Vücudun hayati organlarının işlevini yitirmesi ile birlikte vücudun kendini yenilemeyi durdurması ölüm olarak tanımlanır. Hayati organların tamamı ya da en önemli hayati organların tamamı işlevi yitirdiği zaman ölüm gerçekleşir. Hayatın asla değişmeyen gerçeği ölümdür ve her an karşılaşabileceğimiz düşüncesi vardır. Ölümü kabullenmek ve ölüm üzerine düşünmemek her zaman kolay olmayabilir. İnsanlar hayatları boyunca farklı dönemlerde yaşanmış olduğu olaylar neticesinde ölüme karşı korku duyabilirler. Bu yüzden yaşadıkları travmalara ya da kendi ruhsal psikolojik durumuna göre kendisinde oluşan ölüm korkusu tanatofobi olarak bilinir.
Ölüm Korkusu (tanatofobi) Nedir?
Ölüm korkusu nedir sorusunun cevabı kısaca; bir kişinin ölümle ilgili aşırı korku ve aşırı kaygı duymasıdır. Olumsuz hisler kişilerin düşüncelerini kaplar ve bunun önünü alamaz şekilde sürekli olarak kaygılanır. Sürekli ölüm kaygısı ve korkusu yaşayan kişilerde bu sorun daha ciddi hale geldiğinde kişinin sosyal yaşantısında da birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Sosyal problemlerin yanı sıra kişide kaygı, korku, stres durumlarının sonucunda anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar tetiklenebilir ve kişinin ruh sağlığında büyük bozulmalar ortaya çıkar.
Ölüm Korkusu (tanatofobi) Neden Olur?
Kişilerde ölüm korkusunun başlamasına yol açan birçok farklı faktör vardır. En yaygın olarak ölüm korkusuna yol açan nedenler şunlardır:
- Kişinin tamamen bedeninin yok olacağını sürekli olarak düşünerek korku duyması.
- Öldükten sonra cezalandırılmaktan korkması. Kişi öldükten sonra kendisinin cezalandırılacağını düşündüğü için ciddi bir ölüm korkusu yaşayabilir.
- Yakınlarını kaybetme korkusu ile sürekli olarak kaygı halinde bulunabilir ya da kendisi öldüğünde arkasında bırakacağı kişilerin kim olacağı üzerinde ciddi ciddi düşünmesi ölüm korkusunun gelişmesine yol açar.
- Yalnızlık hissi ölüm korkusunu tetikler.
- Belirsizlik duygusu ölüm korkusunu etkiler. Özellikle hayatlarında kendini yalnız hisseden kişiler ve belirsizlik yaşayan kişiler ölüm korkusu yaşamaya meyilli olan kişilerdir.
- İnsanlar hayatlarında çok değer verdikleri ve çok sevdikleri kişileri kaybettikleri zaman bu durum ölüm korkusunu tetikleyebilir.
- Yaşanan kayıplarla ilgili en fazla etki ergenlik döneminde ortaya çıkar.
Ergenlik döneminde kişiler kararsız bir dönemde oldukları için bu dönemde yaşamış oldukları travmatik olaylar kişilerde şiddetli derecede ölüm korkusu ihtimalini arttırmaktadır. Ölümün ne olduğunu anlayan ölümle yüzleşen kişi aniden ölümü düşünerek derin düşüncelere dalar ve bu durum düşünce ve kaygı bozukluğu yaratır. Bu düşünceler kişinin hayatının önemli bir alanını işgal eder. Ölen kişi çok sevdiği ve değer verdiği birisiyse bu durumun ölüm korkusunu etkilemesi daha fazla olur. Bunların dışında kişilerin fiziksel ya da ruhsal yaşayacağı birtakım hastalıklar ölüm korkusuna yol açabilir. Kişiler sadece kendi hastalıkları sebebiyle değil etrafındaki yakın gördüğü kişilerin, sevdiği insanların da yaşadığı hastalıklardan dolayı ölüm korkusuna da kapılabilir. Özellikle kanser hastalığı bu konuda etkendir. Ölüm korkusunu tetikleyen bir diğer sebep yaşlılıktır. Arkadaşlar ergenlik dönemlerinde ve yetişkinlik dönemlerinde zaman zaman ciddi bir ölüm korkusu yaşadıkları zaman yaşlandıklarında bu korku daha da artar. Yaşlılık döneminde ölüm korkusu ile ilgili çeşitli kaygı, anksiyete ve sıra dışı davranışlar ortaya çıkar. Yaşlı kişilerde ölüm korkusu ile birlikte panik atak da ortaya çıkabilir ve kişilerin ruh sağlıkları büyük ölçüde risk altına girebilir.
