Geceleri g&ouml;rmede zorluk oluşabilir. &Ouml;r&uuml;mcek ağına benzeyen &ccedil;izgiler ortaya &ccedil;ıkabilir.</p> <h3><strong>Santral Ser&ouml;z Retinopati nasıl g&ouml;r&uuml;r?</strong></h3> <p>Santral ser&ouml;z retinopati rahatsızlığı olan hastalarda; merkezi g&ouml;r&uuml;şte k&ouml;r noktalar olabilir. Renkler soluk g&ouml;z&uuml;kebilir. Nesneler daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k ya da uzakta g&ouml;r&uuml;lebilir. G&ouml;rme esnasında bulanıklıkların olması ve g&ouml;r&uuml;şte yamukluğun ortaya &ccedil;ıkması santral ser&ouml;z retinopatiden kaynaklanabilir.&nbsp;</p>

Tüm Hastalık İçerikleri

Teknolojiler

Cilt Analizinde Yeni Bir Teknoloji: Observ 320 Cilt Analizi

<p>Cildimiz; yaşın ilerlemesi, cilt bakımına yeterli &ouml;zenin g&ouml;sterilmemesi, g&uuml;neş ışınlarına maruziyet ve bazen de genetik sebeplerle sağlıklı ve gen&ccedil; g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; kaybedebiliyor. Ciltte lekelenme, a&ccedil;ık g&ouml;zenekler, kızarıklık, matlaşma ve elastikiyet kaybı gibi estetik a&ccedil;ıdan rahatsız edici sonu&ccedil;lar g&ouml;r&uuml;lebiliyor. Cilt tipinizin uzmanlar tarafından analiz edilmesi, ciltteki sorunların objektif olarak saptanabilmesi cilt analiz cihazları &ouml;ne &ccedil;ıkıyor ve ileri teknolojilerle cildin doğru değerlendirmesinin yapılması gerekiyor. Memorial Bah&ccedil;elievler Hastanesi Dermatoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&#39;nden Do&ccedil;. Dr. Asude Kara Polat, Uzm. Dr. Didem Kazan ve Uzm. Dr. Selma Salman,&nbsp;Observ 320 Cilt Analiz teknolojisi hakkında bilgiler verdi.</p> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizi Teknolojisi Nedir?</strong></h2> <p>Observ 320 cilt analizi Dermatoloji b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde kullanılan bir cilt tanıma teknolojisidir. Cildin ihtiya&ccedil;larını kolay ve anlaşılabilir haliyle g&ouml;sterebilen bu analiz ile cilt y&uuml;zeyinin daha derin katmanlarının dahi incelenmesi fırsatı sunulmaktadır. Y&uuml;z&uuml;n cihaza konumlandırılmasının ardından cilt y&uuml;zeyine patenti LED ışık ve filtrelerle aydınlatma sağlayarak cildin en dıştan i&ccedil;e doğru en net şekilde değerlendirme imkanı sağlamaktadır.</p> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizinin Kullanım Alanları Nelerdir?</strong></h2> <p>Observ 320 cilt analizi; cilt tipine uygun bakım rutini oluşturmadan &ouml;nce cilt tipini belirlemede, rozasea, akne, melasma gibi dermatolojik hastalıkların hem medikal hem de kozmetik tedavileri &ouml;ncesi ve izleminde tedavini yanıtını değerlendirmede ve botoks, mezoterapi, dolgu uygulamaları gibi kozmetik işlemlerin başarısını değerlendirmede kullanılmaktadır.</p> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizinin Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <p>Observ 320 cilt analizi teknolojisi, cilt y&uuml;zeyine aydınlatma sağlayarak cildin en derin katmanlarını dahi derinlemesine g&ouml;rme imkanı sunmaktadır. Avantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir;</p> <ul> <li><strong>Cilt tipinin değerlendirilmesi</strong></li> </ul> <p>Cilt tipi kuru-karma-yağlı olarak 3&rsquo;e ayrılır. Cilt tipinin belirlenmesi ile hastalara g&uuml;nl&uuml;k cilt bakımı rutini oluşturmaları i&ccedil;in yardımcı olacak &uuml;r&uuml;nler &ouml;nerilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cilt kalitesi ve y&uuml;zey d&uuml;zensizliklerinin değerlendirilmesi </strong></li> </ul> <p>A&ccedil;ık g&ouml;zenekler, ton eşitsizliği, ince ve derin &ccedil;izgilerin tespiti ile hastalara &ouml;nerilecek kozmetik &uuml;r&uuml;n ya da kozmetik işlemlere karar verilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cilt lekelerinin tedavisi</strong></li> </ul> <p>Ciltteki &ccedil;il, g&uuml;neş lekesi gibi g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;nen veya derinin alt tabakalarına uzanan g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;lmeyen hormonal lekeler (melasma) cilt analiz cihazıyla tespit edilebilmektedir. Tespit sonrasında hastaya uygun medikal ya da kozmetik tedaviler &ouml;nerilebilmektedir. Bu tedavilerin başarısı, Observ 320 Cilt Analiz teknolojisi ile takip edilebilmekte ve gerekli durumlarda ek tedaviler uygulanabilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cildin damar ağ yapısı değerlendirilmesi</strong></li> </ul> <p>Kuperoz ya da rosacea adı verilen cilt hastalıkları toplumda sık g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Bu hastalarda cilt altı kılcal damarlarda normalin &uuml;st&uuml;nde genişleme olabilmekte ve bu durum y&uuml;zde kızarık bir g&ouml;r&uuml;nt&uuml;ye sebebiyet verebilmektedir. Observ 320 Cilt Analiz cihazı ile deri altı damar ağı yapısının adeta fotoğrafını &ccedil;ekilmektedir. Bu sayede başlangı&ccedil; aşamasında saptanan bu hastalıkları &ouml;nlemeye y&ouml;nelik &ouml;nerilerde bulunulabilmekte veya ilerlemiş hastalık durumunda ise tedaviye y&ouml;n verilebilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cil sıkılığı: (g&ouml;zaltı torbaları, g&uuml;lme &ccedil;izgileri)</strong></li> </ul> <p>Cildin gerekli ihtiyacı karşılanmadığı durumlarda Observ 320 Cilt Analiz cihazı ile gelişebilecek cilt sorunlarının tespiti kolaylıkla sağlanabilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cilde uygulanan uzun d&ouml;nemli tedavilerde cildin gelişimi değerlendirilebilmektedir.</strong></li> </ul> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizi Teknolojisi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Observ 320 Cilt Analizi uygulaması sırasında acı veya ağrı hissedilir mi?</strong></h3> <p>Observ 320 Cilt Analizi uygulaması sırasında acı veya ağrı hissedilmez, olduk&ccedil;a konforlu bir uygulamadır. Kişi cihazın ışık almayan siyah kutu şeklinde başlık kısmına başını yerleştirir, bilgisayarlı fotoğraf sistemimiz cildin fotoğraflarını &ccedil;eker. B&ouml;ylece konforlu bir uygulama ger&ccedil;ekleştirilir.</p> <h3><strong>Cilt hastalıklarının takibinde kullanılması ne gibi avantajlar sağlar?</strong></h3> <p>Cilt analiz cihazı sayesinde verilen medikal tedavinin ya da estetik uygulamanın hastanın bir &ouml;nceki gelişine g&ouml;re ciltte ne gibi faydalar sağladığı, ne derece başarılı olduğu objektif olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Gerekirse mevcut tedavi değiştirilebilir ya da tedaviye eklemeler yapılabilir.</p> <h3><strong>Cilt analizi hastaya ne gibi imkanlar sunar?</strong></h3> <p>Hasta, cildindeki fark ettiği sorunların yanında &ccedil;ıplak g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;lmeyen sorunları da g&ouml;rm&uuml;ş olur. Doktoruyla birlikte cilt tipine uygun bir cilt bakımı rutini geliştirebilir. Ayrıca ciltteki sorunların tedavisi i&ccedil;in yine doktoruyla birlikte bir tedavi planı oluşturabilir.</p>

Rezum (İyi Huylu Prostat Büyümesi İçin Su Buharı Tedavisi)

<p>Rezum, iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi tedavisinde prostatın b&uuml;y&uuml;yen kısmını k&uuml;&ccedil;&uuml;ltmek i&ccedil;in su buharı enerjisinin kullanıldığı bir y&ouml;ntemdir. Rezum tedavi y&ouml;ntemi ile &uuml;retra-dış idrar yolundan girilerek (endoskopik yaklaşım) prostat g&ouml;zlenir. Radyofrekans jenerat&ouml;r&uuml; yoluyla oluşan enerji, v&uuml;cut dışında suyu ısıtmak ve buhara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmek i&ccedil;in kullanılır. V&uuml;cut dışında oluşturulan su buharı, prostat b&uuml;y&uuml;mesine neden olan prostat dokusunu k&uuml;&ccedil;&uuml;ltmek i&ccedil;in bir iğne aracılığıyla prostat dokusuna iletilir. İşlem yaklaşık 10 ila 30 dakika arasında s&uuml;rer ve g&uuml;n&uuml;birlik olarak ger&ccedil;ekleştirilebilir. Memorial Şişli Hastanesi &Uuml;roloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nden Do&ccedil;. Dr. Fatih Yanaral, iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesinde kullanılan su buharı tedavi y&ouml;ntemi Rezum hakkında bilgi verdi.</p> <h2><strong>İyi Huylu Prostat B&uuml;y&uuml;mesi ve Rezum Nedir?</strong></h2> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/iyi-huylu-prostat-buyumesine-dikkat">İyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi</a>, prostat bezinin boyutunun b&uuml;y&uuml;mesiyle erkeklerde yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len &uuml;rolojik bir hastalıktır. Erkeklerde ileri yaşlarda yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi 50&#39;li yaşlardaki erkeklerin %40&#39;ını, 90 yaş ve &uuml;zerindeki erkeklerin ise %90&#39;ını etkilemektedir. Hastalarının b&uuml;y&uuml;k bir kısmında prostat b&uuml;y&uuml;mesi mesane &ccedil;ıkış tıkanıklığına neden olarak idrar yolu şikayetlerine yol a&ccedil;maktadır. İdrar şikayetleri arttık&ccedil;a hastanın yaşam kaliteleri de d&uuml;şer. Prostat b&uuml;y&uuml;mesi tedavisinde hayat tarzı değişiklikleri, ila&ccedil; tedavileri ve ameliyat tedavileri vardır. İlk basamak tedavi olan ila&ccedil; tedavileri zamanla etkisini kaybedebilir veya hasta devamlı ila&ccedil; kullanmak istemeyebilir. Bu durumdaki hastaların iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi tedavisinde ameliyat se&ccedil;enekleri g&uuml;ndeme gelir. İyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;meleri tedavisinde g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde trans&uuml;retral rezeksiyon (TURP), lazer ameliyatları (Thulep, Holep) ve Rezum tercih edilmektedir. Klasik y&ouml;ntem olan TURP&#39;nin kendine has yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkiler arasında retrograd ejak&uuml;lasyon (meninin geri ka&ccedil;ması), transf&uuml;zyon gerektiren kanama sayılabilir. Ayrıca, genel veya spinal anestezi kullanımını gerektirir ve hastanın ortalama 2 g&uuml;n hastanede kalış s&uuml;resi vardır. Bu durumu iyileştirmek i&ccedil;in TURP&#39;ye alternatif cerrahi stratejiler sağlamak amacıyla &ccedil;eşitli minimal invaziv prosed&uuml;rler geliştirilmiştir. Bunlar arasında, 2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İla&ccedil; Dairesi (US FDA) onayı aldıktan sonra artan bir ilgi g&ouml;ren yeni bir ablatif prosed&uuml;r olan Rezum sistemi bulunmaktadır.</p> <h2><strong>Rezum Tedavi Y&ouml;nteminin Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <ul> <li>Rezum, lokal anestezi altında uygulanabilir (Anestezi riski y&uuml;ksek hastalara uygulanabilir)</li> <li>Rezum, hastanın kan sulandırıcı ila&ccedil;ları kesilmeden uygulanabilir (Kalp hastalığı olanlarda g&uuml;venlidir)</li> <li>Rezum, hastanın hızlı ve etkili bir tedavi almasını sağlar</li> <li>Rezum ile genişlemiş merkezi b&ouml;lgeler ve/veya orta loblar tedavi edilebilmektedir</li> <li>Rezum, iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;meleri i&ccedil;in klinik olarak kanıtlanmış, g&uuml;venli ve etkili bir tedavi y&ouml;ntemidir</li> <li>Rezum ile tedavi edilen hastada cinsel işlev kaybı ve idrar fonksiyon kaybı minimum d&uuml;zeyde olur</li> <li>Rezum tedavisi g&ouml;ren hasta normal aktivitelere hızlı d&ouml;n&uuml;ş yaparak aynı g&uuml;n hastaneden taburcu olabilmektedir.</li> </ul> <h2><strong>Rezum Tedavisini Kimler Se&ccedil;ebilir?</strong></h2> <ul> <li>Prostat ila&ccedil;larını bırakmayı veya almamayı tercih eden iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi olan hastalar</li> <li>Diğer minimal invaziv (kapalı y&ouml;ntemler) veya cerrahi prostat prosed&uuml;rlerini istemeyen hastalar</li> <li>Şikayetlerinden ameliyatı se&ccedil;ecek kadar rahatsız olmadıklarını belirten hastalar</li> </ul> <h2><strong>Rezum Tedavisi Hangi Hastalara Uygulanabilir?</strong></h2> <ul> <li>İyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; &ge;30 cm3 ve &le;80 cm3 olan hastalara Rezum tedavi y&ouml;ntemi uygulanabilir.</li> <li>Santral b&ouml;lge ve/veya orta lob hiperplazisi olan prostatın tedavisinde uygulanabilir</li> </ul> <h2><strong>Rezum Tedavisi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Rezum tedavisi y&ouml;ntemi i&ccedil;in kimler iyi bir aday değildir?</strong></h3> <p>Rezum tedavisi, &uuml;riner implantı olan veya penil protezi olan hastalarda ve iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; 80 gram &uuml;st&uuml;nde olan hastalara uygulanmamalıdır.</p> <h3><strong>Rezum tedavisi ile klasik TURP ve prostat lazer ameliyatları arasındaki fark nedir?</strong></h3> <p>TURP ve lazer ameliyatlarında, prostatın bir kısmını &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in elektrik akımı veya lazer enerjisi kullanılmaktadır. İyileşmeler genellikle Rezum tedavisi gibi ofis tabanlı bir tedaviden daha iyidir. Ancak ameliyatların genellikle daha fazla riski vardır. Bu işlemler ameliyathanede genel veya spinal anestezi altında uygulanmaktadır. Rezum tedavisi ise lokal anestezi altında, kan sulandırıcı ila&ccedil;lar kesilmeden de uygulanabilir.</p>

