Astım, hava yollarının tıkanması, daralması ve şişmesi sonucu kişinin nefes almasını zorlaştıran uzun süreli akciğer enfeksiyonudur. Astımın yaygın belirtileri nefes alıp verirken ıslık sesini andıran hırıltı, nefes darlığı, göğüste ağrı ve sıkışma, terleme, bitkinlik ve özellikle gece ya da sabah erken saatlerde bastıran öksürüktür. Bu semptomlar genellikle sık yaşanır ve tekrarlayıcıdır.
- Astım Nedir?
- Astım Türleri Nelerdir?
- Astım Neden Olur?
- Astım Belirtileri Nelerdir?
- Astıma Ne İyi Gelir?
- Astım Teşhisi Nasıl Konulur?
- Astım Tanısında Uygulanan Testler Nelerdir?
- Astım Tedavisi ve Astım İlaçları
- Astım Risk Faktörleri Nelerdir?
- Astım ile İlgili Doğru Bilinen 10 Yanlış
- Astım Hakkında Sık Sorulan Sorular
Astım Nedir?
Astım, solunum yollarının çevresinde gelişen iltihaplanma ve kasların gerilmesinden kaynaklanan kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım hastalığında, akciğerlerdeki bronşiyal hava yollarının daralıp şişerek nefes almayı zorlaştırır, bu da öksürük, hırıltı, göğüste sıkışma ve nefes darlığı gibi belirtilere neden olur.
Nefes almayı zorlaştırarak günlük hayatı olumsuz etkileyen astım, tetikleyicilerden uzak durulmasıyla birlikte doktorun verdiği ilaçların düzgün kullanılması sonucu tedavi ve nöbetlerinin engellenmesi mümkün olan bir hastalıktır. Bazı kişilerde hafif bir şekilde seyreden astım, özellikle çocuklarda zaman zaman kronik bir hal alıp astım krizlerine yol açabilir.
Astım Türleri Nelerdir?
Astım, oluşma şekline bağlı olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Uykunun bölünmesine neden olan gece astımı ya da egzersiz kaynaklı olarak görülen astım gibi türler bulunur. Astımın türünü belirlemek kişinin alacağı tedavinin de şekillenmesine yardımcı olan bir durumdur.
Astım türleri ve bu türlerin belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Alerjik astım
- Egzersiz kaynaklı astım
- Öksürük varyantlı astım
- Mesleki astım
- Gece astımı
- Mevsimsel astım
Alerjik astım nedir?
Alerjik astım, polen, küf veya toz gibi alerjen bir maddenin solunması sonucu, hava yollarının(bronşların) daralmasına neden olan bir durumdur. Genellikle burun akıntısı, gözlerde kızarma ve sulanma, burun, göz ve ağız çevresinde kaşıntı, öksürük gibi belirtilere neden olur.
Egzersiz kaynaklı astım
Egzersiz yapıldığında ya da fiziksel efor sarf etme durumunda egzersiz kaynaklı olarak astım görülebilir. Birçok kişi egzersizle beraber semptomlar yaşayabilir. Egzersiz kaynaklı astımda hava yollarında daralmaya bağlı olarak nefes darlığı oluşur. Genellikle egzersize başladıktan birkaç dakika içerisinde gelişebilir.
Öksürük varyantlı astım
Öksürük varyantlı astım oluştuğunda şiddetli öksürük belirtisi şeklinde kendini gösterir. Öksürüğün diğer nedenleri arasında postnazal akıntı, kronik rinit, sinüzit veya gastroözofageal reflü hastalığı gibi durumlar yer alabilir. Sinüzit nedeniyle oluşan astımla birlikte öksürük yaygın olarak oluşabilir. Öksürük varyantlı astımın tetikleyicileri genellikle solunum yolu enfeksiyonları ve egzersiz olarak bilinir.
Mesleki astım
Mesleki astım, iş yerinde herhangi bir tetikleyici sonrasında oluşur. Genellikle solunum yoluyla gelişebilir. İş yerinde olunan süre boyunca nefes darlığı yaşanması durumunda astım semptomları görülebilir. Burunda akıntı ve tıkanık, göz tahrişi veya öksürük şeklindeki belirtileri bulunur. Mesleki astım, ofisler, mağazalar, hastaneler ve tıbbi tesisler dahil olmak üzere hemen hemen her iş kolunda veya her çalışma ortamında ortaya çıkabilir.
