Yükleniyor

Hemoglobinopati Nedir?

Hemoglobinopati Nedir?

medical-units-icon

İlgili Tıbbi Birimler

Hemoglobinopati dünyada genetik geçişli kan rahatsızlıkları arasında en sık görülen ve doğuştan oluşan bir sağlık problemidir. Otozomal resesif bir hastalık olduğu için taşıyıcı baba ve annenin çocukları hasta doğar. Aynı zamanda hemoglobinopati hastalıkları sistemik bir özelliğe sahip olduğu için vücutta etkileri komplikedir. Genel olarak bu rahatsızlıkta globin protein zinciri yeteri kadar sentezlenemez ya da çalışma mekanizmasında olumsuzluklar yaşanır. Ayrıca farklı hemoglobinopati çeşitleri kişilerde ortaya çıkabildiği için semptomlarda da geniş farklılıklar gözlemlenir. Hastalığın öne çıkan türevleri arasında ise Akdeniz anemisi, orak hücre anemisi ve diğer hemoglobin varyantları vardır. Hemoglobinopatinin teşhisi küçük yaşlarda koyulur ve ömür boyu sürecek bir tedavi plana başlar. Kesin tedavi yöntemi olarak ise kemik iliği naklinin yapılması gerekir. Bunun yanında evlilikten önce eşlerin erken tanı koyulabilmesi için bazı testleri yaptırması ileride yaşanabilecek durumlara karşı önlem alınmasını sağlar.

İçindekiler

Hemoglobinopati Tanımı ve Nedenleri 

Hemoglobinopati, kanda bulunan hemoglobin proteinin gereğinden fazla sentezlenmesi ya da bu proteinde yapısal şekil bozukluklarının görüldüğü bir hastalıklardır. Kırmızı kan hücrelerinin üretiminin defekte uğradığı bu hastalıkta en çok da kana kırmızı rengini veren hemoglobin etkilenir. Hemoglobin proteini ise kan düzeyinde bulunur. Ayrıca bu protein kompleksi dokulara oksijen ve besin taşınmasında önemli bir role sahiptir.

Dört adet protein zinciriyle görevini gerçekleştiren bu yapı zarar görürse dokular, oksijen yetersizliği ile karşı karşıya kalır. Ayrıca kişinin genetik mutasyonu hangi gende ise hastalık çeşidi ve etkilenme düzeyi de ona göre değişir. Diğer taraftan genetik hemoglobin hastalıklar arasında ise talasemi, orak hücre anemisi, hemoglobin (Hb)D, HbC ve HbE yer alır. Bu hastalıklardan Akdeniz ülkelerinde de yaygın görülen hemoglobinopati çeşitleri ise Talasemi (Akdeniz anemisi) ve orak hücre anemisidir.

Hemoglobinopati Türleri ve Sınıflaması Nasıl Olur?

Hemoglobinopatinin en çok görülen türleri orak hücre anemisi ile talasemidir. Hemoglobinopati hastalığının nadir görülen çeşidi ise hemoglobin varyantı olan HbC, HbE ve HbD'dir. Özellikle genetik hastalıklar olarak Akdeniz anemisi rahatsızlığı tek gende mutasyona bağlı oluşur. Hatta Akdeniz anemisi alfa ya da beta globin zincirinin çalışma sisteminin bozulması sonucu meydana gelir.

Talaseminin (Akdeniz anemisi) hafif vakalarında taşıyıcılık yüksektir ve klinik olarak belirti vermeden uzun yıllar devam eder. Ağır vakalarda ise hayati fonksiyonlar tehlikeye girebilir hatta kan nakli gibi tedaviler zorunlu hale gelir. Bununla birlikte genetik hemoglobin bozukluklarından olan orak hücre anemisinde ise kırmızı hücreler esnekliğini kaybeder ve yumru şeklinde farklı bir oluşuma neden olur.

Kan damarlarında hareket yeteneğini kaybeden orak şekilli alyuvarlar oksijenin dokulara taşınmasını da engeller. Orak hücreler vücut tarafından çok kısa sürede yıkıma uğrayarak ciddi komplikasyonlar oluşturur. 

