Aort anevrizması, ana atardamar olan aort damarında oluşan balon benzeri çıkıntılardır. Aort damarı normalde kan basıncına dayanan kalın duvarlara sahiptir, fakat yüksek tansiyon ve damar kireçlenmesi gibi nedenler bu duvara zarar vererek inceltebilir. Aort anevrizmasının en önemli belirtileri batıcı tarzda göğüs ağrısı, nefes darlığı, karın ve sırt ağrısıdır. Takip edilmediği takdirde çok ciddi sonuçlara ve hayati riske sebep olabilen aort anevrizmasının tedavisine ise anevrizmanın çapına ve yerleşimine göre karar veriliyor. Genellikle 5 cm’nin altındaki anevrizma genişlemelerinde hasta takibe alınırken, daha geniş anevrizmalarda ise açık ve kapalı ameliyat teknikleri kullanılarak anevrizma onarımı yapılabilmektedir.
Aort Anevrizması Nedir?
Aort anevrizması, ana arter olan aortun normal boyutunun en az 1,5 katından fazla büyümesi veya genişlemesine neden olan, aortta balon benzeri çıkıntılar oluştuğu hastalıktır. Aorttaki bu genişleme arter duvarının katmanlarında incelmeye neden olur ve kan sızabilir. Yine damarda yırtılma ve iç kanama gibi olumsuz durumlarla da sonuçlanabilmektedir. Aort, vücuttaki bütün organ ve dokulara temiz kan sağladığı için, bu damarla ilgili problemler bütün vücudumuzu olumsuz etkileyebilir.
Genel olarak genetik yatkınlık, yüksek tansiyon, kolesterol, sigara tüketimi ve kimi zaman stres gibi faktörler aort anevrizmasının oluşumunu tetikleyebilir. Bu faktörlerin ortaya çıkmaması adına kişinin sağlıklı beslenmesi, tansiyon ve kolesterol seviyelerine dikkat edip düzenli kontrol ettirmesi ve mümkün olduğunca stresten uzak durması gerekir.
Belirtisiz bir şekilde de ortaya çıkma olasılığı bulunan aort anevrizması, içerde bir büyüme gerçekleştiğinde ciddi belirtilere yol açabilir. Bunların yaşanmaya başlandığı durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurmak, erken teşhis açısından oldukça önemlidir.
Aort Anevrizmasının Türleri Nelerdir?
Aort anevrizmaları, gerçek ve yalancı anevrizma olarak kategorize edilebilir. Gerçek anevrizma, aort damarının tüm katmanlarını içeren bir genişleme olmasıdır. Yırtılma, organlara pıhtı atması ve balonlaşma çapının kritik seviyelere gelmesi gibi durumlar dışında, çoğu zaman acil bir operasyon gerektirmez. Yalancı anevrizmada ise aort damarında sınırlanmış bir yırtılma söz konusudur ve çoğu zaman acil operasyon gerekir. Bu anevrizma tipleri dışında, aort anevrizmaları yerleşim bölgesine göre de kategorize edilebilir. Anevrizma; göğüs kafesi, karın veya bu bölgelerin ikisini de etkileyecek kadar yaygın olabilir. Anevrizmanın yerleşim bölgesi, yapılacak cerrahi girişimin tipini ve riskini belirleyen en önemli faktördür.
Aort Anevrizması Neden Olur?
Aort anevrizmalarının en sık sebebi kontrolsüz tansiyon yüksekliği ve aterosklerotik damar hastalığı denilen damar duvarında kireçlenme olmasıdır. Bu sebepler dışında, nadiren travma, bağ dokusu hastalıkları, bazı sistemik ve enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak da gelişebilmektedir.
Aort anevrizmasına neden olan durumlar şöyledir:
- Genetik yatkınlık
- Yüksek tansiyon
- Aterosklerotik damar hastalığı (Damar duvarında kireçlenme)
- Nadiren travma
- Bağ dokusu hastalıkları
- Bazı sistemik ve enfeksiyon hastalıkları
Aort Anevrizmasının Belirtileri Nelerdir?
Aort anevrizmalarının belirtileri, bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Göğüs kafesi seviyesinde, batıcı tarzda göğüs ve sırt ağrısı, nefes darlığı, yutma güçlüğü gibi şikayetler görülebilirken, karın bölgesindeki anevrizmalarda, karın ve sırt ağrısı, karında şişkinlik ve atımı hissedilen kitle, kronik kabızlık veya ishal ve idrar yaparken zorlanma gibi belirtiler görülebilir.
