Yükleniyor

Okula Başlayan Çocuklarda Okul Reddi ile Nasıl Başa Çıkılır?

Okula Başlayan Çocuklarda Okul Reddi ile Nasıl Başa Çıkılır?

Okul akademik becerilerin yanı sıra bilişsel, sosyal ve duygusal alanlardaki kazanımların elde edilebilmesinde önemli role sahiptir. Bu gerçeği Covid-19 pandeminde okulların kapanması ve sonrasında yüzyüze eğitimden online eğitime geçilmesinin olumsuz etkileri ile bir kez daha anlamış bulunuyoruz. Ancak bazı çocuklar maddi olanaksızlıklar bazıları ise davranış sorunlarının bir sonucu olarak okula gitme veya devam etmede sorunlar yaşarlar. Bazı çocuklar ise okula gitmekle ilgili belirgin duygusal sıkıntı yaşar ve okula gitmeyi reddederler. Bu durumu tanımlamak için geçmişte okul fobisi terimi kullanılmış olsa da, günümüzde durumun farklı neden ve bileşenlerini daha iyi kapsayabilmesi nedeniyle “okul reddi” terimi tercih edilmektedir. Memorial Bahçelievler Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bölümü’nden Doç. Dr. Semra Yılmaz, çocuklarda okul reddi hakkında detaylı bilgi verdi.

İçindekiler

Okul Reddi Nedir?

“Okul reddi” kaygı ve korku gibi duygusal nedenlerden ötürü okula devam edememe durumunu tanımlar. Okul reddi olan çocuklardaki temel sorun okula gitme ile tetiklenen duygusal zorlanmadır. Çocuk, okula gitmesi istediğinde özellikle de okul saati geldiğinde, aşırı korku, huzursuzluk, mutsuzluk ve hatta öfke patlaması ve saldırganlık gibi şiddetli duygusal ve davranışsal belirtiler sergileyebilir. Bu belirtilere sıklıkla karın ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel yakınmalar eşlik eder. Okul reddi olan bazı çocuklarda bu belirtiler çocuk evden çıkmadan önce görülmeyebilir. Bu çocuklar okula gitmek için hazırlanırken rahat veya kısmen rahat olabilir ancak okul yolunda veya okul kapısında ve bazen de sınıf kapısında aniden bu belirtileri yaşamaya başlayabilir. Okul reddi yaşayan çocuklarda çocuğun okula gitmemesi gizli bir durum değildir, ebeveyn ve öğretmenlerin bilgisi dahilindedir.

Okul Reddi İle Okuldan Kaçma Davranışları Birbiriyle Karıştırılmamalı

Okul reddi bu özellikleriyle okuldan kaçma davranışından farklılık göstermektedir. Okuldan kaçma otoriteye karşı gelme davranışıdır. Okuldan kaçan çocuklarda okul devamsızlığı bilinçli ve keyfi şekilde tercih edilen bir durumdur, bu çocukların okula gitmekle ilgili herhangi bir kaygı veya korkuları sıklıkla yoktur. Genel olarak okula ilgi duymama, okul dışında daha keyifli zaman geçirme, okul kurallarına uymama nedeniyle devamsızlık yaparlar. Okuldan kaçan çocuklar bu durumu çoğu kez ailelerinden gizlerler ve okul saatlerini ev dışında geçirirler. Bu çocukların akademik başarıları ve bununla ilişkili kaygıları düşük olabilir. Diğer davranış sorunlarının görülme riski daha yüksektir.

Okul Reddi Her Yaştan Çocuk ve Ergende Görülebilir

Okul reddi denildiğinde akla öncelikle kreş/anasınıfı veya 1.sınıfa başlayan çocuklar gelse de okul reddi her yaş veya sınıftan çocukta görülebilir. Okula başlama ve okul değişikliği dönemlerinde daha sık görülür (5-7 yaş, 11-12 yaş ve 14-16 yaş). Her sosyoekonomik düzeyde, her kültür ve toplumda görülebilen evrensel bir sorundur. Kız ve erkekleri benzer oranda etkileyen bu sıkıntılı durumun okul çağı çocuklarında %1 oranında görüldüğü bildirilmektedir. Son yıllarda okul reddinin sıklığının özellikle de ergenlerde arttığı görülmektedir. Bu durum çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniklerinde dikkat çekmektedir.