Gece astımı
Gece astımı, uyku sırasında semptomların ortaya çıkmasıyla görülür. Hırıltı, öksürük ve nefes alma zorluğu gibi astım belirtileri yaşatan bu türde çeşitli tetikleyiciler bulunur. Bazen mide ekşimesi geceleri astım semptomlarını tetikleyen durumlar arasındadır. Semptomların kötüleştiğini fark ettiğiniz durumda gece astımını yönetmek için doktora başvurmak önemlidir.
Mevsimsel astım
Mevsimsel astım, genellikle ilkbahar aylarında polen sayısının çok yüksek olduğu zamanlarda ortaya çıkabilir ve astım krizi belirtilerine neden olabilir.
Astım Neden Olur?
Alerjileri tetikleyen polen, toz akarları, evcil hayvan tüyüyle birlikte soğuk hava, grip, aşırı egzersiz gibi durumlar akciğerlerdeki bronş tüplerinin daralmasına ve hava yolundaki kasların kasılmasına yol açar.
Genel olarak tetikleyicilerle birlikte ortaya çıkan astım nedenleri şöyledir:
- Polen, toz akarları ve evcil hayvan tüyleri gibi alerjenler
- Soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlar
- Genetik
- Soğuk hava
- Aşırı egzersiz
- Beta blokerler, aspirin ve ibuprofen tarzı bazı ilaçlar
- Yoğun stres durumu
- Hava kirliliği
- Gastroözofageal reflü hastalığı
Polen, toz akarları ve evcil hayvan tüyleri gibi alerjenlerin astım hastalığına etkisi
Polen, toz ve evcil hayvan tüyleri gibi alerjenler, astım semptomlarını tetikleyebilir veya mevcut astımı kötüleştirebilir. Akciğerin bu alerjenlere maruz kalması hava yollarında iltihaplanmaya ve daralmaya yol açarak nefes darlığı, hırıltı ve öksürük gibi astım belirtilerine neden olabilir. Bu yüzden astım semptomları veya mevcut astım hastalığı varsa bu tür etkenlerden uzak durmak önemlidir.
Polen: Ağaçlar, çimenler ve yabani otlar gibi bitkilerin ürettiği polenler, özellikle mevsimsel olarak alerjilere ve alerjik astıma yol açma riski taşır. Polenler aynı zamanda burun akıntısı, hapşırma ve gözlerde kaşıntı gibi semptomlara neden olurken beraberinde astım semptomlarını da tetiklemesiyle bilinir.
Toz akarları: Ev tozu içinde bulunan mikroskobik canlılar olan toz akarları, yıl boyunca alerji ve astım semptomlarına neden olabilir. Toz akarlarına maruz kalmak, burun tıkanıklığı, hapşırma ve astım belirtilerini artırabilir.
Evcil hayvan tüyleri: Özellikle kedi ve köpek sahipleri için astım riski söz konusudur. Kediler, köpekler ve diğer tüylü hayvanların deri döküntüleri, tüyleri ve salyaları alerjen olarak solunum yollarını etkileyebilir. Bu alerjenler, alerjik reaksiyonlara ve mevcut astım semptomlarının artmasına yol açabilir.
Bahsi geçen alerjenlerin olası astım hastalığı önlemek veya mevcut astım üzerindeki etkisini en aza indirmek için, alerjen maruziyetini azaltmak ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak önemlidir. Bunları önlemek için kişi evde düzenli temizlik yapmalı, şartlar uygunsa filtreli hava temizleyiciler kullanabilir ve doktor onayıyla reçeteli ilaçlar kullanabilir.
Soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlar
Astımın nedenleri arasında soğuk algınlığı ve grip de yer alır. Soğuk algınlığı ve grip, astım hastalarında hava yollarının iltihaplanmasına ve daralmasına yol açarak astım semptomlarının kötüleşmesine veya astım ataklarının artmasına sebebiyet verebilir. Özellikle grip, astım hastalarında ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve şiddetlendiği zamanlarda hastaneye yatış riskini artırabilir.
Bu risklerin yaşanmaması veya azalması için astım hastası olup olmamaktan bağımsız şekilde her yıl grip aşısı yaptırılması önerilir. Grip aşısı, grip virüsüne karşı koruma sağlayarak astım semptomlarının kötüleşmesini veya astıma yakalanma riskini önleyebilir.