İntraoperatif Mr

<p>Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi alanın da en ileri teknolojilerden olan İntraoperatif MR, beyin, omurilik, hipofiz t&uuml;m&ouml;rleri, glial t&uuml;m&ouml;rler ve derin yerleşimli t&uuml;m beyin dokularının değerlendirilmesinde olduk&ccedil;a &ouml;nemli bir yere sahiptir. Hastanın ameliyatı sırasında detaylı MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; alma şansı tanıyan bu y&ouml;ntem; hekime t&uuml;m&ouml;r&uuml;n temizlenmesi s&uuml;recinde &ccedil;ok etkili bir yol g&ouml;sterici olup t&uuml;m&ouml;r kalıntısını &ouml;nlemekte, genellikle ikinci bir ameliyata gerek duyulmamasını sağlamaktadır. Memorial Ataşehir Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nden Prof. Dr. Zafer Orkun Toktaş, beyin ve omurilik ameliyatlarında İntraoperatif MR&rsquo;ın avantajları hakkında bilgi verdi.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR Nedir?</strong></h2> <p>D&uuml;nyada sayılı merkezde bulunan ve &ldquo;Ameliyathane MR&rsquo;ı&rdquo; olarak da bilinen İntraoperatif MR(IOMR), beyin ve omurilik t&uuml;m&ouml;r ameliyatlarında b&uuml;y&uuml;k fark yaratan bir g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemidir. IOMR, hastanın yaşam beklentisini / konforunu b&uuml;y&uuml;k oranda iyileştirmenin yanı sıra, beyin cerrahlarının işlerini de olduk&ccedil;a kolaylaştırmaktadır. IOMR sayesinde ameliyat sırasındaki gidişatı değerlendirilir, kritik dokular korunur ve t&uuml;m&ouml;r kalıntıları g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lenebilir. T&uuml;m&ouml;r tedavisinde yaşam s&uuml;resini belirgin d&uuml;zeyde olumlu etkiler ve b&uuml;y&uuml;k fark yaratır.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR Nasıl Uygulanır?</strong></h2> <p>Hastanın tanısının konulması ve cerrahi sonrası takip s&uuml;re&ccedil;lerinde klasik MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lemesi mutlak başvurulan bir y&ouml;ntemdir. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde ise ameliyat sırasında ihtiyaca g&ouml;re MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme yapılabiliyor olması; ameliyat sonrasındaki bir aksaklığın &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebilmekte, cerrahi sırasında yol g&ouml;sterici olması kolaylık sağlamaktadır. Ameliyat anında hasta MR cihazına alınarak cerrahi sahada her t&uuml;rl&uuml; bilgiye ulaşılır. MR hazırlığı sırasında cerrahi yapılan alana steril &ouml;zel &ouml;rt&uuml; yerleştirilmekte ve alan ge&ccedil;ici dikiş ile kapatılmaktadır T&uuml;m ekipmanların MR uyumlu olması en b&uuml;y&uuml;k kriterdir. Anestezi altında ve tam monitorize olarak &ccedil;ekilen MR yaklaşık 30 dakika s&uuml;rmektedir.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR&rsquo;ın Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <p>Beyin ameliyatlarında t&uuml;m&ouml;r&uuml;n yerini milimetrik olarak tespit etmek olduk&ccedil;a hassas bir &ccedil;alışma gerektirmektedir. İntraoperatif MR sayesinde t&uuml;m&ouml;r&uuml;n &ccedil;evre dokularla ilişkisi net olarak tespiti sağlanabilmekte, g&ouml;zden ka&ccedil;abilecek t&uuml;m&ouml;r kalıntısı, sinir ağları g&ouml;r&uuml;lmekte ve b&ouml;ylelikle yanılma payı ortadan kalkmaktadır. Ge&ccedil;mişte cerrahi anında g&ouml;r&uuml;nt&uuml; alınamaması nedeniyle hastalarda kalıntı t&uuml;m&ouml;rler g&ouml;r&uuml;lebilirdi ve ikinci bir cerrahi gerekliliği ortaya &ccedil;ıkabilmekteydi. &nbsp;Bu durum yaşam s&uuml;resini olumsuz etkilemekteydi. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde ise IOMR teknolojisi sayesinde ikinci bir ameliyat gerekliliği ortadan kaldırılmış oldu. Omurga veya beyin ameliyatında gerekli durumlarda g&ouml;r&uuml;nt&uuml; alma imk&acirc;nı hekim a&ccedil;ısından b&uuml;y&uuml;k avantaj sağlamaktadır. Hastalar i&ccedil;in de kalıntı t&uuml;m&ouml;r ya da ikinci bir ameliyat gereği ortadan kalkmaktadır. İntraoperatif MR&rsquo;ın bir diğer avantajı da; parlak sinyal veren ş&uuml;pheli b&ouml;lgelerin t&uuml;m&ouml;r i&ccedil;erip i&ccedil;ermediğini MR Spektroskopi yaparak ayırt etme ayrıcalığı sunmasıdır. Bu durumda gereksiz bir alanın cerrahi ile &ccedil;ıkarılmasını &ouml;nlemektedir.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Beyin ve sinir cerrahisinde IOMR sıklıkla kullanıldığı t&uuml;m&ouml;rler nelerdir?</strong></h3> <p>İntraoperatif MR<strong>, h</strong>emen hemen t&uuml;m vakalarda katkı sağlayabilmekle birlikte, &ouml;zellikle; beyin t&uuml;m&ouml;rleri, hipofiz adenomu, omurilik t&uuml;m&ouml;rleri ve beyin damar ameliyatları i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k katkı sağlar.​​​​​</p> <h3><strong>IOMR hastaya sağladığı&nbsp;kazan&ccedil;lar nelerdir?</strong></h3> <p>Cerrahi sonrası t&uuml;m&ouml;r kalıntısı bulunmaması ve damar ameliyatlarında sağlıklı damarların cerrahi bitmeden kontrol&uuml;, IOMR&#39;ın hastaya sağladığı kazan&ccedil;lar arasındadır.</p> <h3><strong>Neden Beyin ve Sinir Cerrahisinde en ileri teknolojiler arasında yer alıyor?</strong></h3> <p>IOMR teknolojisi &ouml;nemli altyapı hazırlığı ve yatırım gerektirmektedir. Bu nedenle sadece gelişmiş ve ileri donanıma sahip beyin cerrahisi kliniklerinde bulunmaktadır.</p> <h3><strong>Cerrah hasta arasında IOMR yeri neresidir?</strong></h3> <p>Bu teknolojinin varlığı, hasta a&ccedil;ısından tercih sebebidir. &Ouml;zellikle t&uuml;m&ouml;r olgularında hem hastanın hem de doktorun hedefi tek cerrahide tam t&uuml;m&ouml;r temizliğidir. IOMR bunu sağlamaktadır.</p> <h3><strong>IOMR ile ameliyatlar daha kolay mı?</strong></h3> <p>Beyin -omurilik ameliyatlarında cerrahın anatomi ve mikrocerrahi bilgisi ne kadar yetkin olsa da, bazen doku i&ccedil;inde sınırları tespit etmek veya derin hassas yapıları tespit etmek zorlaşır. Bu aşamada IOMR devreye girerek t&uuml;m&ouml;r &ccedil;ıkarımı ile doku koruma arasındaki hassas dengeyi m&uuml;kemmel hale getirir.</p>

HIFU (Ameliyatsız Yüz ve Cilt Gençleştirme)

<p>HIFU (Y&uuml;ksek Yoğunluklu Odaklı Ultrason) bir cilt gen&ccedil;leşme y&ouml;ntemidir ve cilt sıkılaştırma, kırışıklık azaltma ve y&uuml;z germe gibi estetik ama&ccedil;larla kullanılır. HIFU, y&uuml;ksek yoğunluklu odaklı ultrason dalgalarını cilt altındaki hedef dokulara odaklar. Bu dalgalar cilt y&uuml;zeyinden ge&ccedil;erken cildi olumsuz etkilemeden, cilt altındaki dokularda termal (ısı) etki oluşturur. Bu ısınma, kolajen &uuml;retimini artırarak ciltte sıkılaşmayı ve gen&ccedil;leşmeyi teşvik eder. Memorial Wellness Dermatoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml; Uzmanları, HIFU (Y&uuml;ksek Yoğunluklu Odaklı Ultrason) teknolojisi ile y&uuml;z germe hakkında bilgi verdi.</p> <h2><strong>HIFU (Y&uuml;ksek Yoğunluklu Odaklı Ultrason) Nedir?&nbsp; &nbsp;</strong></h2> <p>HIFU a&ccedil;ılımı&nbsp;<strong>H</strong>igh&nbsp;<strong>I</strong>ntensity&nbsp;<strong>F</strong>ocused&nbsp;<strong>U</strong>ltrasound şeklindedir ve baş harflerinden oluşur. Ultrason enerjisi ile uygulanan HIFU, dermatoloji alanında cilt sıkılaştırma ve y&uuml;z germede kullanılan bir tedavi şekli olarak bilinmektedir. Bu y&ouml;ntemde cildin en alt tabakasına inilerek bu b&ouml;lgeye odaklanmış ses dalgaları yayılır, bu da ciltte toparlanma ve sıkılaşma sağlar. Ayrıca cildin &uuml;st ve orta seviyelerine kolajen ve elastin sentezini harekete ge&ccedil;irerek, ciltte gen&ccedil;leşme etkisi g&ouml;stermesine yardımcı olur.</p> <h2><strong>HIFU ile Y&uuml;z ve Cilt Gen&ccedil;leştirme Tedavisi Nasıl Etki Eder?</strong></h2> <p>Y&uuml;ksek yoğunluklu odaklanmış ultrason yani HIFU y&ouml;nteminde, hedef b&ouml;lgedeki molek&uuml;llerin titreşimini artırarak, ses dalgası ile dokulara odaklanılmaktadır. Bu işlemle birlikte ısı enerjisi ortaya &ccedil;ıkmaktadır. Bu b&ouml;lgelerde ısı etkisi ile oluşan doku hasarı v&uuml;cut tarafından yara dokusu olarak algılanarak yeni kolajen &uuml;retimi ger&ccedil;ekleşir. Bu y&ouml;ntem yeni&nbsp;<a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kolajen-nedir">kolajen</a>&nbsp;oluşumu ile ciltte sıkılaşma sağlayarak cildin toparlanmasına yardımcı olmaktadır.</p> <h2><strong>HIFU ile Y&uuml;z Ve Cilt Gen&ccedil;leştirmenin Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <ul> <li>HIFU işlemi cilt y&uuml;zeyine herhangi bir kesik veya dikiş gerektirmez. Bu nedenle iyileşme s&uuml;reci hızlıdır ve cerrahi riskleri yoktur. Ayrıca, işlem sonrası iz veya yara oluşması beklenmez.</li> <li>HIFU işlemi genellikle tek seanstır. Etkisi kısa s&uuml;rede fark edilmeye başlanabilir. Ciltteki sıkılaşma ve gen&ccedil;leşme s&uuml;reci fazla kolajen &uuml;retimine dayanır ve bu s&uuml;re&ccedil; zaman i&ccedil;inde iyileşir.</li> <li>HIFU işlemi sırasında hafif rahatsızlık hissi veya ciltte ge&ccedil;ici kızarıklık olabilir, ancak bunlar genellikle hafif ve ge&ccedil;icidir. Ciddi komplikasyon oluşumu beklenmemektedir.</li> <li>HIFU, ciltteki kolajen &uuml;retimini artırarak uzun s&uuml;reli sonu&ccedil;lar sağlar. Sonu&ccedil;lar kişinin yaşam tarzına ve cilt tipine bağlı olarak değişebilir, etkisi genellikle 1- 1.5 yıl s&uuml;rebilir.</li> <li>HIFU, y&uuml;z, boyun, &ccedil;ene hattı, kaşlar, dekolte b&ouml;lgesi ve v&uuml;cudun diğer b&ouml;lgeleri gibi farklı cilt b&ouml;lgelerine uygulanabilir.</li> <li>HIFU tedavisi, kişinin ihtiya&ccedil;larına ve cilt durumuna g&ouml;re &ouml;zelleştirilebilir. Derinlik ve odak noktaları ayarlanabilir, b&ouml;ylece işlem kişiselleştirilebilir.</li> <li>HIFU işlemi sonrası genellikle kişiler g&uuml;nl&uuml;k aktivitelerine hemen d&ouml;nebilirler. Bu, iş veya g&uuml;nl&uuml;k yaşamı aksatma ihtiyacını azaltır.</li> </ul> <h2><strong>HIFU Yaptırdıktan Sonra Nelere Dikkat Edilir?</strong></h2> <p>HIFU işlemi yaptıranlar, tedaviden sonra yan etkileri ve oluşabilecek komplikasyonları &ouml;nlemek i&ccedil;in tedbirler almaları gerekmektedir.</p> <ul> <li>Cilt tedavisinden sonra cildi yoğun g&uuml;neş ışığına ya da maruz bırakmamak &ouml;nemlidir. Bunun sebebi ise g&uuml;neş yanığı ve cilt hasarı olasılığını azaltmaya yardımcı olmaktır.</li> <li>Tedaviden sonra işlem uygulanan b&ouml;lgeyi kaşımamak cilt hasarı riskini ortadan kaldırabilir.</li> <li>Su, v&uuml;cutta kolajen &uuml;retim hızını artırarak iyileşmenize destek sağlayacağı i&ccedil;in HIFU işlemi sonrası su t&uuml;ketmek yararınıza olacaktır.</li> </ul> <h2><strong>HIFU Ne Kadar S&uuml;re Sonra Etkisini G&ouml;sterir?</strong></h2> <p>HIFU işlemi tek seanslık bir uygulamadır. İşlem sonrasında v&uuml;cut kolajen &uuml;rettiği i&ccedil;in etkisi 2-3 ay i&ccedil;erisinde g&ouml;r&uuml;lebilir. V&uuml;cudun kolajen &uuml;retimine bağlı olarak bu s&uuml;re değişiklik g&ouml;sterebilmektedir. HIFU işleminin ortalama etkisi 1-1,5 yıl s&uuml;rmektedir.</p> <ul> </ul> <h2><strong>HIFU Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <p>&nbsp;</p> <h3><strong>HIFU ger&ccedil;ekten işe yarıyor mu?</strong></h3> <p>HIFU<strong>&nbsp;</strong>cildi sıkılaştırmak i&ccedil;in invaziv olmayan bir işlem olarak kabul edilmektedir. Kesi ve yara izi yoktur. Dinlenme ya da iyileşme s&uuml;resi verilmemektedir. HIFU yaşlanma i&ccedil;in kesin &ccedil;&ouml;z&uuml;m değildir. Hafif ve orta derecede cilt gevşekliği yaşayanların tercih ettiği bir işlemdir.</p> <h3><strong>HIFU işlemi ile hangi şikayetler giderilir?</strong></h3> <p>HIFU işlemi, kırışıklık azaltma, boyunda sarkan cildi sıkılaştırma, g&ouml;z kapakları, yanak ve kaşları kaldırma, &ccedil;ene hattını d&uuml;zeltme gibi şikayetlerin giderilmesinde kullanılabilmektedir.</p> <h3><strong>HIFU tedavisi kimlere yapılır?</strong></h3> <p>HIFU işlemi, herkes i&ccedil;in uygun olmayabilir. &Ouml;zellikle 30 yaşından b&uuml;y&uuml;k, hafif ve orta derecede cilt gevşekliği sorunu yaşayan,&nbsp;cerrahi bir işlem olmaksızın genel bir sıkılaşma ve toparlanma isteyen ve gıdı b&ouml;lgesinde bir miktar yağın giderilmesini isteyen kişilere uygulanmaktadır.</p> <h3><strong>HIFU ile y&uuml;z ve cilt gen&ccedil;leştirme kimlere uygulanamaz?</strong></h3> <p>Ciddi cilt sarkması g&ouml;r&uuml;len yaşlılarda bu işlem tercih edilmemektedir. Bu noktada ameliyat gerekebilir. HIFU, &ouml;zellikle hedef b&ouml;lgelerde enfeksiyon bulunan, kistik akneye sahip ve tedavi alanında metalik implantları olan kişilere &ouml;nerilmemektedir.</p> <h3><strong>HIFU ile y&uuml;z germe işleminin yan etkileri nelerdir?</strong></h3> <p>HIFU (y&uuml;ksek yoğunluklu odaklanmış ultrason) işleminin yan etkileri bulunabilir. Bu yan etkilerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:</p> <ul> <li>HIFU y&uuml;z germe işlemi ciltte hafif bir karıncalanma hissi ve sıcaklık yaratabilir.</li> <li>İşlemin uygulandığı b&ouml;lge, tedaviden sonra kırmızı ve lekeli g&ouml;r&uuml;nebilir. Bunun sebebi yapılan işlemin cildi ısıtmasına bağlanabilir. Ağrı ise ge&ccedil;icidir ve zamanla kaybolabilir.</li> <li>Hastanın işleme verdiği reaksiyona bağlı olarak ciltte şişmeler meydana gelebilir.</li> <li>HIFU işlemi sırasında yayılan ultrason dalgaları, derin katmanları hedeflediği i&ccedil;in karıncalanma ve uyuşukluğa sebep olabilir. Bu uyuşukluk hissi g&ouml;zle ve dudaklarda yoğun bir şekilde hissedilebilmektedir.</li> </ul> <h3><strong>HIFU ağrılı bir işlem midir?</strong></h3> <p>HIFU y&uuml;z germe uygulaması, anestezi etkili uyuşturucu kremlerden yararlanılarak uygulanan bir işlemdir.</p> <h3><strong>HIFU işlemi ne kadar s&uuml;rer?</strong></h3> <p>HIFU uygulamasının uzunluğu, tedavi edilen b&ouml;lgeye g&ouml;re değişebilmektedir. Yaklaşık 60-90 dakika arasında değişebilir.</p> <h3><strong>HIFU işlemi ka&ccedil; ayda bir yapılır?</strong></h3> <p>HIFU y&uuml;z germe işlemi tek seans olarak uygulanmaktadır. Yağlı ciltler i&ccedil;in bu işlem 2 seans olarak geliştirilebilmektedir. 3 ay i&ccedil;erisinde etkisi g&ouml;r&uuml;lmeye başlanıp sonu&ccedil; alınmaktadır.</p>

