Yükleniyor

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) nedir? Belirtileri ve tedavisi

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) nedir? Belirtileri ve tedavisi

Gebelik zehirlenmesi yani preeklampsi, hamilelik sırasında ortaya çıkabilecek bir yüksek tansiyon (hipertansiyon) bozukluğu olarak belirtiliyor. Gebelik zehirlenmesi yaşayan kadınlarda yüksek tansiyon nedeniyle başka organlarda da hasar görülebiliyor. Genellikle 20. haftadan sonra yüksek tansiyon nedeniyle başlayabilen gebelik zehirlenmesi için belirtilerin dikkatten kaçmaması ve kontrollerin aksatılmaması anne ve bebek sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Gülbin Destici İşgören, gebelik zehirlenmesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

İçindekiler

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) nedir?

Gebelik zehirlenmesi daha önce tansiyon yüksekliği olmayan gebelerde, gebeliğin 20. haftasından sonra başlayan yüksek tansiyon ve buna bağlı olarak diğer organlarda hasara neden olabilen ciddi bir gebelik komplikasyonudur. Nadiren ilk kez gerçekleşen doğumdan sonraki ilk haftalarda da ortaya çıkabilir. Gebelik zehirlenmesi uygun zamanda tespit ve tedavi edilmezse, anne ve bebekte ölümcül seyredebilecek gelişmelere neden olabilir.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) neden olur?

Gebelerde gebelik zehirlenmesi yani preeklampsinin neden geliştiği tam olarak bilinmemekle birlikte; hastalığın, gebenin rahim duvarına yerleşik halde bulunan, gebelik boyunca bebeğe besinlerin ve oksijenin iletimini sağlayan plasentadan (eş) kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Gebenin rahim duvarına yerleşmiş olan plasentanın ve rahim duvarının damar yapısında çeşitli nedenlerle oluşan anormallikler ve buna bağlı olarak kan akımındaki bozukluklar nedeniyle gelişmektedir.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) risk faktörleri nelerdir?

Önceki gebeliklerde gebelik zehirlenmesi yani preeklampsi için bazı riskli gruplar vardır. Çoğul gebelik öyküsü (ikiz, üçüz), kronik hipertansiyon, böbrek hastalıkları, diyabet, sistemik lupus eritematozus gibi otoimmun hastalıklara sahip olanlar yüksek risk grubundadır.

İlk gebelikte, bir önceki hamileliğin ardından 10 yıldan fazla süre geçenlerde, obezite hastası gebelerde (VKİ >30) , ailede preeklamptik gebelik öyküsü bulunanlarda (anne ya da kız kardeşte), 35 yaş ve üstü kadınlarda,  daha önce düşük doğum ağırlıklı bebeği olanlarda, tüp bebek tedavisi sonucu elde edilen gebeliklerde, siyah ırkta ve düşük gelir düzeyine sahip olanlarda preeklampsi görülme oranı da daha yüksektir.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) belirtileri nelerdir? Nasıl anlaşılır?

Başlangıçta gebenin belirgin bir şikayeti olmayabilir. Rutin gebelik kontrolü sırasında tansiyon yüksekliği ya da diğer organların hasarına ait, idrarda protein kaçağı, böbrek fonksiyon testlerinde bozulma, kan pulcuklarının sayısında azalma, karaciğer enzim yüksekliği gibi bazı laboratuvar bulguları saptanabilir. Bunların dışında; ciddi baş ağrısı, bulanık görme, görme alanında uçuşmalar, ışık hassasiyeti gibi görme problemleri, kaburgaların alt orta kısmında hissedilen ciddi karın ağrısı, bulantı–kusma, akciğer ödemi geliştiği durumlarda nefes darlığı, ani gelişen özellikle yüz ve ellerdeki ödem ve buna bağlı kilo artışı gebelik zehirlenmesi yani preeklampsi belirtileri olabilir.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) nasıl tanı konur?

Gebelik zehirlenmesinin dışlanması için daha önce kan basıncı normal seyreden bir gebede, gebeliğin 20. haftasından sonra en az 4 saat aralıklarla ölçülen iki ölçümde sistolik kan basıncının (büyük tansiyon) 140 ve üzerinde ya da diastolik kan basıncının ise (küçük tansiyon) 90 ve üzerinde olması gerekmektedir.

İlk kez ölçülen kan basıncında sistolik kan basıncı 160 ve üzerinde ya da diastolik kan basıncı 110 ve üzerinde ise 4 saat sonraki ölçüm beklenmeden tetkik ve tedaviye başlanır. Aynı zamanda tanı için tansiyon yüksekliğine idrarda protein kaybı, böbrek fonsiyon testlerinde bozukluk, kan pulcuklarının sayısında azalma, karaciğer enzimlerinde yükselme, akciğer ödemi, ağrı kesicilerle geçmeyen baş ağrısı, görme bozuklukları gibi durumlardan en az bir tanesi eşlik etmelidir.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) tedavi ve takip nasıl olmalıdır?

