Yükleniyor

Kolon Kanserinde Patolojinin Önemi

Kolon Kanserinde Patolojinin Önemi

Erken dönemde belirti vermeyen kolon kanseri, dünya genelinde yeni kanser vakaları arasında görülme sıklığı bakımından üçüncü sıradadır. Kolon kanserinde, patoloji uzmanı tarafından incelenen dokuların kanser içerip içermediği, varsa kanserin tipi ve biyolojik davranışı hakkında önemli bilgiler elde edilir. Ankara Memorial Hastanesi konsültan hekimlerimizden, patoloji uzmanı Prof. Dr. Yıldırım Karslıoğlu kolon kanserinde patolojik incelemenin önemi hakkında bilgiler verdi.​

İçindekiler

Kalın Bağırsağın Anatomik Yapısı

Kalın bağırsak (kolon), sindirim sisteminde ince bağırsak ve anüs arasında yer alır. Erişkin insanlarda 1,5 - 2 metre uzunluğundadır. İnce bağırsağın son kısmı olan ileumdan itibaren, çekum, çıkan kolon, transvers kolon, inen kolon, sigmoid kolon ve rektum adı verilen bölümlerden oluşur. Rektumdan sonra anal kanal ve anüs adı verilen yapılar ile sonlanır. Karın boşluğunun sağ alt köşesinden başlayarak önce karaciğere doğru, sonra yatay biçimde dalağa doğru, en sonunda da aşağı yönelerek kıvrımlı (S harfi biçiminde) bir seyir gösterir. Karın içi ve karın zarının arkasında kalan organlardan böbrekler, böbrek üstü bezleri, ana atar ve toplardamarlar, karaciğer, dalak, pankreas, mide ve genital organlarla yakın komşulukları bulunur.

Kalın Bağırsak (Kolon) Kanserleri/ Kolorektal Kanserler

Diğer organ ve organ sistemlerinde olduğu gibi, kalın bağırsakta da doğumsal, enfeksiyöz, inflamatuar hastalıklar ile tümörler görülmektedir. Gerek görülme sıklığı, gerek hayati öneme sahip olması, gerekse getirdiği psikososyal stres nedeniyle, kalın bağırsak kanserleri dünya genelinde önemli sağlık problemleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Dünya genelinde, her iki cinsiyette de yeni kanser vakaları arasında görülme sıklığı bakımından üçüncü sırada olan kolon kanseri, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında, akciğerden sonra ikinci sırada yer alır. Kolorektal kanserlerde tanı kolonoskopi sırasında alınan biyopsilerin patolojik incelemesi ile konulabilir.

Kalın Bağırsak (Kolon) Kanseri/ Kolorektal Kanser Denilince Ne Anlaşılmalıdır?

Kolon kanseri tek bir hastalık gibi düşünülmemelidir. Diğer organlarda olduğu gibi, kolonda da birbirinden farklı kanser türleri görülebilmektedir. Ancak, kolonda en sık görülen kanser türü, bağırsağın en iç katmanı olan mukozayı oluşturan örtücü epitel ve bez epiteli hücrelerinden gelişen adenokarsinomlardır. Adenokarsinomların da farklı biyolojik davranış gösteren, dolayısıyla farklı tedavi ve takip stratejileri gerektiren alt tipleri bilinmektedir.

Kolon adenokarsinomları, tümöral kitle oluşmadan önce “displazi” adı verilen kanser öncüsü hücresel anomaliler şeklinde başlar. Displazi, genellikle “polip” adı verilen ve endoskopik incelemede gastroenteroloji uzmanı tarafından fark edilen ufak çıkıntılar şeklindeki yapılarda gözlenen bir bulgudur. Bu polipler, kolonoskopi sırasında farkedilir. Kanser gelişmeden tedavisi için kolorektal kanser taramaları çok önem arz etmektedir. Displazi gösteren poliplerde, anormal hücrelerin DNA’sına eklenen yeni mutasyonlar nedeni ile zaman içinde bu displazinin derecesi artar. Yüksek dereceli displazi gösteren poliplerde, önce poliplere sınırlı kanser gelişir, daha sonra kanser hücrelerinin çoğalması ile polibin tutunduğu kalın bağırsak duvarına yayılma (invazyon) görülür. Bu nedenle endoskopik incelemede (kolonoskopi) gastroenteroloji uzmanı tarafından poliplerin tanımlanması ve çıkarılması, hastayı genellikle yıllar, bazen de aylar içinde gelişmesi muhtemel bir kanserden, dolayısıyla kanser tedavisi ve ilişkili yüklerden kurtarmaktadır.

