HPV, 100'den fazla virüsten oluşan çok yaygın bir virüs grubu olan Papillomaviridae ailesinden çift sarmallı DNA virüsüdür. İnsan epiteline yerleşerek ağız, boğaz ve genital bölgeyi etkileyen ve bu bölgelerde siğillere neden olan cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır. Aynı zamanda rahim ağzı kanserinin de en yaygın nedenidir.
- HPV Nedir?
- HPV Virüsü Nasıl Bulaşır?
- HPV Belirtileri Nelerdir?
- HPV Enfeksiyonun Yayılımını Artıran Faktörler Nelerdir?
- HPV ile İlişkili Kanserler Nelerdir?
- HPV Virüsü Nasıl Teşhis Edilir?
- HPV Nasıl Tedavi Edilir?
- HPV Virüsünden Nasıl Korunulur?
- HPV Aşısını Kimler Yaptırmamalıdır?
- HPV Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?
- Hpv (Human Papilloma Virüs) Enfeksiyonları İle İlgili Sık Sorulan Sorular
HPV Nedir?
HPV (İnsan papilloma virüsü), genellikle ciltte ve mukoza zarında(ağız içi, penis ucu, vajina, anüs ve rahim) siğillere ve kansere neden olabilen bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Kadınların %80'i yaşamlarının bir noktasında en az bir HPV türüne maruz kalır ancak genellikle belirti göstermediği için fark edilmez. Zira her HPV riskli değildir. HPV 16 kanser açısından riskli bir türdür. HPV 16 ve HPV 18 türü rahim ağzı kanserine sebep olurken, HPV 6 ve HPV 11 genital organlarda siğillere sebep olur. HPV siğilleri daha çok el, ayak, ağız, boğaz ve genital bölgeyi etkileyen ve ilgili bölgelerinde görülür.
Bu nedenle HPV virüsünün en yaygın belirtisi özellikle genital bölge başta olmak üzere, el, ayak, ağız, boğazda ortaya çıkan siğillerdir denebilir.
HPV Virüsü Nasıl Bulaşır?
HPV virüsü insan cildinde canlı olarak bulunabildiği için en sık cilt teması ile bulaşmaktadır. Genital HPV’nin en sık bulaşma yolu ise cinsel temastır. HPV taşıyıcısı olan erkek veya kadınla gerçekleştirilen cinsel ilişki sonrasında virüs karşı taraftaki kişiye bulaşmış olur. HPV genellikle cilt teması ile bulaşsa da dış ortamda belirli bir süre canlı kalabilmektedir. Bununla birlikte HPV, sık kullanılan dezenfektanlara (Glutaraldehit, etanol, izopropil alkol gibi) karşı da canlı kalmayı başarabilmektedir.
Genellikle HPV ile temasın cinsel yolla olsa da bazen cinsel temas dışında da bulaşma söz konusudur. Nadiren de olsa sauna, hamam, umumi tuvaletler gibi ortak kullanım alanlarından da bulaşma olabilmektedir.
Ayrıca genital organlara temas eden eşyaların ve giysilerin ortak kullanımı sonucunda da bulaş olabilmektedir. Hatta küçük çocuk ve bebeklerde görülen genital HPV enfeksiyonunda en sık etken bakım veren ebeveynlerin elleri yoluyla oluşan virüs bulaşıdır. Diğer bir bulaşma yolu da gebelik sürecinde annede aktif genital HPV enfeksiyonu bulunmasıdır. HPV pozitif olan annelerin normal doğum gerçekleştirmesi, bebeğin ses tellerinde siğil oluşumuna neden olabilmektedir. Bu nedenle aktif genital HPV enfeksiyonu olan gebelerde sezaryen ile doğum tercih edilebilir.
Yapılan çalışmalarda genç kadınlarda HPV görülme sıklığı yaklaşık %20 civarındadır. Yani ülkemizde yaklaşık her 5 kadından birinde HPV virüsü vardır. HPV ile karşılaştıktan sonra genital siğil gelişmesi genel olarak 3 hafta ile 8 ay arasındadır. Ancak siğil veya rahim ağzı hastalığı geliştirmeden önce bazı kişilerde HPV yıllarca sessiz kalabilir. Bu yüzden hastalığın ne zaman veya kimden bulaştığını bilmek mümkün olmayabilir.
HPV Belirtileri Nelerdir?
