Hiperemi, çeşitli metabolik süreçlerde dokuların ihtiyaç duyduğu kan talebine yanıt olarak vücuttaki kan akışının artmasıdır. Aktif ve pasif olmak üzere iki farklı hiperemi türü bulunur. Aktif hiperemi bir sorun yaratmazken pasif hiperemi ise bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilir. Egzersiz, yaralanma, enfeksiyon veya hormonal düzensizlikler hiperemiye neden olan faktörler arasındadır. Hipereminin tedavi yöntemi, vakanın şiddetine bağlı olarak belirlenir.
Hiperemi Nedir?
Hiperemi, bir organı veya vücudu besleyen dokuların damarlarında aşırı miktarda kan bulunmasıdır. Kalp, karaciğer, cilt, göz ve beyin başta olmak üzere birçok organ ve dokuda meydana gelebilen hiperemi, yaygın olarak aktif ve pasif olmak üzere iki farklı türde karşımıza çıkar.
Yaygın görülen aktif hiperemi herhangi bir sağlık sorununa neden olmazken pasif hiperemiye bir hastalık sebep olabilir.
Egzersiz yapmak, sindirim süreci, vücut ısısının yükselmesi, hormonal düzensizlikler, yaralanma veya enfeksiyon gibi faktörler hiperemi durumunun oluşmasına yol açabilir.
Ciltte kızarıklık, sıcaklık, göğüs ağrısı, mide bulantısı gibi şikayetler, hiperemi durumunda ortaya çıkabilecek olası belirtiler arasında yer alır.
Genellikle yaşam tarzında yapılacak değişiklikler hiperemiyi tedavi eder ancak bir hastalığa bağlı hiperemi söz konusuysa tıbbi müdahale gerekebilir.
Hiperemi Türleri Nelerdir?
Hiperemi, yaygın olarak aktif ve pasif hiperemi şeklinde ortaya çıkar. Aktif hiperemi tehlikeli bir tablo ortaya çıkarmazken pasif hiperemiye bazı hastalıklar neden olabilir.
Aktif hiperemi
Vücuttaki aktif kasların artan oksijen ihtiyacını karşılamak için dokularda yüksek kan akışı olur. Bu durum aktif hiperemi şeklinde tanımlanır.
Pasif hiperemi
Kanın bir organdan düzgün bir şekilde dışarı çıkamaması ve buna bağlı olarak damarlarda birikmesidir. Pasif hiperemi aynı zamanda tıkanıklığa da sebebiyet verir.
Hiperemi Neden Olur?
Hiperemi, organ ve dokularda kan akışının artması sonucu meydana gelir. Bu durum organlarda daha fazla kanın bulunmasına yol açar. Hiperemiye neden olan faktörler arasında egzersiz yapmak, sindirim süreci, hormonal düzensizlikler, yaralanma veya enfeksiyon ve kalp yetmezliği gibi durumlar sıralanır.
Hiperemiye yol açan faktörler şu şekilde sıralanabilir:
- Egzersiz yapmak
- Sindirim süreci
- Hormonal düzensizlikler
- Vücut ısısının yükselmesi
- Yaralanma veya enfeksiyon
- Uzun süre hareketsiz kalmak
- Kalp yetmezliği
- Tromboz olarak bilinen kan pıhtılaşması
Egzersiz yapmak
Egzersiz yapıldığı sırada vücut fiziksel olarak zorlandığında kardiyovasküler sistemi, solunum kasları ve aktif iskelet kaslarının tümü daha fazla çalışmak ve enerji harcamak zorunda kalır. Bu durum vücudun daha fazla kan ve oksijene gereksinim duyduğu anlamına gelir ve bunun sonucunda hiperemi ortaya çıkar.
Sindirim süreci
Yemeğin yenmesinin ardından vücut sindirim sürecine başlar. Sindirime başladıktan sonra vücut, tüketilen gıdaları tamamen parçalamak için mide ve bağırsaklara daha fazla kan gönderir. Kan akışının artması ve dokulardaki kanın artması da hiperemiye yol açabilir.