Talasemiler

Hemoglobinopati talasemi halk dilinde Akdeniz anemisi olarak bilinir ve genetik geçişli bir hastalıktır. Bu rahatsızlığın çocukta ortaya çıkması için annenin de babanın da bu gen mutasyonunu taşıması gerekir. Bebeklerde 3-4 aylık gibi süreçlerde teşhisi koyulabilen ve devamlı kanın yenilenmesini gerektiren bir sağlık problemidir. Bu süreçte talasemi intermedia, minima, majör ve minör tipte görülebilir. Bu rahatsızlıkta hastaların birçoğu taşıyıcıdır ve bu nedenle semptomları hafif düzeyli seyreder. Talasemi çeşitlerinin özellikleri ise aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Majör talasemi: Talasemi majör tipte ise kişi ağır hasta olarak belirtileri gösterir. Çocukta ebeveynlerden geçen ve hasara uğramış iki globin geni nedeniyle hastalık nükseder. 4-12 aylık bebeklerde görülen ciddi kansızlık belirtileri ile tanı konulabilir. Hastaların birçoğunda ise iştah kaybı, soluk cilt görünümü, kalp ve dalak büyümesi gözlemlenebilir. Özellikle bebeklerde ise küçük yaşlarda zeka geriliği, yaşıtlarına göre boy kısalığı, yüz hatlarında organların küçük kalması ya da kemiklerde büyüme sorunu görülebilir.
  • Minör talasemi: Talasemi minör tipte ise kişi taşıyıcıdır. Ayrıca kansızlık belirtilerini hafif düzeylerde gösterir. Genel olarak bu hastalarda kan testlerinde eritrosit hemoglobin düzeyi azalır ve eritrosit hacmi düşer. Taşıyıcı bireyler hasta değildir ve tedavi olmasına da gerek duyulmaz. Ancak kişi, bebeklik döneminde iştahsızlık nedeniyle yeterli demir alamazsa demir eksikliğine bağlı anemi gelişebilir. Bebek hastanın demir depoları doldurulduğunda hastalık belirtisi yaşanmadan hayatına devam edebilir.

Tüm bu bilgilerin yanında alyuvarların fonksiyonel proteini hemoglobini iki beta ve iki alfa zincirinden oluşur. Hemoglobinopati türevi olan talasemi hastalarında ise bu zincirlerin yokluğu ya da yapısal bozukluğu görülür. Kişide genlere bağlı alfa talasemi görülüyorsa alfa globin zincirde üretim bozukluğu ya da alfa globin zincirde yapısal bozukluklar dikkat çekicidir.

Beta talasemide ise beta globin zincirde görülen defektler söz konusudur. Bu problemden dolayı kemik iliği alyuvar üretimini gerçekleştiremez. Ek olarak hastalığın %100 sonuç verecek bir tedavisi mevcut değildir. Bu nedenle hemoglobinopati talasemide kişinin hayat kalitesini artırmak için tıbbi destekler düşünülür.

Orak Hücre Hastalığı (Sickle Cell Anemia)

Bu rahatsızlık dünya üzerinde en çok Orta Doğu, Afrika ve Akdeniz ülkelerinde sıklıkla görülür. Hemoglobini oluşturan gende meydana gelen bir mutasyon sebebiyle hemoglobin S yapısı kişide oluşur. Bu yapıda olan orak hücre anemisinde kırmızı kan hücrelerinde şekil bozukluğu nedeniyle oksijen taşıma mekanizması bozulur. Normal kırmızı kan hücrelerinin şekline bakıldığında ise disk görünümünde ve iç kısmında hemoglobin yerleşmesi için çekirdeksizdir. Bu rahatsızlıkta ise hücrelerin sert hatlı olduğu ve orak şeklini aldığı gözlemlenir.

Damar sisteminde yeteri hızda hareket edemeyen bu orak hücreler zamanla damarları da tıkar. Dokulara oksijenin taşınamaması ise vücudun enfeksiyon, organ hasarı ya da yetmezliği gibi ağır durumlara sürükler. Ayrıca normal şartlarda alyuvar hücreleri 120 gün boyunca görevlerini yapar. Ancak orak hücre hastalığında alyuvarlar 10-20 gün gibi bir sürede yaşama imkanı vardır. 