HPV için en temel belirti rahim ağzındaki hücrelerin anormal büyümesi veya değişmesine bağlı vajinada ve ayrıca penis ile anüs çevresinde ortaya çıkan siğillerdir. Genital bölgede çıkan siğiller düz lezyonlar ya da küçük karnabahar benzeri şişlikler halinde iken, ellerde ve parmaklarda kabarık şişlikler halinde, topuklarda veya ayak parmak uçlarında ise sert ve pürüzlü siğiller halinde görünebilirler.
Ayrıca rahim ağzı kanserinin en yaygın nedeni HPV olduğu için, bu kanserin varlığı da HPV'e de işaret edebilir.
HPV Enfeksiyonun Yayılımını Artıran Faktörler Nelerdir?
HPV enfeksiyonu sonrası hiçbir müdahale gerektirmeden 1 yıl içerisinde yüzde 80 hastada, 2 yıl içerisinde de yüzde 90 hastada enfeksiyon ortadan kalkmaktadır. Bu hastaların yüzde 8-9’unda enfeksiyon 2 yıldan uzun süre sebat etmektedir ve tüm hastaların yüzde 1’inden azında yıllar içerisinde invaziv rahim ağzı kanseri oluşmaktadır. HPV enfeksiyonundan rahim ağzı kanserine kadar geçen süre genellikle on yıllarla ifade edilir. Ancak çok nadir durumlarda daha kısa sürede de kanser gelişme ihtimali bulunmaktadır.
HPV enfeksiyonunun kendiliğinden gerilemesini engelleyen ve yayılımına neden olan faktörler şunlardır:
- Zayıf düşen bağışıklık sistemi
- Sigara kullanımı
- Kanser tedavileri
- Steroid türü ilaçların uzun süre kullanılması
- Hamilelik
- Yorgunluk
- HPV dışında kalan ve sık tekrarlayan genital hastalıklar
HPV ile İlişkili Kanserler Nelerdir?
Yüksek riskli HPV tipleri sebebiyle ortaya çıkabilen ve HPV ile ilişkili olan kanserler rahim ağzı kanseri, vajina kanseri, dış genital bölge kanseri (vulva kanseri), anal kanserler, ağız, dudak ve dil kökü kanserleri, baş-boyun kanserleri ve erkeklerde penis kanseridir.
HPV ile ilişkili kanserler maddeler halinde şöye sıralanır:
- Rahim ağzı kanseri
- Anal kanserler
- Vajina kanseri
- Dış genital bölge kanseri,
- Ağız, dudak ve dil kökü kanserleri
- Baş-boyun kanserleri
- Penis kanseri
HPV Virüsü Nasıl Teşhis Edilir?
HPV virüsünün tanısı HPV testi ile kesin olarak konulabilir. HPV testi rahim ağzı (cervix) kanseri tarama testinin bir parçasıdır ve gelişmiş ülkelerle birlikte bizim ülkemizde de rahim ağzı kanseri taramasında HPV testleri kullanılmaktadır. HPV testinin kullanılmasının esas amacı kişide rahim ağzı kanseri ile ilişkili yüksek riskli HPV tiplerinin varlığını belirlemektir. Bu tarama HPV DNA-Pap smear test olarak bilinir.
HPV testi için rahim ağzından özel bir çubuk ile örnek alınır. HPV tanısı için kan testi yoktur. Tarama 30-65 yaş arası tüm kadınlara 5 yılda bir yapılır. Taramanın amacı rahim ağzı kanseri olan kişilerin erken tanı ve tedavi almasını sağlamak ve rahim ağzı kanserinin yol açtığı mortalite ve morbiditeyi azaltmaktır. Alınan testlerden herhangi birisinde anormallik olması durumunda doktorunuz size uygun tedavi planını sunmalıdır.
HPV Nasıl Tedavi Edilir?
HPV enfeksiyonunun kendisi değil, neden olduğu lezyonların tedavisi yapılabilmektedir. HPV ile temas ettikten sonra sıklıkla bu virüs bağışıklık sistemi tarafından vücuttan atılır. Ancak genital siğil çıkması durumunda kimyasal koterizasyon ya da elektrokoterizasyon yöntemleri ve lokal ilaçlar uygulanabilmektedir. Riskli vakalarda kolposkopi yapılarak rahim ağzı daha ayrıntılı incelenir. CIN lezyonlarının tedavisi ise cerrahi yöntemler gerektirmektedir. Lezyonun yerleşimine ve ciddiyetine göre LEEP ya da soğuk konizasyon yöntemlerinden birisi ile rahim ağzının etkilenen bölgesi çıkarılmaktadır.