Ölüm Korkusu (tanatofobi) Belirtileri
Ölüm korkusunun belirtileri birden çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkar. Kişinin aklına ölüm korkusu geldiğinde ve bu düşünceyi kafasından atamadığı zaman panik atak başlayabilir ve bu durum durdurulamaz şekilde kaygı, gerginlik yaratır. Kişi bu sebeplerle titreyebilir. Kalbi daha fazlası atmaya başlar. Ölüm korkusu yaşayan kişilerde ölüm kavramı günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir ve kişiler sürekli olarak ölümü düşünerek kendilerine göre bir plan yaparlar. Ölüm korkusu yaşayan kişilerde özellikle çok alakasız zamanlarda vasiyet hazırlama, miras bölüştürme, sevdiği insanlarla vedalaşma gibi sıra dışı davranışlar ortaya çıkar. Bu davranışların yanı sıra kişilerde sürekli olarak bir şeyler yapma isteği olur. Çünkü ölüm korkusu yaşayan kişiler her an öleceğini düşündüğü için bir şeyler yapmak isterler. Kişi hayattan zevk almaz ve kendinin yetersiz olduğunu düşünür. Bu düşüncelerin temelinde ise ölümün her an yaklaştığını hissetmesi, yapmak istediği şeyleri gerçekleştirecek zamanın olmadığı kaygısını yaşaması, kişinin yeterli şekilde hayatına yaşayamadığı ve ölmeden önce gerçekleştirmek istediklerini yapamadığı düşüncesi yatar. Böylece riskli bazı mantıksız kararlar alabilir.
Ölüm Korkusu (tanatofobi) Nasıl Yenilir?
Ölüm korkusunu yenmek için birçok farklı yöntem vardır. Aslında herkes zaman zaman ölüm korkusu yaşar fakat önemli olan bu ölüm korkusu hissinin seviyesidir. Bu hissi makul seviyelerde tuttuğunuz ve günlük yaşamınızı etkilemediği oranda herhangi bir ruhsal sorun teşkil etmez. Ölüm korkusunu yenmek için kişinin kendini rahatlatması, çeşitli aktivitelere yönelmesi, çeşitli davranışlar geliştirmesi gerekir. Yazı yazma aktivitesi bunlar içerisinde en önemli örnektir. Kişi, özellikle ölüm ile ilgili düşüncelerini yazabilir. Böylece başkalarını anlatamadığı şeyleri kâğıda yazdığı için rahatlar. Ayrıca çevresinde sürekli ölüm korkusu yaşayan kişilerden uzak durarak bu konular gündeme geldiğinde dikkati ve konuyu başka yöne çevirmek mantıklı olur. Ölüm korkusunu yenmek için yapılacak olan şey ölüm gerçeğini kabullenmektir. Kişi kendi kendine bunu düşündüğü zaman ölüm gerçeğini kabullendiğinde ve bunun hayatın doğal bir süreci olduğunu anladığı zaman ölüm korkusunu aşar.
Ölüm Korkusunun Tedavisi
Ölüm korkusunu ciddi şekilde yaşanması kişinin kendi başına üstesinden gelemeyeceği bir duruma dönüşebilir. Bu durumda yapılacak en mantıklı şey profesyonel yardım almaktır. Katılımcılar ve psikologlar arasındaki iletişim, ölüm korkusunun tedavisinde önemli bir rol oynar. Bu doğrultuda genellikle psikoterapi ön plana çıkar. En sık kullanılan yöntemlerden biri bilişsel-davranışçı yöntemdir. İlaçlar genellikle ölüm korkusunu tedavi etmek için kullanılmaz. Ancak ölüm korkusu nedeniyle çeşitli nöbetler geçiren ve bunları kontrol etmekte güçlük çeken hastalara bu belirtilerin etkisini azaltmak için çeşitli sakinleştirici ilaçlar verilebilir. Tedavi süresinde her ne hissediyorsanız doktorunuzla açıkça paylaşmalısınız. Bu doğrultuda terapi sırasında kişiye ölümün, hayatın bir parçası olduğu ve bu duyguların aşırı abartılı bir şekilde yaşandığı öğretilir ve genellikle ergenlere dayatıldığı için bir veya iki seans yerine uzun süreli tedavi planlanır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 20 Şubat 2024
Yayınlanma Tarihi: 3 Ocak 2023