Birçok Etken Okul Reddinin Sebebi Olabilir

Birçok olguda temel sorun ebeveynden ayrılmada yaşanan sıkıntı yani ayrılık kaygısıdır. Ancak aslında okul reddi ayrılık kaygısı dışında birçok ruhsal bozukluğun belirtisi olarak karşımıza çıkabilir (diğer kaygı bozuklukları ve depresyon gibi). Bununla birlikte çocuğun kendisine ve çevresine dair pek çok farklı neden okul reddinin altında yatan bir neden veya tetikleyici olabilmektedir.

Çocuğa dair özellikler arasında, çocuğun yapı olarak kaygıya yatkın olması, özgüven sorunları, okul başarısının düşük olması, öğrenme ve konuşma sorunları sayılabilir. Okul reddi bazen bir hastalık veya ameliyat bazen de bir kaza sonrasında okuldan uzak kalma sonrası ortaya çıkabilmektedir. Çocuğun alıştığı arkadaş çevresinden uzak kalması ve yeni arkadaşlıklar kurmakta zorlanması da okul reddi açısından tetikleyici bir unsur olabilir.

Aile içinde yaşanan olumsuz yaşantılar, aile veya akraba üyesinin kaybı, aile içi şiddet, ihmal, istismar gibi travmatik olaylar, ebeveynlerde psikiyatrik veya fiziksel hastalık, bazen de yeni kardeş veya taşınma gibi aslında dışarıdan bakıldığında güzel sayılabilecek yaşam değişiklikleri de okul reddinin gelişmesinde etken olabilmektedir.

Okul reddi okul ortamında yaşanan birçok farklı stresöre bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Okul, sınıf veya öğretmen değişiklikleri, okulda, serviste kötü muamele veya örselenmeye maruz kalma (akran zorbalığı, öğretmen ihmal-istismarı) ve hatta bazen sadece öğretmenden korkmak tetikleyici olabilir. Bazen de ağır ev ödevleri, kapasitesini aşan eğitimsel ve sosyal etkinlikler çocukta okul reddi davranışının altındaki neden olabilmektedir. Özellikle okul reddi aniden ortaya çıkıyorsa, akran grubunda veya öğretmenle olan olumsuz bir yaşantı mutlaka sorgulanmalıdır. Bazı çocuklarda ise alt ıslatma veya sınıfta kusma gibi küçük düşürücü bir olayın ardından okul reddi gelişebilmektedir.

Okula Gitmeme Süresi Ne Kadar Uzarsa Adapte Olmak da O Kadar Zorlaşıyor

Okul reddi sıklıkla okula yeni başlarken veya tatil veya hastalık nedeniyle okula uzun süre ara verilmesinin ardından tetiklenmektedir. Okula gitmeyi reddetme genellikle yavaş yavaş gelişir ve çocuklar zaman geçtikçe okula gitmeye karşı daha yoğun bir direnç gösterebilir. Bir çocuk ne kadar uzun süre okula gitmezse, geri dönmesi o kadar zorlaşacaktır.

Okul reddi kendini fiziksel, psikolojik ve davranışsal belirtiler ile göstermektedir. Karın ağrısı ve baş ağrısı yaygın olarak görülen fiziksel belirtilerdir. Diğer fiziksel belirtiler arasında; baş dönmesi,  mide bulantısı, kusma, ishal, sık tuvalet ihtiyacı, terleme veya titreme, hızlı kalp atışı, göğüs ağrıları, sırt ve eklem ağrıları sayılabilir. Davranışsal belirtiler tipik olarak okula gitmeyi veya sınıfa girmeyi reddetmeyi içerir. Ayrıca ağlama, öfke patlamaları, saldırganlık, kendilerine zarar verme tehditleri veya tam tersi içe kapanma ve kendini izole etme davranışları da görülebilmektedir.