Tüm Teknoloji İçerikleri

Tanı ve Testler

Amniyosentez

<p>Amniyosentez, rahim i&ccedil;erisinde bebeği &ccedil;evreleyen sıvı olan amniyotik sıvıdan test ve tedavi ama&ccedil;lı sıvı alınma işlemidir. Bebekte down sendromu ve spina bifida gibi genetik bozukluk sorunu olup olmadığını anlamak i&ccedil;in gebeliğin 16. ve 24. haftaları arasında uygulanır. Lokal anestezi y&ouml;nteminden yararlanarak ultrason eşliğinde ince bir iğneyle anne karnına girilir ve sıvı &ouml;rneği alınır. Amniyosentez sonrasında ise hafif kramplar yaşanabilir fakat ciddi komplikasyon oluşma olasılığı olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r.</p> <h2><strong>Amniyosentez Nedir?</strong></h2> <p>Amniyosentez, doğum &ouml;ncesi gebelik d&ouml;neminde annenin karnından amniyotik sıvının alınmasını i&ccedil;eren, bebeğin genetik bozukluğu olup olmadığını ortaya &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in uygulanan bir test t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Gebeliğin genellikle 15. ile 20. haftaları arasında uygulanan bu test sayesinde bebeğin genetik ve kromozomal sağlık durumunu değerlendirilebilir. Gebelik sırasında fet&uuml;s amniyotik kesenin i&ccedil;inde b&uuml;y&uuml;meye başlar. Amniyotik sıvı, amniyotik kesenin i&ccedil;indeki fet&uuml;s&uuml; &ccedil;evreleyen ve koruyan bir yapıya sahiptir. Amniyosentez sırasında, doktor fet&uuml;s&uuml; &ccedil;evreleyen keseden az miktarda amniyotik sıvıyı &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in ince bir iğne kullanır. Alınan bu sıvı &ouml;rneği daha sonra bir laboratuvarda test edilir.</p> <h2><strong>Amniyosentez Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Amniyosentez testi, bebeğin doğmadan &ouml;nce anne karnında kromozomal, genetik bozuklukları veya doğuştan gelen engelleri olup olmadığını tespit etmek i&ccedil;in uygulanır. &Ouml;zellikle y&uuml;ksek risk grubundaki gebelere bu test &ouml;nerilebilir. Erken teşhis i&ccedil;in de &ouml;nemli olan amniyosentez testi sonrasında bebekte şu tespitler yapılabilir:</p> <ul> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/down-sendromu">Down sendromu</a></li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/tay-sachs-hastaligi">Tay-Sachs hastalığı</a></li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/spina-bifida-nedir">Spina bifida</a></li> <li>Anensefali</li> <li>Fetal akciğer gelişimi</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kan-uyusmazligi-nedir-neden-olur">Rh hastalığı</a></li> <li>Trizomi 18 veya Trizomi 13</li> <li>N&ouml;ral t&uuml;p defektlerinin belirlenmesi</li> <li>Kistik fibrozis</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/orak-hucreli-anemi">Orak h&uuml;cre anemisi</a></li> </ul> <p>Amniyosentez, genellikle ileri yaş gebeliğinde, risk fakt&ouml;rleri bulunan hamileliklerde belirli anormallikleri tespit etmek i&ccedil;in uygulanan bir testtir. Bu gibi durumlar g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde anne adaylarına &ouml;nerilebilir.</p> <h2><strong>Amniyosentez Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Amniyonsentez, doktor tarafından uygulanan lokal anestezi i&ccedil;eren bir test t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Genellikle 15. ve 20. gebelik haftaları arasında uygulanan amniyosentez işleminde hem bebeğin hem de annenin sağlığına dikkat edilir. Ultrason eşliğinde ger&ccedil;ekleştirilerek şu aşamalar uygulanır:</p> <ul> <li>Doktor, <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/ultrason-nedir-hangi-hastaliklarda-kullanilir">ultrason</a> sayesinde bebeğin pozisyonunu ve alınacak amniyotik sıvının miktarını belirler.</li> <li>Steril bir ortamda anne adayının karın b&ouml;lgesi antiseptik sol&uuml;syon ile temizlenir ve enfeksiyon riski azaltılır.</li> <li>İnce ve uzun bir iğne yardımıyla annenin karnından rahime doğru girilir.</li> <li>Amniyotik sıvıdan yaklaşık 15-20 mililitre kadar bir &ouml;rnek alınır.</li> <li>Alınan amniyotik sıvı, gerekli genetik analiz ve diğer testlerin yapılması i&ccedil;in laboratuvara g&ouml;nderilir.</li> <li>İşlemden sonrasında ise anne adayının bir s&uuml;re dinlenmesi istenebilir. Kısa s&uuml;reli de olsa hafif kramplar veya rahatsızlık hissi oluşabilir.</li> </ul> <h2><strong>Amniyosentez Hangi Durumlarda Gereklidir?</strong></h2> <p>Amniyosentez, &ouml;zellikle hamilelik esnasında bebeğin genetik kontrollerinin yapılması amacıyla ger&ccedil;ekleştirilir. İleri yaş annelikte, ailede genetik hastalık &ouml;yk&uuml;s&uuml; olduğunda ya da ultrasonda anormal bulgular tespit edildiğinde amniyosentez uygulanması istenebilir. Amniyosentez şu durumlarda uygulanır:</p> <ul> <li>35 yaş ve &uuml;zerindeki anne adayları</li> <li>Hamilelikte yapılan ilk trimester tarama testleri veya ikili/&uuml;&ccedil;l&uuml; tarama testlerinde pozitif sonu&ccedil; &ccedil;ıkması</li> <li>Ailede kalıtsal bir genetik hastalık varsa</li> <li>Daha &ouml;nce kromozomal bozukluk ile sonu&ccedil;lanan bir gebelik yaşanması</li> <li>Hamilelik sırasında yapılan detaylı ultrason taramaları, bebekte bazı yapısal veya gelişimsel anormallikler g&ouml;r&uuml;lmesi</li> <li>Rh negatif kan grubuna sahip bir annenin olması</li> <li>Fetal enfeksiyon ş&uuml;phesi durumunda</li> <li>Erken doğum riski taşıyan gebeliklerde</li> </ul> <h2><strong>Amniyosentez Riskleri Nelerdir?</strong></h2> <p>Amniyosentez, hamilelik esnasında bebeğin genetik ve sağlık durumu hakkında bilgi sağlayan bir test t&uuml;r&uuml;d&uuml;r fakat&nbsp; her tıbbi işlem gibi risk taşıma olasılığı bulunur. Genel olarak g&uuml;venli kabul edilen amniyosentez sonrasında enfeksiyon riski, kramp ve ağrı gibi durumlar ortaya &ccedil;ıkabilir. Amniyosentez riskleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Amniyosentez sonrası &ccedil;ok az da olsa d&uuml;ş&uuml;k riski bulunur.</li> <li>Amniyosentez sonrasında annenin vajinasından amniyotik sıvı sızıntısı ortaya &ccedil;ıkabilir. Bu durum bebeğin gelişimini etkilemez.</li> <li>Amniyosentez sırasında rahim i&ccedil;ine iğne girişi, enfeksiyon riskini artırabilir. Nadir de olsa annede karın ağrısı, ateş ve rahatsızlık hissi g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li> <li>Amniyosentez işleminden sonra anne adayında hafif kramplar veya rahimde ağrı hissedebilir.</li> <li>Amniyosentez sırasında kullanılan ince iğne, nadiren de olsa bebeğe temas edebilir.</li> <li>Amniyosentez sırasında anne kanına bebeğin kan h&uuml;creleri karışabilir ve bu durum Rh uyuşmazlığına neden olabilir.</li> <li>Nadir de olsa amniyosentez işlemi sonrası amniyotik sıvı kaybı nedeniyle bebeğin gelişimi etkilenebilir.</li> <li>Amniyosentez, erken doğum riskini az da olsa artırabilir.</li> </ul> <p>Amniyosentez genel olarak g&uuml;venli bir işlem olarak kabul edilir. Bu işlem esnasında ciddi komplikasyonlar nadirdir. İşlem uygulanmadan &ouml;nce doktordan riskler ve faydalar hakkında detaylı konuşmak gerekebilir.</p> <h2><strong>Amniyosentez Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Amniyosentezde d&uuml;ş&uuml;k riski var mı?</strong></h3> <p>Amniyosentezde d&uuml;ş&uuml;k riski bulunur fakat bu risk olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r. Genellikle %0,1 ila %0,3 arasında değişir.</p> <h3><strong>Amniyosentez ne kadar s&uuml;rer?</strong></h3> <p>Amniyosentez testi i&ccedil;in yapılan işlem ortalama olarak 20-30 dakika s&uuml;rebilir. Amniyotik sıvı alınma s&uuml;resi ise 2-3 dakika kadar s&uuml;rer.</p> <h3><strong>Amniyosentez ağrılı mı?</strong></h3> <p>Amniyosentez ağrılı bir işlem değildir fakat kişide hafif bir batma ve karın b&ouml;lgesinde baskı hissi olabilir. İşlem sonrasında ise anne adayında hafif kramplar yaşanabilir.</p> <h3><strong>Amniyosentez testinden sonra normal aktivitelerime d&ouml;nebilir miyim?</strong></h3> <p>Amniyosentez testi sonrasında hafif kramplar ortaya &ccedil;ıkabilir fakat bu durum ge&ccedil;icidir. Genellikle birka&ccedil; saat dinlendikten sonra normal aktivitelere d&ouml;n&uuml;lebilir. Doktorun bu konudaki tavsiyesi &ouml;nemlidir.</p> <h3><strong>Amniyosentez ka&ccedil;ıncı haftada yapılır?</strong></h3> <p>Amniyosentez genellikle 15. ile 20. gebelik haftaları arasında uygulanan bir test şeklidir.</p> <h3><strong>Amniyosentez tehlikeli midir?</strong></h3> <p>Amniyosentez işlemi g&uuml;venli olarak kabul edilen bir durumdur. İşlem sonrasında nadir de olsa enfeksiyon ve amniyotik sıvı ka&ccedil;ağı gibi riskleri olabilir.</p> <h3><strong>Amniyosentezin bebeğe zararı var mı?</strong></h3> <p>Amniyosentez işleminin bebeğe zarar vermez. Doktor tarafından uygulanması b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem taşır.</p>