Bununla birlikte hijyen kuralları da önemli bir unsurdur. Ellerin düzenli olarak yıkanması, hasta kişilerle temastan kaçınılması ve kalabalık ortamlardan uzak durulması, durmak gerekiyorsa da maske takılması enfeksiyon riskini azaltabilir. Diğer yandan astıma karşı dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyuyup bağışıklık sistemini destekleyerek enfeksiyonlara karşı vücut direnci artırılmalıdır.
Astım hastaları, soğuk algınlığı veya grip belirtileri gösterdiklerinde ihmal etmeden doktora başvurmalıdır.
Genetik ve çevresel faktörler
Solunum yolları hastalıklarından biri olan astım, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkmasında etkisi olan faktörlerinden biri de aile öyküsüdür. Buna genetik adı da verilir. Örneğin, anne veya babadan birinin astımı varsa, çocukta astım meydana gelme riski bağlantılı olarak artar. Bu durum, genetik yatkınlığın astım gelişiminde rol oynadığını gösterir.
Aynı zamanda genetik araştırmalar da astım ile ilişkili birçok genin varlığını ortaya koymuştur. Özellikle bağışıklık sistemi ve iltihaplanma süreçlerinde rol oynayan genlerdeki varyasyonların, astım riskini artırabildiği değerlendirilir.
Örneğin, ORMDL3 ve CDHR3 genlerindeki belirli varyantlar, çocukluk çağında astım gelişimi ile ilişkilendirilmiştir. Burada söz konusu olan ORMDL3 geni, sfingolipid biyosentezinin düzenlenmesinde rol oynarken, CDHR3 geni, solunum yolu epitelinde ifade edilir ve rinovirüs C’nin reseptörü olarak işlev görür. Bu genlerdeki varyantların ortak özelliği, astım gelişimine katkıda bulunmasıdır.
Ancak bilinmesi gerekir ki genetik yatkınlık tek başına astım gelişimi için yeterli değildir. Buradaki bir diğer etken de çevresel faktörlerdir. Özellikle hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları, genetik yatkınlığı olan bireylerde astım hastalığının ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Bu nedenle, astımın gelişimi hem genetik hem de çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkabilir.
Sonuç olarak, genetik ve çevresel faktörlerin astım gelişiminde önemli bir rol oynadığı değerlendirilir.
Astım Belirtileri Nelerdir?
Astımın en sık karşılaşılan belirtileri nefes alıp verirken çıkan hırıltı sesi astımın en yaygın belirtisi olup, nefes darlığı, göğüste sıkışma, öksürük ve konuşmada zorluktur.
Astım ataklarında görülen belirtiler şunlardır:
- Özellikle geceleri, aktivite anında ve gülerken öksürük tutması
- Nefes almada zorluk
- Nefes alıp verirken hırıltı
- Göğüste sıkışma, ağrı ya da baskı
- Parmaklar, tırnaklar ve dudakta mavimsi morarma
- Baş dönmesi
- Hızlı nefes alıp-vermek zorunda kalma
- Konuşmada zorluk
- Bitkin hissetme
- Öksürük ve nefes darlığı ile uykudan uyanma
- Kaygı veya panik hissi
- Terleme
Alerjik Astım belirtileri nelerdir?
Alerjik astım belirtileri genellikle öksürük krizleri, nefes darlığı, hırıltılı solunum, nefes alıp verirken ıslık sesi çıkması, göğüs ağrısı veya göğüste baskı hissi gibi semptomlar içerir.
Astıma Ne İyi Gelir?
Astım hastalığında düzenli olarak spor ve nefes egzersizleri yapmak, buhar solumak, stres yönetimi yapmak, sigaradan uzak durmak ve iyi bir uykuya sahip olmak astım semptomlarını kontrol etmeyi kolaylaştırabilir. Elma, portakal, nar, zencefil, zerdeçal, balık, ıspanak ve domates suyu yanı sıra süt ve yumurta gibi D vitamini içerikleri, karoten açısından zengin havuç ve yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi de faydalıdır.
Astıma iyi gelen doğal yöntemler şöyledir:
- Bol sıvı tüketmek
- Elma, portakal ve nar gibi C vitamini takviyesi almak
- Ballı zencefil ve zerdeçal karışımı denemek
- Tuzlu su ile gargara yaparak mukusu temizlemek
- Adaçayı ve kekik çayı denemek
- Sıcak buhar solumak
- Somon, uskumru ve morina gibi balıkların tüketimini artırmak
- Süt ve yumurtayı diyet listesine eklemek
- Havuç ve yeşil yapraklı sebzeler yemek
- Magnezyum açısından zengin gıdalara yönelmek
Astım Teşhisi Nasıl Konulur?