Displazinin, bazen “polip” biçiminde olmayan ve bu nedenle gastroenteroloji uzmanları tarafından daha zor fark edilen mukoza alanlarında görülmesi de mümkündür. Kalın bağırsak (kolon) kanserlerinin büyük çoğunluğu, kalın bağırsağın son kısımları olan sigmoid kolon ve rektum bölgelerinde görülür. Bu bölgeden gelişen tümörlerin eksiksiz muayene ve endoskopik incelemelerle erken dönemde fark edilmeleri mümkündür. Kalın bağırsağın başlangıç bölümlerine yakın tümörler (sağ kolon tümörleri) genellikle daha geç dönemde bulgu vermektedir. Toplumsal eğitim ile yüksek düzeyde farkındalık sağlanması, rutin kontroller ve tarama yöntemlerinin (kolonoskopi taraması) akılcı kullanımı etkin bir şekilde hayata geçirilirse, kolon kanserinin büyük ölçüde önlenebilir bir hastalık olduğunu söylemek mümkündür.

Kolon kanseri hastalarının görece küçük bir kısmında genetik faktörlerin (ailesel geçiş) etkin oldukları bilinmektedir. Bunlar arasında ailesel polipozis koli (“familial adenomatous polyposis” sendromu veya FAP) ve herediter nonpolipozis kolorektal kanser (“hereditary nonpolyposis colorectal cancer” sendromu -HNPCC- veya Lynch sendromu) başta gelmektedir. Bu genetik sendromların var olduğu bilinen bireylerin birinci derece akrabaları arasına kolorektal kanser görülme sıklığı ve kendilerinde yaşam boyu kolon kanseri gelişme riski, toplumun geri kalanına göre belirgin derecede artmaktadır. Bu nedenle, bu genetik yatkınlığa sahip ailelerde rutin kolonoskopi taramaları çok önemlidir.

Kalın Bağırsak (Kolon) Kanserinin Tanısı Nasıl Konulur?

Kalın bağırsak kanserleri genellikle erken dönemde belirti vermezler. Kanserin geliştiği kalın bağırsak bölgesine bağlı olarak, yavaş gelişen tıkanma ve bunun bir yansıması olarak kronik kabızlık (tuvalete çıkma alışkanlıklarının değişmesi), dışkılama problemleri (tuvalet sonrasında bile dışkılama ihtiyacı hissinin devam etmesi) ve kanama gibi belirtilere ek olarak, açıklanamayan kilo kaybı, peklik hissi ve karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Bu şikayetlerle başvuran hastalar, gastroenteroloji uzmanı hekimler tarafından muayene edilmelerini müteakip, kolonoskop adı verilen ve kalın bağırsağın tamamı ile ince bağırsağın son kısmını incelemek üzere tasarlanmış bir endoskop aracılığı ile değerlendirilir. Bu işlem sırasında, kalın bağırsağın iç yüzeyindeki doğal olmayan oluşumlar doğrudan görülür ve özel aletler yardımıyla buralardan patolojik inceleme yapılması amacıyla doku örnekleri alınır. Bu işlem duruma göre büyük bir lezyondan küçük doku parçalarının elde edilmesi (endoskopik biyopsi) veya anormal özellikteki dokunun tümüyle çıkarılması (endoskopik rezeksiyon) şekillerinde olabilir. Hastadan elde edilen doku örnekleri, gastroenteroloji uzmanının endoskopi raporunda tespit ettiği bulguları içeren raporla ve hastanın diğer muayene / tetkik sonuçları ile birlikte, kesin tanı konulması amacıyla patoloji laboratuvarına gönderilir.

Patoloji uzmanları tarafından önce makroskopik olarak değerlendirilen doku örnekleri, doku takibi adı verilen ve bir dizi kimyasal solüsyonun kullanıldığı bir işlemden sonra mikroskop altında incelenebilecek duruma getirilir. Bu aşamada patoloji uzmanı, endoskopi raporunda belirtilen verilerin ışığında, mikroskobik yapı ve bu yapıdaki anormallikleri saptayarak bulgularını içeren bir rapor yazar. Patoloji raporu adı verilen bu belge, hemen her zaman hastalığın kesin tanısını içeren tek belge olma özelliğini taşımaktadır. İşlevsel bir patoloji laboratuvarı olmayan ve patolojik incelemelerin yapılamadığı bir sağlık kuruluşunda, ne kadar büyük ve gelişmiş görünürse görünsün, tanı konulması mümkün değildir ve tanılar tahmin düzeyinde kalırlar.