HPV Virüsünden Nasıl Korunulur?
HPV virüsünden korunmak için uygulanması gereken bazı adımlar söz konusudur. Öncelikle cinsel olarak çok partnerli ilişkiler yaşamamak, cinsel ilişki sırasında korunmak ve HPV aşısı olmak önemlidir.
Bunlarla birlikte HPV aşısından korunmak için şu adımlar uygulanabilir:
- Erkeklerde ve kadınlarda HPV virüsünden korunmak için yapılacak ilk önlem tek eşliliktir.
- Cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak, HPV riskini azaltabilir. Ancak kondomlar genital bölgeyi tam örtmedikleri için tam bir koruma sağlamadıkları unutulmamalıdır.
- Bunun dışında özellikle kadınlara henüz cinsel hayat başlamadan önce yapılan HPV aşısı en etkili yöntemdir. Aşı en uygun dönem 9-12 yaş arasıdır.
- Daha önce kişi HPV ile enfekte olmuşsa aşının koruyuculuğu daha az olur. Ayrıca aşı cevabı (antikor oluşumu) genç yaşlarda daha iyi olur.
- Kuadrivalan aşı olarak bilinen HPV aşısı (4 HPV tipine karşı olan aşı) FDA tarafından onaylanmış olup hem kız hem de erkek çocuklara uygulanabilir. Bu aşı kız çocuklarına veya kadınlara virüsle karşılaşmadan önce yapıldığında serviks kanseri olgularının önemli bir kısmının önüne geçer. Ayrıca bu aşı, vajinal kanser ve vulva kanserine karşı da koruyucudur. Üstelik HPV aşısı hem erkek hem de kadınlarda genital siğilleri, anal kanserleri, ağız kanserlerini, baş ve boyun kanserlerini önler.
- FDA, kuadrivalan aşının 9-45 yaş arasında uygulanabileceğini belirtmiştir. Ancak 27-45 yaş aralığında aşı olmadan doktor tavsiyesi alması önerilir.
- HPV enfeksiyonunu tamamen önlemek mümkün olmasa da HPV enfeksiyonu nedeniyle meydana gelen CIN/SIL lezyonları ile rahim ağzı kanserini önlemek mümkündür. Bu amaçla düzenli smear ve HPV testlerinin alınarak anormal sonuç çıkması durumunda uygun tedavi yönteminin uygulanması ile rahim ağzı kanserinin önüne geçilebilir.
HPV Aşısını Kimler Yaptırmamalıdır?
HPV aşısının gebelik veya gebelik şüphesi olan kadınlarda kullanılması önerilmemektedir. Ancak gebelik sırasında farkına varılmadan yapılan aşılarda herhangi bir anomali artışı da saptanmamıştır. HPV aşıları gebelikte kullanıldığında bebeğe ya da anneye zarar verdiğine dair kanıt yoktur. Gebe olduğunu bilmeden HPV aşısı yapılan kadınların gebelikleri ve bebekleri takip edildiğinde toplumdan farklı düzeyde olumsuz etkiler görülmemiştir. HPV aşılanmasına başladıktan sonra gebe kalındığında ise kalan aşı dozlarının doğumdan sonraya ertelenmesi önerilir.
HPV Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?
HPV aşılarının yan etki profili, diğer çocukluk çağı aşılarından farklı değildir. Hatta canlı virus içermemesi nedeni ve viral enfeksiyona sebep olmaması nedeniyle canlı virus aşılarından daha güvenli olarak kabul edilebilir. Dünya Sağlık Örgütü HPV aşılarının fayda-zarar oranının kesinlikle fayda lehine olduğunu duyurmuştur. Mevcut olan HPV aşılarının tamamı tüm güvenlik ve güvenilirlik testlerinden başarı ile geçmiştir ve yaklaşık 15 yıldır kullanımdadır.
HPV aşısı sonrası rahim ağzı kanseri oluşabilir mi?
HPV aşısı olunduktan sonra da rahim ağzı kanseri oluşma ihtimali bulunmaktadır. Çünkü aşılama sonrasında aşı içerisinde yer almayan nadir HPV tipleri rahim ağzı kanseri oluşturabilmektedir.
Aşı sonrasında HPV dna ve pap smear testi yaptırılması gerekli midir?
Rahim ağzı kanseri taramasında yapılan HPV DNA ve Pap Smear testleri, aşılandıktan sonra da devam ettirilmelidir. Çünkü aşılanma sonrasında nadir olabilen HPV tiplerine maruz kalınabilir ve bu maruziyet rahim ağzı kanserine neden olabilir. Bu sebeple HPV tarama testleri aşılandıktan sonra da düzenli şekilde yapılmalıdır.