CA 19-9 Testi

<p>CA 19-9, kolon, pankreas, mide veya safra kanalındaki v&uuml;cuttaki kansere yanıt olarak kanser h&uuml;creleri veya normal h&uuml;creler tarafından k&ouml;t&uuml; huylu durumlarda &uuml;retilen antijendir. Bazı kanser h&uuml;crelerinin y&uuml;zeyinde bulunan bir protein olan CA19-9 t&uuml;m&ouml;r belirteci olarak da adlandırılabilir. Ancak her CA 19-9 y&uuml;ksekliği kanser anlamına gelmez. Kanser dışında safra kesesi taşları, pankreatit, siroz ve kolesistit gibi kanserli olmayan durumlar da CA 19-9 y&uuml;ksekliğine neden olabilir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Nedir?</strong></h2> <p>CA 19-9, hem kanser h&uuml;creleri hem de normal h&uuml;creler tarafından kan dolaşımına salınan bir karbonhidrat antijeni ve aynı zamanda t&uuml;m&ouml;r belirtecidir.</p> <p>Kanda &ccedil;ok fazla CA 19-9 antijeni olması <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/pankreas-kanseri-ve-tedavisi">pankreas kanseri</a> veya diğer kanser t&uuml;rleri gibi sağlık sorunlarının bir g&ouml;stergesi olabilir. Kanserin dışında kandaki CA 19-9 miktarı, kanser tedavisine hastanın v&uuml;cudunun nasıl tepki verdiğini veya kanserin n&uuml;ksedip n&uuml;ksetmeme durumunu takip etmeye yardımcı olmak i&ccedil;in de kullanılabilir. Bu sebeple bir t&uuml;m&ouml;r belirteci olarak değerlendirilir.</p> <p>CA 19-9 proteini, pankreas, safra sistemindeki kanal h&uuml;creleri ile birlikte mide, kolon, uterus ve t&uuml;k&uuml;r&uuml;k bezlerindeki epitel h&uuml;creler tarafından &uuml;retilir. CA 19-9&rsquo;un temel etkisi pankreas kanal adenokarsinomunda olsa da ayrıca &ccedil;ok &ccedil;eşitli iyi ve k&ouml;t&uuml; huylu, gastrointestinal ve gastrointestinal dışı hastalıklar i&ccedil;in de fikir verir ve bir g&ouml;sterge sunar. Genellikle pankreas kanserinin tanı ve tedavisinde dikkate alınan CA 19-9 değerleri kanser dışı durumlar i&ccedil;in de değerlendirme imkanı tanır.</p> <p>Kanser dışında CA 19-9 y&uuml;ksekliğine neden olabilecek iyi huylu durumlar arasında pankreatit, pankreas kistleri, diabetes mellitus (DM), karaciğer fibrozu, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/siroz-hastaligi-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">siroz</a>, iyi huylu kolestatik hastalıklar ve diğer &uuml;rolojik, pulmoner ve jinekolojik hastalıklar yer alır.</p> <h2><strong>CA 19-9 Testi Nedir?</strong></h2> <p>CA 19-9 testi, kanda bulunan CA 19-9 (kanser antijeni 19-9) adı verilen bir proteinin miktarını &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in uygulanan bir testtir. CA 19-9 testi ile birlikte kanserli veya kanserli olmayan sağlık sorunlarının tanısı konulabilir veya kanser tedavisinin son durumuna bakılabilir.</p> <p>Sağlıklı bireylerin kanında az miktarda CA 19-9 proteini bulunabilir. Y&uuml;ksek CA 19-9 seviyeleri ise genellikle pankreas kanseri belirtisidir. Ancak kanser olarak ifade edilmesi i&ccedil;in de sonucun değer aralıklarının &uuml;st&uuml;nde olması gerekir. Bu y&uuml;zden y&uuml;ksek CA 19-9 seviyeleri her zaman kanser g&ouml;stergesi değildir. Aynı zamanda kanser olmayan bazı hastalıkların belirtisi de sayılabilir. <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/safra-kesesi-tasi-nedir-belirtileri-nelerdir">Safra kesesi taşları</a>, siroz, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/akut-pankreatit-nedir">pankreatit</a> ve diabetes mellitus gibi durumlar y&uuml;ksek CA 19-9 seviyelerine sebebiyet verebilir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Ka&ccedil; Olmalı?</strong></h2> <p>Test sonucunda CA 19-9 değerinin olması gereken referans aralığı 0-37 U/mL değeridir. 37&rsquo;den fazla &ccedil;ıkan CA 19-9 değeri y&uuml;ksek kabul edilir ve birtakım hastalıklar i&ccedil;in daha detaylı tetkikler istenir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Y&uuml;ksekliği Ne Anlama Gelir?</strong></h2> <p>CA 19-9 gibi olan bir&ccedil;ok t&uuml;m&ouml;r belirteci, v&uuml;cutta meydana gelen kansere yanıt olarak kanser h&uuml;creleri veya normal h&uuml;creler tarafından &uuml;retilen maddelerdir. Sağlıklı kişilerin kanında az miktarda CA 19-9 bulunsa da y&uuml;ksek CA 19-9 seviyeleri pankreas kanserinin bir g&ouml;stergesi sayılabilir. Ancak her y&uuml;ksek değer kanser anlamını taşımaz.</p> <p><strong>CA 19-9 y&uuml;ksekliğine neden olabilecek fakt&ouml;rler ş&ouml;yledir:</strong></p> <ul> <li>Pankreas kanseri</li> <li>Pankreatit</li> <li>Safra kesesi taşları</li> <li>Safra ve solunum yolları iltihabı</li> <li>Siroz</li> <li>Diyabetes mellitus</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kistik-fibrozis-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">Kistik fibrozis</a></li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/safra-kesesi-iltihabi-nedir">Kolesistit</a></li> </ul> <p>CA 19-9 y&uuml;ksekliğinde &ccedil;ıkan her y&uuml;ksek değer pankreas kanseri anlamı taşımaz. Bu sebeple kişi test sonucunda y&uuml;ksek değerle karşılaşırsa, &lsquo;Kansere yakalandım&rsquo; d&uuml;ş&uuml;ncesine kesin olarak girmemelidir. CA 19-9 sonucuyla beraber kanserin kesin tanısı i&ccedil;in doktor tarafından farklı testler de istenebilir. T&uuml;m sonu&ccedil;ların birleşmesiyle tanı teyit edilebilir.</p> <h2><strong>CA 19-9 D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Ne Anlama Gelir?</strong></h2> <p>CA 19-9 d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; aslında CA 19-9 değerinin kabul edilen referans aralığında olması anlamına gelir. Sağlıklı insanların kanında az da olsa CA 19-9 proteini bulunur. Bu değerler referans aralığında kaldığı s&uuml;rece bir sorun teşkil etmez.</p> <h2><strong>CA 19-9 Testi Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>CA 19-9 testi de rutin kan testi gibi prosed&uuml;rleri i&ccedil;erir. Kişinin kolundaki damardan iğne yoluyla kan alınır ve alınan kan test t&uuml;p&uuml;ne koyulur. Elde edilen &ouml;rnek incelenmek &uuml;zere laboratuvara g&ouml;nderilir ve sonu&ccedil;ların &ccedil;ıkması beklenir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>CA 19-9 ne demek?</strong></h3> <p>CA 19-9 bir karbonhidrat antijenidir ve sağlıklı insanların kanında az da olsa bulunur. &Ccedil;ok y&uuml;ksek değerler ise birtakım hastalıklara işaret edebilir. Bunun belirlenmesi i&ccedil;in de CA 19-9 testi yapılır.</p> <h3><strong>CA 19-9 ne zaman tehlikelidir?</strong></h3> <p>37 U/mL&rsquo;nin &uuml;st&uuml;ndeki CA 19-9 değeri y&uuml;ksek kabul edilir ancak bu y&uuml;kseklik v&uuml;cuttaki inflamasyona da işaret edebilir. &Ouml;zellikle 1000 ve &uuml;zeri değerler kanser ş&uuml;phesi taşır ve daha detaylı incelemeye gerek duyulur.</p> <h3><strong>CA 19-9 nasıl d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;r?</strong></h3> <p>CA 19-9 değerini d&uuml;ş&uuml;rmek ve normal seviyelere getirmek i&ccedil;in y&uuml;ksekliğe neden olan fakt&ouml;r&uuml; analiz etmek gerekir. Y&uuml;ksekliğe neden olan durum pankreas kanseri ise <a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/kemoterapi">kemoterapi</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/radyoterapi-nedir-nasil-uygulanir-yan-etkileri-nelerdir">radyoterapi</a> ve &ccedil;eşitli kanser tedavileri uygulanarak kanserli h&uuml;creleri yok etmek gerekir. Kanser v&uuml;cudu terk ettiğinde CA 19-9 seviyeleri de normale d&ouml;nm&uuml;ş olur.</p>