Diğer Hemoglobin Varyantları (HbE, HbC, HbD)

Dünya üzerinde anormal hemoglobin varyantı olarak 1000'den fazla mutant yapı tanımlanabilir. Hemoglobin varyantları arasında dikkat çeken defektler arasında HbE, HbS, HbO, HbC ve HbD yer alır. Bu varyantlar arasında hemolitik anemi ve dalak büyümesi ile de sonuçlanan en ağır türü HbE'dir. Özellikle HbE homozigot fenotipi hastalarda daha ağır seyirli devam eder. HbD ise ağırlıkla Hindistan'da görülür ve ciddi hematolojik bir problem görülmez. Burada HbSD rahatsızlığı şeklinde görülen türevinde ise klinik belirtiler ağırdır ve inme, eklem parçalanması ya da ağrı atakları söz konusu olabilir. Kristal formda görülen HbC Afrika ve Amerika'da daha yaygındır, ağır vakalarda kan nakli gerekebilir.

Hemoglobinopati Belirtileri ve Bulguları

Hemoglobinopati belirtileri farklı varyantlara göre fizyolojik, klinik ya da hematolojik bulguları farklılık gösterir. Genel olarak bu rahatsızlıkta ağır anemi belirtileri görülürken hayati tehdit eden sistemik semptomlar da dikkat çeker. Hemoglobinopati Akdeniz anemisi belirtileri geniş çerçevede değişkenlik gösterirken aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Kansızlık semptomları ağır bastığı için halsizlik, yorgunluk, uyku hali, vücutta demirin yükselmesi, dalak büyümesi, ciltte solgunluk gözlemlenir.
  • Akdeniz anemi belirtileri arasında nefes darlığı, iştah kaybı, sarılık, idrar renginin koyulaşması dikkat çeker. Bunun yanında hastalarda eklemlerde gelişim bozukluğu, mide problemleri, safra taşı büyümesi, yüz kemiklerinde eğrili ya da kemik erimesi görülebilir.

Diğer bir yandan orak hücre anemisi semptomları da kansızlık belirtileri ile beraber vücutta farklı reaksiyonlar gösterebilir. Hemoglobinopati hastalığının belirtileri olarak aşağıdaki durumlar ortaya çıkabilir:

  • Anemi süreci hastada kronikleşir ve oksijen yeteri kadar dolaşamadığı için yorgunluk devamlı olur.
  • Oksijen, ayak ve ellere yeteri kadar ulaşamadığı için uyuşma, üşüme ve şişkinlik görülebilir.
  • Damarlarda yanlış alyuvarlar birikebilir, devamında kişide aniden kronik ağrılar gözlemlenebilir.
  • Dalakta çalışma sisteminin bozulması immun sistemin zayıflamasına neden olur ve enfeksiyonla sık sık mücadele edilir. 
  • Çocuklarda ise oksijen yetersizliği fiziki olarak kemiklerin gelişmemesine ve zeka geriliğine neden olur.
  • Alyuvarların çok kısa sürede parçalanması gözlerin sararması ve ciltte sarı renkli görünüme sebep olur. 

Hemoglobinopati Tanısı

Hemoglobinopati kalıtsal ve kan hastalığı olduğu için öncelikle hematologlar eşliğinde kan tarama testleri yapılır. Hemoglobinopati tespiti için laboratuvar teknikleri kullanarak farklı hemoglobin varyantlarını gösteren standart uygulamalar yapılır. Geliştirilen bu algoritmaya göre kesin teşhis konulabilmesi için kırmızı kan hücrelerinin şekli, retükolosit miktarı ve tam kan sayımı yapılması başlangıç adımıdır. Devamında hemoglobin elektroforezi ile hemoglobin türleri ve düzeyleri ölçülür, özellikle bebeklerde ve yetişkinlerde normal kabul edilen HgbF ve HgbA hemoglobin düzeyleri belirlenir. Ayrıca hplc hemoglobin analizi kan örneğinin cihaza verilmesi ile hemoglobin düzeylerini kromatogramlara göre ölçülmesi sağlar. Tüm analizlerden sonra moleküler analizlerden olan PCR testine geçilerek alınan numunelerin negatif mi pozitif mi olduğuna bakılır.

Hemoglobinopati ve Akdeniz Anemisi İlişkisi

Hemoglobinopati Akdeniz anemi ve orak hücre anemisi gibi bozuklukların etnik kökenlerden kaynaklı olduğu bilinmektedir. Coğrafya olarak bakıldığında Orta Doğu (Arap ülkelerini) ve Akdeniz ülkelerini daha sık etkilendiği görülür. Hatta Hindistan gibi Asya ülkeleri ve Afrika bölgelerinde taşıyıcılık oranı da oldukça yüksektir. Bu nedenle belirli coğrafi bölgelerde yaşayan kişilerin evlenmeden önce laboratuvar testlerini yaptırması bebek için oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu ülkelerde yapılan analizlere göre yaklaşık %4.5'i Akdeniz anemisi taşıyıcısıdır. Bununla beraber farklı hemoglobin varyantlarında da gen mutasyonu görülebilmektedir.