Göğüs kafesi seviyesinde batıcı tarzda göğüs ve sırt ağrısı
Göğüs kafesinde yaşanan bu belirti genellikle torasik aort anevrizması ile ilişkilidir. Bu ağrı, aortun genişlediği veya yırtılma riski taşıdığı durumlarda oluşur. Batıcı karakterde ve sıklıkla ani başlayan bu ağrı, kalp kriziyle karıştırılabilir. Aort göğüs içinde yer aldığı için, bu genişleme sırt bölgesine de baskı yapabilir ve ağrı buraya da yayılabilir.
Nefes darlığı
Aort anevrizmasının belirtilerinden biri olan nefes darlığı, torasik anevrizmanın trakea (nefes borusu) veya bronşlar gibi solunum yollarına baskı yapmasıyla oluşur. Bu baskı, özellikle anevrizma büyükse, akciğer kapasitesini kısıtlar ve kişinin derin nefes almasını zorlaştırır.
Yutma güçlüğü
Yutma güçlüğü de aort anevrizmasına ortaya çıkabilecek belirtiler arasındadır. Yutma güçlüğü, anevrizmanın yemek borusuna (özofagusa) baskı yapmasından kaynaklanabilir. Aort yemek borusuna yakın bir konumda bulunduğu için genişleme, yemek geçişinde engel yaratır. Bu da katı ya da sıvı gıdaları yutmayı zorlaştırabilir.
Karın ve sırt ağrısı
Karın ve sırt ağrıları genellikle abdominal aort anevrizmaları ile ilişkilidir. Anevrizma büyüdükçe karın içi organlara ve sinir dokularına baskı yapar, bu da hem karında hem de bel-sırt bölgesinde künt, sürekli veya zonklayıcı tarzda ağrılara neden olabilir.
Karında şişkinlik ve atımı hissedilen kitle
Aort anevrizmasındaki karında şişkinlik ve atımı hissedilen kitle, abdominal aort anevrizmasının sık görülen belirtilerindendir. Özellikle kilo olarak zayıf bireylerde, karın bölgesine elle dokunulduğunda nabız gibi atan bir kitle fark edilebilir. Bu durum, büyüyen anevrizmanın gözle görülür hale geldiğini gösterebilir.
Kronik kabızlık veya ishal
Kronik kabızlık veya ishal, genişleyen anevrizmanın bağırsaklara baskı yapmasından kaynaklanabilir. Bu baskı, bağırsak hareketlerini bozar. Bazı bireylerde bağırsakların yeterince çalışamamasına bağlı kabızlık görülürken, bazı kişilerde ise tahriş nedeniyle ishal gelişebilir.
İdrar yaparken zorlanma
Aort anevrizmasının belirtileri arasında yer alan idrar yaparken zorlanma, abdominal anevrizmanın idrar torbası veya üreter gibi idrar yollarına baskı yapmasıyla açıklanabilir. Bu baskı, mesanenin tam boşaltılamamasına veya idrara çıkmanın ağrılı hale gelmesine neden olabilir.
Yukarıda yer alan bu belirtiler, özellikle ani başlayan ağrılarla birlikte gelişiyorsa, aort anevrizmasının büyüme ya da yırtılma riskini işaret edebilir. Bu nedenle belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir doktora başvurmak hayati önem taşır.
Aort Anevrizmasının Tanısı Nasıl Konulur?
Aort anevrizmaları çoğu zaman başka bir sebeple yapılan ultrason ve tomografi incelemesinde tesadüfen fark edilir. Ancak kesin tanı ve tedavi planı için ilaçlı tomografi veya anjiyo yapılması gereklidir.
Aort Anevrizma Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Aort anevrizma tedavisine, anevrizmanın çapına ve yerleşimine göre karar verilir. Genellikle 5 cm’nin altındaki anevrizma genişlemelerinde hasta takibe alınır ve tansiyon kontrolü ve anevrizmanın oluşturduğu yandaş problemlere yönelik ilaç tedavileri başlanır. Daha geniş anevrizmalarda ise açık ve kapalı ameliyat teknikleri kullanılarak anevrizma onarımı yapılabilir.
Günümüzde, anevrizma hastalarının neredeyse yüzde 90’ında kapalı teknikler kullanılarak anevrizma onarımı yapılabilmektedir. Kapalı teknikler, kasıktaki atardamardan girilerek genişlemiş aort bölgesine içeriden stent yerleştirme veya kaburga aralığından yaklaşık 4 cm’lik bir kesi yaparak anevrizma olan bölgenin uygun bir yapay damar ile değiştirilmesi şeklinde uygulanabilir.
Aort anevrizmalarında kapalı yöntemler nasıl uygulanır?
Aort anevrizmalarında kapalı cerrahi yöntemler iki şekilde uygulanabilmektedir. Endovasküler yöntemlerde, kasık atardamarından girilerek genişlemiş olan aort bölgesine içeriden stent yerleştirilmesi ile anevrizma onarılabilir. Bu yöntem, anatomik birtakım ölçümlerin uygun olması durumunda, göğüs kafesi ve karın bölgesinde aort anevrizması olan birçok hasta için başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir.
