Yükleniyor

Son Gelişmeler

Endokrin bozucu kimyasalların akne oluşumunda rol oynadığı saptandı

Endokrin bozucu kimyasalların akne oluşumunda rol oynadığı saptandı
24.08.2021 15:24:24

Memorial Ataşehir Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ ve Kocaeli Derince Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hatice Kaya Özden’in yaptıkları çalışmada akne hastalarında endokrin bozucu kimyasallara daha fazla maruziyet olduğu ortaya çıktı. Türk Dermatoloji Derneği’nden Bilimsel Araştırma Desteği alınarak gerçekleştirilen çalışma, saygın dermatoloji yayınlarından “Journal of Cosmetologic Dermatology” dergisinde "Could endocrine disruptors be a new player for acne pathogenesis? The effect of Bisphenol A on the formation and severity of acne vulgaris: a prospective, case-controlled study" (‘’Bisfenol A’nın akne üzerine etkisi; endokrin bozucular akne patogenezinde yeni bir oyuncu mu?’’) adıyla 11 Temmuz 2021’de yayınlandı. Araştırmacılar böyle bir çalışmayı gerçekleştirip bilim dünyasına kabul ettirmenin kendileri için çok heyecan verici olduğunu belirttiler.

Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ ve Uz. Dr. Hatice Kaya Özden, endokrin bozucular ile akne arasındaki ilişki ve çalışmanın detayları ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

Endokrin bozucular, katkı maddeleri nedir?

Endokrin bozucu kimyasallar; endokrin sistemin gelişimi ve fonksiyonunu değiştiren maddelerdir. Bu maddeler, hormonların üretim, salınım, bağlanma, taşınma, aktivite, yıkım ve vücuttan atılımları üzerine etki etmektedir.

Endokrin bozucuların genel olarak vücuttaki etkileri nelerdir?

Endokrin sistemin fonksiyonlarını değiştirerek sağlıklı bir organizmada ve onun gelecek kuşaklarının sağlığında istenmeyen etkilere yol açmaktadır. Bu etki nesiller boyu sürebilir.

Bu kimyasallar nelerde bulunur?

Bu kimyasallar endüstriyel gıda (hazır gıda, hazır içecek, konserve) maddelerinden kişisel bakım ürünlerine kadar günlük hayatta pek çok alanda kullanılmaktadır. Plastik şişe ve kaplarda, metal konserve kutularının iç tabakalarında, elektronik eşyalarda, ev eşyalarında (halı, koltuk, perde, vb), oyuncaklar, kozmetikler, kişisel temizlik ürünleri, ev temizlik ürünleri, plastik borular ve pestisitler gibi ürünlerin bileşiminde bulunur. Ortamda çok az miktarda olsalar da etkileri fazla olabilir. Plastik yapımında kullanılan Bisfenol A günlük yaşantımızda en sık kullandığımız endokrin bozucu kimyasaldır.

Endokrin bozucular hayatımızın içerisinde son yıllarda daha fazla mı yer almaktadır?

Sanayinin gelişimine bağlı olarak son yıllarda kullanılan kimyasal sentetiklerin ve endokrin bozucu bileşenlerin doğaya yayılımı çok yüksek oranlara ulaşmaktadır. Bisfenol-A üretimi 2010-2016 yılları arasında 5 milyon tondan 8 milyon tona yükselmiş olup bu değerin 2022’de 10 milyon tona yükseleceği tahmin edilmektedir. Endokrin bozucuların çok düşük dozlardaki kronik maruziyeti dahi seks hormonlarındaki dengeyi bozabilmektedir. Bisfenol A’ya en sık maruziyet oral yolla olup insan hayatını etkileyen potansiyel tehlikenin su ve yiyecek kaplarında olduğu düşünülmektedir. Daha az oranda hava, toprak ve dermal yol ile maruziyet gösterilmiştir.

Endokrin bozucular ne gibi etkiler gösterir?

Endokrin sistem tiroid, böbrek üstü bezi, hipofiz, pankreas ve yumurtalıklar gibi pek çok organda etkileri olan ve hormonlar aracılığıyla etki gösteren bir yapıdır. Hormonlar reseptör adlı yapılara bağlanarak etki gösterir. Endokrin bozucu kimyasal maddeler aynen hormonlara benzer etkiyle hormon reseptörlerine bağlanıp hormonları azaltabilir, artırabilir veya işlevini bozabilir. Günümüzde bu endokrin bozucu kimyasalların obezite, diyabet, erken ergenlik, otizim, kısırlık, hatta kanser gibi çok sayıda hastalığa neden olabildiği öne sürülmektedir. Ayrıca adet düzensizliği, sivilce ve tüylenme problemlerinin birlikte olabildiği polikistik over sendromuna da yol açabildiği bilinmektedir.

Endokrin bozucu kimyasallar hangileridir?

