Yükleniyor

Ağız yarasına ne iyi gelir?

Ağız yarasına ne iyi gelir?

Ağız yarası; dil, dil altı, damak, diş etleri, dudak ve yanakların iç kısmında gelişen günlük yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen mukozol hasardır. Ağız yaralarından dolayı konuşma, sıcak-soğuk içeceklerin tüketimi, çiğneme ve yutkunmada zorluklar oluşabilir. Ağız yarası şikayeti olan kişiler genellikle doktora başvurmamaktadır. Ağız içi bölgeyi kişinin yanlışlıkla ısırması ya da sıcak içecek tüketmek gibi durumlarda oluşan ağız yaraları genellikle birkaç günde kendiliğinden geçer. Şayet kişide sürekli olarak tekrarlayan ağız yaraları görülmesi halinde bu durumun önemli hastalıkların belirtisi olabileceği olasılığı göz önünde bulundurularak doktora başvurulmalıdır.

İçindekiler

Ağız yaralarına ne sebep olur?

Ağız yaralarının birden fazla türü ve nedeni vardır. Ağız yaralarına bir enfeksiyon, sistemik bir hastalık, kimyasal bir madde veya alerjik bir reaksiyon, stres ve psikolojik kaynaklı etkenler neden olabilir. Ağız yaralarının bir kısmının tam olarak nedeni bilinmemektedir. Genel olarak normal tükürük akışı ağzın iç yüzeyini korumaya yardımcı olduğundan, tükürük üretimini azaltan herhangi bir durum ağızda yaraların oluşma riskini artırır.

Ağız yaralarının oluşumuna yol açabilen bazı nedenler şunlardır:

  • Tekrarlayan aftöz stomatit (Pamukçuk)
  • Viral enfeksiyonlar (Uçuk, zona ve suçiçeği)
  • Diğer enfeksiyonlar (Mantar veya bakterilerin neden olduğu)
  • Yaralanma veya ağzı tahriş edici gıda veya kimyasallar
  • Tütün kullanımı (Çiğnemelik)
  • Keskin veya kırık bir diş veya tam oturmayan protezler
  • İlaçlar (Özellikle kemoterapi ilaçları)
  • Kanser tedavisinde uygulanan radyoterapi
  • Sistemik bozukluklar
  • Vitamin ve mineral eksiklikleri
  • Helikobakter pilori adıyla bilinen mide mikrobu
  • Diş ve diş etlerinin yapısındaki bozukluklar
  • Asitli içeceklerin aşırı tüketimi
  • Hormonal değişiklikler
  • Ağız, dil ve dudak yaraları, piercing’ten veya piercing’te kullanılan takıların tahrişinden kaynaklanabilir.

Viral enfeksiyonlar

Viral enfeksiyonlar, ağız yaralarının en yaygın bulaşıcı nedenleridir. Dudaktaki uçuklar ve daha az sıklıkla herpes simpleks virüsünün neden olduğu damakta oluşan ülserler en çok bilinenlerdir. Suçiçeği ve zona adı verilen ağrılı cilt bozukluğundan sorumlu virüs olan varisella-zoster, ağzın içinde çok sayıda yara oluşmasına neden olabilir. Bu yaralar tıpkı herpes simpleks virüsü gibi, vücudu asla terk etmeyen virüsün alevlenmesinin sonucunda meydana gelir.

Diğer enfeksiyonlar

Bakteriyel bir enfeksiyon ağızda yaralara ve şişmeye neden olabilir. Enfeksiyonlar normalde ağızda bulunan organizmaların aşırı büyümesinden, sifiliz (frengi )veya belsoğukluğuna neden olan bakteriler gibi yeni ortaya çıkan organizmalardan kaynaklanabilir. Dişlerden, diş etlerinden bakteriyel enfeksiyonlar, iltihapla dolu bir enfeksiyon cebi (apse) oluşturacak şekilde yayılabilir veya yaygın iltihaplanmaya neden olabilir .

Sifiliz (Frengi), enfeksiyonun erken evresinde ağızda veya dudaklarda gelişen ağrısız bir yara (şankr) oluşturabilir. Yara genellikle birkaç hafta sonra iyileşir.  Frengi tedavi edilmediği takdirde yaklaşık 4 ila 10 hafta sonra dudakta veya ağız içinde beyaz bir alan (mukus yaması) oluşabilir. Hem şankr hem de mukus yaması oldukça bulaşıcıdır. Antibiyotik veya kortikosteroid kullanan veya AIDS’li hastalar gibi zayıf bir bağışıklık sistemine sahip kişilerde maya candida albicans aşırı büyüyebilir. Ayrıca candida ağız epitelinin (pamukçuk) üst tabakasını tahrip eden beyazımsı lekelere neden olabilir.

Yaralanma veya tahriş

Ağızdaki her türlü hasar veya yaralanma, örneğin yanağın iç kısmının kazayla ısırılması ağızda kabarcıklara (veziküller veya büller) veya ülserlerin oluşmasına neden olabilir. Bu durumda genellikle İÇİ sıvı dolu kabarıklıKLARIN yüzeyi hızlı bir şekilde yırtılır ve ülser(yara) oluşur.