Astım hastalığı hafif bir şekilde seyredebildiği gibi kronik vakaya da dönüşebilir. Özellikle astım ve alerjik hastalıkların erken teşhisi hastalığın ilerlememesi ve tehlike sonuçlar doğurmaması adına önemlidir.
Astım teşhisinde faydalanılan yöntemler şöyle sıralanabilir:
- Fizik muayene
- Solunum fonksiyon testleri
- Akciğer grafisi
- Kanda alerji tetkikleri
Astım Tanısında Uygulanan Testler Nelerdir?
Astım tanısında belirtilerin değerlendirilmesinin ardından belirli testler istenebilir. Astımın kesin tanısını koymak için kullanılan başlıca testler şöyle sıralanabilir:
Spirometri (solunum fonksiyon testi)
Astım tanısının en yaygın kullanılan testlerden biri de spirometri olarak bilinir. Bu test sayesinde akciğerlere ne kadar hava girdiği ölçülür. Böylelikle hava yollarında daralma ve genişleme kapasitesini değerlendirir.
Pik akış ölçümü (peak flow)
Solunum yollarında daralma olduğu durumda bunun seviyesini belirlemek için kullanılır. Hastalar, özel bir cihazla (pik akışmetre) akciğerlerinden mümkün olan en hızlı şekilde hava çıkarırlar. Düşük pik akış değeri, astımın bir göstergesi olarak tanımlanabilir.
Bronkodilatör testi
Spirometri testi esnasında bronkodilatör (genişletici ilaç) verilerek sonrasında akciğer fonksiyonları ölçümü yapılır. Astımlı kişilerde bronkodilatörler hava yollarını açarak solunum kapasitesinin artırılması hedeflenir.
Astım Tedavisi ve Astım İlaçları
Astımın kesin bir tedavisi söz konusu değildir ancak semptomları iyileştirmeye yönelik birtakım yöntemler uygulanabilir. Astım tedavisinde kullanılan başlıca ilaçlardan biri kortizondur. Bunlarla birliktea astım tedavisinde iki çeşit ilaç grubu kullanılmaktadır. Bunlar; hastalığı tedavi eden ya da kontrol eden ilaçlar ve rahatlatıcı ilaçlardır. Astım tedavisinde hangi ilaçların ne kadar süre ile ve hangi durumlarda kullanılacağı mutlaka doktor tarafından belirlenmelidir.
Kortizonla birlikte astım tedavisinde uygulanılan yöntemler şunlardır:
Bronkodilatörler: Bu ilaçlar solunum yollarınızın etrafındaki kasları gevşetmeye yarar. Gevşemiş kaslar solunum yollarının havayı hareket ettirmesine izin verir. Ayrıca mukusun solunum yollarında daha kolay hareket etmesini sağlarlar. Bu ilaçlar semptomlarınızı ortaya çıktıklarında hafifletir ve aralıklı ve özellikle kronik astım için kullanılır.
Antiinflamatuar ilaçlar: Bu ilaçlar solunum yollarınızdaki şişliği ve mukus üretimini azaltır ve havanın ciğerlere girip çıkmasını kolaylaştırır. Doktor tarafından, kronik astım semptomlarınızı kontrol etmek veya önlemek için bunları her gün almaları için reçete edebilir.
Astım için biyolojik tedaviler: Bunlar, uygun inhaler tedavisine rağmen semptomların devam ettiği şiddetli astım için kullanılır.
Astım Risk Faktörleri Nelerdir?
Aşağıda yer alan durumlar astım hastalığına yakalanma riskini artırır:
- Ailede astım hikayesi olan birinin bulunması
- Saman nezlesi gibi başka bir alerjik duruma sahip olmak
- Aşırı kilolu olmak
- Sigara içmek ve sigara dumanı solumak
- Hava kirliliğine maruz kalma
- Tarım, kuaförlük ve imalatta kullanılan kimyasallar gibi mesleki tetikleyicilere maruz kalma
Astım ile İlgili Doğru Bilinen 10 Yanlış
1. YANLIŞ: "Astım sadece çocukluk çağında görülür":
Doğru bilinen yanlışlardan bir tanesi astımın sanki sadece çocukluk çağında görüldüğü ve bir daha ortaya çıkmayacağıdır. Astım çocukluk, süt çocukluğu, okul çağı, ortaokul, lise, üniversite, genç erişkin, orta yaş, ileri yaş hatta geriatrik yaşta bile ortaya çıkabilen ve tekrarlayabilen kronik bir hastalıktır.