Denver Testi

<p>Denver testi, 0-6 yaş arası &ccedil;ocuklarda gelişimsel eksiklikleri belirlemek i&ccedil;in tasarlanmış bir tarama aracı ve gelişim testidir. Denver testi ile &ccedil;ocuğun gelişimini yakından takip etmek ve onun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi ama&ccedil;lanır. Bu doğrultuda Denver testi, &ccedil;ocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimini değerlendirmek i&ccedil;in kullanılan basit ve etkili bir y&ouml;ntemdir.</p> <h2><strong>Denver Testi Nedir?</strong></h2> <p>Denver testi &ccedil;ocukların gelişiminde uygulanan ve 1960&#39;larda Dr. William K. Frankenburg ve Dr. Robert J. Dodds tarafından geliştirilen bir gelişim testidir. Analizin i&ccedil;eriği 1996&#39;da g&uuml;ncellenerek Denver 2 testi olarak yayınlanmıştır.</p> <p>Bununla birlikte 116 maddelik bir i&ccedil;eriğe sahip olan analiz 4 farklı b&ouml;l&uuml;mden oluşur. Genel olarak analizde &ccedil;ocukların yaşına g&ouml;re gelişimsel &ouml;zelliği yeterli d&uuml;zeyde mi diye bakılarak değerlendirilir. Bunun yanında sağlıklı &ccedil;ocuklar hakkında da bilgi sahibi olunmasını sağlayan analiz T&uuml;rkiye&#39;de ilk kez 1980&#39;lerde uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca T&uuml;rkiye&#39;de 1990&#39;da analizin i&ccedil;eriğinde yenilenmeye gidilmiştir. Son zamanlarda &ccedil;ocukların beyin ve beden gelişimlerinde geriliğin artması bu tarz analizlere duyulan ihtiyacı da artırmıştır. Analizin envanterleri arasında hikaye dinlenme ve g&ouml;zlem y&ouml;ntemleri de bulunur.</p> <h2><strong>Denver Testi Ka&ccedil; Yaşlarında Yaptırılmalı?</strong></h2> <p>Denver testi 0-6 yaş aralığında uygulanır. Bu şekilde &ccedil;ocuğun gelişimi ile ilgili tarama analizi yapılır. Bu doğrultuda Denver testinde &ccedil;ocukların yaşına g&ouml;re konuşma ya da dil gelişim d&uuml;zeyleri, ince ve kaba motor becerileri, sosyal yetenekleri ya da kişisel yetenekler hakkında &ouml;ng&ouml;r&uuml; oluşturulur.</p> <h2><strong>Denver Testi Nasıl Uygulanır?</strong></h2> <p>Aile tarafından gelişim problemlerinden ş&uuml;phe duyulan &ccedil;ocuklar i&ccedil;in Denver gelişim testi yapılabilir. Bu anlamda &ccedil;ocukların gelişimsel davranışlarını tespit etmek i&ccedil;in uzman eşliğinde Denver testi soruları y&ouml;nlendirilir. Analize başlamadan &ouml;nce ebeveynlerden &ccedil;ocuklarını anlatmaları istenir. Anne-babaya sorulan soruların cevapları ile &ccedil;ocuğun etkinlikleri yapma şekli karşılaştırılarak bir değerlendirme &ccedil;ıkarılır. Bu test sırasında &ccedil;ocuğun davranışlarındaki değişimler aşağıdaki gibi incelenebilir:</p> <ul> <li>&Ccedil;ocuğun &ouml;ncelikle kendini tanıtması talep edilir ve sosyal ortamda kendisini ifade edebilmesine bakılır. B&ouml;ylece yaşına g&ouml;re dil gelişim d&uuml;zeyi analizine ge&ccedil;ilerek her iki konu arasında ilişki kurulur.</li> <li>Devamında motor becerilerinin d&uuml;zeyini belirlemek i&ccedil;in bazı eylemleri yapması &ccedil;ocuktan istenir. Bu eylemler arasında motor beriler i&ccedil;in farklı se&ccedil;enekler bulunur. Bunlar, y&uuml;r&uuml;me ya da kıyafetlerini giyme giyme gibi se&ccedil;enekler olabileceği gibi makas tutma ya da kalem kullanma da olabilir.</li> <li>Bu tip bir uygulama ile ince ve kaba motor aktivite durumu tespit edilir.</li> <li>En son aşamada sonu&ccedil;lar ele alınırken &ccedil;ocuğun stresli olup olmaması ya da ailenin tutumu dikkate alınır. Diğer testlerin aksine Denver testi anne, &ccedil;ocuk ve moderat&ouml;r varlığında ger&ccedil;ekleştirilir. Anne ve &ccedil;ocuğa y&ouml;nelik soruların derlendiği analiz ortalama olarak 15 dakika s&uuml;rmektedir. Denver test soruları dışında 5 tane &#39;Test davranışı&#39; maddesi uyarınca moderat&ouml;r&uuml;n cevaplaması gereken sorular da vardır ve bu sayede moderat&ouml;r &ccedil;ocuğun becerileri hakkında g&ouml;zlemini ifade eder.</li> <li>Testin sonucunda &ccedil;ocuğun yaşıtlarına g&ouml;re gelişimi ve becerileri hakkında bilgi sahibi olunur. Bu alanda bir problem varsa belirlenir ve alanında uzman kişilere &ccedil;ocuğun y&ouml;nlendirilmesi yapılır. Bunun yanında tek analizde kesin bir veri elde etmek &ccedil;oğu zaman m&uuml;mk&uuml;n olmayabilir, bu sebeple analizin belirli periyotlarla uygulanması sağlanabilir.</li> </ul> <h2><strong>Denver Testinin İ&ccedil;eriği Nedir?</strong></h2> <p>Denver testi tablo şeklinde ve tek sayfada toplanmış bir analizdir. Bu analizin i&ccedil;eriğinde yıllara ve aylara g&ouml;re becerilerin &ouml;ne &ccedil;ıkmasını sağlayan sorular bulunur. &Ccedil;ocuğun yaşı neyse ona denk gelecek şekilde sorular tablodan &ccedil;izilir, koordinatları belirlenen &ccedil;izelgede ebeveynlere de sorulacak sorular tespit edilir. Tabloda genel olarak a&ccedil;ık renkten koyu renge doğru aşamalar halinde sorular yer alır ve &ccedil;izilen &ccedil;izgiye denk gelecek koyu tonda soruların &ccedil;ocuk tarafından yapılabiliyor olması değerlendirilir. Eğer, &ccedil;ocuk bu alanda &ccedil;izginin solunda bulunan &uuml;&ccedil; adet soruyu cevaplayamıyorsa o kısım devam edilmez. Uygulama sırasında s&ouml;zel cevaplar değerlendirilir. Hem cevapları hem de davranışları moderat&ouml;r tarafından anlık kaydedilir.</p> <p>Diğer bir taraftan &ccedil;ocuğun nesnel belirti vermeden ve ş&uuml;phe uyandıran gelişimsel problemlerin keşfinde destekleyici bir analizdir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise analizin bir zeka testi olmaması, sadece gelişimi hakkında bilgi vermesidir. Bununla birlikte &ccedil;ocuğun gelecekte sahip olacağı IQ seviyesini, zihinsel kapasitesini ya da uyumsal becerisini &ouml;ng&ouml;rmek i&ccedil;in kullanılamaz. Bu anlamda disleksi (konuşma bozukluğu), &ouml;ğrenme problemleri, duygusal ya da psikolojik sorunlar gibi konularda veri vermek i&ccedil;in herhangi bir alt yapısı mevcut değildir. Bu tarz hastalıklar doktorun fiziki muayenesinde değerlendirilebilir, bu bağlamda Denver testi tanısal bir kimlik taşımamaktadır. Son olarak bu analizin ilgilendiği 4 alt b&ouml;l&uuml;m bulunmaktadır. Bu doğrultuda 4 alt b&ouml;l&uuml;m i&ccedil;eriği aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:</p> <ul> <li><strong>Kişisel ve sosyal becerileri:</strong> Burada &ccedil;ocuğun etrafıyla iletişim kurması, tek başına kişisel gereksinimlerinin giderilmesine bakılır.</li> <li><strong>İnce motor yetenekleri:</strong> Eliyle eşyaları tutabilme ve kavrayabilme, problemleri &ccedil;&ouml;zebilme ve el-g&ouml;z koordinasyonunu y&ouml;netebilme gibi motor yetenekleri değerlendirilir.</li> <li><strong>Kaba motor yetenekleri:</strong> Genel anlamda hareket kapasitesi, el-ayak t&uuml;m v&uuml;cudun koordinasyonu, koşma, y&uuml;r&uuml;me, zıplama ya da oturma gibi eylemlerin değerlendirilmesini ifade eder.</li> <li><strong>Dil ve konuşma becerileri:</strong> Konuşma şekli, s&ouml;yleneni anlama durumu, anlatım sırasında kendini ifade edebilmesi gibi etkenleri i&ccedil;erir.</li> </ul> <p>T&uuml;m bu bilgilerle birlikte uzman eşliğinde yapılan bu analiz, &ccedil;ocuk &uuml;zerinde klinik olarak tespit edilmeyen gelişim sorunlarını belirlemede bir ara&ccedil; vazifesi g&ouml;r&uuml;r. Ayrıca &ouml;zel eğitimli &ccedil;ocuklarda d&ouml;nem d&ouml;nem aldıkları eğitimin etkisini g&ouml;rmek i&ccedil;in de kullanılabilir. &Ouml;zellikle anaokulu ve kreş d&ouml;neminde &ccedil;ocukların eğitim kurumuna başlarken uygulanabilir. Bu d&ouml;nemde &ccedil;ocuğun yaşına g&ouml;re geliştirdikleri yetenekleri tespit edilerek hangi seviyeden başlaması gerektiği &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</p> <h2><strong>Denver Testi Sonu&ccedil;ları Nasıl Okunmalı?</strong></h2> <p>Bu analizde sorulan sorulara verilen cevaplar ge&ccedil;er, kalır, reddeder ya da olanak dışı olarak değerlendirilir. 3 yaş Denver i&ccedil;in bazı &ouml;rnek sorular i&ccedil;in şu şekilde bir liste yapılır:</p> <ul> <li><strong>Kişisel ya da sosyal yeteneklerine y&ouml;nelik sorular:</strong> Adını-soyadını s&ouml;yleyebilir mi, yemeğini tek başına yiyebilir mi gibi sorular ebeveynlere y&ouml;nlendirilebilir.</li> <li><strong>Motor becerilerine y&ouml;nelik sorular:</strong> Belirlenen bir mesafeye atlaması, şekilleri belli eşyaları &uuml;st &uuml;ste dizerek kule yapabilmesi, tek ayak &uuml;zerinde durması gibi aktivitelerin yapması talep edilir.</li> <li><strong>Dil gelişimine y&ouml;nelik sorular:</strong> C&uuml;mleleri tamamlayabiliyor mu, belirli g&ouml;rseller g&ouml;sterildiğinde s&ouml;yleyebiliyor mu gibi sorular sorulabilir.</li> </ul> <p>Analizin değerlendirme aşamasında ise aşağıdaki basamaklar incelenebilir:</p> <ul> <li>Yaşın işaretlendiği &ccedil;izgiyi &ccedil;ocuk cevaplarıyla tamamen sağda konumlandırdı ise yaşıtlarına g&ouml;re ileride sonucu &ccedil;ıkabilir.</li> <li>Yaş &ccedil;izgisine denk gelen maddelerin %25 ile %75 arasında ge&ccedil;miş, reddetmiş ya da kalmış ise normal olarak değerlendirilir.&nbsp;</li> <li>Yaş &ccedil;izgisinde &ccedil;ocuk %75 ile %90&#39;ını reddetmiş ya da bu sorulardan kalmışsa uyarı işareti &ccedil;alar.</li> <li>Yaş &ccedil;izgisinin solunda yer alan maddelerin hepsinden &ccedil;ocuk kalmış ya da reddetmişse analiz sonucu gecikme sonucunu verir.</li> <li>Ek olarak ebeveynlerin maddelere baktığında &ccedil;ocuğun cevaplamasının m&uuml;mk&uuml;n olmadığını s&ouml;ylerse soru &#39;olanak dışı&#39; olarak kutulanır.</li> </ul> <p>Testin sonucunda ikiden fazla gecikme bulunuyorsa anormal olarak değerlendirilir. Ayrıca 1 gecikme ve ikiden fazla uyarı cevabı varsa ş&uuml;pheli olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bunun yanında analizde gecikme cevabı yoksa ve maksimum 1 uyarı varsa &ccedil;ocuk normal olarak kabul edilir.</p> <h3><strong>Denver Testi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h3> <h3><strong>Denver testi g&uuml;venilir mi?</strong></h3> <p>Uzmanlar tarafından ge&ccedil;erli ve g&uuml;venli bir gelişim testi olmasıyla sık&ccedil;a başvurulan bir analizdir.</p> <h3><strong>Gelişim testinde neler yapılır?</strong></h3> <p>&Ccedil;ocuğa ve ebeveynlere 4 başlık altında sorular y&ouml;nlendirilerek verilen cevaplara g&ouml;re gelişimsel bir problem olup olmadığına bakılır.</p>

CA 15-3 Testi

<p>CA 15-3 testi, &ouml;zellikle ileri meme kanseri tedavisi olan kadınlarda tedavinin etkisini değerlendirmek veya n&uuml;kseden meme kanserlerini izlemek i&ccedil;in faydalanılan bir t&uuml;m&ouml;r belirtecidir. Meme kanseri olan veya n&uuml;kseden kişilerde CA 15-3&rsquo;&uuml;n kandaki değerleri y&uuml;ksektir. Ayrıca y&uuml;ksek CA 15-3 seviyeleri yumurtalık, akciğer ve prostat kanserleri ile birlikte iyi huylu meme veya yumurtalık hastalığı, endometriozis, pelvik inflamatuar hastalık ve hepatit gibi kanserli olmayan durumlarla da ilişkilidir. Bunların yanı sıra gebelik ve emzirme de kandaki CA 15-3 seviyelerini y&uuml;kseltebilir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Nedir?</strong></h2> <p>CA 15-3 (Carcinoma Antigen 15-3), kanser antijeni olup, meme h&uuml;creleri tarafından &uuml;retilen bir proteindir. Meme kanserli hastalarda en yaygın kullanılan biyokimyasal serum belirtecidir. Meme kanserlerinde kana salgılanan bu proteinin seviyeleri y&uuml;kselir.</p> <p>V&uuml;cudun diğer b&ouml;lgelerine sı&ccedil;ramış meme kanseri olan &ccedil;oğu kadında (<a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/metastaz-nedir">metastaz</a>) CA15-3 seviyeleri normal referans aralığının &uuml;st&uuml;nde ve y&uuml;ksektir. Ancak t&uuml;m meme kanseri tipleri CA 15-3 seviyelerinin y&uuml;kselmesine neden olmaz &ccedil;&uuml;nk&uuml; bazı kanser h&uuml;creleri antijeni aşırı olarak &uuml;retmez.</p> <p>Meme kanserinin dışında yumurtalık, akciğer ve prostat kanseri de CA 15-3 değerinin y&uuml;kselmesine yol a&ccedil;abilir. Bu değerlerin belirlenmesi i&ccedil;in ise CA 15-3 testi yapılır.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Nedir?</strong></h2> <p>Bir t&uuml;m&ouml;r belirteci olan CA 15-3 testi, &ouml;zellikle meme kanserinde y&uuml;kselen kandaki CA 15-3 kanser antijeninin değerini &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in uygulanan bir testtir. Meme kanseri tedavisine hastanın verdiği yanıtı ve hastalığın tekrar n&uuml;ksedip n&uuml;ksetmediğini takip etmek i&ccedil;in kullanılır.</p> <p>CA 15-3, v&uuml;cudun savunma sistemini uyaran bir protein maddesidir. Bazı kanser h&uuml;creleri CA 15-3 antijenini kana salgılar CA 15-3 testi ise başta meme kanseri olmak &uuml;zere belirli kanser t&uuml;rlerini izlemek i&ccedil;in uygulanır. <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/meme-kanseri-belirtileri-tanisi-ve-tedavi-yontemleri">Meme kanserinin</a> tedavi s&uuml;reci ve tedaviden sonra tekrar n&uuml;kseden meme kanseri, kana CA 15-3 proteini salgılama olasılığı en y&uuml;ksek kanser olarak değerlendirilir.</p> <p>V&uuml;cudun diğer b&ouml;lgelerine yayılmış veya diğer adıyla metastaz yapmış meme kanseri teşhisi konduysa, CA 15-3 testi ile birlikte hormon resept&ouml;r testi ve HER2 durum testi gibi diğer testler de birlikte uygulanabilir.</p> <p>CA 15-3 testi sadece meme kanserinin tedavi s&uuml;recinde ve n&uuml;ksetmiş vakalarda yapılır. Erken evre meme kanserinde CA 15-3 &ouml;l&ccedil;&uuml;m&uuml; yapılmaz &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu proteinin d&uuml;zeyleri bu evrede nadir olarak normalden daha y&uuml;ksek değerler verir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Neden Yapılır?</strong></h2> <p>CA 15-3 testi (Carcinoma Antigen 15-3), meme kanseri tedavisinin nasıl sonu&ccedil; verdiğini kontrol etmek, tedaviyi y&ouml;netmek veya tedaviden sonra n&uuml;kseden kanser olup olmadığını tespit etmek amacıyla uygulanır. Bu sebeple test yalnızca tedavi s&uuml;recinde veya n&uuml;kseden vakalarda uygulanır. Kanserin varlığını belirlemek i&ccedil;in yapılmaz.</p> <p>Meme kanserinin dışında <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/yumurtalik-kanseri">yumurtalık</a>, akciğer ve <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/prostat-kanseri-belirtileri-ve-tedavisi">prostat kanserinin</a> tedavi s&uuml;reciyle birlikte tekrarladığı durumlarda da CA 15-3 değerlerine bakılabilir. Hastalık dışında <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/hamilelik-belirtileri-nelerdir-hamilelik-belirtileri-ne-zaman-baslar">gebelik d&ouml;nemi</a> ve emzirme s&uuml;reci de CA 15-3 değerlerinin kontrol edilebildiği d&ouml;nemlerdir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Referans Aralığı Ka&ccedil; Olmalıdır?</strong></h2> <p>Kandaki CA 15-3 değerinin sağlıklı kabul edilen referans aralığı mililitre başına 30 &uuml;nite (U/ml) veya 30&rsquo;un altındaki değerlerdir. &Ouml;zellikle meme kanseri tedavisinin başarılı ilerlemediği veya n&uuml;kseden meme kanserlerinde CA 15-3 değerleri y&uuml;kselebilir. Farklı kanser t&uuml;rleri veya durumlar da kandaki değerlerin y&uuml;kselmesine yol a&ccedil;abilir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Y&uuml;ksekliği Ne Anlama Gelir?</strong></h2> <p>CA 15-3 y&uuml;ksekliği, kandaki CA 15-3 değerinin 30 U/ml&rsquo;nin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkmasıdır. Bu y&uuml;kseklik meme kanseri tedavisinin başarılı ilerlemediği veya n&uuml;ksettiğinin &ouml;nemli bir işareti kabul edilir.</p> <p>Meme kanserinin yanı sıra yumurtalık, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/akciger-kanseri">akciğer</a>, prostat ve <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/pankreas-kanseri-ve-tedavisi">pankreas kanserleri</a> de CA 15-3 değerlerini y&uuml;kseltebilir ancak bu değerler meme kanserindeki y&uuml;kseklik seviyesinde değildir.</p> <p>Kanserlerin dışında <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/endometriozis-nedir">endometriozis</a>, pelvik inflamatuar hastalık, bazı karaciğer hastalıkları, hamilelik ve emzirme s&uuml;reci de kandaki değerlerin y&uuml;kselmesine sebebiyet verebilir. Ancak bu değerler zamanla artmanın aksine azalma eğilimi g&ouml;sterir ve ciddi sonu&ccedil;lar doğurmaz.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Normal Sonu&ccedil;ları</strong></h2> <p>Yapılan CA 15-3 testi sonucundan &ccedil;ıkan 30 U/ml veya altındaki değerler s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;in normal kabul edilir. Bu değerler kişinin kanser tedavisine olumlu yanıt verdiğini ve hastalığın n&uuml;ksetmediğini g&ouml;sterir. Ancak bilinmesi gereken &ouml;nemli nokta; test sonucunun referans aralıklarda &ccedil;ıkması kanserin yok olduğu anlamını taşımaz.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>CA 15-3 ne demek?</strong></h3> <p>CA 15-3, karsinoma antijeni 15-3 anlamına gelir ve başta meme kanseri olmak &uuml;zere yumurtalık, akciğer ve prostat gibi bir&ccedil;ok kanser t&uuml;r&uuml; i&ccedil;in bir t&uuml;m&ouml;r belirtecidir.</p> <h3><strong>CA 15-3 neyi g&ouml;sterir?</strong></h3> <p>CA 15-3 değerleri meme kanserinin tedavi s&uuml;recindeki son durumu ve hastalığın n&uuml;ksedip n&uuml;ksetmemesini g&ouml;sterir. Bir kanser antijeni ve t&uuml;m&ouml;r belirtecidir.</p> <h3><strong>CA 15-3 en fazla ka&ccedil; olmalı?</strong></h3> <p>Kandaki CA 15-3 değerleri mililitre başına en fazla 30 U/ml olmalıdır.</p> <h3><strong>CA 15-3 kanser dışında neden y&uuml;kselir?</strong></h3> <p>Meme kanseri, yumurtalık, akciğer ve prostat kanserinin dışında<strong> </strong>iyi huylu meme veya yumurtalık hastalığı, endometriozis, pelvik inflamatuar hastalık ve hepatit gibi durumlar kandaki CA 15-3 değerinin y&uuml;kselmesine yol a&ccedil;abilir.</p>

