Ürik asit, vücuttaki hücrelerde, yiyecek ve içeceklerde bulunan pürin adı verilen kimyasallar vücutta parçalandığında açığa çıkan atıktır. Pürinlerin parçalanması sırasında ürik asit üretilir. Pürinler vücutta üretildiği gibi hamsi, uskumru, bezelye gibi besinlerde de yer alır. Kanda çözünerek böbreklere ulaşan ürik asit idrarla dışarı atılır. Vücut yeterince ürik asit üretmediği durumda hastalıklar görülebilir. Ürik asit yüksekliği, kandaki ürik asit seviyesinin normal değerler üstünde olması olup, hiperürisemi olarak adlandırılır. Bu durum böbrek taşı ve böbrek hastalıkları ile bağlantılıdır. Ayrıca gut hastalığı, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği yanı sıra diyabet, felç ve kalp hastalığı riskini artırır.
Ürik Asit Nedir?
Ürik asit, vücutta besinlerin parçalanmasıyla beraber pürin maddesinin ayrışmasıyla ortaya çıkarak gut hastalığı ve böbrek taşı oluşumuna neden olan bir atıktır. Bazı durumlarda ürik asit eklemler ve dokularda birikerek enfeksiyona neden olur.
Genellikle vücuttaki ürik asit, böbrekler ve idrarda filtrelenerek dışarı atılır. Çok fazla pürin barındıran besinler tüketilmesi durumunda vücut hızlı bir şekilde ürik asidi uzaklaştıramaz ve kanda birikmesine neden olur. Yapılan testler sonucunda ürik asit yüksekliği ortaya çıkar. Standart bir ürik asit değeri 6,8 mg/dl (miligram/desilitre) olarak kabul edilirken hiperürisemi olan ürik asit yüksekliğinde bu değerin üstü olarak kabul edilir ve bu durum gut hastalığına yol açabilir.
Ürik Asit Değeri Kaç Olmalıdır?
Ürik asit, erkeklerde 7 miligram/desilitrenin (mg/dL) üzerinde, kadınlarda 6 mg/dL'nin üzerinde olduğunda yüksek kabul edilir. Ürik asit düşüklüğü ise 2 mg/dL'den az olarak tanımlanır. Ürik asit testi, kan tahliliyle yapılmaktadır.
Ürik Asit Yüksekliği Nedir?
Hiperürisemi olarak adlandırılan ürik asit yüksekliği, kandaki ürik asit miktarının 6,8 mg/dL'den fazla çıkmasıdır. Ürik asit yüksekliği gut, böbrek taşı gibi böbrek hastalıkları, kalp damar rahatsızlıkları, obezite, diyabet ve hipertansiyon hastalıkların bulunduğu ya da ortaya çıkabileceği anlamına gelir. Bunun yanında ürik asit yüksekliği kalp kapaklarında ürik asit yoğunluğunu yaşandığının da göstergesidir.
Ürik asidin keskin kristaller halinde kümelendiği ürik asit yüksekliği, kristallerin eklemlere yerleşmesine, ağrılı bir artrit türü olan gut hastalığına neden olabilir. Böbreklerde birikerek böbrek taşı oluşturabilirler. Yüksek tansiyon ve kalp yetmezliğinin yanı sıra diyabet, felç ve kalp hastalığı riskini artıran metabolik sendromla da ilişkilidir.
Ürik Asit Yüksekliği Neden Olur?
Ürik asit yüksekliğinin en önemli nedeni vücudun çok fazla ürik asit üretmesine neden olan obezite, hipertansiyon ve diyabet gibi metabolik sendromlar, genetik faktörler, pürinden zengin beslenme, ilaçlar ve ürik asidin idrar yolu ile atılım yeteneğini azaltabilen böbrek taşı veya böbrek hastalıklarıdır. Besinlerde ve vücutta yer alan pürin maddesinin sağlıklı bir yıkım gerçekleştirememesi durumunda, idrarla atılamayan ürik asidin birikmesiyle ürit asit yüksekliği meydana gelir. Hiperürisemi, ürik asidin keskin kristaller halinde bir araya toplanarak eklemlere yerleşmesine sebep olan artritin ağrılı olarak görülen gut hastalığını ortaya çıkarır.
Ürik asit yükselmesinin nedenleri genel olarak şunlardır:
- Aşırı ürik asit üretimi
- Böbreklerin ürik asidi normal şekilde atamaması
- Genetik yatkınlık
- Obezite
- Gut hastalığı
- Böbrek taşı
- Diyabet
- Hipertansiyon
- İlaç yan etkisi
Ürik asit üretimindeki artış
Vücutta herhangi bir nedenle ürik asit seviyesi artış gösterebilir. Bu durumda ürik asit yüksekliği meydana gelir. Ürik asit üretiminin artmasına neden olan faktörün belirlenmesi gerekir.
Böbrek fonksiyonlarda yetersizlik nedeniyle ürik asidi atamaması
Ürik asit normalde böbrekler vasıtasıyla idrar yolu ile vücuttan atılır. Böbrek taşı gibi nispeten basit ya da daha ciddi farklı bir böbrek rahatsızlığı, böbreğin bu fonksiyonu yerine getirmesini engelleyebilir ve ürik asidi olduğu gibi atamayınca kandaki miktarı artar.
Genetik etkenler
Bazı durumlarda ürik asit yüksekliğinin nedeni genetik faktörlerdir. Pek çok etkene bağlı olarak gelişebilecek bu durumda vücut diğer insanların vücuduna göre daha fazla ürik asit üretir.