2. YANLIŞ: "Her astım, alerjik astımdır":
Alerji ve astım birbiriyle en çok karıştırılan rahatsızlıklardır. Alerji dışarıda vücudumuza ait olmayan bir takım maddelere karış oluşturduğumuz bağışıklık yanıtıdır. Astım hastalarının sadece bir kısmı alerjiktir. Alerjik olmayan astım da bulunmaktadır. Çocukluk çağı astımlılarının 4/3’ü alerjik astım olmaktadır. Yaş ilerledikçe alerjik astım oranı yarı yarıya düşmektedir. Öte yandan, birey obezse ve sigara içiyorsa bu kadar net ayrım yapılamayabilir.
3. YANLIŞ: "Astım hastalığı bulaşıcıdır":
Astım bulaşıcı bir hastalık değildir, mikrobik olmayan iltihabi bir durumdur. Astım sadece bireyin kendisine etki etmektedir.
4. YANLIŞ "Astım hastalığına çevresel faktörler neden olur":
Astım, genetik özelliği de olan bir hastalıktır. Ailede astım varlığı çocuklarda astım olma ihtimalini artırır. Yani ebeveynlerden birinde varsa, çocuklarda da yüzde 30-35 astım görülebilir. Her iki ebeveynde birden astım varsa, çocuklarında bu oran yüzde 70’e çıkar. Astım hastalarında genetik olan yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisiyle gelişir.
5. YANLIŞ: "Astım hastaları spor yapamaz":
Astım hastaları spor yapabilir. Hatta astım hastalarının spor yapması için teşvik edilmesi gerekir. Çünkü spor bütün bedensel iyilik ve kaslar için gereklidir. Sadece soğuk hava, derin dalma ve paraşüt gibi yüksekten atlama sporları önerilmez. Astım hastası olup çok üst düzey spor başarılarına imza atmış isimler de bu örnekler arasında yer almaktadır.
6. YANLIŞ: "Astım hastaları gebelik döneminde ilaçlarını kesmelidir":
Astım hastaları gebelik döneminde hemen ilaçlarını kesme eğilimine girmektedir. Bu istenilen bir durum değildir. Aksine gebelik döneminde astım ilaçlarının asla bırakılmaması gerekir. İlacın bırakılması astımın kötüleşmesine, nefes alma sorununa, dolayısıyla bebeğe oksijen gitmemesine ve bebekte gelişim geriliği gibi bir takım anomalilere, erken doğuma, düşük doğum ağırlığına ve akciğerlerinin gelişmemesi gibi durumlara yol açabilir. Gebelik döneminde güvenle kullanılabilen astım ilaçları bulunmaktadır. Anne adaylarının bu dönemde mutlaka astım hastalığını takip eden hekimleri ile irtibatta kalmaları gerekmektedir.
7. YANLIŞ: "Astım hastaları normal doğum yapamaz":
Astım hastası olan anne adaylarının mutlaka sezaryen ile doğum yapmaları gerekmemektedir. Astım hastası olan gebeler normal doğum yapabilir. Doğumun şeklinin nasıl olacağına, takibi yapan hekim ile birlikte karar verilir.
8. YANLIŞ: "Koronavirüs döneminde astım ilaçları kesilmelidir":
Gebelik döneminde ilaçlar nasıl kesilmiyorsa, Covid-19 döneminde de astım ilaçlarının kesinlikle kesilmemesi gerekiyor. Astım hastaları tedavilerini mutlaka düzenli olarak almalıdır. Astım hastalığının koronavirüse yakalanma açısından risk faktörü olmadığı, pandeminin bir yıllık veri birikimlerine göre bilinmekle beraber; astımı kontrol altında olmayan, ilaçlarını düzenli almayan astım hastalarının Covid-19 enfeksiyonunu daha ağır geçirme ve ölme riskinin daha yüksek olduğu unutulmamalıdır.