Tüm Tanı ve Test İçerikleri

Tedavi Yöntemleri

Diş Teli Tedavisi

<p>Diş teli tedavisi, ortodontik tedavinin altında uygulanan kişinin diş yapısının d&uuml;zeltilmesini ama&ccedil;layan y&ouml;ntemdir. &Ouml;zellikle &ccedil;arpık dişlerin d&uuml;zeltilmesi, dişlerin d&uuml;zg&uuml;n bir hizaya girmesi ve kapanma bozukluklarına bağlı olarak diş teli tedavisinden yararlanılabilir. Diş teli tedavisinde metal, seramik braketler, şeffaf plaklar uygulanabilir. Tedavi s&uuml;recinde ise dişlerin yerleşim kontrol&uuml;ne bağlı olarak d&uuml;zenli bir şekilde gerekli ayarlamalar yapılır.</p> <h2><strong>Diş Teli Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Diş teli tedavisi, genel olarak diş &ccedil;arpıklığı ve dişlerinde yaşanan sıkışıklık i&ccedil;in uygulanan diş tedavi y&ouml;ntemlerinden birisidir. Diş telleri ile dişlerinizde yaşadığınız bu problemler zaman i&ccedil;erisinde d&uuml;zelir. Diş teli tedavisi, diş hekimliği b&ouml;l&uuml;m&uuml;nden mezun olan uzmanlar tarafından yapılır. Diş tellerinin takılmasına karar verildikten sonra ağız &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;n&uuml;n alınması gerekir. Daha sonrasında ise diş hekiminizin &ouml;l&ccedil;&uuml; doğrultusunda hekiminiz bir kalıp &ccedil;ıkartır ve hazırlar. Hazırlanan kalıp doğrultusunda&nbsp;diş aparatı kullanılarak teller dişlere yapıştırılır.&nbsp;</p> <p>Diş tellerinin takılmasından sonra s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde, d&uuml;zenli olarak doktor kontrol&uuml; yaptırılmalıdır. S&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde dişlere gerekli &ouml;zen g&ouml;sterilmeli ve diş tellerine zarar verecek yiyeceklerden uzak durulmalıdır.&nbsp;</p> <h2><strong>Diş Teli Tedavisi Ne Kadar S&uuml;rer?</strong></h2> <p>Ortodonti tedavisinde uygulanan diş telleri ortalama olarak 1 ila 3 yıl gibi bir s&uuml;re dişlerde kalır. Ancak, bu s&uuml;re diş yapılarının farklı olmasından dolayı değişkenlik g&ouml;sterir. Diş yapısını d&uuml;zeltmek i&ccedil;in uygulanan bu tedavi, diş hekiminizin g&ouml;r&uuml;şleri doğrultusunda s&uuml;rebilir. Bu y&uuml;zden tedavi s&uuml;resi değişkenlik g&ouml;sterir.&nbsp;</p> <h2><strong>Diş Teli Tedavisi Ka&ccedil; Yaşında Yaptırılır?</strong></h2> <p>Diş teli tedavisi her yaşta yaptırabilir. Ancak tedaviye yetişkinlik d&ouml;neminde başlanıldığında daha uzun s&uuml;reli bir tedavi s&uuml;reci ge&ccedil;irebilirsiniz. Bu y&uuml;zden diş telleri, &ccedil;ocukluk &ccedil;ağında uygulandığında daha hızlı iyileşme s&uuml;reci yaşanabilir.&nbsp;</p> <h3><strong>&Ccedil;ocuklarda ortodonti tedavisi</strong></h3> <p>&Ccedil;ocuklar i&ccedil;in ortodonti diş tedavisi, belirli bir yaşa gelindiğinde yapılır.&nbsp;Ortodonti diş teli uygulaması &ccedil;ocuklarda, 7 yaşından sonra yapılabilir. &Ccedil;ocukların s&uuml;t dişleri d&ouml;k&uuml;l&uuml;p ger&ccedil;ek dişlerinin &ccedil;ıkmasından sonra tel tedavisinin başlatılması daha verimli olur. Ancak bazı ciddi durumlarda yaş aralığı değişebilir, buna da diş hekimleri karar verir.&nbsp;</p> <h3><strong>Yetişkinlerde ortodonti tedavisi</strong></h3> <p>Yetişkinlerin her alanda olduğu gibi iyileşme s&uuml;reci, &ccedil;ocuklara g&ouml;re &ccedil;ok daha yavaş ilerler. Bu y&uuml;zden ortodontik diş tedavisi, yetişkinlikte yapıldığında telleri uzun s&uuml;re kullanmanı gerekebilir. Bu y&uuml;zden diş yapınızdaki bozulmaları fark ettiğiniz ilk anda tedavi s&uuml;recine başlamalısınız.&nbsp;</p> <h2><strong>Diş Teli Tedavi ve İyileşme S&uuml;reci Nasıldır?</strong></h2> <p>Diş teli &ouml;ncesi sonrası yaşanacak olan değişimler merak uyandırır. Diş teli tedavisi s&uuml;recinde iyileşme s&uuml;reci sabır isteyen bir s&uuml;re&ccedil;tir. Dişlerinizin d&uuml;zelmesi i&ccedil;in zaman ve dişlerinize g&ouml;stermiş olduğunuz &ouml;zen, iyileşme s&uuml;recini doğrudan etkiler. İyileşme s&uuml;recinde diş teli 1 aylık değişimde bile etkisi g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;lebilir. Diş tellerinin &ouml;ncellikli amacı, ağız ve diş yapısını d&uuml;zelmek olup dişlerin doğru yerlerine gelmesine yardımcı olur. Daha sonra ise doğru yerlerine gelen dişlerin bulunduğu b&ouml;lgede kalıcı olması sağlanır. Bu işlemler de s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde ve d&uuml;zenli doktor kontrol&uuml; ile sağlanır.&nbsp;</p> <h2><strong>Diş Teli Kullanırken Yenmemesi Gereken Besinler Nelerdir?</strong></h2> <p>Diş teli tedavisine başlandıktan sonra ve s&uuml;re&ccedil; boyunca beslenme konusuna &ouml;zen ve dikkat g&ouml;stermek gerekir. &Ouml;zellikle beslenme konusunda dikkatli olmak gerekir. Tedavi s&uuml;recinde yenmemesi gereken yiyecekler şunlardır:</p> <ul> <li>Patlamış mısır, simit gibi &ccedil;ıtır yiyecekler</li> <li>Fındık</li> <li>Buz</li> <li>Sakız</li> <li>Sert şeker</li> <li>Simit</li> <li>Elma ve havu&ccedil; gibi sert meyve, sebzeler &nbsp;</li> </ul> <p>Diş teli tedavi s&uuml;recinde yenmesinde sorun olmayan yiyecekler ise şunlardır:</p> <ul> <li>Makarna</li> <li>Patates p&uuml;resi</li> <li>Ekmek</li> <li>Krep</li> <li>&Ccedil;orba&nbsp;</li> <li>Peynir</li> <li>Puding</li> <li>Pilav&nbsp;</li> </ul> <h2><strong>Telli Diş Nasıl Fır&ccedil;alanır?</strong></h2> <p>Dişler diş teli takıldığında, dişler daha da hassaslaşır. S&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde mutlaka her yemekten sonra dişler fır&ccedil;alanmalıdır. Diş fır&ccedil;alaması yapılırken yumuşak bir fır&ccedil;a kullanmalısınız. Dişlerinizi fır&ccedil;alarken, dikkatli olmanız gerekir. Yavaş ve nazik&ccedil;e dişlerinizi uzun s&uuml;re fır&ccedil;alamalısınız. Ayrıca tedavi s&uuml;resi boyunca dişlerinize gerekli olan &ouml;zeni g&ouml;stermeniz gerekir. Dişlerinizi her &ouml;ğ&uuml;n sonrasında fır&ccedil;alamak ve diş temizliğiniz i&ccedil;in diş ipi kullanmanız &ccedil;ok daha etkili olur. B&ouml;ylece dişler daha temiz hale gelirken diş telleri zarar g&ouml;rmeyecektir.&nbsp;</p> <h2><strong>Diş Teli &Ccedil;ıktıktan Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?</strong></h2> <p>Diş teli tedavisi sonrasında diş bakımınızı daha &ccedil;ok dikkat etmeniz gerekir. Dişlerinize zarar veren yiyeceklerden ka&ccedil;ınmak, dişlerinizi d&uuml;zenli fır&ccedil;alamak s&uuml;re&ccedil; sonrasında &ouml;nemlidir. Diş tellerinden sonra dişlerin yeni yerlerine oturması, biraz zaman alır. Zaman i&ccedil;erisinde dişler kayma eğilimdedir. Ayrıca teller &ccedil;ıktıktan sonra yirmilik yaş dişiniz eğer &ccedil;ıkmamışsa dişlerin kayma ihtimali bulunur. Bu y&uuml;zden diş hekiminiz, dişlerin kaymasını &ouml;nlemek adına size diş &ccedil;ekimini &ouml;nerebilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yirmilik yaş dişi diğer dişleri de etkiler ve ağız yapısında bozulmalara neden olabilir. Diş hekiminize kontrole giderek yaşanabilecek olumsuzlukları engelleyebilirsiniz.&nbsp;</p> <h2><strong>Diş Teli Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Diş teli ağrısına ne iyi gelir?</strong></h3> <p>Diş teli ağrısı s&uuml;recin ilk başlarında hissedilebilir. Teller ve aparatlar, dişlerinizi sıkıştırdığı i&ccedil;in bir s&uuml;re ağrı yaşayabilirsiniz. Ancak bu ağrı, diş tellerine alıştık&ccedil;a hafifler.&nbsp;Eğer dişlerinizde ağrı hissederseniz soğuk kompres yapabilirsiniz. Soğuk yiyecek ve i&ccedil;ecekler t&uuml;ketmek ağrınızı hafifletir. Ayrıca diş braketinin sebep olduğu ağrı veya ağız yaraları i&ccedil;in de diş hekiminizin &ouml;nereceği, re&ccedil;ete edeceği ila&ccedil;ları kullanabilirsiniz.</p> <h3><strong>Diş teli sıkıştırma nasıl yapılır?</strong></h3> <p>Diş teli sıkma işlemi, ince bir tel par&ccedil;ası ile birbirine bağlı olan, dişlere yapıştırılan braketler ile yapılır. Diş teli tedavisi s&uuml;recinde diş hekiminiz, kademeli olarak teli d&uuml;zenli aralıklarla ayarlayarak basın&ccedil; uygular. Diş tellerine uygulanan basın&ccedil;la beraber teller sıkıştırılır ve diş yapısının d&uuml;zeltilmesi sağlanır.&nbsp;</p> <h3><strong>Hangi dişlere tel takılmaz?</strong></h3> <p>Diş teli bazı durumlarda uygulanmaz. &Ouml;zellikle diş telinin uygulanması i&ccedil;in tel takılmaya uygun bir ağız yapısı olması gerekir. Ayrıca, diş teli tedavisi uygulanırsa en arkada bulunan dişlere bu teller uygulanmaz. Ayrıca kaplama ve implant olan dişlere tel tedavisinin uygulaması olduk&ccedil;a g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Ancak bu kararları diş hekiminiz verecek olup ona g&ouml;re tedavi s&uuml;reci başlatılır.&nbsp;</p> <h3><strong>Diş teli takılırken acır mı?</strong></h3> <p>Diş tellerinizin takılması sırasından, dişlerinizde herhangi bir ağrı veya acı hissetmezsiniz. Ancak kısa s&uuml;reli bir ağrı hissedebilirsiniz.</p> <h3><strong>Diş teli dudak şeklini bozar mı?</strong></h3> <p>Diş tellerinin dudak şeklinin bozduğu ile ilgili bir bilgi yoktur. Zaman i&ccedil;erisinde dişlerin pozisyonları değiştik&ccedil;e dudakların duruşu da değişebilir. Ancak bu değişim, olumlu etkiye sahiptir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;, teller ağız ve diş yapısını d&uuml;zeltir. Ağız yapısı d&uuml;zeldiği i&ccedil;in dudakların şekli olumlu bir y&ouml;nde değişebilir.&nbsp;</p> <h3><strong>Diş teli g&uuml;l&uuml;ş&uuml; değiştirir mi?</strong></h3> <p>Diş telleri, ağız ve diş yapısını iyileştirmeye y&ouml;nelik yapılır. Diş tellerinde sıkıştırma, diş lastiği gibi aparatlar kullanılarak yapılır. Yapılan sıkıştırma sonucunda hem ağız yapısı hem de diş yapısı değiştiği i&ccedil;in g&uuml;l&uuml;şte de değişiklik meydana getirir.&nbsp;Tedavi sonrasında ise estetik y&ouml;nden olumlu sonu&ccedil;lar alınır.&nbsp;</p> <h3><strong>Diş teli konuşmayı değiştirir mi?</strong></h3> <p>Diş teli ilk haftalarda konuşma konusunda sizlere g&uuml;&ccedil;l&uuml;k yaşatabilir. Ge&ccedil;ici olarak ilk zamanlarda konuşmanızı etkiler. Bu etkiler, dilde peltekleşme ve ağızda dolgunluk hissinin oluşmasından dolayı konuşmanın zorlaşmasıdır. Bu durumlar, bir ka&ccedil; hafta sonra normale d&ouml;nerek konuşmanız da eskisi gibi olur.&nbsp;</p> <h3><strong>Burun ameliyatında diş teli sorun olur mu?&nbsp;</strong></h3> <p>Burun ameliyatı sırasında diş tellerinin herhangi bir sorun teşkil etmediği bilinir. Ancak burun ameliyatı olmanız durumunda ameliyat &ouml;ncesinde doktorunuza diş teli kullandığınızı s&ouml;ylemeniz gerekir. Burun ameliyat sonrasında ağız b&ouml;lgesinde oluşabilecek şişlikler, diş tellerinden dolayı rahatsızlık yaratabilir. Ancak bu durum ge&ccedil;icidir.&nbsp;</p>