Okul reddi yaşayan birçok çocukta belirtiler; okul öncesi evden çıkmadan hemen önce, okulda veya sınıf kapısında başlayabilir. Belirtilerin sıklıkla çocuğun evde kalmasına izin verildiğinde tamamen geçtiği görülür.  Eve dönüldüğünde yatışmış olan belirtiler, bazı çocuklarda akşam yatma vakti veya sabah okula gitme zamanı tekrar bunaltı verecek düzeyde ortaya çıkabilir. Bazı çocuklar yaşadıkları bunaltı nedeniyle ebeveynlerine şiddete varan karşı gelme davranışı sergiler. Bazıları ise hiçbir tartışmaya girmeden okula gidebilir ancak okulda içe kapanarak kendilerini arkadaşlarından ve öğretmenlerinden izole edebilirler.

Okul reddi yaşayan çocuklar okula gitmemelerinin nedeni olarak birçok farklı sebep sunsalar da asıl nedenini sıklıkla bilmezler. Bazıları birçok kez okula gitmeyi istediğini ve bunun için hazır olduğunu söyler ancak okul zamanı gelince bunu başaramazlar ve yatışmış olan belirtiler tekrar alevli şekilde yaşarlar. Bazıları evden ayrılamaz, bazıları ayrılır yoldan geri döner, bazıları ise okulun kapısından keyifle girer ama sınıfın kapısından panikle ve dehşetle geri dönebilir. Bu durumlardaki kaygı ve panik belirtilerine; kendisi, ebeveyni ve öğretmenine yönelik şiddet davranışı da eşlik edebilir.

Çocuklar Okul Reddinin Nedenini Sıklıkla İfade Edemezler

Okul reddinin altında bireysel, ailesel ve okula dair birçok tetikleyici durum olabileceğinden kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirme yapılması gerekmektedir. Genellikle çocuklar okulu reddetme nedenlerini belirleyemezler. Bu durumda terapist çoklu bilgi kaynaklarına ulaşmalıdır. Temel bilgi kaynakları çocuğun kendisi, ebeveynler ve öğretmenlerdir. Ayrıca görüşmede kullanılan öz-bildirim ölçek veya anketleri bu değerlendirmeye katkıda bulunacaktır.

Okul Reddinin İhmal Edilmesi Ruhsal Bozuklukları da Beraberinde Getirebiliyor

Okul reddi bireyin sosyal, duygusal ve eğitim hayatında kısa-uzun dönem olumsuz ve kalıcı olabilecek sonuçlara neden olabilmektedir. Düşük akademik başarı ve uzun vadede düşük eğitim düzeyine neden olabilirken ileriki yaşlarda artmış ruhsal sağlık sorunları ile ilişkili olabileceği bildirilmektedir. Erken ve etkin tedavi ile çocuğun kısa sürede okula devamlılığının sağlanması mümkündür. Ancak uzun süredir devam ediyorsa, ilk kez ergenlik çağında ortaya çıkmışsa, çocuğun depresyonu veya mental kısıtlılığı varsa klinik seyir biraz daha dirençli olabilmektedir. Bu nedenle okul reddi yaşayan çocukların erken dönemde fark edilerek ele alınması ruhsal bozuklukların gelişimini engelleyecektir.

Tedavide Temel Amaç Okula Devamlılığın Sağlanmasıdır

Okul reddinin tedavisinde temel amaç çocuğun kısa sürede okula dönmesinin ve devam etmesinin sağlanmasıdır. Her bir çocuk kendine özeldir. Tedavi sürecinde, sorunun altında yatan nedenler ve çocuğun bireysel ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş yaklaşımlar gerekmektedir. Ancak çocuğun okulda geçirdiği sürenin artırılmasında tutarlı ve kararlı bir tutum sergilemek olmazsa olmaz bir yaklaşımdır. Tanı sürecinde olduğu gibi tedavi sürecinde de sadece çocuk ile değil, ebeveyn ve öğretmen ile de işbirliği içinde olunmalıdır. Tedavide, psikososyal ve psikofarmakolojik yaklaşımlar kullanılmaktadır.