Preeklamptik gebelerin genelde hastanede takibi önerilir. Ancak nadiren hafif preeklampsi mevcutsa, hastanın acil durumları fark edip edemeyeceğine, hastaneye ulaşma süresine göre yatış yapılmadan yakın takip de yapılabilir. Sıkı tansiyon takibi mutlaka gereklidir. Gerekli durumlarda antihipertansif ilaçlar başlanır. Bebeğin akciğer gelişimi için anneye steroid enjeksiyonu yapılması gerekebilir. Bazı durumlarda annede nöbet gelişimini önlemek ve bebeği prematuritenin bazı olumsuz sonuçlarından korumak için anneye magnezyum tedavisi başlanabilir.  

Gerekli kan testleri ve idrardaki protein oranı hastalığın ağırlığına, gebelik haftasına göre uygun aralıklarla takip edilir. Bebeğin iyilik hali, büyüme takibi, kan akımları ve amniyon sıvısı miktarı ultrasonografi ile takip edilir. Ayrıca bebeğin iyilik hali uygun gebelik haftasında NST (non stres test) ile de yakından takip edilir. Preeklamptik annenin bebek hareketlerini takip etmesi de önemlidir. Bebeğin hareketli olması fetal iyilik halinin bir göstergesidir.

Preeklampsinin asıl tedavisi doğumdur. HafiF preeklampsi belirtileri mevcutsa bebeğin doğması için uygun zamana kadar anne ve bebeğin iyilik hali gözetilerek uygun tedavilere ve yakın takibe devam edilir. Genellikle hafif gebelik zehirlenmelerinde 37. gebelik haftasına kadar bekleme olasılığı yüksekken, ağır preeklampsi durumunda erken doğum yaptırılması gerekebilir. Doğum şekline (vajinal doğum veya sezaryen) hastalığın ağırlığına, gebelik haftasına, anne ve bebeğin durumuna göre karar verilir. 

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) hakkında sık sorulan sorular

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) komplikasyonları nelerdir? Anne ve bebekte ne tür olumsuz sonuçlar olabilir?

Gebelik zehirlenmesi plasentaya giden kan akımında azalma nedeniyle bebeğe yeterli oksijen ve besin ulaşamadığı için gelişme-büyüme geriliğine sebep olabilir. Preeklampsinin asıl tedavisi doğumdur. Bu nedenle gebelik haftası annenin ve bebeğin belirtileri değerlendirildikten sonra doğumun erken dönemde (37 haftadan önce) yaptırılması gerekebilir. Bu durumda prematüriteye bağlı olarak bebekte solunum, beslenme zorlukları,  görme-işitme problemleri, doğum sonrası gelişme gerilikleri, serebral palsi gibi durumların oluşma riski artar. 

Preeklamptik gebelerde plasentanın rahim duvarından erken ayrılması anlamına gelen dekolman riski artmaktadır. Bu durum aşırı kanama ile anne ve bebek hayatını tehlikeye sokabilir.

Annede kırmızı kan hücrelerinin yıkımı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ve kan pulcuklarının düşüşü ile seyreden anne ve bebek hayatını tehlikeye sokabilecek HELLP sendromu gelişebilir.

Annede doğum öncesi dönemde, doğum sırasında veya sonrasında  eklampsi olarak adlandırılan nöbet veya koma durumu gelişebilir.

Preeklampsinin ağırlığına göre değişen düzeylerde annede böbrek, karaciğer, akciğer, kalp, göz hasarı; inme veya beyin hasarı oluşabilir.

Gebeliğinde preeklampsi gelişen gebelerin ilerleyen dönemde kalp-damar hastalığı riski artmaktadır.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) doğum sonrası dönemde nelere dikkat edilmelidir?

Doğum sonrası dönemde de anne kan basıncı takip edilmelidir. Baş ağrısı, görme bozuklukları (bulanık görme), epigastrik bölgede( karın üst orta bölgesi) şiddetli ağrı, bulantı-kusma gibi preeklampsi belirtileri açısından tetikte olunmalıdır. Böyle bir şüphede acilen hastaneye başvurulmalıdır.

Gebelik zehirlenmesini önlemek için ne yapılabilir?

Preeklampsi açısından yüksek risk taşıyan kadınlarda gebeliğin 12. haftasından sonra doktor kontrolünde günlük aspirin tedavisi başlanabilir. Bir kez preeklampsi geçiren gebelerin sonraki gebelik planından önce muayene edilmesi ve kontrollerinin yapılması uygun olacaktır.

Güncelleme Tarihi : 1 Nisan 2024

Yayınlanma Tarihi: 3 Kasım 2022

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al