Doğada ne yazık ki çok sayıda madde endokrin sistemi etkileyebilmektedir. Bunlardan en bilinenleri fitalatlar, fitoöstrojenler, dioksinler, bisfenol-A, polibromine difenil eter, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, perfluorine bileşikleri, organofosfat, kurşun, civa, kadmiyum, arsenic, herbisit, parabendir.

Endokrin bozucuların dermatolojik açıdan etkileri nasıldır?

Endokrin bozucular oldukça iyi bilinen maddelerdir, ancak deri hastalıklarında bu konuda pek çalışma olmadığını görmekteyiz. Cilt bakım ürünlerinde koruyucu, stabilize edici özelliği ile sık kullanılan fitalatların alerjik yanıtı uyardığı ve egzamaya yol açtığı gösterilmiştir. Atopik dermatit, kuru cilt gibi problemlerde cildin koruyucu bariyeri bozulduğu için endokrin bozucuların deriden emilimi artmakta ve bu bireylerde tahriş ve egzama daha sık görülmektedir. Dioksinin uzun süreli maruziyeti yüz, göğüs, sırt gibi pek çok alanda kist şeklinde akne benzeri döküntüye yol açabilmektedir. Endokrin bozucular ciltteki melanin hücrelerinin sayısını artırarak leke oluşumunu da tetikleyebilmektedir. Sigaradaki kömür katranında bulunan polisiklik aromatik hidrokarbon yapıdaki endokrin bozucular, oksidatif stresi artırarak, DNA hasarı ile ciltte yaşlanma ve kansere yol açabilmektedir.

Endokrin bozucuların akne üzerindeki etkileri nasıldır?

Akne (sivilce) oluşumunda hormonlar, yağ bezlerini uyararak sebum üretimini artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda taş devri diyetle beslenen ve doğal yaşayan daha ilkel toplumlarda akne görülmemektedir. Batılı ve endüstriyel topluluklarda ise beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler nedeni ile sıklığı giderek artmaktadır.

Bisphenol A ve diğer endokrin bozucuların akne üzerine etkisine dair bugüne kadar yapılmış insan çalışması bulunmamaktadır. Yaptığımız çalışmada akne hastalarının sağlıklı bireylere göre çok daha yüksek bisfenol A değerine sahip olduklarını gördük. Ayrıca bireylerin akne şiddeti arttıkça idrarlarında tespit edilen Bisfenol A düzeylerinin de daha fazla olduğunu tespit ettik. Bu sonuç bizlere akne oluşumunda ve şiddetinde endokrin bozucuların rolünün olabileceğini göstermektedir.

Bu durum özellikle kadınları mı etkiliyor?

Cinsiyet açısından farklılık gösterdiğine dair bir veri bulunmamaktadır. Ancak gebelik ve çocukluk yaş gruplarında düşük dozdaki maruziyet dahi dikkat eksikliği ve hiperaktivite, erken ergenlik, egzama, gelişim bozukluğu gibi pek çok olumsuz sonuca yol açabildiğinden daha dikkatli olunması gerekmektedir.

Çocukluk çağında bu tür gıdaları sürekli tüketmek, ileride cilt hastalıkları ve özellikle de akne üzerinde etki oluşturur mu?

Son yıllarda diyetin akne üzerindeki etkisi giderek daha fazla araştırılmaktadır. Özellikle yüksek glisemik indeksi olan, endüstriyel tarzda beslenmenin akneyi tetiklediği bildirilmektedir. Lise veya üniversite dönemindeki genç erişkinler bozuk, düzensiz ve hazır beslenme alışkanlıkları dolayısıyla endüstriyel beslenme ile endokrin bozuculara çok fazla maruz kalmaktadır. Biliyoruz ki endokrin bozucuların çok düşük dozlardaki uzun süreli maruziyeti dahi seks hormonlarındaki dengeyi bozabilmektedir. Yakın zamanda Journal of Cosmetic Dermatology dergisinde akne ve endokrin bozucu ilişkisine dair yayınlanan çalışmamızda, akne hastalarında benzer yaş grubundaki sağlıklı bireylere göre bisfenol A dediğimiz endokrin bozucu kimyasal düzeyi çok daha yüksek tespit edildi. Bu durum akne hastalarının endokrin bozucuları içeren gıda, kişisel bakım ürünü vb maruziyetlerinin daha yüksek olduğu sonucunu akla getirse de daha çok sayıda bilimsel çalışma ile desteklenmesi gereken önemli bir konu olduğunu düşünmekteyiz.

Gıda alımlarının dışında, günlük kullanım sırasında maruz kalabildiğimiz endokrin bozucu kimyasallar nelerdir ve akne oluşumu üzerinde nasıl bir etkisi vardır?