Pek çok gıda ve kimyasal tahriş edici bir etki oluşturabilir veya bir tür alerjik reaksiyonu tetikleyerek ağız yaralarına neden olabilir. Bazı diş macunları, gargara, şeker ve sakız gibi yaygın maddelerdeki bazı bileşenler gibi, asitli yiyecekler, tarçın aroması veya büzücü maddeler de tahriş edici olabilir.

Tütün kullanımı

Tütün kullanımı ağızda yaralara neden olabilir. Ağızdaki yaralar genellikle tütün ürünlerinde bulunan tahriş edici maddelere, toksinlere ve kanserojen maddelere maruz kalmaktan kaynaklanır.

İlaçlar ve radyoterapi tedavisi

Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları ağız yaralarına neden olabilir. Radyasyon tedavisi de ağız yaralarının yaygın bir nedenidir. Nadiren insanlar antibiyotik aldıktan sonra da ağız yaraları gelişebilir.

Sistemik bozukluklar

Birçok hastalık vücudun diğer bölgeleri ile birlikte ağzı da etkiler. Örneğin gözleri, eklemleri, kan damarlarını, beyin ve gastrointestinal sistem dahil birçok organı etkileyen iltihaplı bir hastalık olan Behçet hastalığı,  tekrarlayan ağrılı ağız yaralarına da neden olabilir. Yine bir tür alerjik reaksiyon olan stevens-johnson sendromu da ciltte kabarcıklara ve ağızda yaralara neden olur. Yine iltihaplı bağırsak hastalığı olan bazı kişilerde ağızda yaralar da gelişebilir.

Glutene (buğday ve diğer bazı tahılların bir bileşeni) karşı toleranssızlığın neden olduğu şiddetli çölyak hastalığı olan kişilerde de sıklıkla ağız yaraları gelişir. Liken planus bir adlı cilt hastalığı da nadiren ağız yaralarına neden olabilir. Ayrıca her ikisi de cilt hastalığı olan pemfigus vulgaris ve büllöz pemfigoid ağızda kabarcıkların oluşmasına neden olabilir. Tüm bunlarla birlikte demir, B vitamini ve C vitamini eksiklikleri de ağız yaralarına yol açabilir.

Hormonal değişimler

Ergenlik dönemindeki genç kızlarda ya da kadınlarda adet döneminde, ağız yarasının çıkmasına sıkça rastlanır.

Ağız yarası çeşitleri nelerdir?

Ağız yaraları çeşitlerinden bazıları şunlardır:

Uçuk

Uçuk, herpes simpleks virüsüne maruz kalmanın neden olduğu dudak, diş eti, ağızda kümeler halinde yerleşmiş içi sıvı dolu kabarcıklar şeklinde ortaya çıkan viral bir enfeksiyondur. Uçuk ciltte küçük, ağrılı kabarcıklara veya açık yaralara neden olurken ağız, burun ve çevresinde belirdiği takdirde de dudaklarda, burun çevresinde veya ağız içinde kabarcıklar oluşur. Uçuk; öpüşme, aynı kaşığı kullanma gibi temas yoluyla bulaşır. Soğuk algınlığı grip gibi hastalıklar da uçuğun oluşmasını tetikleyebilir.

Pamukçuk

Candida mantarının sebep olduğu pamukçuk çoğunlukla yaşlı yetişkinlerde veya bebeklerde görülür. Zayıflamış bir bağışıklık sistemi, antibiyotikler, şeker hastalığı veya bazı ilaçlar da pamukçuk oluşumuna yol açabilir.

Aft yaraları

Aft yaraları bir başka deyişle ağız içi yaraları, ağızda herhangi bir yerde gelişebilen ülserli lezyon veya yaralardır. Aft yaraları çoğunlukla yanak ve dudakların iç yüzeylerinde, dilde ve damak kısmında görülür. Aft yani ağız içi yaraları(ülserleri), kişinin yemek yemesine, bir şeyler içmesine, konuşmasına engel olmakta hatta tükürük salgılarını bile kontrol edememesine yol açabilir.

Lökoplaki

Lökoplakiye; sert dişler, düzgün yerleştirilemeyen diş protezleri, sigara kullanımı ve tütün çiğneme yol açabilir. Lökoplaki, ağızda beyaz lekeler veya plaklar şeklinde görülürken ağrıya neden olmaz. Lökoplaki ayrıca prekanseröz bir durum da olabilir. Ağızdaki kalıcı yamalar veya diğer değişiklikler için bir diş hekimine görünmekte yarar vardır.

Eritroplaki

Lökoplakideki yaraların kırmızı renkli olanıdır.

Liken Planus

Yanakların veya dilin iç kısmında dantelİMSİ, beyaz lekeler veya kırmızı parlak yumrular şeklinde ortaya çıkan nadir olarak gelişen bir döküntü liken planus olabilir. Liken Planus’a neyin neden olduğu bilinmiyor. Öte yandan liken planus ağızla birlikte cildi, saç derisini, tırnakları ve genital bölgeleri de etkileyebilir.