Hemoglobinopati Tedavi Yöntemler

Hemoglobinopati tedavi yöntemleri hastalığın ciddiyetine göre ekstra önlemler alınmasını gerektirir. Bu noktada talasemi ve orak hücre anemisi olmak üzere hastalıkların tedavileri iki farklı grupta değerlendirilebilir. Böylece hemoglobinopati tedavisinde ilk hedef yaşam kalitesini artırmaktır ve bu yönde hemoglobinopati hastalıklarının tedavisi aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Orak hücre anemisinde tedavi: Hastalık semptomlarından ağrı ve enfeksiyonu azaltmak için ilaç tedavisine başvurulabilir. Bunun için antibiyotik, ağrı kesiciler dönem dönem hastaya verilebilir. Diğer yandan hasta yoğun kriz geçiriyorsa hidroksiüre ilacı verilerek ölümcül hemoglobin üretimi en aza indirgenebilir. Hastalık şiddetini artırırsa kan transfüzyon gerçekleştirilerek kan nakli de yapılabilir. Bebeklik ya da çocukluk döneminde ise kemik iliği nakli ile iyileşmede sağlanabilir.
     
  • Akdeniz anemisi tedavisi: Hastalığın çeşidine ve ciddiyetine göre komplikasyonlarını ya da hastalık belirtilerini azaltmak için bazı yöntemler uygulanabilir. Ağır ya da orta şiddetli hastalarda kan transfüzyon ile alyuvar sayısı vücutta artırılır. Ayrıca kan transfüzyon sonrasında demir seviyesi oldukça artar. Bu duruma destek olmak için demir şelasyonu ile vücuttan uzaklaştırılabilir. Eğer hastalık majör olarak ortaya çıkmışsa kemik iliği nakli kişi için zorunlu olabilir. Bunun için ise uygun bir donörden ilik nakli yapılması gerekir. Gelecek vadeden gen terapi çalışmaları ise mutasyona uğrayan genin defektini düzeltmeyi amaçlar ve bu yönde çalışmalar günümüzde hala devam etmektedir.

Hemoglobinopati ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Hemoglobinopati taşıyıcılığı nedir?

Hemoglobinopati taşıyıcılığı alfa ve beta hemoglobin yapılarının üretildiği gende ya da HbD, HbE gibi protein üreten genlerde mutasyon olmasını ifade eder. Yapılan araştırmalarda talasemide taşıyıcılık oranı fazladır ve gen normal hemoglobin üretemiyor demektir. Bu durumda ise annede ve babada taşıyıcılık söz konusu ise doğacak çocuk doğrudan hasta olur.

Hemoglobinopati kalıtsal mıdır? 

Hemoglobinopati genetik yolla geçen bir hastalıktır. Bu nedenle PCR gibi genetik tarama testleriyle hastalık tanısı hızlıca konulabilir. Özellikle son dönemde evlenecek çiftlerde talasemi kontrol paketi uygulanarak öncesinde riskleri ortaya konulmaktadır.

Talasemi ile aynı şey mi?

Hemoglobinopati ile talasemi kelime anlamı olarak doğrudan aynı şey değildir. Talasemi, hemoglobinopatinin altında oluşan bir kan hastalığıdır. Bu nedenle hastalar orak hücre anemisi, talasemi ve diğer varyantlardan etkilenerek farklı şekillerde sağlık sorunu yaşayabilirler.

Hemoglobinopati tehlikeli midir? 

Hemoglobinopatinin şiddetli vakalarında ölüm riski mevcuttur. Özellikle hemoglobinopati majör talasemide 50 yaşından önce kemik iliği nakli yapılmamışsa ve belirtileri şiddetli ise yaşamı tehdit eden durumlar oluşabilir. 

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 11 Temmuz 2025

Yayınlanma Tarihi: 1 Temmuz 2025

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al
Doktor Bul Doktor Bul Randevu Al Randevu Al Canlı Destek Canlı Destek