HPV aşısı seksüel olarak aktif olanlarda fayda sağlar mı?
HPV aşısı ülkemizde ulusal aşı takvimine henüz girmemiştir. Tavsiye edilen uygulama yaşı 9-14 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklardır. 9-14 yaş arasındaki çocuklarda 0 ve 6. ay olmak üzere 2 doz aşı yeterli bağışıklığı oluşturduğundan bu yaş grubunda iki doz aşı önerilmektedir. 15 yaş ve üzerindeki kişilerde ise 0, 1 ya da 2. ay ve 6. ay olmak üzere 3 doz aşılama önerilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda özellikle 26 yaşına kadar da 2 doz aşının yeterli olabileceği gösterilmiştir. Cinsel yaşamı aktif olan kişilerde HPV aşısı koruyucu olmasına rağmen, cinsel teması olmamış kişilere göre koruyuculuğu daha az olmaktadır.
Hpv (Human Papilloma Virüs) Enfeksiyonları İle İlgili Sık Sorulan Sorular
HPV nasıl bir virüstür?
HPV, deri ve nemli yüzeyler başta olmak üzere, rahim ağzı, vajina, vulva, penis, anüs, ağız ve boğaz gibi bazı organların ve vücut boşluklarının iç astarındaki hücreleri enfekte eden bir virüstür. Rahim ağzı kanserinin en yaygın nedenidir.
HVP'e ne neden olur?
HPV, HPV virüsü ile enfekte bir kişi ile cinsel cilt teması sonucu kolayca yayılır. Bu virüs ile enfekte olan bir kişinin vajina, rahim ağzı, penis veya anüsünün bir başkasının cinsel organı ya da ağzı ile temas etmesi HPV'e neden olur.
HPV bulaşıcı mıdır?
HPV virüsü, dış genital bölge (vulva), vajina, rahim ağzı, penis veya anüs gibi temas noktalarınıni bir başkasının cinsel organı ile teması sırasında yani cinsel ilişki ile bulaşır.
HPV iltihap yapar mı?
Genital siğile neden olan HPV (HPV 6, HPV 11) enfeksiyona neden olabilir. Bu vücut bağışıklığı ve prezervatif kullanmadan cinsel ilişki ile ilgilidir. Bağışıklık sistemi yeterli değilse ve prezervatif kullanılmazsa ilişki ile enfeksiyon ve akıntı riski artar. Genital siğillerin vajinal akıntı ile doğrudan ilişkisi yoktur ancak genital siğili olan kişilerde vajinal akıntı görülebilir.
HPV virüsü el ile bulaşır mı?
Virüs ile temas için tam cinsel birleşme gerekmez. Cinsel birleşme öncesi yapılan yakın temas ile de bulaşma olabilir. Ayrıca HPV genital bölge dışındaki deride ve tırnak aralarında da bulunur ve bu bölgelerle olan temas ile bulaşabilir.
HPV’nin görülme sıklığı nedir?
Düşük riskli tipleri (HPV Tip 1,2,4 gibi) el ve ayaklarda siğillere, yine düşük riskli diğer tipleri (HPV tip 6 ve 11) genital bölgede siğillere neden olurken yüksek riskli tipleri (HPV 16, 18, 31, 33, 35 gibi) rahim ağzında preinvaziv lezyonlara ve rahim ağzı kanserine neden olabilmektedir.
Tüm dünyada HPV enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında ilk sıradadır. Batı toplumlarında cinsel aktif kadınların yaklaşık yüzde 70’inin hayatlarının bir döneminde HPV ile en az bir kez karşılaştığı tahmin edilmektedir. Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi HPV enfeksiyonu da 18-30 yaşlar arasında pik yapar. Partner sayısı arttıkça HPV enfeksiyonu görülme ihtimali de artmaktadır.
HPV’nin kansere dönüşme oranı nedir?
Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 90’ından fazlası HPV enfeksiyonu ilişkilidir. En sık birlikte görülen HPV tipleri tip 16, 18, 31, 33, 45, 52 ve 58’dir. Sigara kullanımı, çoklu partnere sahip olmak, bağışıklığın bozulması gibi sebepler HPV enfeksiyonu ve HPV persistansını artırarak rahim ağzı kanseri için risk artışına neden olur.
HPV kadınlarda ne yapar?