Göğüs kafesi içerisinde aort anevrizması olan ancak endovasküler yöntemlerin uygun olmadığı hastalarda ise, kaburga aralığından yapılan 4-5 cm’lik küçük bir kesi ile genişlemiş aort damarı çıkarılarak yerine yapay bir damar dikmek şeklinde aort anevrizmaları kapalı cerrahi yöntem ile tedavi edilebilir. Ancak anevrizmada yırtılma olması durumunda, hastanın acil olarak operasyona alınması gerektiğinden, ne yazık ki hastaların bir kısmı kapalı ameliyat şansını kaybedebilir. Bu hastalarda standart açık cerrahi yöntemlerle operasyon yapılır.
Aort anevrizması tedavisinde kapalı cerrahi yönteminin avantajları nelerdir?
- Kapalı cerrahi ile gerçekleştirilen aort operasyonları, hastaya önemli fayda sağlamaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- İşlem sonrasında hastanede yatış süresi kısalır.
- Operasyonda kemik kesilmediği için yara iyileşmesi çok daha hızlı olur.
- Hastalar yaklaşık iki hafta gibi kısa bir süre içerisinde günlük hayatlarına geri döner.
- Kesinin küçük olması estetik görünüm açısından avantaj sağladığı gibi ameliyat sonrası enfeksiyon riski ve yara komplikasyonları daha az görülür.
- Ameliyat sonrası kanama komplikasyonları açık ameliyatlara oranla daha az olur.
- Ameliyat sonrası ağrı problemi minimal invaziv operasyonlarda çok daha hafif ve kısa süre olur
- Akciğer fonksiyonlarının toparlaması daha hızlı gerçekleşir ve hasta ameliyat öncesi kapasitesine 10 gün içerisinde kavuşabilir.
Aort Anevrizması İle İlgili Sık Sorulan Sorular
Aort anevrizması nasıl bir hastalıktır?
Aort anevrizması, vücudun en büyük atardamarı olan aortun duvarında zayıflama sonucu meydana gelen balonlaşmadır. Bu durum genellikle belirti vermeden ilerler ancak büyüdükçe hayati risk taşıyabilir. Anevrizma, göğüs (torasik) ya da karın (abdominal) bölgesinde gelişebilir. Yırtılması durumunda ise iç kanamaya yol açarak acil müdahale gerektirir. Genetik yatkınlık, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği ve sigara kullanımı gibi faktörler aort anevrizması riskini artırır. Erken teşhisle düzenli izlem ve gerektiğinde cerrahi müdahale ile ciddi komplikasyonlar önlenebilir.
Aort anevrizması kimlerde görülür?
Aort anevrizması en sık yüksek tansiyon ve damar sertliği problemi olan hastalarda görülebilmektedir. Bunun dışında genetik hikaye, ileri yaş, Marfan Sendromu, Ehler Danlos Sendromu gibi bazı bağ dokusu hastalıkları da anevrizma gelişme riskini artırmaktadır.
Aort anevrizmasının risk faktörleri nelerdir?
Aort anevrizma gelişimindeki en önemli risk faktörleri; ileri yaş, hipertansiyon, yüksek kolesterol, genetik yatkınlık, sigara kullanımı, şeker hastalığı, aort kapak hastalıkları, kronik kabızlık ve aort dokusunun dayanıklılığını arttıran bazı enzim ve proteinlerin eksikliği ile karakterize bağ dokusu hastalıkları olarak sıralanabilir.
Aort anevrizması ne zaman tehlikelidir?
Aort anevrizması olan hastalardaki en büyük risk damarın ani olarak yırtılmasıdır. Bu durum, hasta saatler içerisinde operasyona alınmazsa yüksek hayati risk oluşturmaktadır. Yırtılma olmasının en sık sebebi ise kontrolsüz yüksek tansiyondur. Bu nedenle, aort anevrizması nedeniyle takip edilen hastalardaki en önemli tedavi protokolü yüksek tansiyonun normal seviyelere düşürülmesidir.
Bunun dışında, yapılan çalışmalarda göğüs kafesi içerisinde 5,5cm; karın içerisinde ise 6cm’i geçmiş olan aort anevrizmalarının yıllık yırtılma riskinin logaritmik olarak arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle bu seviyelere ulaşmış aort genişlemesi olan hastaların vakit kaybedilmeden bir Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanına başvurması hayati öneme sahiptir. Bu hastalarda uygun incelemeler yapıldıktan sonra, anevrizma yırtılması olmadan hastaya girişim yapılması başarı şansını büyük ölçüde yükseltmektedir. Bazı durumlarda (Bağ dokusu hastalıkları, genetik hastalıklar, aort kapak hastalığı…vb) aort anevrizmalarının yırtılması daha erken dönemde görülebildiği için, yukarıda belirtilen çaplara gelmemiş aort anevrizmalarına da operasyon önerilebilmektedir.