Örneğin bazı kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin (şampuan, oje, ruj, saç spreyi, parfüm, güneş kremleri ve nemlendiriciler) içeriğinde de paraben, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucu kimyasallar bulunmaktadır. Bu ürünler vücudumuzun en büyük organı olan derimize direk teması ve sık kullanımları ile ciltten emilerek akne oluşumunda rol oynayan hormonal faktörleri uyarmakta, ciltteki yağ bezlerinin salınımını artırarak akne oluşumuna yol açabilmektedir.

Damacana gibi ürünlerin yerini artık cam ürünler mi almalı?

Plastik ürünler (biberon, plastik damacana, pet şişeler, evde sık kullanılan plastik saklama kapları) ambalajlarındaki rakamlara göre (1 PET, 2 HDPE, 3 PVC, 4 LDPE, 5 PP, 6 PS, 7 diğer) farklı endokrin bozucu kimyasal maddelere sahiptirler. Özellikle 3 (poly vinyl chloride) ve 7 (bisphenol A) içeriği ile en zararlı endokrin bozuculardandır. Bu ürünlerin dondurulması, güneş altında uzun süre bekletilmesi, bulaşık makinasında veya mikrodalgada yüksek ısıya maruz bırakılması gibi dış etkenlerle içeriğindeki zararlı maddelerin gıdaya geçişi artabileceğinden tek kullanımlık olmaları tercih edilmelidir. Ancak bu malzemelerin geri dönüşüm ve doğaya kazandırılması zor olduğu için mümkünse cam, çelik veya bambu malzemelerden yapılmış ürünler kullanılmalıdır. 

Plastik mutfak kullanım malzemeleri yerine farklı ürünler mi kullanılmalı?

Plastik malzemeler, sık kullanım, temizlerken veya kullanım sırasında iç yapısının zarar görmesi, kaynatılmış suyla temas sonucu içeriğindeki kimyasalların su ve gıdaya sızması nedeni ile önerilmemektedir. Bunların yerine metal ve cam malzemeler daha çok tercih edilebilir.

Etken maddelerin, cilde etkilerini ortadan kaldırmak için öneriler nelerdir?

Endokrin bozucuların neler olduğunun bilinmesi, kullanılan mutfak malzemelerinden kişisel bakım ürünlerine kadar satın alınan ürünlerin içeriğinin okunup ona göre alınması önemlidir. Çok sayıda endokrin bozucunun kimyasal içerik olması nedeniyle içerik detayını öğrenmek için barkod okuyucu cep telefonu uygulamaları da indirilerek yardım alınabilir.

-Koruyucu (preservative), paraben, parafen, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucuları içeren şampuan, diş macunu, güneş kremi gibi cildimize direkt temas eden ve düzenli kullanılan kişisel bakım ürünleri almamaya özen gösterilmelidir.

-Konserve veya fast-food gıdalar yerine taze dondurulmuş, kurutulmuş veya mevsiminde taze yiyecekleri tercih edilmelidir.

-Yiyecekler asla yanmaz poşet, plastik tabak vb malzemeler ile ısıtılmamalıdır.

-Pestisit, insektisit gibi tarım ilaçları ile kontamine olan meyve ve sebzeler yerine organik ürünlerin kullanımı tercih edilmelidir.

Akne oluşumunu önlemek için sağlıklı beslenme önerileri nelerdir?

Yüksek glisemik indeksli, fast food tarzı, ambalajlı endüstriyel gıdaların, yağlı gıdaların, cips ve çikolatanın, süt ve süt ürünlerinin tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Bunun yerine az yağlı, organik sebze meyve ağırlıklı Akdeniz tipi diyet ve probiyotikler tercih edilmelidir.

Akne özellikle adölesan ve genç erişkin yaş grubunun %95’ini etkileyen önemli bir dermatolojik problemdir. Bu yaş döneminde bireylerin benlik algısı çok daha ön planda olup sivilceleri nedeniyle depresif ruh halinde olabilmekte ve çeşitli tedavi arayışlarına girebilmektedirler. Ancak evde kullandıkları kişisel bakım ürünlerinden, hazır beslenme alışkanlıklarına kadar pek çok alanda maruz kaldıkları endokrin bozucu kimyasalların arka planda büyüyen çok önemli bir sivilce nedeni olabileceği unutulmamalıdır. Akne ve endokrin bozucuların ilişkisine dair yaptığımız araştırmanın sonucunda; Bisfenol-A değerlerinin akne hastalarında akne şiddeti ile korele olarak daha yüksek tespit edilmesi nedeni ile gerek polikliniklerde hastalara gerek sosyal medya aracılığıyla toplum farkındalığını artırmak amaçlı endokrin bozucuları içeren gıdalar hakkında bilinçlendirme yapılmasının akne prognozunda ve tedavi başarısında etkili olacağı kanaatindeyiz.

Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al