Metabolik hastalıklar
Obezite, diyabet, hipertansiyon gibi rahatsızlıklar vücuttaki ürik asit seviyesinin yükselmesine neden olabilmektedir.
Pürin içeriği yüksek olan beslenme alışkanlığı
Kırmızı et ve sakatatlar başta olmak üzere yiyecek ve içeceklerde bulunan pürin adı verilen kimyasalların parçalanması sırasında ürik asit üretilir. Pürin içeriği zengin olan besinlerin çok yoğun tüketilmesi ürik asit yüksekliğine neden olabilmektedir.
Ürik Asit Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?
İlk aşamada grip ya da nezle gibi belirtilerle kendini gösteren ürik asit yüksekliği, eklemlerde ve dokularda meydana gelerek kişinin yaşam koşullarını etkiler.
Gut hastalığına neden olan ürik asit yüksekliğinin en yaygın görülen belirtileri şöyle sıralanır:
- Eklemlerde şiddetli ağrı
- Kollarda ve bacaklarda şişlik
- Renk değişikliği veya kızarıklık
- Hafif dokunuşta bile hassasiyet
- Eklemlerde sıcaklık ve yanma hissi
- İdrar çıkma isteğinin azalması
- Yorgunluk ve halsizlik
- Nefes darlığı
- Bilinçte bulanıklık durumu
- Böbrek taşları
- Böbrek yetmezliği
Ürik Asit Yüksekliğini Düşürmenin Yolları Nelerdir?
Vücutta yer alan ürik asit miktarını sınırlamak için gıda tüketimine önem verip şekerden kaçınarak dengeyi sağlamak mümkündür. Ürik asit yüksekliğini düşürmenin ve dengelemenin doğal yöntemleri şöyle sıralanır:
Pürin açısından zengin olan gıda tüketimini sınırlandırın
Ürit asit kaynağı olarak görülen et, deniz ürünler ve sebzeler gibi pürin içeren gıdaların tüketimini sınırlandırarak değeri korumak mümkündür. Pürin açısında zengin olan gıdalar arasında balık, kabuklu deniz ürünler, kümes hayvanları ve kırmızı et yer alır.
Şekerden uzak durun
Fruktoz meyve ve bal içerisinde yer alan fruktoz şekeri parçalandığı durumda vücutta pürin düzeyi artarak ürit asit yüksekliğine neden olur. Şekersiz içecekler tercih etme, paketlenmiş gıdaları sınırlandırmak bu duruma katkı sağlayacaktır.
Bol su tüketimi yapın
Bol miktarda sıvı tüketimi yapmak böbreklerde biriken ürik asidin dışarı atılmasına yardımcı olur. Böylelikle oluşabilecek böbrek taşı riski de azalmış olur.
![]()
Doğru oranda kahve tüketin
Kahve tüketmek, vücutta pürinlerin parçalanmasını sağlayan enzimle rekabet ederek ürit asit yüksekliğinin düşmesine yardımcı olur. Bunun yanında kahve, ürik asidin salgılanma hızını artırır.
Beslenmenize lifi dahil edin
Lif açısından zengin olan besinleri tüketmek ürik asit seviyesini azalmasına yardımcı olur. Bunun yanında tüketilen lif, kan şekerini de dengeler ve insülin seviyesini korur. Doygunluğu da sağladığından tok tutar ve kilo dengesini sağlar.
C vitamini takviyesi alın
Yüksek C vitamini oranları ürik asidin düşmesine yardımcı olarak oluşabilecek hastalıkların önüne geçer. C vitamini açısından zengin meyve ve sebzeler ürik asidin dengelenmesinde önemli rol oynar.
Ürik Asit Düşüklüğü Nedir?
Hipoürisemi olarak da isimlendirilen ürik asit düşüklüğü, kanda ürik asidin 2 mg/dL'den düşük olması, ve pürinin yeterli miktarda parçalanmaması durumudur. Böbrek sorunları, karaciğer hastalıkları, bazı endokrinolojik problemler ve multiple skleroz hastalığı ürit düşüklüğüne sebep olur. Bunların yanında pürin içeren besin tüketiminin az olması, yeterli miktarda protein alımının olmaması ya da bazı ilaçların yan etkisi de ürik asit düşüklüğü nedenleri arasında sayılır. Ürik asit düşüklüğü belirti vermeyebilir.
Ürik Asit ile İlgili Sık Sorulan Sorular
Ürik asit içi hangi doktora gidilir?
Ürik asit yüksekliği durumunda, iç hastalıkları ve romatoloji bölümüne başvurulmalıdır.
Ürik asit içeren besinler nelerdir?
Ürik aside neden olan pürin maddesi, kuru fasulye, küçük balıklar, sosis, sucuk, baklagiller, çay ve mayalı içecekler içerisinde yer alır.
Ürik asit yüksekliği ne anlama gelir?
Ürik asit yüksekliği, vücuttaki ürik asit seviyelerinin olması gereken normal değerlerden fazla olduğu anlamına gelir. Ürik asidin yüksek olması, kardiyovasküler hastalıklar ve böbrek hastalıklarının gelişmesi için risk faktörüdür. Yüksek ürik asit düzeyleri ayrıca hipertansiyon, obezite ve diyabet gibi hastalıklarla da bağlantılı olabilmektedir.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 14 Mayıs 2025
Yayınlanma Tarihi: 16 Mart 2025