Psikososyal tedaviler bireysel psikoterapilerin yanısıra aile ve okula yönelik tedavileri içermektedir. Bilişsel davranışçı terapi, oyun terapisi, şema terapi gibi terapiler başlıca etkili bireysel psikoterapilerdir. Aile temelli terapilerde ebeveynlik becerileri ve ebeveyn tutumları ile ebeveyn-çocuk ilişkisi ve aile dinamikleri ele alınmaktadır.

Çocuklar Tutarlı ve Sağlıklı Sınırlara İhtiyaç Duyarlar

Yetişkin her birey gibi çocuklar da duygusal ihtiyaçlara gereksinim duyar ve bu ihtiyaçların ebeveynler tarafından karşılanmasını beklerler. Temel duygusal ihtiyaçlar sevgi, saygı, özgürlük ve adaleti içermektedir. Çocuklar sevgi ve sıcaklığın yanı sıra sağlıklı/tutarlı sınırlara ihtiyaç duyarlar. Sağlıklı sınırlar saygı, özgürlük ve adalet duygusunun hissedilmesi için gereklidir. Bir çocuk ancak sağlıklı ve tutarlı sınırlar varlığında kendini güvende hissedebilir. Bu bağlamda sağlıklı sınırlar ve kurallar çocukların psikososyal gelişimleri için gereksinimdir tanımlaması yapılabilir. Çocuk ancak güvende hissettiği bir ortamda güvenli adımlarla özerkliğini farkedebilir ve bunu kontrollü bir şekilde ilan edebilir. Okul reddi gösteren bir çocukta özerklik ve ayrışma ile ilgili sorunlar saptanırsa terapide bu sorunların ele alınması amaçlanır. Ayrıca ebeveynlerde olası ruhsal bozukluk ya da evlilik sorunlarının incelenmesi ve etkin şekilde ele alınması tedavinin önemli adımlarındandır.

Okul Yetkilileri de Tedavinin Bir Parçasıdır

Okula yönelik müdahaleler tedavinin değişmez parçasıdır. Tedavi sürecinde ebeveyn ile okul arasında iş birliği kurulması oldukça önemlidir. Terapist,okul rehberliği veya okul öğretmenleri ile okul ziyareti ve/veya bilgilendirme notları ile sürekli bilgi alışverişinde bulunur. Okul reddinin okulun kendisine yönelik özgül bir fobi ile veya okuldaki özgül bir olay ya da nesne ile ilgili olup olmadığı incelenmelidir. Çocuğun gereksinimlerine göre okulda belirlenecek düzenlemelerin yapılması için okul çalışanları teşvik edilmesi önemli bir yaklaşımdır. İlk tercih olmamakla birlikte bazı durumlarda okul ya da sınıf değişikliği gündeme gelebilir.

Terapistin Doğru ve Detaylı Bir Değerlendirme Yapması Oldukça Önemli

Okul reddi sadece okula yeni başlayan küçük çocuklarda değil her yaştan çocukta görülebilir. Sosyal, duygusal, akademik yönden kalıcı sonuçlara neden olabilecek bir durumdur. Müdahale geciktikçe kemikleşebilir ve çocuğun kendisinin yanı sıra ailesi ve okul ortamını etkileyen kompleks bir hal alabilir. Bu nedenle okul reddi acil müdahale gerektirmektedir.

Okul reddi sıklıkla çocuğun anneden ayrılma sırasında yaşadığı yoğun kaygıyla ilişkilidir. Ancak aslında diğer birçok ruhsal bozukluğun belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca çocuğa, ailesine ve okul ortamına dair pek çok etken tetikleyici rol oynayabilir. Bu nedenle tedavi için en önemli adımlardan birisi altta yatan nedenlerin en iyi şekilde ortaya çıkarılmasıdır. Çocuklar sıklıkla okulu reddetmelerinin nedenlerini belirleyemediklerinden terapistin aile ve okul çalışanlarından bilgi alması, tanı ve tedavi sürecinde işbirliğinde kalması gerekmektedir.

Tedavide temel amaç çocuğun okula devamlılığının sağlanmasıdır. Altta yatan tanıya ve çocuğun gereksinimlerine göre oluşturulan tedavi yaklaşımları bireysel terapiler ile aile ve okul yaklaşımlarını içermektedir.

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Yayınlanma Tarihi: 11 Eylül 2023

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al