Aort anevrizma ameliyatı sonrası yaşam süresi nedir?
Başarılı bir aort anevrizma operasyonu sonrasında, hastalar normal yaşamlarına devam edebilir. Operasyon yapılana kadar gelişmiş organ hasarının olup olmaması, hastanın operasyon sonrasında tansiyon, damar sertliği gibi nedenlere yönelik önlem ve tedavilere uyumu, anevrizmanın başka bir aort bölgesinde gelişme riskini büyük ölçüde azaltır ve hastaların beklenen yaşam süresindeki olumsuz etkileri ortadan kaldırır.
Aort anevrizma ameliyatı riskleri nelerdir?
Aort anevrizma ameliyatlarındaki en büyük risk, anevrizmanın operasyon sırasında yırtılmasıdır. Anevrizmanın yerleşimi ve hayati organlara yakın olması, inme, kalp krizi, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi birtakım ciddi riskler oluştursa da gelişmiş operasyon teknikleri ve ekipmanlar sayesinde bu riskler günümüzde %1-5’in altına düşürülmüştür.
Aort anevrizma taraması neden önemlidir?
Aort anevrizma taraması bilgisayarlı tomografi ile yapılabilir. Ülkemizde tansiyon ve damar sertliği probleminin yaygın olması nedeniyle, bu hasta grubunda en az bir kere aort anevrizma taramasının yapılması hayat kurtarıcı olabilir.
Aort anevrizması neden acil bir durumdur?
Aort anevrizmasının kendisi değil neden olabileceği komplikasyonlar acildir. Aort anevrizmasına bağlı olarak gelişebilen ani iç kanama, hayati organlara ve uzuvlara pıhtı atması, ani gelişen organ yetmezliği, inme gibi durumlarda hastanın acil olarak değerlendirilmesi ve uygun tedavi seçeneğinin uygulanması gerekir.
Aort anevrizması kendi kendine geçer mi?
Aort anevrizma gelişimi uygun ilaç tedavileri ve takip ile durdurulabilir ancak kendiliğinden aort damarının genişlemesinin düzelmesi mümkün değildir.
Aort anevrizması ameliyatı sonrası komplikasyonlar nelerdir?
Aort anevrizma ameliyatı sonrası kanama, enfeksiyon, organ ve uzuvlara pıhtı atması, inme, geçici veya kalıcı organ yetmezlikleri görülebilir. Ancak günümüz teknolojileri ile bu komplikasyon oranları son derece düşük oranlara çekilmiş olup, hastanın operasyon yapılmaması durumunda içinde bulunacağı hayati risklerle karşılaştırılamayacak kadar düşüktür.
Aort anevrizması tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmeyen aort anevrizmalarının çoğunda ne yazık ki sonuç aynıdır. Anevrizmanın beklenmedik bir zamanda yırtılması. Bu durum acil müdahale gerektiren bir durum olmasına rağmen ne yazık ki sadece deneyimli büyük merkezlerde bu operasyonlar yapılabilmektedir. Bu nedenle, aort damarında yırtılma olan hastaların neredeyse yüzde 50-60’ı hastaneye ulaşabilse dahi hayatını kaybetmektedir.
Bu nedenle hastanın, anevrizma yırtılması olmadan önce bu konuda deneyimli bir merkezde takipte olması ve gerekiyorsa girişim planlanması hayati öneme sahiptir. Aort anevrizmaları tedavi edilmediği taktirde gelişebilecek bir diğer komplikasyon, anevrizma kesesi içerisinde pıhtı oluşumudur. Bu pıhtı oluşumu aort damarının ve dallarının direkt tıkanmasına yol açabileceği gibi, hayati organlara pıhtı atmasına yol açarak geçici ve kalıcı organ yetmezliklerine de neden olabilir.
Aort anevrizması olan hastalar nelere dikkat etmelidir?
Aort anevrizması olan hastalar, mutlaka bir kalp ve damar cerrahının kontrolünde olmalıdır. Bunun dışında, düzenli tansiyon takipleri, kolesterol seviyelerinin düşürülmesi, sigaranın bırakılması, kilo verme, kronik kabızlık gibi karın içi basıncını artıran sebeplere yönelik tedavilerin alınması, hastaların güvenli bir şekilde hayatına devam etmesini sağlar.
Aort anevrizması için hangi bölüme gidilir?
Aort anevrizmaları farklı bölümlerde yapılan tetkiklerde tesadüfen fark edilebilse de, bu hastalığın takip, tedavi süreçleri ve zamanlaması Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü tarafından yapılır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 24 Nisan 2025
Yayınlanma Tarihi: 25 Şubat 2025