Aferez

<p>Aferez, kişinin v&uuml;cudundan kanının alınarak bileşenleri ayrılması işleminden sonra bir kısmının geri verilmesini i&ccedil;eren bir işlem t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Geriye kalan kan bileşenleri v&uuml;cuda aktarılabilir. İşlemin amacı ise hastalık i&ccedil;eren h&uuml;creleri ve fazla bulunan h&uuml;crelerin v&uuml;cutta uzaklaştırılması i&ccedil;in yapılır. Kan bağışı yapılırken de aferezden yararlanılabilir. Bunun yanında kan kanserleri, kan bozuklukları ve bazı n&ouml;rolojik bozuklukları tedavi etmek i&ccedil;in aferez kullanılır. Aferez kan bileşenlerini ayrılmasını i&ccedil;eren &ccedil;ok y&ouml;nl&uuml; bir tedavi y&ouml;ntemidir ve hem bağış hem de hastalıkların y&ouml;netiminde kritik bir rol oynar.&uuml;<strong> </strong></p> <h2><strong>Aferez Nedir?</strong></h2> <p>Aferez, kanda bulunan belirli bileşenlerin ayrıştırılarak tedavi ama&ccedil;lı kullanılmasını i&ccedil;eren bir tıbbi işlemdir. Bu prosed&uuml;r esnasında kişiden alınan kan, bileşenlerine ayrılır. Plazma, kırmızı kan h&uuml;creleri, beyaz kan h&uuml;creleri veya trombositler gibi belirli h&uuml;creler dışarıdan eklenerek kalan bileşenler v&uuml;cuda geri verilir. Bu noktada aferez, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/otoimmun-hastaliklar-nelerdir">otoimm&uuml;n hastalıklar</a>, kanserler ve &ccedil;eşitli kan hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Kan bağışında <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/trombosit-testi-nedir-hangi-hastaliklarin-tanisi-icin-yapilir">trombosit</a> ve plazma toplama işlemleri i&ccedil;in de aferez işleminden yararlanılabilir.</p> <p>Aferez, başkasının kullanması i&ccedil;in kırmızı kan h&uuml;creleri gibi kan elementleri bağışlanması veya tıbbi bir kan hastalıkları gibi rahatsızlıklar i&ccedil;in kullanılır. Aferezin farklı t&uuml;rleri bulunabilir. Aferez t&uuml;rleri ş&ouml;yle sıralanır:</p> <ul> <li><strong>L&ouml;kaferez:</strong> Doktor, bu tedaviyi kanda yer alan beyaz h&uuml;creleri &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in uygular. B&ouml;ylelikle beyaz kan h&uuml;crelerinin kontrols&uuml;z bir şekilde &ccedil;oğalmasının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;erek semptomların hafiflemesinde etkili olur.</li> <li><strong>Fotoferez:</strong> Doktor, fotoferezle ile &ccedil;eşitli hastalıkların tedavisini sağlar. Bu işlemle beraber lenfositleri, kanserli h&uuml;creler, vir&uuml;sler ve bakteriler gibi davetsiz misafirlere karşı savaşması i&ccedil;in değiştirir. Fotoferez esnasında lenfositler &ccedil;ıkarılarak UVA ışığına maruz bırakılır.</li> <li><strong>Plazmaferez: </strong>Doktor, kandan plazmayı ayırarak alır. Bu durum otoimm&uuml;n hastalıklar ve plazmadaki zararlı maddelerin temizlenmesi i&ccedil;in kullanılır.</li> <li><strong>Tromboferez:</strong> Trombositlerin kandan ayrılarak dışarı alınması işlemidir. Trombosit seviyelerinin aşırı y&uuml;ksek olduğu durumda ya da trombosit bağışı yapmak i&ccedil;in bu işlemden yararlanılır.</li> <li><strong>Eritroferez:</strong> Kırmızı kan h&uuml;crelerinin (eritrositler) kandan ayrılmasıdır. Polisitemi gibi hastalıklarda ya da kırmızı kan h&uuml;crelerinin fazlalığı durumunda uygulanır.</li> </ul> <h2><strong>Aferez Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?</strong></h2> <p>Aferez, kanı bileşenlerinden ayırarak tedavi amacına y&ouml;nelik olarak spesifik h&uuml;cre ve maddelerin &ccedil;ıkarılmasını i&ccedil;erir. Otoimm&uuml;n hastalıklar, kanserler, b&ouml;brek hastalıkları ve kan hastalıklarının tedavisinde aferez y&ouml;nteminden yararlanılır. Bunun yanında aferez işlemi hastalıkların ilerlemesini durdurmak ve tedavi s&uuml;recinin hızlanmasını sağlamak i&ccedil;in de yararlanılır. Aferez işleminin tedavi ettiği hastalıklar ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Otoimm&uuml;n hastalıklar</strong></h3> <p>Otoimm&uuml;n hastalıklar olan <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kelebek-hastaligi-lupus-nedir-belirtileri-nelerdir">lupus</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/ms-multiple-skleroz-hastaligi-nedir">multipl skleroz (MS)</a> ve guillain-barr&eacute; sendromu, kişinin kendi v&uuml;cut h&uuml;crelerine saldırmasına neden olarak zararlı antikorlar &uuml;retir. Aferez işlemi sayesinde bu antikorlar kandan uzaklaştırılabilir. B&ouml;ylelikle belirtileri hafiflemesi ve hastalığın ilerlemesi durdurulur.</p> <h3><strong>Kan kanserleri</strong></h3> <p>L&ouml;semi, lenfoma ve kan kanserleri durumunda l&ouml;koferez sayesinde beyaz kan h&uuml;crelerinin aşırı artışı kontrol edilebilir. Aferez y&ouml;ntemi, <a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/kemoterapi">kemoterapi</a> veya diğer tedavilerle birlikte kullanılarak kanser h&uuml;crelerinin sayısını azaltması hedeflenir.</p> <h3><strong>Polisitemi</strong></h3> <p>Kırmızı kan h&uuml;crelerinin aşırı &uuml;retilmesi durumunda ortaya &ccedil;ıkan polisitemi, eritroferez y&ouml;ntemi sayesinde v&uuml;cuttan kırmızı kan h&uuml;crelerinin uzaklaştırılması sağlanır. B&ouml;ylelikle kanın kalınlaşması &ouml;nlenerek dolaşım sorunlarının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilmesi hedeflenir.</p> <h3><strong>Trombositoz</strong></h3> <p>Trombositoz hastalığı, kanda bulunan trombosit sayısı aşırı derecede artmasına neden olur. Bu durum kanın pıhtılaşma riskinin artmasına sebebiyet verir. Aferez işlemi sayesinde trombositler kandan temizlenerek pıhtı oluşma riskinin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilmesi sağlanır.</p> <h3><strong>Organ nakli</strong></h3> <p>Organ nakli &ouml;ncesi ve sonrasında yapılan aferez işlemi v&uuml;cutta yer alan zararlı antikorların temizlenmesini sağlar ve bunun i&ccedil;in kullanılır. &Ouml;zellikle b&ouml;brek ve karaciğer nakilleri &ouml;ncesinde, organı reddetme riskinin azalmasında etkilidir.</p> <h3><strong>Nefrotik sendrom</strong></h3> <p>Nefrotik sendrom gibi b&ouml;brek hastalıklarında, aferez sayesinde b&ouml;breklerde hasara yol a&ccedil;an zararlı proteinlerin v&uuml;cuttan uzaklaştırılması hedeflenir. Bu da hastalığın ilerlemesini yavaşlatarak ve b&ouml;brek fonksiyonlarını korumada etkili olur.</p> <h2><strong>Aferez Riskleri Veya Komplikasyonları Nelerdir?</strong></h2> <p>Bir&ccedil;ok tıbbi prosed&uuml;r de olduğu gibi aferez de de komplikasyonlar gelişebilir. Doktor, olası komplikasyonları ve riskleri kişinin sağlık durumuna bağlı olarak a&ccedil;ıklayabilir. Aferez riskleri ve komplikasyonları ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Alerjik reaksiyonlar</li> <li>Damara iğne batırıldığından aşırı kanama</li> <li>Kan pıhtıları</li> <li>Elektrolit dengesizliği</li> <li>Sıvı y&uuml;klenmesi ve &ouml;dem</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/enfeksiyon-nedir">Enfeksiyon</a></li> <li>D&uuml;ş&uuml;k kan basıncı (hipotansiyon)</li> <li>Sinir hasarı</li> </ul> <h2><strong>Aferez Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Aferez ka&ccedil; g&uuml;nde bir yapılır?</strong></h3> <p>Aferez, hastalığın t&uuml;r&uuml;ne, hastanın durumuna ve tedavi amacına bağlı olarak farklı sıklıkla uygulanır. Bu işlem haftada 1-3 kez uygulanabilir. Bağış amacıyla yapılan aferez ise genellikle 2 hafta ya da hafta arayla yapılabilir.</p> <h3><strong>Aferez kan vermek zararlı mı?</strong></h3> <p>Aferez işleminde kan vermek zararlı değildir.</p> <h3><strong>Aferez kimlere verilir?</strong></h3> <p>Aferez, otoimm&uuml;n hastalıkları, kan kanserleri, b&ouml;brek ve karaciğer hastalıkları gibi spesifik hastalıklara sahip olan kişilere tedavi amacıyla uygulanan bir işlemdir. Ayrıca, plazma veya trombosit bağışında bulunmak isteyen sağlıklı bireylere de aferez yapılabilir.</p>