Hormonal düzensizlikler
Kadınlardaki menopoz süreci, sıcak basmaları meydana getirir. Meydana gelen bu sıcak basmaları, kanın cilde hücum etmesi nedeniyle hiperemiye neden olabilir.
Vücut ısısının yükselmesi
Vücudun iç sıcaklığı arttığında dokulardaki kan miktarı da artar. Buna bağlı olarak hiperemi görülebilir.
Yaralanma veya enfeksiyon
Herhangi bir organda yaralanma veya enfeksiyon meydana geldiğinde ilgili bölgedeki kan akışı artar.
Uzun süre hareketsiz kalmak
Uzun süre hareketsiz kalmanın sonucunda vücuttaki organ ve dokuların belirli kısımları tıkandığında, vücudun diğer bölümlerinde hiperemi veya kan birikmesi yaşanabilir. Vücudu hareket ettirmek bu durumun başlıca tedavisidir.
Kalp yetmezliği
Pasif hiperemide ortaya çıkan kalp yetmezliği, kalbin organlara yeterli kanı gönderememesi durumudur. Bu durum yaşandığında kalpte tıkanıklık yaşanır ve pasif hiperemi ortaya çıkar.
Tromboz
Kandaki pıhtılaşma olarak bilinen bilinen tromboz, kanın geçiş yolunda kan pıhtısının oluşmasıdır. Pıhtılar kanın vücutta dolaşmasını engeller ve belirli bölgelerde birikmelere neden olarak hiperemiye sebebiyet verebilir.
Hiperemi Belirtileri Nelerdir?
Hiperemi genellikle vücut sıcaklığı, kızarıklık, nefes almada güçlük, göğüs ağrısı, öksürük, hırıltı, belli uzuvlarda şişlik, mide bulantısı ve kaşıntı yer alır. Bu belirtilerin çoğu pasif hiperemi gibi klinik bir tablo ortaya çıktığında görülür.
Hiperemi belirtileri genellikle şunları içerir:
- Vücut sıcaklığı ve kızarıklık
- Nefes alma zorluğu
- Göğüs ağrısı
- Öksürme ve hırıltı
- Belli uzuvlarda şişlik görülmesi
- Mide bulantısı
- Vücutta ağrı
- Kaşıntı
Hiperemi Nasıl Teşhis Edilir?
Aktif hiperemi varsa endişelenecek bir durum söz konusu değildir ancak pasif hiperemi belirtileri görülüyorsa doktor tarafından bazı testler istenebilir.
Olası pasif hiperemi durumuna karşı istenebilecek testler şöyledir:
- Kan testleri
- Ultrason
- Egzersiz stres testleri
- Görüntüleme testleri
Hiperemi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Aktif hiperemi sağlıklı bir süreç olarak değerlendirilir ve vücudun doğal işlevlerine karşı sağlıklı bir yanıt şeklinde kabul edilir. Eğer hiperemiye (yaralanma, ateş, iltihaplanma) neden olabilecek tıbbi durumlar varsa buna bağlı koşulların tedavi edilmesi gerekebilir, ancak bu durum bir endişe teşkil etmez.
Pasif hiperemi tedavileri ise klinik bir tablo ortaya çıkarabileceği için daha kapsamlıdır ve önemli yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir.
Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Diyet değişiklikleri
- Düzenli egzersiz
- Kilo vermek
- Sigarayı bırakmak
Pasif hiperemi tıbbi tedavi gerekitiriyorsa;
- Kan incelticiler
- Beta blokerler
- Statinler
- Stent tedavisi
gibi tedavi yöntemleri uygulanabilir. Buradaki en önemli koşul aktif veya pasif bir hiperemi olup olmadığıdır.
Hiperemi Hakkında Sık Sorulan Sorular
Hiperemi ne demek?
Aktif ve pasif olmak üzere iki farklı türü bulunan hiperemi, organ ve dokulardaki kan miktarının çoğalmasıdır.
Hiperemi tehlikeli midir?
Hiperemi, eğer pasifse tehlikeli bir tablo doğurabilir. Pasif hiperemiye yol açabilecek belirtiler söz konusuysa konu ciddiye alınıp doktora başvurulmalıdır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 14 Şubat 2024
Yayınlanma Tarihi: 13 Şubat 2024