Kalın Bağırsak (Kolon) Kanserinde Patolojik İnceleme Neden Çok Önemlidir?

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi, kolon kanserinde de doğru ve başarılı tedavinin ilk adımı, tanının doğru konulmasıdır. Kolon kanserinde, patoloji uzmanı tarafından incelenen dokunun kanser içerip içermediği, varsa tipi ve muhtemel biyolojik davranışı hakkında önemli bilgiler elde edilir. Çoğu kolon kanserinde tedavi için kullanılacak yöntemler ve bunların sıralaması patoloji raporundaki bilgiler yardımıyla belirlenir. Bazı hastalarda endoskopik mukozal rezeksiyon, bazı hastalarda cerrahi rezeksiyon (ameliyatla hastalıklı bağırsak bölümünün çıkarılması), bir kısım hastalarda ise bu işlemlerden önce ve sonra kemoterapi, radyoterapi ve/veya immünoterapi - hedefe yönelik ilaçların (akıllı ilaçlar) kullanılması gerekebilmektedir. Kolon kanserlerinin çoğunu oluşturan adenokarsinomların dışında kalan ve daha az sıklıkta görülen kanser türlerinde ise, bu tedavi seçeneklerinin bazıları gereksiz veya sakıncalı olabilir. Örneğin kalın bağırsaktan köken alan veya kalın bağırsağı da tutan lenfomalarda (lenfositlerin kötü huylu tümörleri), özel durumlar hariç cerrahi tedavi veya endoskopik müdahalelerin yeri yoktur. Bu kararların verilmesi ancak ve ancak dünyadaki güncel gelişmeleri yansıtan patolojik değerlendirmelerle mümkündür.

Memorial Patoloji Laboratuvarı’nda Kolon Kanseri Tanısı ve İleri İncelemeler

Memorial Patoloji Laboratuvarı, halihazırda Memorial Sağlık Grubu çatısı altında faaliyet gösteren 11 hastane ve 2 tıp merkezine hizmet vermektedir. Her hastanede çalışmakta olan uzman gastroenterologlar ve gastrointestinal hastalıkların tedavisi ile ilgili genel cerrahi gibi diğer branşlardan gönderilen doku örnekleri, klinik, laboratuvar ve endoskopik değerlendirme verileri ile birlikte alanında yetkin, ulusal düzeyde tanınırlıkları yüksek patoloji uzmanları tarafından incelenmektedir.

Kolonoskopi ile elde edilen endoskopik biyopsi ve mukozal rezeksiyon gibi küçük örneklerde displazi, kanser ve kanser dışı hastalıklar yönünden ayrıntılı morfolojik değerlendirme yapılmakta, bu değerlendirmeler, gerektiğinde histokimyasal, immünohistokimyasal ve moleküler patoloji / genetik testlerle genişletilmektedir.

Kolon kanseri tanısı konulan hastalarda standart olarak tümör tiplendirmesi yapılmakta, tümörde DNA tamir enzimlerinin ekspresyon kaybı olup olmadığı (Mikrosatellit instabilitesi / Lynch sendromu olasılığının değerlendirilmesi) ve HER2 ekspresyon düzeyi (hedefe yönelik tedavi kararının verilebilmesi için gerekli) bilgisi verilmektedir.

Buna ek olarak, klinik gereksinim durumunda, formalinle tespit edilmiş ve parafine gömülerek saklanmış tümör dokularından, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) ve Yeni Nesil Sekanslama (NGS) yöntemleri ile, başta KRAS olmak üzere çok sayıda gende mutasyon taraması yapılmaktadır. Hedeflenen genlerdeki mutasyonların saptanması, immünoterapi ve diğer hedefe yönelik ilaçların etkinliğinin önceden kestirilmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu açıdan, patoloji yalnızda hastalığın seyri hakkında (prognoz) bilgi vermekle kalmamakta, kullanılacak ilacın seçimi ve bu ilaca olası cevap hakkında da fikir vermektedir (prediktif katkı).

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 5 Ocak 2023

Yayınlanma Tarihi: 5 Ocak 2023

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al