9. YANLIŞ: "Kortizon içeren astım ilaçları yan etki gösterir":
Halk arasında kortizona karşı bir korku bulunmaktadır. Astım tedavisine nefes açıcı denilen sprey yani inhaler cihazlarla başlanır. Bu cihazlarla ilaçlar çok küçük dozlarda verilebildiği için özellikle de kortizon içeren ilaçlar bu yolla kullanılır. Usulüne uygun ve düzenli kullanımda inhalasyon yoluyla kortizonun kilo aldırma, katarakt yapma, iştahı artırma gibi etkileri görülmez. Sadece usulüne uygun kullanılmayan inhaler ilaçlar ses kısıklığı ve ağız içinde pamukçuk oluşumuna neden olabilir.
10. YANLIŞ: "Astım ilaçları bağımlılık yapar":
Kronik bir hastalık olduğu için astım hastalarının sürekli tedavi alması gerekir. Tansiyon hastaları nasıl aldıkları ilaca bağımlı olmuyorsa, astım hastalarının kullandığı ilaçlar da bağımlılık yapmaz.
Astım Hakkında Sık Sorulan Sorular
Astım nasıl bir hastalıktır?
Astım, hava yollarının herhangi bir mikroorganizma olmadan iltihaplanması ve daralması sonucu ortaya çıkan kronik solunum yolu hastalığıdır. Hava yollarının yani bronşların kronik iltihabı bir durumudur.
Astım krizi belirtileri nelerdir?
Astım krizlerinde, hırıltı, öksürük ve göğüste sıkışma hissi şiddetli hale gelir, konuşmakta bile zorlanacak nefes darlığı ortaya çıkar, kalp atış hızı artar, daha hızlı nefes alınıp verilir, baş dönmesi ve bayılma da görülebilir.
Astım genetik midir?
Hem anne hem babasında astım olan kişilerde astım hastalığına daha sık rastlanır. Genetik faktörlerin rol oynadığı hastalarda alerjinin rolü de vardır. Ancak her alerjik bünyeli insanda astım olmadığı gibi, her astımlı insanda da alerji bulunmayabilir.
Alerjik astım nedir?
Alerjik astım; özellikle bahar ve yaz aylarında polen ve toz gibi alerjenlerin vücuda girmesiyle öksürük ve nefes alındığında hırıltı gibi belirtiler ortaya çıkaran bir astım çeşididir. İlerlediğinde astıma dönüşebilir.
Psikolojik astım belirtileri nelerdir?
Psikolojik astımın yayın görülen belirtileri kalp çarpıntısı, göğüs sıkışması, nefes darlığı ve öksürüktür.
Astım hastalığı ilerlerse ne olur?
Astım hastalığı; düzenli takipler ve yaşam tarzına düzenlemeleri ile kontrol altına alınabilir. Ancak tedavi edilmeyen astım, benzer belirtiler gösteren ama çok daha tehlikeli bir solunum yolu hastalığı olan KOAH'a dönüşebilmektedir.
Astım kendi kendine geçer mi?
Astım kronik bir hastalık olduğu için tamamen tedavisi söz konusu değildir. Astım hastalığı; düzenli takipler ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile kontrol altına alınabilir.
Astımda balgam olur mu?
Astım öksürüğü; balgamsız, kuru bir öksürüktür ve genellikle nöbet şeklinde görülür.
Alerjik astım hastaları nelere dikkat etmelidir?
Alerjik astım hastaları polenlerin yoğun olduğu ilk ve son baharda mümkün olduğunca dışarıda uzun süre geçirmemelidir. Dışarı çıkılmak zorunda ise de maske kullanılmalıdır. Ev tozu akarına alerjisi olan bir hasta bu alerjenden kaçınmalı ve hayat boyu buna özen göstermelidir. Hayvan tüylerine alerjisi olan bir astım hastası yine bu alerjene maruz kalmamak adına dikkatli olmalıdır. Sigara içen bir kişi sigarayı bırakmalıdır. Astım atağına neden olabilecek güçlü ve ağır kokulardan uzak durmaya gayret edilmelidir. Astım hastaları ilaçlarını düzenli olarak kullanmalı ve doktor kontrollerini aksatmamalıdır.
Astım ilaçlarındaki kortizon miktarı yüksek midir?
Astım spreyleri nefes yoluyla kullanılan ilaçlardır ve içlerinde kortizon bulunmaktadır fakat kortizon miktarları çok düşüktür. Bu kortizon lokal olarak bronşlarda etkilidir, kana geçişi minimaldir dolayısıyla çok ciddi yan etkileri bulunmamaktadır. Kilo artışı, ciltte bozulmalar, katarakt gelişimi, mide rahatsızlıkları ya da kemik erimesi gibi kortizonun bilinen yan etkilerine neden olmamaktadır.