HPV'nin kadınlarda yarattığı en büyük risklerden biri rahim ağzı kanseridir. Erken teşhis edilmediğinde, korumalı cinsel ilişkiye girilmediğinde veya aşı olunmadığı takdirde HPV virüsü kadınlarda rahim ağzı kanserine yol açabilir.
Kolposkopi nedir? Kolposksopinin tanı konmadaki yeri nedir?
Rahim ağzı kanseri için yüksek risk taşıyan bireyler (smear anormallikleri, HPV testinin pozitif olması) belirlendikten sonra rahim ağzı kanserine neden olabilecek lezyonları saptamak ve bunların erken tedavisini yapabilmek amacı ile başvurulan tanısal yöntem kolposkopidir. Kolposkopi cihazı temel olarak rahim ağzını 8-20 kat büyütebilen mikroskop benzeri bir cihazdır. Rahim ağzı dokusunu daha detaylı incelemeye olanak verir. Ayrıca asetik asit ve lugol gibi özel solüsyonların rahim ağzı dokusunda sebep olduğu değişimlerin net bir şekilde gözlemlenerek ilgili yerden biyopsi alınması için hekimi yönlendirmektedir. Alınan biyopsinin sonucuna göre bir sonraki basamakta nasıl bir yol izleneceğine karar verilir.
HPV enfeksiyonunun risk faktörleri nelerdir?
HPV enfeksiyonu için risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
- İlk cinsel ilişki yaşının erken olması
- Birden çok cinsel partnere sahip olmak
- Cinsel partnerin birden çok partnere sahip olması
- Sigara kullanımı
HPV hangi yaşlarda daha tehlikelidir?
HPV enfeksiyonu en sık 20-29 yaş arasında görülmektedir. Ancak erken yaşta görülen enfeksiyonların çok büyük bölümü iki yıl içerisinde vücuttan temizlenmektedir. 35 yaşından sonra görülen HPV enfeksiyonları ya da sebat eden HPV enfeksiyonları rahim ağzı kanseri açısından daha riskli kabul edilmektedir.
HPV aşısı etkin bir aşı mıdır?
HPV enfeksiyonundan sonra enfeksiyonun iyileştiği kişilerin ancak yarısında enfekte eden virus tipine karşı kalıcı bağışıklık oluşmaktadır. Bu da aynı virüs tipiyle tekrar enfekte olunabileceğini gösterir. Bunun yanında oluşan bağışıklık HPV tipine özgüdür ve diğer HPV tiplerine karşı koruma sağlamamaktadır. Bu durum HPV aşısının önemini bir kez daha göstermektedir. HPV aşısı sonucu oluşan antikorlar, aşının içerdiği HPV tiplerine karşı tam ve kalıcı koruma sağlamaktadır.
HPV virüsünün bulaşmasını cinsel ilişki sırasında kondom kullanılması önler mi?
HPV virüsünün cinsel yolla bulaşmasını engelleyen yöntemlerden biri de kondom (prezervatif) kullanımıdır. Cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif) kullanımı HPV’nin bir kişiden diğerine yayılma riskini azaltabilir. Enfekte bir bölgeyle herhangi bir cilt temasının olması virüsün yayılmasına neden olabileceğinden cinsel ilişkinin başlangıcından sonuna kadar kondom kullanılması önem taşır. Erkeklerin kullandığı prezervatifler korunmada en yaygın yöntem olurken, kadın prezervatifleri de başka bir seçenek olmaktadır. Ancak prezervatiflerin, genital bölgenin tamamını kapsamadığı için HPV bulaşmasını önlemede yüzde 100 etkili olmadığı unutulmamalıdır.
HPV’nin rahim ağzında kalıcı olmasını artıran risk faktörleri nelerdir?
HPV’nin rahim ağzında kalıcı olma riskini artıran faktörler genellikle değiştirilebilir risk faktörlerinden oluşmaktadır. Bunlar; yüksek riskli HPV ile enfekte olmak, sigara kullanımı, bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar, İmmunsupresan ilaç kullanımı (steroid vs.), organ nakli, edinilmiş immun yetmezlik (HIV, AIDS), ailesel immun yetmezlik sendromları, ileri yaş, çok partnerli yaşam, ilk cinsel ilişkinin 21’in altında olması, uyku düzensizliği ve stres ile dengesiz ve sağlıksız beslenme olarak sıralanabilir.
Güncelleme Tarihi : 30 Eylül 2024
Yayınlanma Tarihi: 23 Mart 2024