Ağız yarası şikayetinde hangi durumlarda doktora başvurulmalıdır?

Aşağıdaki durumlarda vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

  • Sık tekrarlayan ağız yaraları  
  • Ağızdaki yaranın yeni alınan bir ilaçtan sonra olması
  • Ağzın içinde veya dilde büyük beyaz lekeler görülmesi
  • Ağızdaki yaranın ve ağrının iki haftadan fazla sürmesi
  • Kişide zayıflamış bir bağışıklık sistemi olması(HIV veya kanser hastaları)
  • Ağızdaki yarayla birlikte; deri döküntüsü, salya akması veya yutma güçlü, yüksek ateş gibi başka semptomlar olması
  • Göz iltihabı

Ağız yaraları teşhis ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Doğru bir teşhis için doktor ağızdaki yarayı incelemek üzere detaylı fiziksel bir muayene gerçekleştirecektir. Doktor, doğru tanı için ihtiyaç duyması halinde ağız içinden kültür alınarak laboratuvar incelemeleri yapılabilir ve bazı kan testleri isteyebilir. Ağız yarasının altında yatan bir hastalığın erken tanı ile tespit edilebilmesi daha ciddi hastalıklar için önlem alınmasını sağlar. Behçet hastalığından şüphe edilirse Behçet testi yapılabilir. Ayrıca gerekli durumlarda biyopsi yapılır.

Ağız yaraları; viral, bakteriyel veya mantar enfeksiyonunun bir sonucuysa, doktor enfeksiyonu tedavi etmek için ilaç reçete edebilir.

Ağız yaraları için topikal tedaviler şunları içerir:

  • Antimikrobiyal ajanlar
  • Topikal antienflamatuar ajanlar
  • Kortikosteroidler

Öte yandan ağız kanseri şüphesi durumunda önce hastadan biyopsi alınacaktır. Hastaya ağız kanseri teşhisi konulduğu takdirde cerrahi prosedür ve/veya kemoterapi uygulanabilir.

Ağız yaralarına ne iyi gelir?

Hiçbir şey yapılmasa dahi ağız yaraları genellikle 10- 14 gün içinde kendiliğinden geçer. Evde yapılabilecek bazı uygulamalar ve doğal çözümler, ağız yarasının yol açtığı ağrıyı azaltmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.  ‘Ağız yaralarına ne iyi gelir?’ ,'Ağız yarası nasıl geçer?'‘ Ağız yaraları için doğal çözümler nelerdir?’ soruları şu şekilde cevaplanabilir.

  • Sıcak içecek ve yiyeceklerden, baharatlı, tuzlu yiyeceklerden ve turunçgillerden kaçınılmalıdır.
  • Tuzlu su ve soğuk su ile gargara yapılmalıdır.
  • Meyve aromalı buzlu çubuklar ağızda yanık varsa faydalıdır.
  • Asetaminofen gibi ağrı kesiciler ağız yaralarının yol açtığı yaraya iyi gelebilir
  • Karbonatlı su ile günde 3-4 defa gargara yapılması pamukçuk yaralarına iyi gelir. 
  • Klorheksidin glukonatlı gargaralar yapılabilir.
  • Reçetesiz satılan bazı ilaçlar da dudağın içindeki ve diş etindeki yaraya iyi gelir.
  • "2% hydrogen peroxide" solusyonuna batırılan pamuk ya da gazlı bez ile aft bölgesi temizlenebilir.
  • Antiviral kremler de uçuğa iyi gelebilir.
  • Aftın başlangıç safhasında bölgeye bir topikal steroid uygulanması ya da steroidli bir gargara ile gargara yapmak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
  • Karanfil yağı ağız içi aft benzeri lezyonlarda ağrıyı hafifletmekte işe yarayabilir.
  • Aloe vera ve meyan kökü de ağız lezyonlarına iyi gelir. (Aloe vera doğrudan aftın üzerine uygulanabilir)
  • Ada çayı, ağız yaralarının doğal tedavisi için kullanılabilir.

Ağız yaralarının oluşmaması için hangi önlemler alınabilir?

Ağız yaralarının birçoğuna yakalanma riski şu yöntemlerle azaltılabilir:  

  • Çok sıcak yiyecek veya içeceklerden kaçınılmalıdır.
  • Stresten uzak durulmalıdır.
  • Yavaş yemek yeme alışkanlığı kazanılmalıdır.
  • Yumuşak diş fırçası kullanılmalıdır.
  • Kırık bir dişi, tam oturmayan diş protezi olan kişiler zaman kaybetmeden diş hekimine başvurmalıdır.
  • Ağzında sık sık aft oluşan kişiler doktor tavsiyesiyle takviye folik asit ve B12 vitamini almalıdır.
  • Sigara içilmemeli, aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.  

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 2 Nisan 2024

Yayınlanma Tarihi: 22 Mart 2021

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al