Astım ile bronşit aynı hastalık mıdır
Astım hastalığında ortaya çıkan bronşların iltihaplanması durumu mikrobik kaynaklı olmamaktadır. Ancak bronşit hastalığında ortaya çıkan iltihaplanma ise mikrobik kaynaklı gerçekleşmektedir. Dolayısıyla astımda görülen iltihaplanmanın tedavisinde antibiyotiklerin yeri bulunmazken, bu iltihaplanma kortizon tedavisi ile ortadan kaldırılabilmektedir.
Astım hamileliğin önünde engel midir
Astım hastalığının varlığı hamileliğe engel olmamaktadır. Astım hastası olanların gebelik döneminde kullanabilecekleri güvenli ilaçlar bulunmaktadır. Hamile olan astım hastalarının, ilaçlarını kesmesi doğru değildir. Astım atakları sırasında dokulardaki oksijen değerleri oldukça azalmaktadır. Dolayısıyla anne karnındaki fetüsün oksijensiz kalması çok daha fazla risk taşımaktadır. Gebe olanlara atak sırasında mutlaka uygun tedavinin verilerek, oksijenasyonun sağlanması gerekmektedir.
Atak sırasında ilaçların aşırı verilmesi de kalp atışının hızlanmasına neden olarak fetüste ayrı bir stres yaratabilmektedir. Bu sebeple düzenli ilaç kullanımı ihmal edilmemelidir.
Astım ataklarına yol açan nedenler nelerdir?
Kilo fazlalığı astımın dengesini ve tedavisini bozan etmenlerden biri olmaktadır. Astım hastalarının kiloları mutlaka kontrol altında tutulmalıdır. Bununla birlikte aşırı heyecan, aşırı sevinç ya da aşırı üzüntü astım ataklarına yol açabilmektedir. Gribal enfeksiyonlar, ağır hava kirliliği, tozlu ortamlarda çalışmak astımı tetikleyen unsurlar arasında yer almaktadır.
Soğuk hava astımı tetikler mi?
Astım hastalığında kimi durumlar ve maddeler tetikleyici özellik taşır. Soğuk hava da bunlardan biridir. Isı düşmesi ile birlikte nefes alıp verme hızlanmakta ve bir süre sonra burundan alınan hava yeterli olmadığında, kişi ağızdan da nefes almak zorunda kalmaktadır. Oysa burnun fonksiyonu; havayı ısıtmak, nemlendirmek ve temizlemektir.
Ağızdan alınan nefes ile soğuk hava doğrudan akciğerdeki alıcıları uyarır. Bu alıcılar da astımı tetikler. Soğuk hava ağızdan değil de burundan alındığında, damarların içinden geçerek ısınır. Bu nedenle astım hastalarının soğuk havalarda, ağız ve burnu içine alacak şekilde bir atkı ile dışarı çıkmaları, ağızdan nefes almak zorunda kaldıklarında da havayı bu sayede ısıtarak solumaları, atakları önleyici önlemlerden biridir.
Astımlı hastaların alması gereken tedbirler nelerdir?
- Nemli ve rutubetli evlerde oturulmamalı
- Hamamböceği gibi haşereler evde bulunmamalı
- Evlerde halı, kilim, tüylü oyuncaklar gibi mite’ları tutabilecek eşyalar evlerde tutulmamalı
- Ev temizliğinde torbalı değil, sulu sistem süpürgeler kullanılmalı
- Alerjik olduğu bilinen evcil hayvan evde bulundurulmamalı, alerji durumu olmasa bile evcil hayvanlar yatak odasına alınmamalı
- Alerjiye neden olabilecek yün yogan, yastık, döşek vb kullanılmamalı
- Çok fazla parfüm kullanılmamalı, ağır kokulu yerlerde bulunulmamalı
- Deterjan, çamaşır suyu, tuz ruhu gibi kimyasal maddelerden uzak durulmalı,
- Gıdalarda nitrat gibi koruyucu maddelerden uzak durulmalı
- Çok sık atak geçiren astım hastaları mutlaka grip ve zatürre aşısı yaptırmalıdır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 16 Mayıs 2025
Yayınlanma Tarihi: 13 Eylül 2023