Parasentez

<p>Parasentez, v&uuml;cut boşluğunda ya da kist gibi &ccedil;ıkıntılarda biriken sıvı ve gazı &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in ilgili yerin boş bir iğne ile delinerek sıvının alınması ile ilgili tıbbi bir işlemdir. Parasetez ile ama&ccedil; karın i&ccedil;indeki asit adı verilen sıvı birikiminin temizlenmesidir. Karın b&ouml;lgesinden alınan sıvı kişinin ağrı gibi semptomlarının azalmasını da sağlayarak rahatlaması ama&ccedil;lanır. Parasentez sonrasında kişinin şişkinlik, nefes darlığı ve karın ağrısı gibi şikayetlerinde de azalma meydana gelir. Siroz, kanser, organ yetmezliği ve enfeksiyon tanısı ve teşhisi i&ccedil;in parasentezden yararlanılır.</p> <h2><strong>Parasentez Nedir?</strong></h2> <p>Parasentez, karın yani abdominal b&ouml;lgede biriken asit adı verilen sıvıyı boşaltmak ve sıvının nedenini anlamak i&ccedil;in uygulanan tıbbi m&uuml;dahaledir. Biriken asit sıvısı b&ouml;brek yetmezliği, hipertansiyon, kalp yetmezliği ve siroz gibi nedenlere bağlı olarak ortaya &ccedil;ıkabilir. Doktorun karın b&ouml;lgesine ince bir iğne ya da <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kateter-nedir">kateter</a> yerleştirmesiyle ger&ccedil;ekleşen m&uuml;dahale sonrasında biriken sıvı boşaltılır. Alınan sıvı tanı ve teşhis i&ccedil;in laboratuvar ortamında incelenir. Parasentez işleminden sonra ise kişinin karın b&ouml;lgesinde hissettiği şişkinlik, nefes darlığı ve ağrılar hafifler.</p> <h2><strong>Parasentez Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Parasentez, karın b&ouml;lgesinde aşırı sıvı birikmesine bağlı olarak kişide nefes darlığı, şişkinlik ve ağrıların g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; durumda yapılabilir. Biriken sıvı genellikle ciddi hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya &ccedil;ıkar. Parasentez işleminden sonra hem bu hastalıkların tespiti yapılır hem de semptomların azaltılması sağlanır. Bunun yanında daha &ouml;nce sıvı birikiminin yaşandığı hastaların durumunun tespiti, hastalığının ilerleyip ilerlemediğini kontrol etmek i&ccedil;in de parasentez işlemi uygulanabilir.</p> <p><em>Parasentezin tanısında ortaya &ccedil;ıkarılan hastalıklar ş&ouml;yle sıralanabilir: </em></p> <ul> <li><strong>Siroz:</strong> Karaciğerde ortaya &ccedil;ıkan <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/siroz-hastaligi-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">siroz</a>, karın b&ouml;lgesinden sıvı birikmesine neden olarak asit gelişimine sebebiyet verir. Sirozun sebep olduğu sıvının analizi i&ccedil;in parasentez uygulanabilir. Genellikle karaciğer yetmezliğini sonucun olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li> <li><strong>Kalp yetmezliği:</strong> <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kalp-yetmezligi-nedir-nasil-tedavi-edilir">Kalp yetmezliği</a> durumunda kan yeterince kan pompalayamaması karın b&ouml;lgesinde sıvı birikimine neden olabilir. Bu sıvı cerrahi m&uuml;dahale ile yani parasentez işlemi ile alınarak incelenmesi sağlanır.</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/bobrek-yetmezligi-belirtileri-nelerdir-nasil-tedavi-edilir"><strong>B&ouml;brek yetmezliği</strong></a><strong>: </strong>B&ouml;breklerin d&uuml;zg&uuml;n &ccedil;alışmaması ve yeterli gelmemesi sonucunda v&uuml;cutta sıvı birikmesi meydana gelebilir. Parasentez sayesinde biriken bu sıvı alınır.</li> <li><strong>Peritonit:</strong> <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/peritonit-karin-ici-enfeksiyonu-nedir">Karın i&ccedil;i enfeksiyonu yani peritonit</a>, sıvı birikmesine neden olarak karın b&ouml;lgesinde ağrılara neden olabilir. Parasentez sayesinde alınan sıvıdaki enfeksiyon t&uuml;r&uuml; ortaya &ccedil;ıkarılır.</li> <li><strong>Kanser:</strong> Karın boşluğunda g&ouml;r&uuml;len t&uuml;m&ouml;r veya metastaz olması durumunda sıvı birikimi ortaya &ccedil;ıkabilir. Alınan bu sıvı incelenerek tedavi y&ouml;ntemi belirlenir.</li> </ul> <h2><strong>Parasentez Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Parasentez, genellikle lokal anestezi şeklinde yapılan bir işlem olarak bilinir. Bu işlem esnasında kişi sırt &uuml;st&uuml; uzanır. Doktor kişinin işlem yapılacak olan b&ouml;lgesini dezenfekte ettikten sonra uygulamaya başlar. Parasentez işlemi aşamaları ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>İşlem yapılacak olan b&ouml;lgeye iğne veya kateter karın b&ouml;lgesine yerleştirilir. Bu durum ultrason kontrol&uuml;yle beraber yapılabilir.</li> <li>Karın i&ccedil;erisinde biriken sıvı dışarı atılarak kişinin semptomlarının azalması beklenir.</li> <li>Alınan sıvı laboratuvara g&ouml;nderilerek burada enfeksiyon, kanser veya başka bir hastalığın belirtileri araştırılır.</li> <li>İşlem tamamlandıktan sonra iğne veya kateter &ccedil;ıkarılır ve b&ouml;lgeye steril bir bandaj uygulaması yapılır.</li> </ul> <h2><strong>Parasentez Sonrası Sıvı Numunesine Hangi Testler Yapılır?</strong></h2> <p>Parasentez sonrasında hastalığın tanısını konulması i&ccedil;in sıvı incelemesi yapılır. Laboratuvara g&ouml;nderilen sıvıya bir&ccedil;ok test uygulanabilir. Bu testler, sıvının kaynağını, i&ccedil;eriğini ve olası enfeksiyonları belirlemeye y&ouml;nelik olarak yapılır. Bu testler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Sıvıdaki beyaz kan kan h&uuml;crelerinin sayısı belirlenerek h&uuml;cre sayımı yapılır.</li> <li>Sıvıdaki protein ve alb&uuml;min seviyeleri &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r. Bu test karaciğer hastalıklarını ortaya &ccedil;ıkarır.</li> <li>Sıvının enfeksiyon nedeniyle birikip birikmediğini anlamak i&ccedil;in mikroskop altında bakteriler incelenir.</li> <li>Sıvıdaki glukoz ve LDH d&uuml;zeyleri &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r. B&ouml;ylelikle enfeksiyon oranı tespit edilebilir.</li> <li>Alınan sıvıda kanser h&uuml;crelerinin olup olmadığını kontrol etmek i&ccedil;in sitolojik olarak incelenir.</li> <li>Pankreatit gibi pankreasla ilgili sorunları teşhis etmek i&ccedil;in sıvıdaki amilaz seviyesi &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r.</li> </ul> <h2><strong>Parasentez Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Parasentezden sonra sıvı geri gelir mi?</strong></h3> <p>Parasentez, karın boşluğunda biriken sıvının alınması işlemidir. İşlem sonrasında belirlenen hastalık tedavi edilmediği durumda sıvı birikmesi tekrardan ger&ccedil;ekleşebilir. Parasentez sıvı birikmesinin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mez kişinin semptomlarının azalmasına yardımcı olur.</p> <h3><strong>Parasentez sonrası iyileşme s&uuml;resi nedir?</strong></h3> <p>Parasentez sonrası iyileşme s&uuml;resi lokal antestezi olduğundan hızlı olabilir. Bir&ccedil;ok kişi işlem sonrasında normal aktivitesine d&ouml;nebilir fakat olası komplikasyonlara karşı dinlenmek &ouml;nemlidir.</p> <h3><strong>Parasentez ile ne kadar sıvı alınabilir?</strong></h3> <p>Parasentez ile genellikle 4-6 litreye kadar sıvı alınması ger&ccedil;ekleşebilir. Ancak bazı durumlarda daha fazla sıvı da alınabilir. Bu durum kişiye g&ouml;re farklılık g&ouml;sterir. Doktor, hastanın genel durumuna ve altta yatan hastalığa bağlı olarak bu miktarı belirlenmesini sağlar.</p>

Artrodez

<p>Artrodez, travma ya da yaralanmalar sonucunda oluşan eklem kırıklıkları, artrit ve eklemleri etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir y&ouml;ntemdir. İki kemik ya da eklemin birleştirilmesini i&ccedil;eren artrodez ameliyatında kemiğin stabilizesi edilmesi hedeflenir. Bu y&ouml;ntem genellikle bağışıklık sistemi g&uuml;&ccedil;l&uuml; olan kişilere uygulanır. B&ouml;ylelikle kişinin kolay iyileşmesi ve eklenen b&ouml;lgenin daha hızlı kaynaması hedeflenir. Artrodez, fizik tedavi, ila&ccedil;lar ve ağrı kesicilerle tedavi edilemeyen durumlarda yapılabilir.</p> <h2><strong>Artrodez Nedir?</strong></h2> <p>Eklem f&uuml;zyonu olarak da bilinen artrodez, ağır hasar, travma ve yaralanma sonrasında uygulanan bir eklemi hareketsizleştirmek i&ccedil;in kaynaştırıldığı cerrahi işlemdir. Hastalıklı eklemdeki 2 kemik birleştirilerek eklemin hareket etmesi engellenir. V&uuml;cudun tam hareket aralığı olmadan da kullanılabilen b&ouml;lgelerini tedavi etmek i&ccedil;in tercih edilir.</p> <p>Bir eklemdeki iki kemiği kalıcı olarak birbirine kaynatmak i&ccedil;in yapılan artrodez, genellikle fizik tedavi, ila&ccedil;lar ve uygulanan m&uuml;dahaleler sonucunda devam eden ağrıya y&ouml;nelik olarak yapılır. Eklemlerin işlevinin kaybetmesi durumunda artrodez &ouml;nerilebilir. Artrodez yapılırken eklemdeki ağrının hafiflemesi ve hareketliliğin artırılması ama&ccedil;landığından eklemler metal plakalar, vida ya da &ccedil;ivilerle sabitlenebilir. Ameliyatı yapacak olan doktor, v&uuml;cutta yer alan ayak bilekleri, ayaklar, omurga, bilekler ve parmaklara m&uuml;dahale edebilir.</p> <h2><strong>Artrodez Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Artrodez, eklemlerdeki ağrının hafiflemesi ve eklemlerin sabitlenmesi i&ccedil;in yapılır. Artrodez işleminin yapılma nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Ağrının kronikleşmesi</strong></h3> <p>Eklemlerde meydana gelen osteoartrit, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/romatoid-artrit-iltihapli-romatizma-hastaligi-nedir">romatoid artrit</a>, travma veya eklem enfeksiyonları gibi durumlar sebebiyle s&uuml;rekli olarak ağrı meydana gelir. Bu durum kişinin yaşam kalitesini etkileyerek g&uuml;nl&uuml;k hayata adapte olmasını zorlaştırır. Bu nedenle ağrının hafiflemesi i&ccedil;in kişiye artrodez uygulanabilir.</p> <h3><strong>Eklemlerin sabitlenmesi</strong></h3> <p>Yaralanma ve travma sonrasında eklemlerin ciddi şekilde hasar g&ouml;rmesi ve deformasyona uğraması sonucunda stabilitesi kaybolabilir. Kaybedilen stabilizasyonu sağlamak i&ccedil;in eklemlerin sabitlenmesini i&ccedil;eren artrodez ameliyatı yapılabilir. B&ouml;ylelikle eklemlerin hareketi kontrol altına alınır.</p> <h3><strong>Tedavileri yetersiz kalması</strong></h3> <p>Eklemlerin sabitlenmesi ve kaynamasını i&ccedil;eren tedavilerin yetersiz kalması durumunda eklemlerin sabitlenmesi i&ccedil;in artrodez ameliyatı yapılabilir. Bu durum eklemdeki bozuklukların &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r ve hareketin sabitlenmesi hedeflenir.</p> <h3><strong>Eklem hareketlerinin bozuk olması</strong></h3> <p>&Ccedil;eşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelen eklemlerdeki bozukluklar hareket kısıtlılığına ve kontrols&uuml;z durumlara neden olabilir. Bu sorunun &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mek i&ccedil;in kişiye artrodez ameliyatı uygulanabilir.</p> <h3><strong>Oluşan deformasyonların d&uuml;zeltilmesi</strong></h3> <p>Doğumda meydana gelen eklem bozuklukları ve diyabetik ayak gibi hastalıklar sonucunda meydana gelen deformasyonlar ila&ccedil;la tedavi edilemeyebilir. Bu durumda eklemlerin sabitlenmesi i&ccedil;in artrodez ameliyatı yapılarak oluşan deformasyonun d&uuml;zeltilmesi ama&ccedil;lanır.</p> <h2><strong>Artrodez Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?</strong></h2> <p>Artrodez, ayaklar, bilekler, omurga ve parmaklarda ortaya &ccedil;ıkan eklem sorunlarına bağlı olarak gelişen ağrı ve işlev kaybının tedavisinde kullanılır. Bunun yanında doğum sonrasında gelişen eklem bozuklukları, diyabetik ayak ve eklem enfeksiyonlarının tedavisinde de artrodez ameliyatından yararlanılır. Artrodez ameliyatı şu hastalıklar durumunda yapılır:</p> <ul> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/osteoartrit-kireclenme-nedir-nasil-tedavi-edilir">Osteoartrit (kire&ccedil;lenme)</a></li> <li>Romatoid artrit</li> <li>Travma sonrası eklem hasarları</li> <li>Eklem enfeksiyonları</li> <li>Doğumsal eklem bozuklukları</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/diyabetik-ayak-ve-kronik-ayak-yaralari-nasil-tedavi-edilir">Diyabetik ayak</a></li> </ul> <h2><strong>Artrodez Tedavisi Nasıl Uygulanır?</strong></h2> <p>Artrodez tedavisi, cerrahi bir işlem olup, hasarlı eklemin kalıcı olarak sabitlenmesiyle uygulanır. İşlem genellikle şu adımlarla ger&ccedil;ekleştirilir:</p> <ul> <li>Cerrah hastanın genel sağlı durumunu inceledikten sonra eklem hasarının olduğu b&ouml;lgedeki ağrıyı ve hasarın boyutunu inceler.</li> <li>Ardından genel anestezi ya da spinal yani belden aşağısı uyuşturularak işleme başlanır.</li> <li>Doktor, kemik u&ccedil;larını sabitlemek i&ccedil;in ameliyat s&uuml;recinde metal plakalar, vidalar ve &ccedil;ivilerden yararlanabilir.</li> <li>Bazı durumlarda eklemin kaynamasını hızlandırmak adına hastanın kendi v&uuml;cudundan alınan don&ouml;rle kemik grefti kullanılabilir.</li> <li>İşlem tamamlandıktan sonra da kesiler dikilir ve yapılan b&ouml;lgeye g&ouml;re al&ccedil;ı uygulanabilir.</li> <li>Ameliyattan sonra iyileşme s&uuml;reci birka&ccedil; hafta ile birka&ccedil; ay arasında değişiklik g&ouml;sterir.</li> <li>İyileşme s&uuml;recinde hareket sınırlaması olan eklemin etrafındaki kasların g&uuml;&ccedil;lendirilmesi i&ccedil;in fizik tedavi uygulanır.</li> <li>Kemiklerin tamamen iyileşmesi ve kaynama i&ccedil;in genellikle 6 ila 12 ay s&uuml;re gerekebilir. Bu durum kişiden kişiye farklılık g&ouml;sterir.</li> </ul> <h2><strong>Artrodez Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Artrodez ne zaman yapılır?</strong></h3> <p>Artrodez, eklemlerin ciddi hasar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; durumda ve tedavi y&ouml;ntemleri işe yaramadığında son &ccedil;are olarak uygulanabilir. Travma sonrası eklem hasarları, osteoartrit, romatoid artrit ve enfeksiyonlar durumunda yapılır.</p> <h3><strong>Ayak artrodez nedir?</strong></h3> <p>Ayak artrodez, ayağın hasar g&ouml;rmesi sonucunda eklemlerin sabitlenmesi i&ccedil;in uygulanan cerrahi m&uuml;dahaledir. Bu ameliyatla ayak eklemleri plakalar ve vidalar yardımıyla sabitlenir</p> <h3><strong>Spinal artrodez nedir?</strong></h3> <p>Spinal artrodez, omurgada meydana gelen travmalar sonucunda omurganın sabitlenmesini i&ccedil;eren ameliyattır. Fıtık, skolyoz veya dejeneratif disk hastalığının ilerlemesi durumunda bu işlem yapılır.</p>

Tüm Tedavi Yöntemleri
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al